Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Şu anda önümüzdeki ilk hedef 10-31 Aralık arası 20 bin öğretmenimizin atanması. 9 Kasım'da hangi branşta kaç öğretmen atayacağımız belli olacak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, katıldığı bir televizyon programında "2023 Eğitim Vizyonu"na ilişkin açıklamalarda bulundu. Okul öncesi eğitimin zorunlu hale gelmesinin üçüncü öğretim yılı içerisinde yapılabilmesi için altyapı hazırlık dönemi gerektiğini vurgulayan Selçuk, “Elbette bazı sorunlar çıkabilir. Ama bizim hedefimiz çok net olarak bu; 5-6 yaş aralığında kalan çocuklar ana sınıfına mı ilkokul 1'e mi devam etse çelişkisinden kurtarmak. Gelişimsel bir çocuğun ilkokula hazır olup olmadığı bizim için asıl önemli konu. 69 ay taban olmak üzere 72 aya kadar varan bir süreç var" ifadelerini kullandı.
"DERS SAYILARININ BÜYÜK MİKTARDA AZALACAĞINI İFADE EDİYORUZ"
Okullardaki ders sayısının dünya ortalamalarının üzerinde olduğunu kaydeden Selçuk, "Bizim 30 saatle neyi ne kadar yaptığımız temel sorun değil. İçeride ne yaptığımız, işin nitelik kısmı çok önemli. Ders saatlerinin süresinin veya çeşidinin azalması gibi olasılıklar var. Milli Eğitim Bakanlığının daha önce yaptığı çalışmalar var. Bunların üzerine bir şey inşa ediyoruz. Biz veriye bakarız. Bunun optimal seviyesi nedir? Sistemi öğrenci ve öğretmen açısından sıkıntıya sokmayacak denge gerekiyor. Vizyon dokümanını önce küçük, sonra orta ölçekli, sonra pilotlamalar yapıp sonra uygulamaya koymak. Amaç tam bir çocuk yetiştirmek. Bizim karnemizdeki dersler ya da kazanımla çocuğun beyninin hangi kısmına hitap ediyor diye baktığımızda bilişsel işlevlerle ilgili. Sabah yapılacak derslerde de üretim merkezli görgü ve deneyim merkezli bakış açısı var" dedi.
Selçuk, “Temel dersler ve alan dersleri olacak. Çocuk nereye yönelecekse onun derslerini alacak. Büyük ülkelerde lisede 5 veya 6'dan fazla ders yok. Bizde ders sayısı 15'e yakın. Senaryolarımız var. Hangi alana giderse hangi ders kümesini alır, bununla ilgili senaryolarımız var. Bunu çeşitli STK'larla, bilim insanlarıyla, velilerle konuştuk. Ama bunu topluma daha fazla mal edebilmek için daha fazla konuşma, görüşleri alma ihtiyacı içerisindeyiz. Tam yarı yarıya inecek demek çok doğru değil. Büyük miktarda azalacağını ifade ediyoruz. Net olarak sayısı şudur diye son noktayı koymadık” açıklamasında bulundu.
"BAZI GRUPLAR İÇİN YABANCI DİL SEÇMELİ DERS BİLE OLABİLİR"
Yabancı dil konusunun çok boyutlu bir mesele olduğunu söyleyen Selçuk, öğretmen niteliği, müfredat meselesi, çocukların dile maruz kalma ortamlarının çeşitlendirilmesi gibi birçok bağlamsal faktörün olduğunu kaydetti. Sorunun tek tip yaklaşımla çözülemeyeceğini bildiren Selçuk, genel olarak tek tip yaklaşımdan kaçındığını ifade etti. Bakan Selçuk, “Bütün okullarda hazırlık sınıfı olacak ya da olmayacak. Kimin neye ihtiyacı var? Bazı gruplar için yabancı dil seçmeli ders bile olabilir, neden zorunlu ders olmak zorunda. Belirli bir kesim için hazırlık sınıfı olabilir ama bütün Türkiye için olmaz. Belli sınıflar için ders saati sayısı çok artacak ama belirli sınıflarda azalacak. Yaz döneminde yoğunlaştırılmış eğitimle ilgili çalışmalar olacak. Dersleri toplayıp yoğunlaştırılmış bir dönemde verebilir miyiz? Bu konuyla ilgili senaryolarımız var” ifadelerini kullandı.
1 YIL TEZSİZ YÜKSEK LİSANS
Pedagojik formasyonla ilgili is Bakan Selçuk, şunları kaydetti:
“Öğretmenlik hakkı kazanıldığında YÖK ve üniversiteler işbirliğiyle 1 yıl içinde pedagojik ve mesleki gelişimi hedefleyen bir tezsiz yüksek lisans olacak. Bu adaylarımız okula atanmadan fiiliyatın içinde de olacak. Vizyon dokümanın okunması temennim. Sosyal medyada sorulan sorularla ilgili ifadeleri gördüğümde gerçekten üzülüyorum. Bu okunmadığı için bunu soru olarak yöneltiyorsunuz. Biz başarılı olursak çocuklar için iyi bir şey yapmış oluruz. Uzun yıllardır deniyor ki biz formasyon verelim öğretmen adayı olsunlar. Biz bunu YÖK ile de konuştuk. Herhangi bir öğretmen adayı öğretmelik hakkını kazanırsa, bir yıl tezsiz yüksek lisans alacak. Bu bir öğretmen adayının aldığı pedagojik formasyondan farklı bir içerik. İçerik de değişiyor. Daha işlevsel ve uygulama ağırlıklı olacak. MEB öğretmenlik hakkını kazanan kişinin bir yıl tezsiz yüksek lisansla pedagojik içerik almayı devam edecek. Aynı zamanda okulun içinde uygulamayı da birlikte götürecek. Hem tezsiz yüksek lisans yapacak hem de fiili olarak uygulamanın içinde olacak.”
“9 KASIM'DA HANGİ BRANŞTA KAÇ ÖĞRETMEN ATAYACAĞIMIZ BELLİ OLACAK”
Bakan Selçuk, öğretmen atamalarıyla ilgili ise MEB'in bir kapasitesi ve ihtiyaç analizi olduğuna dikkat çekerek, “2040'a kadar bir nüfus eğrisi var. Nüfusla ilgili verilere dayalı olarak öğretmen ihtiyacımız belli. Bu anlamda yüz binlerce öğretmen atamamız fiilen mümkün değil. Şu anda önümüzdeki ilk hedef 10-31 Aralık arası 20 bin öğretmenimizin atanması. 9 Kasım'da hangi branşta kaç öğretmen atayacağımız belli olacak. Ama önümüzdeki yıl için şu anda rakamlar belli değil. MEB 30-40 bin atama yapsın deniliyor, bu MEB'in doğrudan doğruya yetki alanında olduğu bir alan değil” şeklinde konuştu.
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının devam edeceğini söyleyen Selçuk, "Kanun çok açık. Benim bu bölgede öğretmen açığım var. 27 bin civarında bir atama yaptığımızda bunun 20 bin küsur tanesi eş durumu gibi nedenlerle başka bölgelere dönüyor. Bu çocukların da öğretmene ihtiyacı var. Bu sürenin uzun olması, 6 yıl olması yapılan değerlendirme sonucunda belli bir indirmeye gidilmesi söz konusu oldu. Kanun şu anda geçerli. Sağlık ve benzeri durumlar hariç eş durumundan tayin isteme şu anda söz konusu değil" dedi.