AÖF’ten suç ve suçlulara bilimsel yaklaşım

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi tarafından düzenlenen“Suç ve Suçluların Tespitinde Kriminal Teknikler” konulu panelde, adli bilim laboratuarlarında ses ve görüntüye dayalı, kimyasal ve biyolojik incelemeler üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.

 “Suç ve Suçluların Tespitinde Kriminal Teknikler” başlıklı konferans yoğun ilgi gördü. Düzenlenen etkinliğe Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Takkaç ve Prof. Dr. Sait Keleş, Baro Başkanı Avukat Faruk Terzioğlu, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Selçuk Karaman ve Doç. Dr. Kürşat Akbulut, dekanlar, müdürler, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

BAYRAM’IN SUNUMU

Bilgisayar Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (BAUM) Müdürü Prof. Dr. M. Dursun Kaya başkanlığında yürütülen panelde “Adli Bilim Laboratuvarlarında Ses-Görüntü ve Antropolojik İncelemeler” başlıklı konuşmayı gerçekleştiren Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Ses ve Konuşma İnceleme Uzmanı Levent Bayram, kriminal incelemelerin adaletin tecelli etmesinde doğrudan ya da dolaylı hizmeti bulunduğunu ifade etti. Toplumları, bireyleri bir arada tutan temel unsur olarak adaletin sağlanmasının önemine işaret eden Bayram, adli bilim laboratuarlarının suçların sonuçlandırılması, masumların da masumiyetinin ortaya konulması açısından hizmet verdiğini belirtti. Ses ve konuşma ile görüntü ve antropoloji incelemelerinde kullanılan inceleme ana materyallerinin bilişim suçları bağlamında veri depolama üniteleri olduğunu söyleyen Bayram, ses ve konuşma kayıtlarının anlaşılır hale getirilmesi, konuşma kayıtlarının aidiyetleri, montaj ve kurgu incelemeleri ve kayıtlarda güvenilirlik konuları üzerinde durdu.

ÖZDEMİR’İN BİLDİRİSİ

Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Biyolojik İnceleme Uzmanı Adem Özdemir, “Adli Bilim Laboratuvarlarında Biyolojik İncelemeler” başlıklı konuşmasında adli bir olay olduktan sonra başlayan kriminal inceleme alanında DNA teknolojisi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kimliklendirmede parmak izinin yanı sıra 1985 yılından itibaren kullanılmaya başlanan DNA teknolojisinin bir kişiyi şüpheli ve masum olmaktan çıkarıcı rolüne işaret eden Özdemir, adaletin sağlanması ve zaman kaybının önlenmesi açısından özellikle kimliklendirme, olay yeri araştırması ve soybağı analizinde DNA teknolojisine başvurulduğunu belirtti. Kısa ardışık tekrar dizileri aracılığıyla DNA profili elde edildiğini vurgulayan Özdemir, bu yolla hassas ve spesifik sonuçlara kısa zaman içerisinde ulaşıldığını sözlerine ekledi.

PARILTAN’IN AKTARDIKLARI

Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Kimyasal İnceleme Uzmanı Murat Feridun Parıltan “Adli Bilim Laboratuvarlarında Kimyasal İncelemeler” başlıklı konuşmasında kimyasal kimliklendirmenin önemi üzerinde durdu. Kimyasal analizlerin verilerin suç bulgusu olup olmadığı bilgisini sunduğunu belirten Parıltan, bu analizler aracılığıyla bulgunun ne olduğu, suçla ilişkili olup olmadığı gibi sonuçlara ulaştıklarına değindi. Uyuşturucu, atış mesafesi, yangın, toksik madde ve patlayıcı madde analizleri yaptıklarını belirten Parıltan, aynı zamanda olay yerinde olmaması gereken ya da bilinmeyen bir maddenin ne olabileceğini, kimyasal maddenin ne olduğuna ilişkin genel analizler de yürüttüklerini ifade etti.

ÖZTÜRK’TEN BİLİŞİM SUÇLARI İNECELEMESİ

Polis Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Tolga Öztürk “Adli Bilim Laboratuvarlarında Bilişim Suçları İncelemeleri” başlıklı konuşmasında suçluların teknolojiyi çok iyi kullandıklarını, bireyleri dolandırmak için teknolojiden yararlandıklarını belirtti. Bilgisayar ve cep telefonlarının insanların yaşamlarında öne çıktığını, temel iletişim aracına dönüştüğünü, bu bağlamda da suçlara da aracılık ettiğini vurguladı. Panel, konukların yönelttikleri soruların yanıtlanmasının ardından panelistlere Katılım Belgelerinin takdimi ile sonlandı.