Erzurum Daphan, Karasu Vadisinden sonra Iğdır Ovası’nın da yem bitkisi üretimine açılacağı bildirildi. Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Zengin, Iğdır Ovası'ndaki yem bitkilerin belirlenmesi projesi Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklendiğini belirtti.
Prof. Dr. Hüseyin Zengin, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Süleyman Temel tarafından hazırlanan, "Iğdır Ovasında Yaygınlık Gösteren Halomorfik Toprakların Değerlendirilmesinde Kullanılabilecek Yem Bitkisi Türlerinin Belirlenmesi" konulu projenin TÜBİTAK tarafından 231 bin 149 TL ile desteklendiğini söyledi.
//PROJEYE TÜBİTAK’TAN DESTEK
Projenin, fakültenin Tarla Bitkileri ve Toprak Bölümü öğretim üyelerinden oluşan bir ekip tarafından 2011-2013 yılları arasında Doğu Iğdır Ovası'nın sulanabilen tarım arazilerinde yürütüleceğini anlatan Prof. Dr. Hüseyin, "Iğdır ilinin sahip olduğu coğrafik yapısı itibariyle mikro klima özelliğine sahip bir bölgedir. Bu özelliğinden dolayı da, ovada yetiştirilebilecek bitkisel ürünlerin çeşitliliğinin de arttığı görülüyor. Ancak uzun yıllardan beri yanlış sulama yöntemleri, sulamada kullanılan suyun düşük kalitede olması ve topoğrafik yapının ortaya çıkardığı yetersiz drenaj, ova topraklarının büyük kısmında tuzluluk ve alkalilik sorununu ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle mevcut alanlardan istenilen verimin alınamadığı gibi, tarım arazilerinin büyük bir kısmının kullanılamaz hale geldiği görülmektedir" dedi.
//ARAS HAVZASI ÇALIŞMALARI
Iğdır Ovası'nı da kapsayan, Aras Havzası'nda, toprakların iyileştirilmesine yönelik yapılan çalışmaların, drenaj kanalları açmak ve jips sermek gibi uygulamalardan oluştuğunu kaydeden Prof. Dr. Zengin, "Yapılan bu çalışmalarda, yöntemlerin kullanım ve uygulamalarındaki sıkıntılardan dolayı başarı oranlarının çok düşük ve ekonomik olmadığı görülüyor. Bu nedenlerden dolayı, tuza tolerans gösteren ve toprağın strüktürel yapısını iyileştirmede etkili olan yem bitkisi türlerin kullanılmasının amaçlanacaktır. Böylelikle; yem bitkileri kullanarak hem tuzdan etkilenmiş toprakların iyileştirilmesi, hem de hayvancılık için gereksinim duyulan kaba yem ihtiyacı karşılanacaktır" şeklinde konuştu.
Yapılan çalışmanın sonunda, tuzlu alkali topraklara uygun olan yem bitkilerinin bölge çiftçilerine önerilebileceğini belirten Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Zengin, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Böylece, bölge halkının ekonomik durumunun ve dolayısıyla yaşam standartlarının yükseleceğinden, göç oranı azalacaktır. Bu da yüksek maliyetler harcanarak drenaj kanalların açılması ve kimyasal maddelerin kullanılması gibi bozulmuş toprakların ıslahı amacıyla harcanan emek ve masrafın azaltacaktır. İyi bir bal özüne sahip olan bu bitkilerin geniş alanlarda toprak ıslahı için yetiştiriciliği yapılacağından, bölgede arıcılık faaliyetlerini de artacaktır. Ayrıca söz konusu bölge gibi kurak ve yarı kurak iklim özelliği gösteren alanlarda bozulmuş toprakların iyileştirilmesinde de önemli rol oynayacaktır."