Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılacak. Ayrıca sözleşmeli öğretmenliği yeniden düzenliyoruz. 4 artı 2 olmak üzere toplam 6 yıl olan sözleşme süresini, 3 artı 1 toplam 4 yıla indiriyoruz. Pedagojik formasyon şartını da kaldırıyoruz" müjdelerini verdi. Erdoğan, anaokulu eğitiminin de gerekli altyapı oluşturulduktan sonra zorunlu hale getirileceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde yapılan "2023 Eğitim Vizyonu" Tanıtım Toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
EĞİTİM VİZYONU
Herhangi bir yatırım yanlış yapıldığında para ve zamanın kaybedildiğini, hedeflerin gerisine düşüldüğünü dile getiren Erdoğan, eğitimde yapılacak bir yanlışın nesiller asırlar kaybettireceğini belirtti. Bu manada atılacak her adımın dikkatle hesaplanarak hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Eğitim işi aceleye gelmez, ertelenemez, geciktirilmez. Türkiye'nin dershane meselesi bunun en çarpıcı örneğidir. Biz hükümete geldiğimizde milletimize verdiğimiz söz gereği, eğitim sistemimizi dershanelere ihtiyaç duymayacak hale getirmeye çalıştık. Dershaneler varsa okullar niye var dedim, bir an önce bu dershaneleri tasfiye etmemiz gerekir ve her şeyi okullarımızda halletmemiz gerekir dedim. Ne yazık ki bu başarılamadı, geç başarıldı, onun için de bu zaman kaybıyla FETÖ'ye yılda bir milyar iki milyar para kazandırdı. Benim okulum niye var, okulum varsa onlar niye var? Neymiş okullarda başarı yokmuş, yoksa başarılı olacağız bu devlet olarak bizim görevimiz. Benim Anadolu'da bacım niye ahırındaki davarını satsın, niye kolundaki bileziğini satsın da çocuğunu muhakkak dershaneye göndermem gerekiyor diye dershaneye göndersin. Bunların bedelini ödedik ama artık onlar tarih oldu. Şimdi yeni bir dönem başlıyor; ne yaptıysak, hangi tedbiri aldıysak, hangi sistemi devreye soktuysak istediğimiz neticeyi o zamanlar elde edemedik şimdi ediyoruz.i Her seferinde bir takım eller devreye girdi ve dershanelerin hacıyatmaz misali ayakta kalmaya devam ettiğini gördük. Daha sonra bu işin arkasından terör örgütlerinin çıktığına şahit olduk. İşte burası Gazi bir milletin evidir, bu çevrede 29 şehidimiz var ve 29 şehidimizin olduğu bu çevrede şimdi işte sizlerle beraber bu çatının altında bakın neyi değerlendiriyoruz. Sadece milli eğitimi değil bu ülkenin değerler silsilesi içinde aklınıza ne gelirse hepsi artık bu çatının altından çıkıyor ve bu çatı altında değerlendiriliyor. Dershanelerin üzerine kararlı bir şekilde gittiğimizde de işin ucu nereye vardı, darbe girişimine. Bu sorunun tam manasıyla çözülebildiğini söyleyemem ama çözüyoruz. Farklı isimler görüntüler ve kamuflajlar altında bu paralel eğitim sistemi varlığını sürdürüyor. Vizyon bölgemizde yer alan öğretmen standardından okullar arasındaki eğitim öğretim farkının kapatılmasına kadar bir dizi düzenleme hayata geçtiğinde bu sorunu gerçekçi bir şekilde çözmüş olacağız" şeklinde konuştu.
"ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU ÇIKARILACAK"
Eğitim denilince öğretmenlere ayrı bir parantez açmak gerektiğinin altını çizen Erdoğan, kültürümüzde öğretmenlerin hakkının anne baba seviyesinde olduğunu dile getirdi. Anadolu'da el öpme kültürünün çok yaygın olduğunu anımsatan Erdoğan, kendisinin el öptürmediğini ancak çocuklara, anne baba ve hocasının dışında hiç kimsenin elini öpmemesini tavsiye ettiğini aktardı. Erdoğan, "Bunun dışında parası var diye, yok işte atamızdır diye el öp, yok. Sadece anne, baba, hoca. Ben annemin ayağının altını da öperdim çünkü cennet annelerin ayakları altındadır. Anacığım ayağını çekerdi 'bana cennetin kokusunu çok mu görüyorsun anam' derdim. Bizim bu kültürü bu terbiyeyi almamız esas, o sebeple hangi makama gelirsek gelelim öğretmenlerimize hürmeti asla yitirmeyiz. Bana bir harf öğretenin kölesi olurum anlayışı öğretmenlik mesleğinin değerinin en çarpıcı ifadesidir. Ecdadımıza baktığımızda çoğunun öğretmenleri ile birlikte anıldığını görüyoruz, Şeyh Edebali'siz Osman Gazi, Akşemsettin'siz Fatih, İbni Kemal'siz Yavuz düşünülemez. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır' sözü de tarihimizdeki bu geleneğe işaret ediyor. Bizim gözümüzde sayıları 920 bini bulan öğretmenlerimiz, bayrağımızın dalgalandığı her yerde, fedakarca görev yapan birer kahramandır. Öğretmenlerimize geleceğimizi, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı emanet ediyoruz, bundan daha büyük bir şeref olabilir mi? Bugünümüze ve geleceğimize dair ne konuşuyorsak hangi planı yapıyorsak, hangi hedefleri belirliyorsak hepsinin de gizli öznesi öğretmenlerimizdir. Hani eğitim meselesi bir insan meselesidir diyoruz ya, işte buradaki insanı maddi ve manevi idraki ile fiilen biçimlendiren öğretmenlerimizdir. Bunun için 2023 eğitim vizyonumuzda öğretmenlerimiz çok önemli yer tutuyor. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde bir Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlanıp çıkarılacak" müjdesini verdi.
Erdoğan'ın bu açıklamasının ardından salonda bulunan öğretmenlerden coşkulu alkış gelmesi üzerine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Selçuk'a seslenerek "Ziya hocam bak öğretmenlerimiz baya coştu, görev sizde" diyerek gülümsedi.
"SÖZLEŞME SÜRESİNİ 3 ARTI 1'E İNDİRİYORUZ"
Öğretmenlerin hem çalışma şartlarını hem de birikimlerini mesleğin gereklerine uygun bir seviyeye taşımakta kararlı oldukları mesajını veren Erdoğan, "Mesela sözleşmeli öğretmenliği yeniden düzenliyoruz. Halen 4 artı 2 olmak üzere toplam 6 yıl olan sözleşme süresini, 3 artı 1 toplam 4 yıla indiriyoruz. Böylece birinci sınıfta öğrencileri devralan bir öğretmenimiz, 4 yıl sonunda bu evlatlarımızı bir üst okula yolcu edip görev süresini tamamlayabilecek. Ayrıca geri kalmış bölgelerde görev yapan öğretmenlerimizi teşvik edecek bir takım tedbirler alınacak. Öğretmenliğe kabul de uygulanan pedagojik formasyon şartını kaldırıyoruz, artık bu eğitimi bakanlığımız kendisi verecek. Ayrıca tüm öğretmenlerimizin bilgi ve becerilerini meslek içi eğitim yoluyla hedeflerimize uygun seviyeye çıkartacağız. Halen ihtiyari olan anaokulu eğitimini de gerekli altyapıyı oluşturduktan sonra zorunlu hale getireceğiz. Her birini gece karanlığını delen birer yıldız olarak gördüğümüz öğretmenlerimize imkanlar nispetinde her türlü desteği sağlamayı sürdüreceğiz. Yeni yönetim sistemimizi oluştururken eğitim-öğretim sistemimizi yine önceliklerimizin en başına koyduk. Partimizi kurduğumuz zaman Türkiye'yi dört temel direk üzerinde yükselteceğiz demiştik; eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Hamd olsun bugüne kadar belli bir başarıyı yakalamış vaziyetteyiz, daha da bu başarı inşallah artarak devam edecek" diye konuştu.
"KALİTEDE ALMANYA'YI GEÇECEĞİZ"
Üniversitelerde gelinen son durumu değerlendiren Erdoğan, kaliteye önem verileceğini ifade etti. Kalite konusunda Almanya'yı geçmeyi hedeflediklerini kaydeden Erdoğan şu şekilde devam etti:
"Üniversitelerimizde bakıyoruz 76 üniversitemiz vardı göreve geldiğimizde şu anda 206 üniversitemiz var. Üniversitemizin olmadığı il yok, 81 vilayetimizin hepsinde de üniversitemiz var. Ben senin çocuğuna üniversiteyi ayağına getiriyorum, Hakkari'ye üniversite götürüyoruz, Iğdır'a üniversite götürüyoruz, Kars'a üniversite götürüyoruz. Bundan sonraki adım kalite, geçen Almanya seyahatimde Alman Cumhurbaşkanına sordum, sizin üniversitelerimizdeki öğrenci sayısı nedir diye. Verdiği cevap değişik şeyler ile beraber 3 milyon. Onların nüfusu bizden fazla 82 küsür, biz 81. Size ne kadar dedi, biz de yaklaşık şu anda 8 milyon üniversite öğrencisi var dedim. Kalitede eksiklerimiz var, ama inşallah 5-10 yıl sonra biz kalitede de onları yakalayacak ve geçeceğiz. Doğrudan Cumhurbaşkanlığımıza bağlı kurumlarımızın bir kısmını da gençlerimize ve geleceğimize yönelik projeksiyonlar oluşturmak üzere ihdas ettik. Mesela dijital dönüşüm ve insan kaynakları ofislerimizin öncelikli hedefleri gençlerimiz. Aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığımızı daha da güçlendirdik. Her alanda olduğu gibi eğitimde de yeni yönetim sistemimizin ruhuna uygun reformlar gerçekleştireceğiz. Eğitim yönetiminde ehliyet ve liyakat olmazsa olmazımızdır. Bakanlığın en üst yöneticilerinden okul müdürlerimize kadar tüm yönetim kademelerimizi bu anlayışla ve dış müdahalelere kapalı bir şekilde çalışır hale getireceğiz. Enerjisi ve birikimi yüksek arkadaşlarımızla birlikte, hedeflerimize çok daha hızlı bir şekilde yol alacağımıza inanıyorum. Okul yöneticiliği bunlarla birlikte adanmışlık da ister, okul yöneticiliği bir gönül işidir. Kimse bu parametrelerin dışında bir sebeple kendine görev talep etme hakkı görmemelidir. Eğitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımız bizim bu süreçte en büyük yardımcılarımız olmuştur. Yeni dönemde de yürütülen çalışmalara katkı sağlamak suretiyle kendilerinden aynı fedakarlığı, aynı işbirliğini bekliyoruz. Diğer yandan okullarımıza ilave destekler vererek okul yöneticilerimiz ve öğretmenlerimiz ile velilerimizi karşı karşıya getiren uygulamaları da ortadan kaldıracağız. Okul yöneticilerimiz ve öğretmenlerimizi de velilerimizi de eğitim sistemimizin aynı ortak gaye için çalışan ayrılmaz parçaları olarak görmek istiyoruz. Hedefimiz öğrencilerimizi etüt gibi yüklerden kurtarmaktır" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ebeveynlere seslenerek, "Lütfen çocuklarınızı merdiven altına teslim etmeyin, lütfen çocuklarınızı hafta sonu kurslar vesaire buralara teslim etmeyin" çağrısında bulundu.