ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
HABERLER>TÜRKİYE
6 Mayıs 2016 Cuma - 06:10

AK Parti Kongresi 22 Mayıs’ta

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, "22 Mayıs 2016 Pazar günü olağanüstü kongremizi yapacağımızı ilan ediyorum. Görevi hakkıyla yaptım. Kongrede aday olmayı düşünmüyorum" dedi.

AK Parti Kongresi 22 Mayıs’ta

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, "22 Mayıs 2016 Pazar günü olağanüstü kongremizi yapacağımızı ilan ediyorum. Görevi hakkıyla yaptım. Kongrede aday olmayı düşünmüyorum" dedi.

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasına, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak bütün milletimi, herbirinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum" sözleriyle başlayan Davutoğlu, son 25 yıldır modern tarihin en köklü dönüşümlerinin geçtiği bir sürecin içinde bulunduklarını bildirdi.

"Bu 25 yıllık tarihte bir akademisyen olarak, bir Başbakan Başdanışmanı ve Büyükelçi olarak, Dışişleri Bakanı olarak ve Başbakan olarak aziz milletimizin hizmetinde olmak benim için en büyük gurur vesilesi olmuştur" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:"Allah bu hizmetlerin karşılığını en hak ettiğimiz şekilde versin niyazında bulunarak bugün sizlerin huzurunuza çıkmış bulunuyorum. Bildiğiniz gibi 28 Ağustos 2014 tarihinde partimizin Olağanüstü 1. Kongresi'nde kurucu Genel Başkanımız Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan kutsal bir emaneti devraldım. Bu emaneti devralırken orada yaptığım konuşmada vurguladığım temel hususları hep hayatımda ve daha sonra Başbakanlık dönemimde kendime şiar edindim. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu hususlardan hiçbir şekilde ayrılmadığımı ve bu hususların hayata geçmesi için canla başla çalıştığımı düşünüyorum. Bunun şahidinin aziz milletimiz olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu dönemde yaşananlar, yaşadıklarımız tarihin ve milletin şahitliğinde gerçekleşti."

KURUCU, KARİZMATİK BİR LİDERDEN SONRA...

Şimdi gelinen noktada, birlikte bir muhasebe ve bundan sonraki gelecek perspektifle ilgili kanaatleri paylaşmak gerektiği inancında olduğunu belirten Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bu yaklaşık 20 aylık süreç, 3 döneme ayrılabilir. Birinci dönem 28 Ağustos 2014 ile 7 Haziran 2015 tarihleri arasındaki dönemdir. Yani 62. Hükümet dönemi. Bu dönemin en önemli meydan okuması, kurucu, karizmatik bir liderden sonra AK Parti'nin bir bütün olarak geleceğe hazırlanmasıydı. Geçmişteki siyasi tecrübeler göstermiştir ki karizmatik liderlerden sonra bir boşluk doğar, bu boşlukta partiler yavaş yavaş kendi özelliklerini kaybetmeye başlarlar. Benim bu dönemde en önemli hedef olarak kendime tayin ettiğim husus, Türkiye'nin geleceğini Türkiye'nin kaderini temsil eden, AK Partimizin birliğini beraberliğinin muhafazası olmuştur. O günleri hatırlayınız, birçok yorumlar yapılıyordu. Üç dönemlik arkadaşlarla ilgili değişik kanaatler serdediliyordu. O günden bugüne hamdolsun gururla, huzurunuzda ifade ediyorum ki, benim AK Parti Genel Başkanlığım döneminde bu partiden tek bir istifa yaşanmamış tek bir kardeş ihtilafı görülmemiş ve partimizin omurgasından da yapısından da hiçbir şey eksilmemiştir. Bu önemli bir meydan okumaydı. Geçmişte ANAP ve Doğruyol tecrübelerini bilenler bugün bu noktada elde ettiğimiz başarıyı herhalde görürler. Bu çerçevede bu konuda bana katkıda bulanan bütün arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum."

Davutoğlu, 62. Hükümet döneminde ikinci hedefinin suhuletle ülkeyi seçime götürmek olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:"7 Haziran seçimleri ve paralel yapı faaliyetleri, Suriye’de ortaya çıkan gelişmeler, birçok husus suhuletle ülkeyi seçime götürme bağlamında meydan okumaları beraberinde getiriyordu. Birçok kaos senaryoları söz konusuydu. Hamdolsun, 62. Hükümetimiz 7 Haziran seçimlerine ülkeyi suhuletle götürdü. Üçüncüsü ülke güvenlik bağlamında, daha Başbakan olduğum andan itibaren başlayan bir meydan okuma vardı. Kobani olayları bahane edilerek yürütülen, 6-7 Ekim terör olayları, hem bu olayların üstesinden gelmek hem yaraları sarmak hem de daha kapsamlı terör tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda söz konusu olacak hazırlıkları yapmak üzere kapsamlı bir güvenlik planlamasını arkadaşlarımızla birlikte hayata geçirdik.

Bu dönemin dördüncü hedefi, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde başlatılan bütün yatırımların eksiksiz sürdürülmesi, bu yatırımların devam etmesi yanında ülkenin ekonomik istikrarının muhafaza edilmesiydi. Geçtiğimiz günlerde Osman Gazi Köprüsü'nün onurunu hep beraber yaşadık, yine buradan onurla ifade ediyorum. Başında bulunduğum Bakanlar Kurullarının dönemlerinde hiçbir yatırım geride kalmamış, hiçbir yatırımın takviminde aksama söz konusu olmamıştır. O günlerde 2014 sonlarında ilan ettiğimiz 25 öncelikli dönüşüm programlarıyla ekonomimizin çerçevesi çizilmiştir."

7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki süreci, Türk demokrasi döneminin en kritik dönemi olarak niteleyen Davutoğlu, 7 Haziran seçimi sonrası için "13 yıllık istikrar sonrasında partimizin Meclis'te çoğunluğunu alamaması dolayısıyla puslu havayı seven bütün çakallar ortaya çıkmıştı" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, 7 Haziran seçimi sonrası partide hüzün ve "acaba ne olacak" kaygısı olduğunu anlatarak, ancak kendisinin parti binasının balkonundan yaptığı konuşmada, teşkilat üyelerinden başlarına dik tutmalarını istediğini hatırlattı. Davutoğlu, 7 Haziran'dan sonra bir iç muhasebe yaptıklarını ve atılması gereken adımları gözden geçirdiklerini aktardı.

Türkiye'yi bir saniye bile hükümetsiz bırakmamak için de bir söz verdiğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, "Hamdolsun, huzurunuzdayım, 7 Haziran-1 Kasım arası kaos bekleyenler, kriz bekleyenler, hükümetsizlik, iradesizlik bekleyenler, çelikleşmiş bir iradeyi karşılarında buldular. Hiçbir kararı almakta bir saniye bile tereddüt etmedik. Hükümetsiz bir saniye bile yaşatmadık ülkemizi, zor bir dönemdi, Meclis'te çoğunluğu olmayan hükümetin, bir geçici hükümetin, en radikal, en zor kararları alması gerektiği bir dönemdi." diye konuştu.

TERÖRLE MÜCADELEDE KARARLILIK

Hükümetin aldığı en önemli kararlardan birinin terörle mücadele olduğuna işaret eden Davutoğlu, 20 Temmuz'da Suruç saldırısı sonrası Türkiye'nin kapsamlı bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Davutoğlu, güvenlik birimlerine terörle kararlılıkla mücadele edilmesi yönünde talimat verdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Mademki Türkiye'ye savaş ilan edilmiştir, mademki terör örgütü ve arkasındaki odaklar Türkiye'yi bir hedef haline getirmişlerdir, ülkemizin bütün dağları, bütün ovaları, bütün vadileri, bütün şehirleri, bütün ilçeleri, bütün mezraları terörden temizleninceye kadar mücadele edeceğiz. Hamdolsun, bugüne kadar da bu mücadeleden hiçbir taviz vermedik, inşallah önümüzdeki dönemde de yine AK Parti iktidarları hiçbir taviz vermeden bu yola devam edecektir."

Başbakan Davutoğlu, yüzde 85 katılım, yüzde 97,5 temsil ve yüzde 49,5 ile AK Parti'nin 1 Kasım'da yeniden iktidar olduğunu aktararak, yeni dönem için de yeni yatırım ve reformların belirlendiğini söyledi.

İlk olarak tüm vaatleri 3 ayda bitirme kararı aldıklarının altını çizen Davutoğlu, "Hesap makamında olan, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu kez 3 aylık dönemde bütün vaatlerimizi yerine getirmiş olmanın huzurunu ve onurunu yaşıyorum. Herhalde demokrasi tarihinde çok nadir görülen bir husustur." diye konuştu. "7 Haziran'da ve 1 Kasım'da 81 vilayeti dolaşarak, seçim meydanlarında verdiğimiz hiçbir söz şu anda yarım kalmış değildir. Yine sözlerimiz, vaatler dışında reformlarımızdı, 3 aylık reformlarımızı tamamladık, 6 aylık reformlarımızın bir kısmını yaptık ama reformlarımızın en büyüğü olacak olan inşallah bir gün hayata geçecek olan sivil, özgürlükçü, TBMM'nin ve milletin iradesiyle yazılmış sivil bir anayasa için de kurullar oluşturduk, gerekli adımları attık" diyen Davutoğlu, muhalefet liderleri ile görüştüklerini, uzlaşma komisyonu oluşturduklarını, ana muhalefet partisinin tutumu nedeniyle yarım kalan çalışmaları partide sürdürdüklerini aktardı.

Davutoğlu, sivil ve özgürlükçü bir anayasa için temel zeminin oluştuğunu belirterek, bu çalışmanın da en kısa zamanda tamamlanmasını ümit ettiğini kaydetti.

Terörle mücadele bağlamında Türkiye'nin bütün kritik ilçelerinde kapsamlı operasyonlar başlatıldığına dikkati çeken Davutoğlu, aralık ayından itibaren Sur, Silopi, Cizre, Nusaybin, Varto gibi birçok ilçede operasyonların büyük bir başarıyla yürütüldüğünü ve yürütülmeye devam edeceğini bildirdi.

EKONOMİDEKİ GELİŞMELER

Ekonomik istikrarı sağladıklarının altını çizen Başbakan Davutoğlu, "Şu anda Türkiye, geçtiğimiz yılın sonunda 'her an kriz çıkabilir, ekonomik bakımdan sarsıntı olabilir' denilen Türkiye, bugün bütün ekonomik verilerde son derece sağlıklı işaretler veriyor. Özellikle 'asgari ücret dolayısıyla enflasyon artacak' denilen konjonktürden enflasyonun son 3 yılda en düşük düzeye düştüğü bir dönem yaşıyoruz." dedi.

Ekonomide parıltılı bir bahar dönemi yaşandığını aktaran Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:"Özellikle de dün akşamdan itibaren ve bugün aldığımız karar çerçevesinde de kimsenin ekonomimizin verileriyle oynayacak spekülasyonlara gitmemesi uyarısında bulunuyorum. Bugünlerde aldığımız kararlar ne olursa olsun, son ana kadar vazife başında olan hükümetimiz vardır ve hiç kimse ekonominin iç dengeleriyle de oynamaya kalkmasın. Kurdaki düşüş, sağlıklı düşüş devam etmelidir. Hiç kimse şüphe de etmesin. Önümüzdeki 4 yılı tamamlayacak güçlü AK Parti hükümetleri devam edecektir. Bu bakımdan da bütün yatırımcılara, ekonomi çevrelerine, bu güven ve istikrar ortamının devam edeceği konusunda tereddüt etmemelerini özellikle vurguluyorum."

Davutoğlu, dış politikanın temel sütunlarını harekete geçirmek ve güçlendirmeler yapmak için de büyük çaba sarf ettiklerini söyledi. Avrupa Birliği-Türkiye Zirvesi'nin 13 yıl sonra gerçekleştiğini ve o günden bugüne 3 zirve yapıldığını anımsatan Davutoğlu, yürütülen faaliyetlerle Kasım ayında 7 bin civarında olan mülteci geçişinin son 15 gün içinde onlu rakamlara düştüğünü aktardı.

Vize muafiyetinin sağlanması için de adımlar atıldığını dile getiren Davutoğlu, Avrupa Birliği Komisyonu'nun aldığı karar çerçevesinde bunun önemli bir aşamaya geldiğini vurguladı.

Bu dönemde Türkiye'de G20 Zirvesi, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi gibi önemli zirveler gerçekleştirildiğini hatırlatan Davutoğlu, bu ay da Dünya İnsani Zirvesine ev sahipliği yapılacağını belirterek, her cephede, her veçhede üzerilerine düşeni yapmaya çalıştıklarını söyledi.

 Davutoğlu, "Bütün bunları yaparken temel saikim, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak taşıdığım ağır sorumluluğun hakkını vermekti. Olağanüstü Kongre'de Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmada da vurguladığı gibi, bu dönem güçlü Cumhurbaşkanı, güçlü Başbakan dönemiydi. Ben o gün, Sayın Cumhurbaşkanımızın vurguladığı prensibi hayata geçirmeye gayret ettim. O gün Sayın Cumhurbaşkanımız 'Emanetçi bir başbakan istemiyorum' demişti. Doğru bir tavırdı, doğru bir tavsiyeydi. Ben emaneti üstlendim ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunun da hakkını vermek için gece gündüz çalıştım. Buna da milletimiz şahittir." diye konuştu.

Bu dönemde temel ilkelerinin başında AK Parti'nin güçlü yapısının korunmasının geldiğini vurgulayan Davutoğlu, "Hiçbir yerde, son tartışmalardan bahisle de söylüyorum, herhangi bir ilçe teşkilatı veya il teşkilatı atamasında dahi, şahsi bir müdahalem olmamıştır. Teşkilat başkanımızın kullandığı yetkiler kurullarımızın normal işleyişi içinde 12 yıl içinde nasıl olmuşsa öyle olmuştur." ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, partilerin gelenekleriyle yaşadığını belirterek, AK Parti'nin geleneklerinin yaşatılmasını asli unsur olarak gördüğünü ve buna sadık kaldığını söyledi.Bu dönemde 81 vilayete gittiğini, adım atmadığı il kalmadığını anlatan Davutoğlu, bütün bu illerdeki vatandaşlara gösterdikleri misafirperverlik dolayısıyla teşekkür etti.

PARTİMİZ YENİ BİR DÖNEMİN EŞİĞİNDEDİR

Başbakanlığı süresince gerçekleştirdiği faaliyetlerin kısa bir özetini yaptığını dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Son MKYK Toplantısı'nda yaşanan gelişmeler çerçevesinde yaptığımız istişarelerle ve son olarak da bugün MYK'da arkadaşlarımla istişare ettikten sonra, 22 Mayıs 2016 günü tüzüğün 70. maddesi gereğince partimizin olağanüstü kongreye gitmesi kararı aldım. Tüzüğün 70. maddesi bu yetkiyi Genel Başkana veriyor. Ben de Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak 22 Mayıs 2016 gününde inşallah olağanüstü kongremizi yapacağımızı buradan ilan ediyorum."

Davutoğlu, bütün bu tabloya, çalışmalara rağmen, seçimleri 1 Kasım'da kaybeden muhalefet liderleri genel başkanlık koltuğunu muhafaza ederken, kendisi yüzde 49,5 oy ve 24 milyon seçmenin desteğini almışken kongrede aday olmayı neden düşünmediği sorusunun akıllara geleceğini ve bunu cevaplamanın boynunun borcu olduğunu söyledi.

Bunun haklı bir soru olduğunu dile getiren Davutoğlu, yüzde 49,5 oy oranının son kamuoyu anketlerinde yüzde 52'yi aştığını, yüzde 53-54'e varan bir orana yükseldiğini de belirtti.

Davutoğlu, şöyle devam etti:"Milletimizin huzurunda şunu ifade edelim, bizim dönemlerimiz bir başarı dönemidir. Benim bu kararı almamda herhangi bir şekilde hissettiğim başarısızlık duygusu ya da tarafımca atılmış bir adımdan duyulmuş pişmanlık söz konusu değildir. Yaptığım görevi hakkıyla ve onurumla yaptım. Peki neden böyle bir karar aldım? Hayat insana bir çok şey öğretiyor ama benim akademik hayattan bu yana hiç terk etmediğim prensiplerim var. Birisi, doktora yaparken profesör olmayı hedefledim ama hiçbir zaman hak ettiğim an gelmedikçe de peşinde koşmadım. Hiçbir zaman mevki ve makam talep etmedim. Başbakan başdanışmanlığı ve büyükelçilik, dışişleri bakanlığı ve başbakanlık görevleri onurlu, büyük görevlerdi, herkes bilir yaşayanlar ve şahit olanlar, bunların hiçbirisini ben talep etmedim. Hiçbirisi için bir an dahi lobi yapmak ya da bir şekilde talepte bulunmak niyetinde bulunmadım. Bugün de böyle bir talebim olmadı. Elhamdülillah, kongre üyelerimize teşekkür ediyorum, her iki olağan ve olağanüstü kongrede mutabakatla genel başkan seçildim. Mutabakatın olmadığı bir yerde de genel başkanlığa aday olmayı düşünmem."

İNANMADIĞIM HİÇBİR ŞEYİ SAVUNMADIM

En güçlü insanın, kendisiyle barışık, yaptığından emin, kalbiyle yüreğiyle yüzleştiğinde yüreğiyle barışık insan olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Hayatta inanmadığım hiçbir şeyi savunmadım, inandığım hiçbir yerden de geri adım atmadım. Kimseyle pazarlık yapmadım. İnandığım değerler ve ilkeler uğruna pazarlık esasına dayalı bir mevki, makam hesabı, vizyonu içinde de olmadım." dedi.

Yola çıktığı arkadaşlarının birlikte oldukları inancıyla omuz omuza kendisiyle olduğundan emin olmak istediğini dile getiren Davutoğlu, kendisiyle olmadıkları anda da bunu söylemelerini arzu ettiğini aktardı. Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:"Bu bağlamda son MKYK'da yaşananlar ve önergenin kendisi parti usulleri bakımından benim açımdan çok büyük bir önem ittihaz etmiyor. Onun için de ilk imzayı kendim attım ama takip edilen yöntemi refik olma özelliğiyle bağdaştırmadım, bağdaştıramadım. Dolayısıyla eğer refik önemliyse ve hedef önemliyse hepimizin bir muhasebe yapması gerekiyordu. Refiklerimin de benim de. Bu anlamda yaptığım muhasebe, bütün arkadaşlarımla yaptığım istişareler Cumhurbaşkanımız dahil siyasi tecrübesine güvendiğim ve sorumluluk hissettiğim bütün dostlarımızla yaptığım istişare neticesinde AK Parti'nin birliğinin, beraberliğinin devamı için refik değişmesindense bir genel başkan değişiminin daha doğru olacağı kanaati bende hasıl oldu. Çünkü herhangi bir şekilde MKYK yenilenmesi partimiz içinde gereksiz tartışmalara sebebiyet verecekti. Bu bağlamda önümüzdeki olağanüstü kongrede bu şartlar altında aday olmayı düşünmüyorum."

AK PARTİ'NİN KADERİ ARTIK TÜRKİYE'NİN KADERİDİR

AK Parti'nin kongreyi birlik ve beraberlik içinde yapması, hiçbir şekilde tartışma konusu yapılmaması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, "Çünkü, AK Parti'nin kaderi artık Türkiye'nin kaderidir, gönül coğrafyamızın kaderidir." diye konuştu.

Grup konuşmasında, "Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam. Dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak hareketin zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem" dediğini anımsatan Davutoğlu, "Ben grup konuşmasında kendimi bağladım. Bu bağlılık çerçevesinde de bundan sonra adımlarımı atacağım." ifadesini kullandı.

 
Erzurum Kervan Belgeseli’nde
 
‘Dikkat Romatizmam Var!’
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Adalet siyaset tarzımızın pusulasıdır’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günümüzde küresel düzeyde en çok ihtiyacını hissettiğimiz, ...
Gündem: “Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Av. Mehmet Uçum “Yeni Anayasa ve Başkanlık ...
Cumhurbaşkanı’ndan 2023 vurgusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılıklarında ...
 
‘AK Parti verdiği sözden kaçmaz’
Davutoğlu, Türkiye'ye yakışan özgürlükçü, demokratik, adil bir anayasa ...
"Terörle mücadele kararlılıkla devam edecek"
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, terörle mücadelenin bütün kararlılığı ...
Erdoğan: "Türkiye’de Basın Özgürdür"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda, “Türkiye’de basın özgürdür. ...
 
IV. Uluslararası Türk Şöleni’nde geri sayım
Erzurum’ da düzenlenen kitap fuarına katılan Prof. Dr. Erhan Afyoncu, ...
“Allah, Müslümanların Yar ve Yardımcısı Olsun”
Cumhurbaşkanı, “Allah, Miraç Gecesi’nin yüzü suyu hürmetine, Suriye başta ...
‘Çokluk İçinde Birlik, Birlik İçinde Çokluk’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Çözümün Kuşkulusu
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Berhan Yılmaz hocam kitabın ortasından konuşmuş: Sistem değişmeli
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva