Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdoğan Erbay, “Mehmet Akif, asrının insan profillerinin bir panoramasını da çizmiştir.” dedi.
Milli Şair Mehmet Akif Ersoy, vefatının 73. yıldönümünde, çeşitli etkinliklerle anılmaya devam ediyor. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdoğan Erbay, İstiklal Marşı’nın şairi olan Akif’in, değerler bütünü olan insanın, her zaman ve zeminde, insani erdemlerinin takipçisi olduğunu söyledi.
//AKİF VE MİLLİ SORUMLULUK ŞUURU
Erbay, Akif’in, olmazlar ve olumsuzlukların, ‘şuyuu vukuundan beterdir’ kaidesine uyularak ötelenmiş insana ait tüm açmazları onararak sunduğunu belirterek, “Akif’te insan, hayvani yönlerinden özellikle uzak tutularak, insana yakışanın yücelmek, yükselmek ve geleneğimizin çerçeveleyici ifadesiyle, kemal imparatorluğunu kurması için ortam hazırlanmıştır.” diye konuştu. Akif Merhum’un, yaşadığı asrın sorumluluk şuurunun yüklediği her türlü yük ve çilenin diriltici nefesiyle, her daim ayakta ve bir işaretçi sıfatıyla, geriden gelenlere fener alayları hazırlayan bir şair olduğunu dile getiren Erbay, “Aynı zamanda Akif, asrının insan profillerinin de panoramasını çizer. Evin herhangi bir köşesinden başlayan insan tasviri, atılan her adımla sokağı, caddeyi, mahalleyi, beldeyi, ilçeyi, ili, memleketi ve oradan da bütün dünyayı kucaklayan bir kimlikle karşımıza çıkar. Zira Akif’in insan felsefesi ve insan algısı, bir insanın diriltilmesi bütün insanlığın diriltilmesi, bir insanın ölümü ise, bütün insanlığın ölümü anlamındadır. Bu yüzden Akif için insani erdem, ben yerine ‘biz’in inşa edilmesiyle mümkündür. Ona göre, kendi içine kapandıkça hayattan kopan, koptukça yalnızlaşan ve ardında hayvani hayat düzleminde şehvet, servet ve şöhret çılgınlığının aklını başından aldığı; ben merkezli insan profili, hayatın merkezi olamaz.” ifadelerini kullandı.
//AKİF’İN ÜSLUBU VE İŞLEDİĞİ KONULAR
Mehmet Akif Ersoy’un, bütün heyetiyle bir toplum mistiği olduğunu kaydeden Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdoğan Erbay, “Akif, yaşadığı asrın bunalım ve kaoslarının şekillendirdiği, maddeci ve ruhçu insan tip ve karakterlerini, sosyal ve gündelik hayatın içindeki canlılıklarını realist bir tavır ve üslupla tasvir etmiştir. Akif’in şiirlerinde, sosyal statü ve makam gözetilmeksizin, bir cemiyeti meydana getiren her türlü ferdin, bulunduğu konum ve seviyede tespit edilerek anlatıldığını görmek mümkündür. Mahalle Kahvesi’nden Fatih Kürsüsü’ne, Hasta Çocuk’tan Kocakarı ile Ömer’e, Kör Neyzen’den Köse İmam’a, SAid Halim Paşa’dan Midhat Cemal’e, cemiyet derilen yapıyı oluşturan, hayata katkısı olan-olmayan herkesi, bir ressamın tablosu gerçekliğinde canlandırdığını görmek imkan dahilindedir.” diye konuştu.
Akif’in, insanı, her zaman yücelmek ve yükselmek adına adımlar atan tek iradi varlık olarak takdim ettiğini ifade eden Doç. Dr. Erbay, bu düşünceden yola çıkarak Merhum Şair’in, insandaki ebedi hedefin terakki ve kemal zirvesine ulaşmak olduğunu her fırsatta hatırlattığını dile getirdi. Erbay, “Akif, en mesut ve bahtiyar olduğu durumda bile, uzak gelecekler için hayaller kuran ve rüyalarda uçan bir tabiata sahiptir. Akif, bütün bu hedeflerden sonra insanlığa bir çağrıda bulunur. Merhuma göre, insana yakışan hareket; süratle akan hayat içerisinde, hayvani vasıflardan kurtularak, asıl kıymeti olan meleklerden de muazzez konumuna yerleştirmektir.” dedi.