Atatürk’ün sırdaşı olarak nitelendirilen emir eri Ali Çavuş’un, sonradan kitap haline getirilen hatıratında aktardığına göre, 13 Eylül 1924’te yaşanan deprem dolayısıyla Erzurum’a gelen Mustafa Kemal ve eşi Latife Hanım, aralarında geçen bir münakaşa sonucu ayrılmanın eşiğine kadar geldiler.
//ERZURUM’DAN YAZILAN MEKTUP
Ali Kılıç Çavuş, yurt gezisini sürdürdüğü sırada meydana gelen deprem dolayısıyla yönünü ‘Dadaşlar Diyarı’na doğru çeviren Atatürk’ün, eşi Latife Hanım’la birlikte 30 Eylül’de Erzurum’a vardıklarını kaydettiği hatıralarında, Gazi ile Hanımefendi arasında yaşanan tartışmaya da yer veriyor. Erzurum’da başlayan ve ardından Sarıkamış’ta devam eden gerginliğin, Gazi ile eşi Latife Hanım’ı yol ayrımına getirdiğini anlatan Ali Çavuş, Erzurum’a döner dönmez, Atatürk’ün, eşi Latife Hanım’ı Ankara’ya gönderdiğini aktarıyor. Ilıca kaplıcalarına kadar eşlik ettiği Latife Hanım’ın, Erzurum’da yazdığı ve Erzincan’daki Kolordu Komutanı Asım Paşa’ya teslim ettiği bir mektuptan da bahseden Ali Çavuş, hatıralarında yer verdiği mektupta kaydedilenleri ise, şöyle aktarıyor: “…Ben bütün kötü huylarımı, Erzurum’da felaket bölgesine gömdüm. Artık beni affet! O mutlu yuvamıza, Çankaya’ya yine birlikte, neşe ile dönelim…”
//LATİFE HINIMI UĞURLAMA GÖREVİ
Ali Çavuş’un hatıralarında, Gazi ile eşi Latife Hanım arasındaki münakaşa dolayısıyla Erzurum’da kaleme alınan mektubu şöyle aktarılıyor: “Ilıca kaplıcalarına giderken, Latife Hanım’ın yanında oturuyordum. Sürekli ağlayan Latife Hanım, bu işin çözülmesi için benden yardım etmemi istiyordu. Aramızda bir şifre kararlaştırdık. Latife Hanım, yoldayken Gazi’nin durumunu öğrenmek için bana ‘hastanın durumu nasıl?’ diye şifreli bir telgraf çekecek, ben de ona, duruma göre şifreli cevap verecektim. Bu durumu, Latife Hanım’ı uğurladıktan sonra Gazi’ye anlattım. Latife Hanım, ‘hastanın durumu nasıl?’ şeklindeki ilk telgrafı Erzincan’a varır varmaz çektirdi. Ben de, cevaben; ‘hastanın ateşi devam etmektedir’ dedim. Bu haberleşme bir s üre devam etti, Gazi de, beni her görüşünde; ‘hastanın ateşi nasıl, devam ediyor mu Ali Kılıç?’ diyerek, bana takılıyordu.”
//GAZİ’NİN MEKTUBU
Erzurum’dan 10 Ekim tarihinde Gazi ile birlikte Ankara’ya hareket ettiklerini anlatan Ali Çavuş, Erzincan’a varır varmaz kendisine teslim edilen bir mektuptan da bahsediyor. Erzincan’daki Kolordu Komutanı Asım Paşa’nın kendisine teslim ettiği bu mektubu, Latife Hanım’ın, Erzurum’dayken yazıldığını aktaran Ali Çavuş, mektupla ilgili olarak hatıralarında şunları naklediyor: “Gazi’nin asabiyeti azalmıştı. Bana hastanın durumunu sorarak, yine takıldı. Ben de keyifli olmasını fırsat bilerek, ‘Paşam, Latife Hanımefendi, size takdim edilmek üzere bana bir mektup bırakmışlar’ dedim. Mektubu cebimden çıkardım, başka bir emir vermesini beklemeden zarfı açtım ve okumaya başladım. Latife Hanım’ın mektubunda: “…Ben bütün kötü huylarımı, Erzurum’da felaket bölgesine gömdüm. Artık beni affet! O mutlu yuvamıza, Çankaya’ya yine birlikte, neşe ile dönelim…” yazıyordu. Mektup Gazi’ye memnun etmişti, bu kez ben kendisine takılarak, ‘Paşam, hastanın ateşini kaç olarak bildireyim?’ diye sordum. Verdiği cevap, beni de çok sevindirmişti. Cevabı şöyleydi: ‘hastanın durumu iyi, Kayseri’de bizi beklesinler, biz onlara yetişiriz’