Çavuşoğlu, “Gerçekten biz kahraman Azerbaycan ordusu ile Başkumandanın rehberliğinde ve onu destekleyen kahraman Azerbaycan halkıyla gurur duyuyoruz. Gücünü tüm dünyaya gösterdi. Dosta da düşmana da gösterdi ve Türk’ün neler yapabileceğini de gösterdi. ‘ dedi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, temaslarda bulunmak üzere geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de basın toplantısı düzenledi. Azerbaycan’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Sahada kazanılan zafer için başta Başkumandan Cumhurbaşkanı Aliyev olmak üzere kahraman Azerbaycan ordusunun ve ordusunun ve Cumhurbaşkanının arkasında çok güçlü bir şekilde duran kardeş Azerbaycan halkını canı gönülden tebrik ediyorum” dedi.
“Azerbaycan kendi topraklarını azat edebilmek için uzun yıllar sabır gösterdi” diyen Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Diplomasiye olan inancını yitirmek istemedi. Ama sonuçta maalesef hep saldıran Ermenistan oldu, ateşkesi bozan Ermenistan oldu. Savaşı çatışmayı, kan dökmeyi isteyen de Ermenistan oldu. Bu sahadaki zaferden sonra sizlerin de yakından takip ettiği gibi Azerbaycan-Rusya-Ermenistan arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı. Daha önce 3 defa ateşkes girişimi olmuştu ve her seferinde ateşkesi bozan Ermenistan oldu, maalesef. Sahadaki kazanımlarına rağmen ve gücünü göstermesine rağmen Azerbaycan ateşkesten yana olduğunu ve sorunun yine diplomatik yolla çözülmesinden yana olduğunu da göstermiştir. Bu tür girişimlere hayır dememiştir. Azerbaycan’ın istediği bir şeydi. Yaklaşık 30 yıldır işgal edilen topraklarını geri almak. Son yapılan anlaşma ile de bugüne kadar geri kazandığı topraklara ilaveten 5 artı 2 tüm rayonların kardeş Azerbaycan’a tekrar geri verilmesi bildiğiniz gibi takvime bağlandı”
“EDİLMİŞ TOPRAKLARININ GERİ VERİLMESİ SOMUT BİR TAKVİME BAĞLANDI”
Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklar ve Karabağ konusunda hangi çözümü tercih ederse Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olduğunu kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Bu süreçte de sürekli ateşkes, ateşkes diyenlere de şu cevabı veriyorduk. Evet, ateşkes olsun ama ateşkesi bozanın kim olduğunu görüyorsunuz. Bir de ateşkes olduktan sonra ne olacak? Yani bu sorun çözülmediği sürece Azerbaycanın işgal edilmiş toprakları geri verilmediği sürece kalıcı bir şekilde ateşkes olmaz. Sorun çözülmediği sürece de gerginlik ve çatışmalar devam eder. Sonuçta bu anlaşmanın önemi, biraz önce de söylediğim gibi, Azerbaycan’ın yaklaşık 30 yıldır işgal edilmiş topraklarının geri verilmesi somut bir takvime bağlandı. Burada tabii Rusya’nın oynadığı rolü de önemsiyoruz. Her iki taraf arasında girişimlerde bulundular, diyalog devam etti. Ve her iki tarafın da rızası olduğu için bu anlaşma imzalandı” ifadelerini kullandı.
“RUSYA’DAN GELECEK BİR HEYETLE YARIN BU İŞİN DETAYLARINI KONUŞACAĞIZ”
Bundan sonra atılacak adımların önemli olduğunu sözlerine ekleyen Çavuşoğlu, “Bu anlaşmanın 5. Maddesi gereği biz de Rusya ile ortak gözlem merkezi, denetim merkezi ve şubelerin açılması konusunda bir mutabakata vardık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Putin ile görüştü. Bizler defalarca Lavrov ile görüştük, Milli Savunma bakanımız Sayın Akar, Şoygu ile. Diğer düzeyde görüşme ve temaslarımız oldu. Ve bu süreci tabii ki kardeş Azerbaycan ile birlikte koordine ettik. Burada bulunduğumuz sürece de, başta Ceyhun Bayramov kardeşim olmak üzere ve Azerbaycanın da olur verdiği şekilde daha önce mutabakata vardığımız Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı anlaşma bazı detayları da belli olduktan sonra dün akşam yine Savunma Bakanımız Sayın Akar ile Rusya Fed Savunma Bakanı Şoygu arasında nihai belge imzalandı. Önümüzdeki günlerde Rusya’dan gelecek bir heyetle yarın bu işin detaylarını konuşacağız” açıklamasını yaptı.
“BİR BAŞKA ÜLKENİN TOPRAKLARI ÜZERİNDE SALTANAT İLELEBET SÜRMEZ”
Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:“Anlaşmayı gördüyseniz açık ve net bir şekilde nerede olacağı yazılı. Yani Azerbaycan topraklarında Azerbaycan’ın uygun gördüğü yerlerde olacak. Ve bu, merkez yani denetim ve gözetleme merkezi tabii ki önemli işlevler görecek. Mutabakatı ihlal eden eylemleri tespit ederek gözlem ve yine aynı şekilde İHA ve diğer unsurlar ile beraber tamamen sahayı bu şekil denetleyecek. Şikayetler ve ihlaller olduğu zaman bunları inceler aynı şekilde ateşkesi ihlaline engellemeye yönelik tedbirler de alır. Ve biraz önce söylediğim gibi, bunun oluşumu ve çalışma esaslarını ortak çalışma grubu belirleyecek ama burada en önemlisi ev sahibi ülke olarak önce Ruslarla bunun prensiplerini konuştuktan sonra ev sahibi ülkenin verdiği yetkiler, aynı şekilde gösterdiği yerler ve diğer detaylar kardeş Azerbaycanla birlikte belirlenecek. Bu ateşkesin ve sonrasında kurulacak mekanizmaların kalıcı bir barış ve istikrara vesile olmasını diliyoruz. Umarız Ermenistan geçmişteki hatalardan ders almıştır. Bir başka ülkenin toprakları üzerinde saltanat ilelebet sürmez ve saldırıyı başlatan Ermenistan tüm ateşkes girişimlerine rağmen yine ateşkesi bozmuştu. Bunlardan da ders aldığını umuyoruz. Samimiyetle söylüyorum, bu sürecin sonunda Ermenistan halkı da faydalanacak bu sonuçtan. Elbette bu ateşkes ile başlatılan süreç sonucunda kalıcı çözüm kardeş Azerbaycan’ın sınır ve toprak bütünlüğü, bugüne kadar kabul edilmiş kararlar ve uluslararası hukuk çerçevesinde neticelenmelidir. Bu olduktan sonra da, bölgenin istikrarı ve barışı konusunda da önemli bir adım atılmış olacak ve bundan Ermenistan halkı da dahil herkes faydalanacak. Yarın Azerbaycanın uygun gördüğü şartlarda bu bölgenin istikrarı için atılacak adımları da biz Türkiye olarak tabii ki destekleyeceğiz. Hangi adımları ne zaman atacağımızı da birlikte değerlendireceğiz, birlikte karar vereceğiz. Başta söylediğim gibi sadece işgal edilmiş toprakların geri alınması değil, bundan sonraki atılacak adımlar konusunda da Azerbaycan nasıl isterse biz onların yanında olacağız ve atılacak adımları birlikte koordine edeceğiz”
“HİÇBİR ÜLKE HAKSIZ ERMENİSTAN’I DESTEKLEYEREK BU SÜRECİ BALTALAMASIN”
Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Bu süreçte tabii Minsk üçlüsünün de ders çıkarması gerekiyor. Özellikle eş başkanların. Biraz önce Rusya’nın bu ateşkesin sağlanmasındaki rolüne vurgu yaptım ama ABD’de seçimler var ve Fransa’nın bu süreçte eş başkan olarak son derece yanlı ve olumsuz bir tavır sergilediğini görüyoruz. Hatta ateşkesten sonra da yine taraflı ve olumsuz açıklamalar yapıyor. İşte bunlar da 30 yıldır bu eş başkanların sorunu neden çözmediğini ya da çözemediğini gösteriyor. Fransa tabii ki objektif, dengeli bir tavır sergilemedi. Buna rağmen Fransa’nın da ateşkes girişimine Aliyev olumlu cevap verdi. Rusya, Fransa ve ABD’nin 3 girişimi olmuştu ama Azerbaycan’ın bu olumlu tutumuna rağmen Fransa hep Ermenistan’ı desteklemeyi devam etti. Şimdi ateşkesin ardından da aynı olumsuz açıklamalarını sürdürüyor ve hatta Türkiye’yi suçlamaya kalkıyor. Bu tavır devam ederse, bu ülkeler bu süreçten dışlanmak durumundadır. Fransa’nın da esasen içine düştüğü durum bu; histerik hale gelmesinin sebebi objektif ve dengeli olmadığı için saygınlığını da kaybediyor. Süreçlerin dışında kalıyor, agresifleşiyor ve barış çabalarını baltalamaya çalışıyor. Bundan sonraki süreçte hiçbir ülke haksız Ermenistan’ı destekleyerek bu süreci baltalamasın. Biz Türkiye olarak yapıcı yaklaşımımızı devam ettirirken her şart ve halde kardeş Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz”
“BUNDAN SONRA TERCİH ERMENİSTAN’IN”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, “İşgal edilmiş Azerbaycan topraklarının tamamı Azerbaycan'a verilecek. Diğer taraftan bu anlaşmanın altında, Ermenistan Cumhurbaşkanının imzası var mı var. Dolayısıyla en üst düzeydeki yöneticinin imzası olduğu zaman o ülkeyi de bağlar. Biz daha önce ateşkes yaptık, yine bozarız derse o zaman 3 defa bozdular. Kaç kere sivillere saldırdılar, bedelini ödediler. Böyle bir durumda da bedelini öderler. Burada Azerbaycan kan dökmeye hevesli değil. Her ne kadar milli marşında ‘Hem kadiriz hem hazırız’ diyorsa Azerbaycan bu işin sulh yoluyla çözülmesi için çok sabretti ama bundan sonra tercih Ermenistan’ın. Bir ülkenin topraklarına gidiyorsunuz 30 yıldır yaşıyorsunuz, ondan sonra buraları kendi toprağınız gibi alıştırıyorsunuz, öyle yetiştiriyorsunuz beyinleri böyle yıkıyorsunuz. Ondan sonra zor olur tabii çekilmek yani psikolojiyi anlatmak bakımından söylüyorum. Kolay olmuyor. Burada ya gönüllü anlaşmaya bakarak çıkacaklar ya da bugüne kadar olduğu gibi, kahraman Azerbaycan ordusu Azerbaycan topraklarını bugüne kadar yaptığı gibi geri alacak. Başka seçenek yok. Burada tercih Ermenistan’ın anlaşmaya uymalılar. Halkın arasında tepkiler olduğunu görüyoruz, meclise bir baskın oldu. Bunlar tabii, bu ortamda olur. Bir taraftan hezimet bir taraftan yıllardır kendi toprakları gibi düşündükleri için çıkmak zor oluyor ama hayatın gerçekleri var. Esas buna takılacak yerde biraz önce söylediğim gibi buraya istikrar ve huzur geldiği aman bundan nasıl faydalanacaklar, onu düşünürlerse onlar için daha kolay olur. Bunu samimi olarak söylüyorum” ifadelerini kulandı.
“AZERBAYCAN TOPRAKLARI GERİ VERİLİRSE BUNDAN HERKES FAYDALANACAK”
Ortak bildirinin ardından açılacak koridor ile Çin’le yolun kısalacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Dünya küçüldü, küreselleşme var. Çinin de ortaya koyduğu projeler de var, buna karşı çıkanlar da var ama bu tarihi İpek Yolu ve Kuşak Yolunda orta koridor dediğimiz bu bölgedeki projeler, Azerbaycan ve Türkiye’yi bugüne kadar Gürcistan da öyle, Gürcistan’ı bölge ülkeleri bir merkez hale getirmiştir. Biraz önce anlatmaya çalıştığım da bu. Bu bölgede barış olursa, Azerbaycan toprakları geri verilirse ve koridorlar açılırsa bundan herkes faydalanacak. Niye uzakta Çin’in menfaatini düşünelim? Onlar yararlanmasın anlamında söylemiyorum, kimsenin aleyhinde bir şey söylemiyorum. Ama en çok kim yararlanacak bölge ülkeleri. Bunun içinde Ermenistan’da var mı, var. Anlatmaya çalıştığım bu. Ermenistan buradaki fırsatları düşünmedi. Komşularla kavga, problem, işgal. Bunların yerine bölgenin istikrarı ve ekonomik refahını düşünmesi lazımdı. Elbette bu ulaşımda koridorlar, güzergah kısaldıkça maliyetler de düşecek ticaret de artacak. Bundan da herkes kazanacak. Ürünün kaynağı olan ülkeler de kazanacak ta uzaklarda bile, transit ülkeler de kazanacak ve ürünün gittiği en son nihai ülkeler de kazanacak. Halklar kazanacak, insanlar kazanacak. O yüzden bu tür koridorlar tabii özellikle şimdi açılacak Nahçıvan’a koridordan Azerbaycanlı kardeşlerimiz de faydalanacak. Ticaret yaparken maliyetler düşecek, Türkiye de bundan faydalanacak. Herkes faydalanacak. Barış olduğu zaman herkes bundan nimetini alır” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu gözetim merkezinde Türkiye’nin rolünün ne olacağına ilişkin soruya şu ifadeleri kullandı:“Türkiye’nin burada Rusya’nın rolü neyse o olacak. Merkezde beraber işleyeceğiz. Tabii ki burada ev sahibi Azerbaycan topraklarında olduğu için ev sahibi ülkenin de rolü burada önemli. Ama merkezin biraz önce söylediğim gibi, ihlal olursa bunları tespit eder ve bu ihalelere karşı hangi tedbirler alınacağı dahil tüm konularda detaylı bir şekilde işbirliği olacak, birlikte çalışacağız. Yarın Rusya’dan gelecek heyet ile de bunun esaslarını ortak çalışma grubu kurarak esaslarını belirleyeceğiz. Sonra geleceğiz, Azerbaycan ile bunun detaylarını göreceğiz ama merkezin amacı şu, ateşkes var, ateşkes ihlallerini denetleyecek, havadan karadan gözetleyecek. Ateşkes olursa bunları raporlayacak ve bu ateşkesi ihlal edene karşı hangi tedbirlerin alınacağını belirleyip gereken yapılacak. Çok önemli bir işlev yapacak. Burada Türkiye ve Rusya birlikte aynı işlevi üstlenecek. Zaten Azerbaycan halkının da meramı buydu, isteği buydu. En başından beri de Cenap Prezident İlham Aliyev’in de defalarca söylediği buydu, Türkiye’nin de burada olması gerektiğini diyordu. Sonuçta dün bu anlaşma imzalandı. Üçlü anlaşmanın 5. Maddesi gereği bu merkez kuruluyor”
“AZERBAYCAN, TÜRK’ÜN NELER YAPABİLECEĞİNİ DE GÖSTERDİ”
Çavuşoğlu, “Gerçekten biz kahraman Azerbaycan ordusu ile Başkumandanın rehberliğinde ve onu destekleyen kahraman Azerbaycan halkıyla gurur duyuyoruz. Gücünü tüm dünyaya gösterdi. Dosta da düşmana da gösterdi ve Türk’ün neler yapabileceğini de gösterdi. O bakımdan sadece Azerbaycan’da Türkiye’de değil, tüm dünyadaki Türk’ün öz güveni daha da iyi bir şekilde yükseldi. Sonuç itibariyle büyük bir başarıdır, zaferdir. Bu zaferden dolayı tebrik ediyoruz. Elbette gazilerimiz var, yaralılarımız var. Onlara acil şifa dilerken, kendi topraklarını almak için şehit düşen askerlerimize ve sivil şehitlerimize de, Ermenistan’ın biliyorsunuz sivillere yönelik de çok saldırıları oldu. Allah’tan rahmet diliyoruz. Ama gerçekten Azerbaycan ordusunun bu galebesi bizleri de gururlandırdı. Sizin burada sokaklardaki sevincinizi Türkiye’de de herkes paylaştı, sizler de gördünüz” dedi.
“AMA YÖNETİMLER GELİR GEÇER, ANLAŞMALAR BAKİDİR”
Rusya ile Türkiye’nin ortak devriyelerinin Suriye’de olduğu gibi geçerli olup olmayacağına, Türkiye’den kaç askerin katılacağına yönelik açıklama yapan Çavuşoğlu, “Devlette devamlılık vardır. Dolayısıyla bu ateşkes anlaşması üç ülke arasında olduğu için geçmişte de bizden önceki yönetimler de farklı ülkelerle anlaşmalar imzalandı. Yeri geldiği zaman ihtiyaç duyulur, revize edilir. Ama yönetimler gelir geçer, anlaşmalar bakidir. Kaldı ki bu anlaşmanın amacı belli. Ateşkes ve sorunun geri kalan kısmının sulh yoluyla, diplomasi yoluyla anlaşmada da belirtildiği gibi çözülmesidir. Bu Ermenistan’ın tercihi. Umarız Ermenistan öyle veya böyle doğru olanı tercih eder. En nihayetinde Ermenistan halkı da bundan faydalanır. Diğer yandan tabii ki ortak gözetim, denetim faaliyetlerinden bahsettik. Bunlar denetlenecek, yerinde tespitler yapılacak bunlara karşı hangi tedbirler alınacak, eğer ihlaller tabii ki olursa nerelerde ilave olacak. Sadece bir merkez olmayacak şubeler de olacak ortak çalışılacak. Bunun usullerini yarın ortak çalışma grubunda detaylarıyla beraber belirledikten sonra sizlerle paylaşmış olacağız” ifadelerine yer verdi.
Bakan Çavuşoğlu, “Ermenistan unsurları zaten işgal edilmiş topraklardan çekilirken bu unsurlar gelecek sizin bahsettiğiniz. Diğer taraftan biz anlaşmaya ne koyduk? Azerbaycan topraklarında Azerbaycan’ın tespit ettiği, bize verdiği yerlerde merkez kurulacak. Ruslara da söyledim. Zaten bu mesele işgal edilmiş topraklar ve yukarı Karabağ merkezi dahil hepsi Karabağ problemi olarak adlandırılıyor. O yüzden Karabağ bizimdir derken Azerbaycan halkı da bütün anlamında söylüyor ama spesifik olarak hangi şehirde hangi bölgede merkez ve şubelerin olacağını ev sahibi ülkeye de hürmet ederek, onun gösterdiği yerlerde elbette biz kendi aramızda istişareler edeceğiz. Nerede faydalı olabilir, nereye yerleşebilir, nerede olursa daha iyi gözetlenebilir. Bunu başta ev sahibi Azerbaycan, Türkiye ve Rusya Federasyonu olarak bunları teknik ekiplerimiz, askerlerimiz ve sahadaki insanlar değerlendirecek. Beraber istişare edecek. Ondan sonra Azerbaycan’ın oluru ile oralarda spesifik olarak kurulacak. Yani Karabağ tabiri genel bir tabirdir, spesifik yerleri Azerbaycan ile birlikte belirleyeceğiz” açıklamasını yaptı.
“HUKUKİ BOYUTLARINI TABİİ Kİ MECLİSTE BERABER DEĞERLENDİRİRİZ”
Bakan Çavuşoğlu, Azerbaycan’a yönelik bir tezkerenin verilip verilmeyeceğine ilişkin soruya, “Yurt dışına misyon gönderildiği zaman bunun çerçevesi belli olduktan sonra ihtiyaç duyulursa bu tezkere meclisten geçer. Daha önce bildiğiniz gibi, en son olarak Libya’ya, Suriye ve diğer ülkelere de gerek barış gücü gerekse terörle mücadele dahil askerimizi göndermek durumunda kaldığımız yerler için meclisten tezkere geçti. Bunu hukuki boyutlarını tabii ki mecliste beraber değerlendiririz, ondan sonra karar verilir. Çerçevesi belli olduktan sonra ihtiyaç duyulursa zaten meclisimiz de böyle durumlarda hele ki söz konusu Azerbaycan olduktan sonra büyük bir şevkle ve hevesle böyle bir talebi destekleyeceğini düşünüyoruz” yanıtını verdi.
Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:“Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev’in kurtarılmış topraklarda yönetimlerin oluşması için zaten gerekli talimatları verdiğini ve gerekli belgeleri imzaladığını biliyoruz. Yoğun bir çalışma olduğunu da biliyoruz. Yıkım var, buralarda ciddi sorunlar var, altyapı sorunları var, su problemleri var. Ama Sayın Aliyev’in ve Cumhurbaşkanımızın konuşmalarını takip ediyoruz. Her şeyin en iyisini, daha iyisini yapacaklarını söylüyorlar. Dün hastanede gazilerimizi de ziyaret etmişti, orada da söylerken dikkatlice dinledim. Tabii Azerbaycan kendi idaresini, oralardaki yönetimi nasıl oluşturacak o konuda benim bir şey söylemem doğru değil ama en kısa zamanda bunları yapacaklarını da söylüyorlar ki bundan da şüphemiz yok. Azerbaycan’ın da bu gücü var en kısa sürede gerek halka hizmet konusunda, gerek diğer konularda. Bu vesileyle, orada yaşayan Ermenilerden de bahsetmiştik daha önce, sayın Cumhurbaşkanının da bu konudaki açıklamaları da son derece olumlu. Yani sonradan illegal bir şekilde yerleştirilmiş insanlardan ve son zamanlarda getirilmiş yabancı terör savaşçılarından bahsetmiyorum. Bizim de Ermeni vatandaşlarımız var, çalışmak için gelenlerden değil de 100 yıllardır yaşayan Ermeni vatandaşlarımız var. Siyasetin içinde varlar, Markar Eseyan geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti, milletvekilimizdi. Diğer partilerde de var. Burada yaşayan Ermeniler de var. Onların geri dönmesi, kendi evlerinde yaşayabilmesi için ne gerekiyorsa onu da yapacaklarını söylediler. İşte Türk’e yakışan budur zaten. Sorunların, çatışmaların çoğu bizim bölgemizde”
“Hakça Paylaşımdan Yanayız”
“Çözümleri dondurulmuş ihtilafların da çoğu bizim bölgemizde” diyen Bakan Çavuşoğlu, “Karabağ bunlardan bir tanesi, inşallah bu çözülecek. Diğer taraftan Gürcistan, Ukrayna, Kırım, Moldava ve bölgemizde diğer sorunlar da var. Bir de yanı başımızda Suriye var. Daha güneye gidersek yine Libya var, Yemen var daha aşağıda. Irak’ta aynı şekilde geçen sene ciddi gerginlikler oldu. Biz Türkiye olarak dikkat ettiyseniz bu sorunların siyasi olarak çözülmesi için gayret sarf ediyoruz ve tek çözüm yolunun siyasi çözüm olduğunu söylüyoruz. Suriye dahil, Libya dahil. Ama bizim bu söylememiz sahada her zaman karşılık bulmuyor. Hafter’ın Trablus’a saldırması ve yine son zamanlarda İdlib’te rejimin saldırıları veya teröristlerin saldırı. Böyle bir durumda da sahada gerekli adımları da atıyoruz. Ama Orta Doğu bölgesi gerçekten Filistin ve İsrail meselesi, Kudüs meselesi. Bunlarda sürekli gerginlik var. İsrail’in ihlalleri var. Tüm bu sorunların çözümü konusunda biz sadece eleştiri yapmıyoruz, tepki vermiyoruz; adım atıyoruz, inisiyatif alıyoruz, öncülük yapıyoruz. Ve önümüzdeki süreçte de bu tutumumuz devam edecek. Doğu Akdeniz’de bugüne kadar Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkünün haklarını gasp etmeye çalışan ülkelerin attığı adımlara karşı biz de adımlar attık ama sonuçta şunu da söyledik, biz hakça paylaşımdan yanayız ve bunun için de tüm ülkelerin katılacağı bir konferans teklifinde de bulunduk AB’ye. Sorunların çözümü konusunda sahada da adım atıyoruz ama aynı şekilde diplomasi yoluyla çözülmesi için de öncülük yapıyoruz. Türkiye, önümüzdeki dönemde de bu bölgeye barışın gelmesi için, sorunların azalması için tamamını hemen çözeriz diye bir iddiada değiliz hayatın gerçekleri var veya politik var, gerekli adımları atmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“ATILAN ADIMLARIN NİHAİ HEDEFİ İŞGAL EDİLMİŞ TOPRAKLARIN GERİ ALINMASIDIR”
Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarının tamamının Azerbaycan’a verilmesiyle bu sorunlar çözülebilir ve Üçlü Anlaşmada da yine çok böyle detaylar yok, ama bu topraklardan çekilme konusu takvime bağlanmış. Karabağ’ın statüsü ile ilgili çalışmalar da önümüzdeki süreçte devam edecek ama işgal edilmiş toprakların Azerbaycan’a verilmesi konusu takvime bağlandı. Sizin söylediğiniz küçük detaylar konusunda tabii ki Azerbaycan yetkilileri sizlere daha spesifik detaylar verebilir. Ama bu anlaşmaların ve atılan adımların nihai hedefi, tek hedefi bizim açımızdan işgal edilmiş toprakların geri alınmasıdır. Bugüne kadar sahada kahraman ordumuz, gerekeni yaptı. Şimdi diplomasi yoluyla da takvime bağlanmış bir şekilde o toprakların tamamının geri alınması söz konusu.