Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "YARSAV üyesi yargıçlar adeta hükümetle mücadele eden yargıçlar haline dönüşmüşlerse biz bu yargıçlara nasıl güveneceğiz? Sakın yanlış anlaşılmasın. Ben bütün yargıçları kastetmiyorum. Ama bir derece ideolojik bir fanatizme maalesef yönlenmiş, tarafsızlığını kaybetmiş YARSAV yargıçlarına ben doğrusu Sağlık Bakanı olarak, bu ülkenin bir siyasetçisi olarak güvenemem" dedi.
Erzurum'da gezi ve incelemelerini sürdüren Bakan Akdağ, 12 Eylül'de yapılacak olan Anayasa değişikliği referandumunu için vatandaşlardan 'evet' oyu istedi. Bakan Akdağ, 12 Eylül'e kadar seslerini hesaplı kullanarak kalan 2 hafta süreyi en iyi şekilde çalışarak değerlendireceklerini belirtti. Referanduma az bir süre kala bazı kesimlerin çirkince işlere kalkışabileceklerini ifade eden Bakan Akdağ, "Evlerimizde posta kutularımıza iftira nitelikli notlar da atılabilir. Vatandaşlarımız uyanık olsun. Kalan süre içerisinde her şey beklenilir" dedi.
12 Eylül referandumunun bir partinin bir siyasi hareketin referandumu olmadığının altını çizen Bakan Akdağ, "82 Anayasası, Darbe Anayasası'nın getirdiği prangalarla bugüne kadar gelebildik. Yanlış kurgulanmış. Bunu mutlaka değiştirmemiz lazım. Bu halk oylaması Türk halkı için büyük bir fırsattır" diye konuştu.
Bakan Akdağ, bir gazetecinin 'YARSAV'ın Anadolu'da 'hayır' kampanyasını nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusu üzerine şunları söyledi:
"Ben ne düşüneceğim? Yani yargıçlar bir dernek kurabilirler. Kendi özlük haklarını savunabilirler ama açıkça hükümete, hükümetin üyelerine, Başbakana, bir partiye karşı yargıçlar tavır almışlarsa, yargıçlar bunu bir kampanya haline dönüştürmüşlerse, çıktıkları televizyon programlarında YARSAV üyesi yargıçlar adeta hükümetle mücadele eden yargıçlar haline dönüşmüşlerse biz bu yargıçlara nasıl güveneceğiz? Sakın yanlış anlaşılmasın. Ben bütün yargıçları kastetmiyorum. Ama bir derece ideolojik bir fanatizme maalesef yönlenmiş, tarafsızlığını kaybetmiş YARSAV yargıçlarına ben doğrusu Sağlık Bakanı olarak, bu ülkenin bir siyasetçisi olarak güvenemem. Allah beni onların karşısına çıkarmasın. Yani bu milletin hiçbir ferdini Allah onların karşısına çıkarmasın."
YARSAV'ın tarafsız hareket edemeyeceğini, siyasi düşüncelerine göre hareket edeceğini ve bunun kendi kanaati olduğunu ifade eden Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yanlış yapıyorlar, bu yanlışı yapmasınlar. Bıraksınlar zaten bu 'hayır' kampanyasını yürüten CHP var, başka partiler var. Çok meraklıysalar cübbelerini çıkarırlar, gider bir partiye üye olurlar. Şimdi ben, bana karşı mücadele eden AK Parti'li bir teşkilat mensubunu düşünün. Bir Büyük Birlik Partili ya da Saadet Partisi teşkilatı mensubu düşünün. Sabah bana karşı Erzurum tabiri ile çata çat mücadele eden bir yargıcın, bir dava için öğleden sonra karşısına çıktım. Nasıl olacak bu iş? Yargıçlar hem bağımsız hem tarafsız olmalıdır. Bazen diyorlar ki, bu dernekleşmeyi filan AB teşvik ediyor. Doğru. Doğru ama bu şekilde mi? Siz gidin bakalım AB'de herhangi bir ülkede yargıçlar bu kadar politize olmuş mu? Ben YARSAV'ın bu hareketlerini, bu davranışlarını kınıyorum. Türk halkı bunu çok iyi görüyor ve Türk halkı bunun cevabını 12 Eylül'de verecek. Biz bir yargıçlar ülkesi olmak istemiyoruz. Türkiye hukuk ülkesidir. Türkiye'de hukuk üstündür. Dolayısıyla bu millet, yargıçlar ülkesi olmaktan uzaklaştıracaktır."
Bakan Akdağ, yeni gündeme gelen tek tip askerlik konusunda daha detaylı bilgilere sahip olmadıklarını ancak Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığının çalışarak neticeyi hükümetin önüne getireceklerini ifade etti. Rize'de yaşanan sel afeti sonrasında da sağlık anlamında bir sıkıntı görmediklerini kaydeden Bakan Akdağ, afet sonrasında yaralıların hava ambulansları ile nakillerinin yapıldığını, çevre sağlığı meselesini takip ettiklerini söyledi. Bakan Akdağ, daha sonra uçakla Erzurum'dan ayrılarak Ankara'ya döndü.