Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Milletle arasına duvar ören, kendini ulaşılamaz bir yere konumlandırmış, hele hele insanları küçümseyen bir AK Parti yöneticisi varsa, bulunduğu yerde haksız işgalci demektir” dedi.
GENİŞLETİLMİŞ İL BAŞKANLARI TOPLANTISI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bazıları ya gıda sektörünün nasıl işlediğini bilmediği ya da sinsilik peşinde koştuğu için Türkiye’nin buğday, mısır gibi ürünleri ithal ettiğini söyleyerek kafaları bulandırmaya çalışıyor. Bizim buğday üretimimiz kendi tüketimimizin üzerindedir. Buna rağmen niye ithalat yapılıyor? Çünkü biz buğdaydan un üretiyor, makarna üretiyor, pek çok gıda madde üretiyor ve bunları da dışarıya ihraç ediyoruz” dedi.
KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ
AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye her katılan yeni üye için bir fidanı toprakla buluşturduklarını belirterek, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine Türkiye’nin çevre konusunda geldiği noktayı anlatarak cevap verdi. Bu yıl içinde yapılan 1 milyon yeni üyeyi temsil eden 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı hedeflediklerini, ancak İzmir depremi sebebiyle bu programın tören kısmını iptal ettiklerini belirten Erdoğan, “1 milyon fidanı toprakla buluşturma çalışması ise şuanda devam ediyor. İnyallah önümüzdeki yıllarda her 3 Kasım’da 1 milyon yeni üyeyi temsilen 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı sürdüreceğiz. AK Parti Türkiye’nin en çok üyeye sahip siyasi partisidir. Diğer partilerin üye sayılarının tamamını toplayın 3 ile, 5 ile çarpın yine de AK Parti’ye yetişemiyor. Madem AK Parti’yi kuran da, yaşatan da millettir, öyleyse üye sayımızın da sürekli artması gerekir. Bu anlayışla 2020’ye girenken 2023 yılına kadar her yıl 1 milyon yeni üye hedefi ile kolları sıvadık. AK Parti’nin 19 yıllık tarihindeki en yüksek yeni üye kaydını gerçekleştirmek suretiyle bu yıl ki 1 milyon yeni üye hedefimize şuan itibariyle ulaşıyoruz. Salgın şartlarının getirdiği zorluklara rağmen şuanda toplamda da 11 milyon 200 bin üye sayısını yakalamış bulunuyoruz. Üyelerimiz kollarını açarak el ele verseler Türkiye’nin bir ucundan diğerine insan zinciri ulaştırabiliriz” diye konuştu.
Teşkilatlara da bir uyarıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletle arasına duvar ören, kendini ulaşılamaz bir yere konumlandırmış, hele hele insanları küçümseyen bir AK Parti yöneticisi varsa, bulunduğu yerde haksız işgalci demektir. AK Parti’nin hiç bir il başkanı, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili, hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz” şeklinde konuştu.
ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
19 yıl önce “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek çıktıkları yolda bu noktaya geldiklerini belirten Erdoğan, “Esasen bugün de özünde 19 yıl önce söylediklerimizi tekrarlıyoruz, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Milletimizin özlemlerinden ve taleplerinden doğan AK Parti’nin sadece millete yaslanan bir parti olduğunu söylüyoruz. AK Parti’nin mayasını milletin attığını, hamurunu milletin yoğurduğunu, kumaşını milletin dokuduğunu söylüyoruz. Sırtını millet dışında herhangi bir güce, beşeri planda söylüyorum, güce, odağa, yapıya dayayanlar siyaset sahnesinden yok olup gittiği halde AK Parti’nin 19 yıldır dimdik ayakta kalmasının sırrı budur. Nereden geldiğimizi, nerede durduğumuzu ve nereye gittiğimizi iyi bilmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
İnsan tarihine büyük yürüyüşlerin yön verdiğini belirterek tarihten örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih boyunca insanlığa yeni istikametler kazandıran milletimiz, AK Parti’yi kurarak 21. yüzyıldaki büyük hamlesini başlatmıştır. Bu hamleyi zaferle neticelendirmek hepimizin en başta gelen görevidir. Her kim bu ulvi vazifenin hakkını vermezse millet ve tarih önünde vebal altına girer. Gerek üye olarak bu kutlu yola giren herkes işte böyle bir sorumluluk üstlenmektedir. Sizlere ve 11 milyon 200 bin üyemizin her birine güveniyorum” açıklamasında bulundu.
“Orman Varlığımızı 1,9 Milyon Hektar Artırarak 22,7 Milyon Hektara Ulaştırdık”
AK Parti’nin yeni üyelerini toprağa dikilen fidanlarla karşılanmasının rastgele bir tercih olmadığını belirten Erdoğan, “Bu ülkede yıllarca çevrecilik adına kalkınmamızı, yatırımlarımızı, büyümemizi engellemeye yönelik faaliyetler yürütüldü. Attığımız her adımda belli kesimlerin koro halindeki itirazları ile karşılaştık. Pek çok projemize karşı ulusal ve uluslararası düzeyde kampanyalar yürütüldü. Bunların gerisine baktığımızda hiç birinin de gerçekte çevre hassasiyeti ile ilgisinin olmadığını görüyoruz. Kampanyaları doğrudan veya dolaylı olarak finanse eden yapıların derdinin çevre değil, Türkiye’nin gelişmesini, güçlenmesini engellemek olduğunu bildiğimiz için hiç birini umursamadık. Türkiye’de çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık” dedi.
AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye’de 4,7 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını, yıllık fidan üretiminin 75 milyondan 350 milyona çıkartıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülke genelinde yürüttüğümüz ağaçlandırma faaliyetleri sonunda orman varlığımızı 1,9 milyon hektar artırarak 22,7 milyon hektara ulaştırdık. Orman yangınları ile mücadelede dünyanın en başarılı ülkelerinden biri durumundayız. Gördüğünüz gibi teröristler boş durmuyor. Baktılar ki, insanları öldürmekle başarılı olamıyorlar, bu defa sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar. Bir insan gibi ağaçlar da bizim için bir canlıdır. Ecdadımız Fatih, ‘ormanlarımdan bir ağaç kesenin boynun vururum’ derken bu işe verdiği önem sebebiyledir. Bu teröristler benzini dökerek, Hatay’ın değişik ilçelerinde ormanlarımızı yaktılar. Buralarda ciddi mücadeleler yapıldı ve devam ediyor. Erozyon ile mücadelede çalışmalarımız sayesinde daha önce yılda 500 milyon tonu bulan kaybolan toprak miktarımızı 154 milyon tona kadar düşürdük. Korunan alanların sayısını 175’den 610’a çıkartarak, yıllık ziyaretçi sayısının 5,5 milyondan 52 milyona ulaşmasını sağladık. Tarihimizde önemli yeri olan Sakarya, Sarıkamış, Allahuekber dağları gibi yerlerin korunmasına özel ehemmiyet verdik. Milli parkların sayısını 13 ilave ile 45’e, tabiat parklarının sayısını 233 ilave ile 249’a, daha önce olmayan şehir ormanlarının sayısını 136’ya, bal ormanlarının sayısını 558’e yükselttik. Millet bahçeleri ile şehirlerimizde yeni hayat alanları oluşturuyoruz. Türkiye’nin 11 ilinde 81 milyon metrekare millet bahçesi yapma sözü verdik. Bugüne kadar 77 ilimizde 50 milyon metrekareyi bulan 270 adet millet bahçesinin yapımına başladık. Bunların 35 tanesini milletimizin hizmetine sunduk” diye konuştu.
“GERÇEK ÇEVRECİLİK İŞTE BUDUR BAY KEMAL, BUNLARI DA ÖĞREN”
“Çiftçilerimize 2020’nin 11 ayında 17,1 milyar liralık tarımsal destek verdik” açıklamasında bulunan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine de cevap verdi. Erdoğan, “Diyor ya ana muhalefetin başındaki zat, ‘çiftçilerimiz aç susuz.’ Defaatle bunları söylememize rağmen kulağı var düşmüyor, gözü var görmüyor, televizyonlarda sürekli anlatıyoruz, anlamıyorlar. Anlamak ta her yiğidin karı değil. Tarım ürünleri ihracatımızın 18 milyar doları bulması bu alanda ülkemizin geldiği yeri gösteriyor. Bazıları ya gıda sektörünün nasıl işlediğini bilmediği ya da sinsilik peşinde koştuğu için Türkiye’nin buğday, mısır gibi ürünleri ithal ettiğini söyleyerek kafaları bulandırmaya çalışıyor. Bizim buğday üretimimiz kendi tüketimimizin üzerindedir. Buna rağmen niye ithalat yapılıyor? Çünkü biz buğdaydan un üretiyor, makarna üretiyor, pek çok gıda madde üretiyor ve bunları da dışarıya ihraç ediyoruz. İhraca yönelik bir ithaldir. Bunu da ülkemizde işlemek suretiyle yapıyoruz. Anlamaz bu işlerden, sadece bol bol iftira atsın. Diğer alanlarda da aynısını yapıyoruz. Bazı ürünlerde spekülatörlerin stok yaparak fiyatları yükselttiğini gördüğümüzde ithalat yolunu açıyoruz. Üreticiyi de tüketiciyi de mağdur eden bu tür stokçuluk faaliyetlerine elbette göz yumamayız. Salgın döneminde tüm ülkeler gıda ürünlerinde ihtiyatlı bir gümrük politikası izlerken Türkiye’nin bunun dışında kalması beklenemez. Bazıları Türkiye’nin tohumda dışa bağımlı olduğunu öne sürüyor. Bizim sadece geçen yılki tohum ihracatımız 155 milyon doları buluyor. Sor be, görevlendir adamlarından birilerini, gelsinler sorsunlar. Ama dert başka. Aziz milletime sesleniyorum, geçen yılki sertifikalı tohum üretimimizde 1 milyon 134 bin ton ile bizden önceki döneme göre 8 kat artmıştır. Ata tohumu projemizde ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerini koruma altına alıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde tarım ve orman alanında ülkemizin üretim ve ticaret kapasitesini katbekat artırdık. Evsel atıkların geri kazanımı konusunda yaptığımız çalışmalar sonucunda yüzde 35’lik bir seviyeye ulaştık. Bu alanda 100 bin kişiye istihdam sağlayacak ve yılda 20 milyar lira ekonomik kazanç oluşturacak bir geri dönüşüm sistemi kurmayı hedefliyoruz. Şuanda düzenli depolama hizmeti verilen nüfus oranımız yüzde 87’ye çıkmış durumdadır. Geri dönüşüm tesisleri konusunda henüz yüzde 13 seviyesinde olmamıza rağmen yıllık 35 milyar lirayı bulan bir ekonomik hacim oluştu. İnşallah bu oranı adım adım artıracağız. Sıfır atık projemiz yaygınlaştıkça özellikle plastik kirliliğinin azaldığını görüyoruz. Atık su arıtması için de çok büyük yatırımlar yaptık. Biz geldiğimizde sadece 145 atık su arıtma tesisi olan Türkiye, bugün bin 148 arıtma tesisi ile belediye nüfusunun yüzde 87,4’üne hizmet veren bir altyapıya sahiptir. Arkadaşlar, bunlar sıradan işler değil. Bütün bunlar çevreci anlayışın nereye geldiğini gösteren adımlar. Daha da ileriye gideceğiz. İstiyoruz ki denizlerimiz, ırmaklarımız, derelerimiz yapılan kolektör yatırımları ile atık su arıtma tesisleri ile pırıl pırıl olsun. Mavi bayraklı plajlarımızın sayısını 127’den 486’ya çıkarttık. Yerli ve yenilenebilir enerji alanında da çok büyük mesafe kat ettik. Türkiye geçtiğimiz yıl kullandığı elektriğin yüzde 62’sini yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmiştir. Hidroelektrikte Avrupa’da ikinci ve dünyada dokuzunca, rüzgarda Avrupa’da yedinci ve dünyada 12. Sıradayız. Biz iktidara geldiğimizde böyle bir durum var mıydı? İnşallah amacımız yenilenebilir enerjinin her alanında dünyada ilk sıralara yerleşmektir. Gerçek çevrecilik işte budur Bay Kemal, bunları da öğren. Yıllarca bizi çevrecilik üzerinden eleştirenlerin hiçbirinden bu hakikatleri duyamazsınız, okuyamazsınız. Bunlar her şey gibi çevreyi de kendi kısır ideolojik hesaplarının bir aracı olarak kullanırlar. Biz bu dünyanın Rabbimizin emaneti olduğu inancı ile çevreyi korumak için her türlü gayreti göstermeyi sürdüreceğiz. Yeni üyelerimiz adına diktiğimiz fidanlar bu bakımdan çok ama çok anlamlıdır. AK Parti büyüdükçe Türkiye de daha yeşil, daha temiz bir çevreye kavuşacaktır” dedi.
“HESABİ DEĞİL HASBİ OLARAK SEÇECEK VE İL TEŞKİLATLARIMIZI BÖYLE OLUŞTURACAĞIZ”
Konuşmasının sonunda teşkilatlara seslenen ve kongrelerin sürdüğünü belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:“Teşkilatlarımızda ‘sen ben’ olayını bir kenara koyalım. Kanaat önderi olan arkadaşlarımızı özellikle tercih ederek il teşkilatlarımızı oluşturalım. Bunu özellikle de ‘nefsi nefsi’ diye bağırarak yapmayalım. Burada bir davanın erleriysek, davanın erleri olarak olaya yaklaşalım. Bakışımız da böyle olsun. Gönül sofrasını böyle kuralım. İnanıyorum ki, siz değerli kardeşlerim bu hassasiyet içindesiniz. Gerek başkan arkadaşlarımızı, gerek il yönetiminde görev alacak arkadaşlarımızı bu hassasiyet içinde, hesabi değil hasbi olarak seçecek ve il teşkilatlarımızı böyle oluşturacağız. Yüzde 30 hanım kardeşlerimizden yönetimlere almanız, yüzde 30 genç kardeşlerimizden yönetimlere almanız, bunun dışında da ana kademeden seçmeniz isabetli olacaktır. Dinamik, sevilen, sayılan, vaktini bu işe ayıracak kadroları oluşturarak yolumuza devam edelim.”