Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölüm Başkanı Prof. Mehmet Kavukcu, mülteci sorunu ve yerinden yurdundan edilen insanları ‘yalnızlık’ performansıyla anlattı.
Prof. Mehmet Kavukcu, yersiz-yurtsuz deyiminin bir açılımı olan, düz ve boş bir arazide, şiddetli soğuk ve fırtına eşliğinde yatak, yorgan, yastık gibi objelerin kullandığı bir çalışma gerçekleştirdi. Performansın, bir serinin ilk çalışması olması yanı sıra, mülteci sorununa değinen ve yerinden yurdundan edilen insanları anlatan bir dil amaçladığını kaydeden Prof. Mehmet Kavukcu, "Günümüz sanatının dili ile gerçekleştirilen bu performansta, terör ve şiddete vurgu yapılmaktadır. Aynı zamanda, günümüz koşullarının getirdiği bir sonuç olarak, yalnızlaşan ve yalnızlaştırılan insanı da anlatmayı amaçladım. Kavramsal bir dil ile desen, fotoğraf, video-art ve boya ile bir performans dili doğal iklim koşullarında gerçekleştirilmiştir. Yaşadığımız bütün mevsimlerde, farklı doğal ortamlarda bu performans kendine özgü etki alanlarıyla anlam ve görsel derinlikler kazanacaktır. İlk insandan günümüze, insan algısında yer alan insan-yatak olgusu, temelde korunaklı, saklı, güven veren bir mekana ihtiyaç duyar" dedi.
Prof. Mehmet Kavukcu, bu algıdaki insan yatak ilgisinden öte, açık mekanda adeta gök kubbeyi çatı yapıp, doğada yaşanabilecek olumsuz şartlara direnen, bir anlamda söz konusu olumsuz şartlara başkaldıran insanın görsel ve anlamsal sunumunu hedeflediğini ifade ederek, "Yakın perspektiften bakıldığında ise, insanın yataktan doğayı izlemesi, gecenin ve gündüzün etkisindeki sonsuz uzamda varlığın kendisini sorgulaması, çağdaş bir sanat diliyle sunulacaktır. Aynı zamanda kendi ile baş başa kalan insan, sonsuzluk ilişkisi içerisinde zayıflığını, gücünü, yalnız bırakılmayı, terk edilmeyi çözümleme çabasına girecektir. İnsan-yatak performansı, doğanın çekirdeği hükmünde olan insanın, yaşamındaki gereksinimlerinin en önemlilerinden biri olan barınmayı kaybetmesi ya da ona bunun kaybettirilmesi, tacize açık bir durumda işgale uğramış halini anlatır. Bu performans şiddetin ve terörizmin açıkça tehdit ettiği insandaki başkaldırıyı uyandırmayı hedeflemektedir. Günümüz insanının yaşadığı güvensizlik, korku, dehşet gibi duyguları anlatma çabasındadır. Çalışmada, terörün dünyayı ve ülkemizi sardığı, kuşattığı bugünlerde, insanlığa yaşattığı ve yaşatabileceği şiddet ve güvensizlik ortamını sert bir tepkiyle sorgulamak amaçlanmıştır. Terör ve orantısız şiddete, öncelikle insan ve çağdaş bir sanatçı bilinci ile bir duruş sergilenmesi hedeflenmektedir" şeklinde konuştu.