ERZURUM – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Eylül'de referandum oylamasında Erzurumlulardan 'hayır' oyu isteyerek, "Başbakan yargının şemsiyesi altına girerek yüce divandan kaçmaya çalışıyor" dedi.
//GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
İstasyon Meydanı'nda düzenlenen miting öncesi çevik kuvvet ekiplerinin yanı sıra özel hareket timleri de bölgede geniş çaplı güvenlik tedbiri aldı. Alana vatandaşlar tek tek aranarak içeriye alındı.
//SANDIĞA ÇAĞRI
12 Eylül 2010 Pazar günü anayasa değişikliği üzerinde halk oylamasına gidileceğini söyleyen Bahçeli, "Öncelikle burada bulunan ve bulunmayan bütün Erzurumlulardan isteğimiz odur ki 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak halk oylaması milletimizin geleceğinin belirleneceği önemli bir gündür. Bunun için birinci görevimiz eşimizi evlatlarımızı, komşularımızı, akrabalarımıza da eşlik ederek mutlaka sandığa gitmeliyiz ve yüksek bir katılımla tercihimizi ortaya koymalıyız. Eğer böyle bir ortamda yüksek katılım sağlanır ise ortaya çıkacak olan tercihler üzerinde herhangi bir tartışma söz konusu olmayacağı gibi tercihler üzerinden geleceğimizin siyasi ve sosyal yorumunu daha net olarak yapmak mümkün olacaktır" dedi.
Halk oylamasının bir demokratik kurum olduğunu ve milli iradenin değerlendirilmesi açısından da tarihi bir fırsat ve imkan olduğunu kabul etmemiz gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Çünkü millet iradesinin şekillendirmediği hiçbir olay konu veya gündem Türkiye için geçerli olmamalıdır. Demokratik haklarımızı kullanırken bu hakları hangi kurumlar aracılığıyla kullanacağımızı bilmeliyiz. Bu kurumlar anayasada ifadesini bulan kurumlar olmalıdır anayasa dışı her hangi bir davranışla millet iradesi yönlendirilmemelidir" diye konuştu.
//REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ
Halk oylaması veya referandumun bir demokratik hak ve anayasal bir kurum olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:"Seçimlerde demokratik bir hak ve anayasal kurumdur. Bu gün halk oylamasıyla millet iradesini ortaya koyarken sizleri yöneteceklerin seçimi olan ve 2011'de yapılacak milletvekili seçimlerine de iz çizmiş olacaksınız. Bu hakkınızı kullanmalısınız. Hakkınızı kullanırken iyi araştırmalı, herkesi dinlemelisiniz. Kara propagandaların ve iftiraların tesiri altında kalmamalısınız. Bu ülke sizindir kararda sizin olmalıdır. Bu çerçevede değerlendirmeye yaptığımız vakit bu değişikliği nereden çıktı, nasıl gelişti böyle bir yaz ortasında, ramazan ayı içerisinde bir halk oylamasıyla Türkiye'nin gündemi meşgul edildi. Niçin böyle bir yol tercih edildi bunları iyi bilmekte yarar vardır. Değişik partilerden olabiliriz gönül vermiş olabiliriz. Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Bu ülkede yaşıyoruz birlikte yaşama kararlılığımız var. Bin yıllık kardeşliğimizi yaşatmak istiyoruz. Türkiye'de olup bitenlerin de farkında olaylıyız. Bugün hangi siyasi partiyi ziyaret ederseniz ediniz yönelteceğiniz bir sorunun cevabını almaya başladığınızda ortaya bir ortak akıl çıkacaktır. Bir başka deyişle bugün anayasa değişikliği konusunda siyasi partilerin yöneticilerine ne düşünüyorsunuz, anayasa değişikliğine ihtiyaç var mıdır yeni bir anayasaya ihtiyaç var mı diye sorabilirsiniz. Böyle bir soruya cevap ortak akıl gereği evet biz de yeni bir anayasa yazılımından yanayız. Eğer yeniden yazılmak mümkün olmuyorsa bazı maddelerinin değiştirilmesini düşünmekteyiz gibi bir cevap alacağınıza emin olabilirsiniz. Bütün siyasi partiler bir anayasa değişikliğinden yana."
//UZLAŞMA İKLİMİ
Türkiye'deki siyasi iktidarın meclis aracılığıyla bir anayasa değişikliğini düşünmesi halinde uzlaşma ikliminden yararlanması gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Bütün siyasi partilerimizin görüşlerini, düşüncelerini alıp önerilerini dikkate aldıktan sonra bir anayasa değişiklik paketi hazırlamalıdır. Sivil toplum kurulurlarına da müracaat ederek onların da düşüncelerini almak isteyebilir. Milletin anayasasını oluşturabilecek şekilde mecliste grubu olan olmayan veya meclis dışındaki diğer güzide partilerin düşüncelerini alarak Türkiye'de bir toplumsal uzlaşma belgesi diye nitelendirdiğimiz diyalog yoluyla TBMM'ne tasarı olarak sunabilirlerdi. Ama bugünkü siyasi iktidar böyle bir yola başvurmamıştır. 7 bilim adamıyla yaptığı anayasa değişikliğine de sadık kalmamış o tasarıyı dikkate almadan alacakaranlıkta bir avuç AK Parti yöneticisiyle bir araya gelerek anayasa değişiklik paketini TBMM'ye sunmaya çalışmıştır. Bunu fark eder fark etmez MHP olarak harekete geçtik. Türkiye'nin geleceğini her zaman
öncelikle ela aldığımız içindir ki diyaloğlu, uzlaşma zeminini hazırlamadan yapılacak anayasa değişikliğinin eksik olaracağını, sakat kalacağını Türkiye'ye fayda getirmeyeceğini söyledik. İktidar olarak böyle bir diyaloga yanaşmıyor, uzlaşma zemini aramıyorsanız Meclis Başkanı sizin partilidir, parlamentoda temsil edilen siyasi partileri bir araya getirerek onların da düşüncelerini alıp uzun tartışmalar sonunda uzlaşılmış maddelerden bir paket hazırlayarak sunabilirsiniz dedik. Ancak Meclis Başkanı Erdoğan'dan müsaade alamadığı için böyle bir yola başvuramadı. Meclis Başkanı görev ihmali yapmıştır. Meclisin varlığını yok farz ederek AK Parti yolunda yürümeyi tercih etmiştir" diye konuştu.
//SİYASİ BASKI
AK Parti'nin 336 milletvekiliyle gece - gündüz mecliste Anayasa görüşmesini sürdürdüğünü ama hiçbir siyasi partiyle görüşmediğini ifade eden Bahçeli, "Hiçbir partinin önerisini dikkate almadan, kendi milletvekillerine de baskı ve siyasi etikle bağdaşmayan bir denetim uygulayarak onları oturduğu yerden kontrol altında götürüp güvendiği 15-20 insanla milletvekillerini baskı altına almış, denetlemiş başka türlü hareket edebilecekleri endişesiyle kendi milletvekillerini güveni olmadığını ortaya koymuştur. Bugün halk oylaması uzlaşmadan uzak, ben bilirim, ben yaparım dayatmasıyla ortaya konmuş olan anayasa değişiklik paketidir. Öyleyse bu değişiklik paketi milletin anayasası değildir. Bu AK Parti'nin, Erdoğan'ın anayasasıdır. Öyleyse şu soru aklımıza getirmeli, tartışmalıyız. Bunun cevabını önce AK Partililer aramalı, AK Partiye oy vermiş tertemiz insanlar AK Parti yöneticilerine şunu sormalılar Alacakaranlıkta getirilen anayasa değişikliği kara lekeler taşımaktadır. Erdoğan, gizli gündem ve niyetini saklamaktadır. Bu gizli niyet nedir bu gizli niyete dayalı olarak Türkiye'nin ne oluşturulmak isteniyor. Bu konuda hepimiz düşünmeliyiz anayasa oylaması sırasında bu konu üzerinde dikkatle durarak tercihlerimizi daha doğru millet için sizler için evlatlarımız için yapmamız lazımdır. Bu gizli gündemin ve niyetin etrafına bazı maddeler serpiştirerek göz boyamanın halkı aldatmanın kandırmanın hiçbir gereği yoktur onun içindir devletin tüm imkanlarını kullanarak yatırımcı kuruluşlar TOKİ’ler olmak üzere devletin
uçağıyla helikopteriyle otobüsleriyle yüzlerce binlerce kamu görevlisi veya emniyet gücünün mensuplarıyla doldurulmuş olduğu meydanlarda gerçekleri saklıyor" şeklinde konuştu.
//YOLSUZLUK İDDİASI
8 yıllık iktidarları döneminde AK Partililerin yandaş ve yoldaşlarını yolsuzluklarla zenginleştirdiğini, hanedanlıklar kurarak yeni zenginler türettiğini ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti: "Her türlü yolsuzluk ve rüşvetle haksız kazanç temin eden AKP yönetimi, Yüce Divan'da bunun hesabını vermenin korkusuyla bu günden kendini hukukun koruması altına alıp kurtulmak için bir tuzak daha kuruyor. Bu da HSYK'yı yandaş hale getirerek orayı kendileri açısından gelecekte kurtuluş sağlayabilmek için yargıyı kuşatmaya çalışıyor. Türkiye'nin önemli gündemlerini Anayasa taşıyarak çok köklü bir değişikliği büyük bir uzlaşma yapabilmesi için bu 29 maddenin içerisini gerçekten samimiyet varsa bazı
konulara da koyması lazımdı. Anayasa mahkemesini AK Partileştirmek için 11 olan üye sayısını 17'ye çıkarır HSYK'yı yandaş hale getirmek için oranın seçim yöntem usulünü değiştirmeye çalışıyor. Anayasa Mahkemesi'ni AK Partilileştiriyor, HSYK'yı yandaş hale getirmeye çalışıyor. PKK ile işbirliği içerisine giriyor. Neye söz vermişse onu yerine getirmeye mecbur ve mahkum olduğu için bunu yapmaya çalışıyor. Bugün anayasa mahkemesinin yapısını değiştirirse yarın anayasal suç olarak mevcut anayasa göre suç olan
bazı maddelerin değiştirilmesinden dolayı bir yargı sorumluluğundan kendilerini kurtarmak için bunu yapıyor. Yolsuzluk, rüşvet, haksız kazançtan dolayı kendisi için kurtarmaya çalışıyor. Aksi takdirde yarın birileri gelir iktidar olur, beni yüce divanı gönderir düşüncesiyle yargı üzerinde bugünkü sinsi tuzakları kuruyor. Bu değişikliği yaparken her türlü yaman ve iftiradalar da bulunuyor milletin gözünü boyuyor ve kandırıyor. Erdoğan beye sesleniyorum. Muhtelif yerlerde anayasa değişikliği üzerine toplantılar yaparken konuşmalar yapıyorsunuz. Son günlerde panik içerisindesin, öfkelisin. Kağıdın dışından konuştuğun zaman ne söylediğinin sen de farkında değilsin. Herkesi azarlıyor, iftira ediyorsun. MHP karşında durduğu zaman da yargı önünde hesabı soracak olan bir siyasi partiyi aklınca devşirmeye çalışıyor."