Urartu medeniyetinin en görkemli yapılarından biri olan Ayanis Kalesi’nde yürütülen kazı çalışmalarında, Haldi Tapınağı’nın hemen arkasında bulunan kutsal yapıda gizemli bir odaya rastlandı.
Urartu Kralı II. Rusa tarafından Van Gölü’ne hakim bir tepe üzerinde yaptırılan, süslemeleriyle ve önemli buluntularıyla dikkat çeken Ayanis Kalesi’nde 30 yıldır sürdürülen kazı ve restorasyon çalışmalarında tarihe ışık tutacak önemli bulgulara rastlanıyor.
Taş ve kerpiç işçiliğinin yanı sıra tapınak bölümündeki süsleme ve surlardaki kabartmalarla dünya üzerindeki en önemli ve özel Urartu tapınaklarından biri olan Ayanis Kalesi’ndeki kazı çalışmaları, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülüyor.
Yürütülen kazı çalışmaları sırasında, dinsel törenlerin yapıldığı ve kutsal kabul edilen solunda gizemli bir oda bulundu. Bulunan odanın ne amaçla kullanıldığı henüz tespit edilemedi. Arkeologlar, odanın gizemini ileriki dönemlerde çözmeye çalışacaklarını belirtiyor.
Yapılan çalışmayla ilgili açıklamalarda bulunan Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Işıklı, Haldi Tapınağı’nın hemen arkasında kutsal bir salon bulduklarını ve bu kutsal salonun iki bölümden oluştuğunu söyledi. Kutsal salonun önünde podyumlu salon ve hemen arkasında ise gizemli bir odanın olduğunu ifade eden Prof. Dr. Işıklı, “Bu oda bizim için gizemli çünkü biz bunun işlevini hâlâ çözmüş değiliz. Bu odadaki buluntular ve bu odanın mimarisi alabaster mermeriyle döşeli bir zemin var, bunun dışında etrafı boş, duvarda da ahşap izler var. Elimizdeki veriler ve burada bulduğumuz bulgular odanın ne olarak kullanıldığını ve o dönemde ne işe yaradığı konusunda hâlâ net bir bilgi vermiyor” dedi.
“ODA GİZEMİNİ KURUYOR”
Buldukları buluntularla odanın ne olarak kullanıldığını çözemediklerini ve bu nedenle günümüzde hâlâ gizemini kuruduğunu dile getiren Işıklı, "Kesinlikle emin olduğumuz bir bilgi varsa bu oda dini ve krali aktivitelerde kullanılıyordu ama amacı neydi? Arkada olması ve kapalı olması belki bir pencere ve kapısı da yoktu. Onun dışında duvarlarda bulduğumuz iki adet niş ve girişe ait izler var. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde oda o dönemde ne görev görüyordu ki hâlâ bilemiyoruz, bu açıdan oda gizemini hâlâ kuruyor” diye konuştu.
“GİZEMİ ÇÖZEBİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ”
Önümüzdeki yıllarda devam edecek çalışmalarla bu gizemi çözebileceklerine inandığına vurgu yapan Işıklı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tahminimiz üst düzeydeki kraliyet ve dini kişiler törenin önemli aşamasında belki bu arka oda da bir araya gelip yoğun aktiviteli olan dini töreni yerine getirdiklerini tahmin ediyoruz. Emin olduğumuz bir şey varsa bu oda; kutsal ve gizemli yönünü krali ve dini üst düzey kişilere ya da elitlere hizmet ederek varlığını sürdürüyor ama biz hâlâ neye sahne olduğunu tam bilemiyoruz.”