Kars’a 42 kilometre uzaklıktaki Ocaklı Köyü sınırları içerisinde yer alan Ani Ören Yeri ziyaretçi akınına uğruyor. 7’den 70’e Kars’a gelen herkesin gezip görmek istediği yerlerin başında gelen harabelerin uyakta kalma mücadelesi ise görenleri hayrete düşürüyor.
Türkiye-Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay Nehri’nin batı yakasında Türkiye sınırları içerisinde volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş bir ortaçağ şehri olan Ani Harabeleri, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Daha bundan 6 yıl öncesine kadar birinci derece askeri yasak bölge olduğu için kimsenin gezip görme şansının bulunmadığı Ani Öner Yeri, yasağın kalkmasından sonra adını tüm dünyaya duyurmayı başardı. Tarihçiler, gazeteciler, arkeologlar, fotoğraf sanatçıları gibi hayatın her alanından herkesin gezip görme fırsatı yakaladığı ören yeri çekilen binlerce fotoğraflarla da tarih kitaplarını süslüyor. Bilimsel dergilerin bile konu edindiği bölge ayakta kalma ve taşıdığı tarih varlığıyla da herkesi etkiliyor.
ERZURUM’DAN ANİ TURU
Kars’ta yaşayan Karslılar’ın bir çoğunun bile hiç görmediği Ani Harabeleri artık 7’den 70’e herkesi ağırlıyor. Geçtiğimiz günlerde de Erzurum’dan bir grup harabeleri gezip görme imkanı buldu. Ziyaretçiler arasında 3 yaşındaki İremnaz Kara ise herkesin ilgi odağı oldu. Tarihin görkemli yapıtları arasında gezinen İremnaz Kara harabelerin gelecek nesil tarafından da gezilip görüleceğinin işareti oldu.
HARABELERİ TANIYALIM
Anı Harabelerinde ilk yerleşme M.Ö. 5000-3000 yıllarında Kalkolitik Çağda başlar. Ören yeri Anadolu’ya İpek Yolu üzerinden girişte ilk konaklama merkezi olduğundan aynı zamanda bir ticaret merkezidir. Antik kentin zenginliği de buradan gelmektedir. Ören yerinin en eski tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Tarih öncesi dönemde ören yerindeki yerleşim bostanlar deresi olarak bilinen vadideki volkanik oluşumlu mağaralardan oluşmuştur. Bu günkü ören yerini oluşturan iç kale M.S. 4. yüzyılda Kars Şehrine ismini veren Karsak’lılar tarafından yaptırılmıştır. Ören yerinin dış cephe surları Bagratlı Kralı Aşot tarafından M.S. 964 yılında yaptırılmaya başlanmış daha sonra Kral III. Sembat 978 yılında 2. takviye sur sistemini yaptırmış, 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alparslanın Ani’yi feth etmesinden sonra ani beyi olan Ebul Menucehr tarafından 1064-1072 arasında 3. sur sistemini yaptırmıştır. Kale surları deve tüyü ve siyah renkli tüf taşından yer yer iki ve üç sıra halinde Horasan Harcı ile yapılmıştır. Kurulduğu arazi üzerine uyumu sağlamak amacıyla üçgenimsi bir şekilde inşa edilen surların 7 giriş kapısı mevcut olup bu kapıların en önemlileri Aslanlı Kapı, Kars Kapısı, Sarnıçlı Kapılardır. Şehrin surları uzun kuşatmalara dayanıklı hale getirmek için surlar arasına yapılan destekleme kuleleri aynı zamanda erzak ve tahıl deposu olarak kullanılmıştır. Arazinin eğimine göre yer yer 5 metredir. Yüksekliğe kadar oluşan surların dış cephelerinde Haç Motivleri, Aslan ve yılan kabartmalı rölyefler, çini süslemeler mevcuttur. Ören yerinin ana giriş kapısı olan aslanlı kapı iki büyük giriş kapısından oluşmaktadır. Aslanlı kapının bulunduğu surların Doğu yanındaki burç üzerinde Selçuklu Sultanı Alparslanın şehri 1064 yılında feth etmesini belgeleyen 4 satırlık Kufi İslami Kitabe de mevcuttur.
ANİ ANTİK KENTİN TARİHİ GELİŞİMİ:
M.Ö. 3000 - 2000 Eski Tunç Devri yerleşmesi
M.Ö. 2000'de Demir Çağında Hurri yerleşmesi
M.Ö. 900-700 yılları arasında Urartu Devleti yerleşmesi,
M.Ö. 650 yıllarında Kimmeri Hakimiyeti,
M.Ö. 626-149 Saka Türkleri (İskit) hakimiyeti
M.Ö. 350-300 yıllarında şehir eski Oğuz Boylarından Arsaklıların Kamsarakan soyundan Karampart tarafından yeniden kurulmuştur.
M.S. 430-646 yılları arasında Sassani Hakimiyeti,
M.S. 646 yılında Halife Hz. Ömer devrinde Anı ve çevresi arapların eline geçmiştir.
M.S. 732 yılında Bağratlı Beyliği egemenliğine geçmiştir.
M.S. 966 yılında Bağratlı III Aşot tarafından şehir surları yaptırılarak Anı Krallık Merkezi olmuştur.
M.S. 1045 yılında şehir Bizanslıların eline geçmiştir.
M.S. 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından şehir alınarak Şeddat Oğulları Beyliğine verilmiştir.
M.S. 1199 yılında Anı Gürcü Atabeylerin eline geçmiştir.
M.S. 1226 yılında Harzemşah Devletine tabi olmuştur.
M.S. 1235 yılında Moğol İstilasına uğrayarak şehir tahrip edilmiş ve sonra eyalet merkezi olmuştur.
M.S. 1339 - 1344 yılları arasında İlhanlılar egemenliğine geçmiştir.
M.S. 1406-1467 yılları arasında Karakoyunlu Devleti hakimiyeti altına girmiştir.
M.S. 1467 - 1516 Akkoyunlular Devleti Hakimiyeti,
M.S. 1516 - 1534 yılları arasında Afşar Türkleri hakimiyeti,
M.S. 1534 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
M.S. 1878 yılında Ruslar tarafından istila ile 40 yıl Anavatandan ayrı kalmıştır.
MS. 1921 yılında İstiklal Harbi sırasında Ruslardan geri alınmıştır.