ERZURUM (İHA) - Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında-Dağlık Karabağ'da ve ona bitişik çevre bölgelerde demografik yapıyı değiştirme politikasını uygulamaya devam ettiğini belirterek, işgal altında bulunan Türk topraklarının, Asya-Avrupa uyuşturucu trafiğinde çok önemli üslerden biri haline geldiğini söyledi.
YASADIŞI YERLEŞİM
Eğilmez, “Bu amaçla işgal altındaki topraklarda Ermenilerin yasadışı yerleşimi gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle Ermenistan kaynaklarından ve AGİT Grubunun raporlarından doğrulanan bilgilere göre, 90'lı yıllarının ortalarından başlayarak 2012 yılına kadar Dağlık Karabağ ve işgal altındaki diğer bölgelere 25-27 bin Ermeni göç ettirildi. Bu göç politikası, Ermenistan hükümeti ve Amerikan merkezli Ermeni diasporası tarafından finanse edilmektedir. Bu politika ve uygulama Ermenistan'ın da 1993 yılında katıldığı 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin “Savaş Zamanı Sivil Kişilerin Korunması” maddesine ait dördüncü protokole tamamen aykırıdır.” dedi.
AGİT KEŞİF GURUBU RAPORU
AGİT Keşif Grubu’nun ilgili raporunda Ermenistan'ın işgal altındaki topraklarda yasadışı yerleşimi gerçekleştirdiği konusunda Azerbaycan'ın uzun süredir ifade ettiği endişelerini doğruladığını dile getiren Eğilmez, “Grup işgal altındaki topraklarda yerleştirilen Ermenilerin sayısını görsel değerlendirme yoluyla belirlemiş ve ortaya çıkan rakamlar Azerbaycan'ın daha önce açıkladığı rakamlara örtüştüğü tespit edilmiştir. İşgal altındaki topraklarda yerleştirilen Ermenilerin sayısı 17 binden fazladır. Aynı görev incelemesinden önce Türkiye bu rakamın 20-23 bin arasında olduğunu beyan etmiştir. AGİT Keşif Grubu bu raporunda sadece Laçin ilçesi arazisinde 8-11 bin Ermeni'nin yerleştirildiğini tespit etmiş. Suriye'deki çatışma ortamından dolayı bu ülkeyi terk eden Ermeniler, işgal altındaki Azerbaycan topraklarına yerleştirilmeye başlanmıştır. Ermenistan Bakanlar Kurulu kararına göre Laçin ilçesine 15, Kelbecer bölgesine ise 1 Suriyeli Ermeni ailesi yerleştirilmiş. Bu politikanın yanında, yine sözleşmelere aykırı olarak Ermenistan, işgal altında tuttuğu topraklarda açılan 155 kuyuda doğal kaynak arama ve işletmesi yapmaktadır.” Diye konuştu.
BM VERİLERİ
İşgal altında bulunan Türk topraklarının, Asya -Avrupa uyuşturucu trafiğinde çok önemli üslerden biri haline geldiğini ileri süren Eğilmez, “BM’nin Uyuşturucu ve Suç Ofisinin (UNODC) bilgilerine göre; 2011 yılında dünyada yaklaşık 7000 ton uyuşturucu üretilmiştir. Bu üretimin 4 te 3 ü Afganistan topraklarında gerçekleşmiştir. Afganistan’dan ihraç edilen uyuşturucu maddelerin son ulaşım noktalarından biri de Avrupa’dır. Uyuşturucu maddelerinin Avrupa’ya taşınmasında Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş toprakları özel bir konuma sahiptir. Uyuşturucu maddelerin transitinde ana hatlardan biri Afganistan-İran-işgal altında olan Dağlık Karabağ-Ermenistan-Gürcistan-Avrupa’dır. Dağlık Karabağ’da uyuşturucu laboratuvarlarının faaliyetine ilişkin bilgiler vardır. Böylece, uyuşturucu tacirleri işgal altında olan toprakları hem üretim, hem geçiş için kullanmış oluyorlar. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, Dağlık Karabağ probleminin çözümünde ortaya net bir tavır koymayarak bu iğrenç ticarete göz yumuyor ve aslında kendi geleceklerini zehirliyorlar.” şeklinde konuştu.