İl Sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Feridun İlday, Erzurum’da deprem korkusu dolayısıyla psikolojik yardım alınmasını gerektiren çok sayıda hasta bulunduğunu söyledi.
Depremin, yaşı ne olursa olsun herkesimden insanı korkutan doğal afetlerin başında geldiğini kaydeden İlday, “Deprem, her insanı korkutan ve farklı duygular yaşatan doğal bir afettir ve her insanın metabolizması bu duruma karşı doğal bir refleks sergiler. Beyin, bir refleks sonucu olarak sinir sistemini bu duruma karşı hazırlar. Böyle bir durumda yoğun olarak yaşanılan duygu ise, korkudur. Gelip geçici bir durum olsa da, bu duygu patlaması, kimi insanlarda kalıcı izler bırakabilir.” dedi. Korku, endişe ve kaygı diye ifade edilen duygu yoğunluğunun, yine insanın kendisi tarafından kontrol altına alınabileceğini anlatan Dr. İlday, bunu başaramayan insanların, ileride psikolojik yardım alınmasını gerektiren travmalarla karşı karşıya kalabileceklerini söyledi. Dr. İlday, “Bu tip kişilerde vücut kasılması, el ve avuç içlerinde terleme, uyku düzensizliği ve vücut uyuşması gibi sağlık sorunları baş gösterebilir. Bu belirtiler birçok insanda görülebildiği gibi, kesinlikle tedavisi mümkün olan vakalardır. Ancak bunun için öncelikle kişinin adım atması gerekir.” diye konuştu.
İLDAY: DEPREMİ YAŞAMAYA GEREK YOK, KONUŞULMASI BİLE YETER!
Bu tür hassasiyetleri bulunan insanların, illa da bir deprem afetiyle karşı karşıya kalmalarına gerek olmadığına dikkati çeken İlday, herhangi bir ortamda depremin bahis konusu edilmesinin bile söz konusu kişilerde endişe ve kaygı meydana gelmesine neden olabileceğini ifade etti. Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Feridun İlday, “Depremin konusu geçtiğinde bile kalbi hızla çarpmaya ve terlemeye başlayan bu kişiler, öncelikle vücut kaslarını çalıştırmayı öğrenmelidirler. Bu tip durumlarda derin nefes alıp vermek, kasların gevşemesi ve kalp atışlarının normale dönmesini sağlayacaktır. Bir nevi egzersiz olarak kabul edebileceğimiz bu davranış biçiminin hemen ardından endişe ve kaygı ortadan kalkacak, sinir sistemi yeniden normale dönecektir. Kasların fark edilmesi ve yönetilmesi anlamına gelen bu süreç, şayet korku ve endişenin giderilmesine yardımcı olmuyorsa, mutlaka psikolojik yardım alınması gerekir. Çünkü psikolojik müdahale gerektiren bu tür vakalar, zaman sonra çok daha ileri bir seviyeye ulaşarak, daha farklı sorunlar yaşanmasına neden olabilir.” dedi.
Bir süre önce Japonya’da meydana gelen depremin ardından Erzurum’da da ufak çapta sarsıntıların tespit edildiğini anımsatan İlday, “Erzurum’daki sarsıntıların Japonya depremiyle herhangi bir ilgisi bulunmamasına rağmen hastaneler kaygı bozukluğu şikayetiyle çok sayıda hasta başvurmuştur.” bilgisini verdi.