Güvercinlerle 13 yaşında tanıştığını ve ilk gördüğünde kuşlara âşık olduğunu belirten 58 yaşındaki Zeki Kılıçoğlu, evinin bodrumunda güvercinlere özel olarak yaptığı mekânda 150 adet güvercine sahip olduğunu kaydetti.
BU SEVDA BAŞKA
Güvercinleri ile beraber iken vaktinin nasıl geçtiğini anlamadığını söyleyen Kılıçoğlu, “Güvercinler inanılmaz bir ilgi alanı, insanı huzur içinde yaşatıyor. Herkes meraklanmaya başladı. İsteyene yavrulardan vererek herkesi hayvanları sevmesi için elimden geleni yapıyorum. Güvercinlerin brazzers izle yemlenmesi, banyo yapmaları, takla atmalarının görülmeye değerdir. En tecrübeli iki güvercinimi kedi tarafından avlanması beni çok üzdü.” dedi.
‘BU HOBİ BENİM İÇİN YAŞAM TARZI OLDU’
Güvercinlerin kendisi için bir yaşam tarzı haline geldiğini ifade eden Kılıçoğlu, “Güvercinler insana huzur veren bir yanı var. İlgisi olan kişilere destek oluyorum. Ben bu hobiyi 45 yıldır yapıyorum. Artık hastası oldum diyebilirim. Güvercinler benim için aile gibi bir şey oldu. Bunlar çok nadir ve asil hayvanlar. Bakımı çok zor. Ancak bu kadar zorluğa rağmen büyütmesi, takla atması, banyo yapması hepsine değer. İyi ki güvercin hastasıyım.” diye konuştu.
‘EN PAHALI GÜVERCİN TAKLACI’
Güvercinlerin paha biçilmez değere sahip olduklarını söyleyen Kılıçoğlu, “Şu anda Mardin güvercinleri arasında en pahalı kuş, oyun kuşu olan taklacı güvercindir. Bu güvercinlerin bir çift yumurtası 10 bin liradan başlıyor. Bugün 100 liralık güvercin de var, 150 bin liralık güvercin de... Ama en makbulü taklacı güvercinler, 150 bin liraya kadar alıcı buluyor. Mardin’de en kaliteli güvercin ırkları bende bulunuyor. Ancak güvercin hastası olduğum için kesinlikle satmam. Satılık kuşum da yok.” şeklinde konuştu.
‘GÜVERCİNLERİN BAKIMI ÇOK ZOR’
Güvercin bakımı hakkında bilgiler veren Kılıçoğlu, “Öncelikle kuş bakmak için sağlıklı bir kümese ihtiyaç vardır. Bu kümesin ahşap olması veya toprak üzerinde olması kuşlarımızı aşırı rutubetten koruyacaktır. Teras gibi yerde tuğla kümes yapan arkadaşlarımızın rutubet ortamından kurtulmaları için kümes içini strafor dediğimiz köpükle döşememiz gereklidir. Kümeslerimize bol oksijen girmesi için ufak dahi olsa bir pencere açılması ve sinek teli ile kapatılıp içeriye mikrop taşıyan sineklerin girmesini engellemeliyiz. Kapı ve pencere üzerindeki camlar kümes içine güneşin girmesine yardımcı olacağından tercih nedenidir. Kümesleri güneş alacak şekilde yapmamız sadece güneşte olan D vitamininin kuşlar üzerine gelmesine yardımcı olmamız gerekir. Kuşlarımız her gün banyo yapmalıdırlar. Banyo suları temiz olmalıdır. 5-6 kuş yıkandıktan sonra yeni su koyup diğerlerinin yıkanmasını sağlamalıyız. Kesinlikle yağmur veya birikinti sularında kuşların banyo yapmasına müsaade etmeyiniz. Bazılarımız toprak dökerek kuşların buralarda eşinmesini, toprak üzerinde bir şeyler yemesini düşünürüz. Oysa bu toprak üzerine yağan yağmur ve uçuşan tozlar hastalık taşır. Bu yüzden haftada en az bir kere dezenfektanla toprak temizlenmelidir. Kuşlarımıza ne kadar bakım yaparsak yapalım mineral ve vitamin yönünden gerekli ihtiyacını sağlayamayız. Oysa mineral ve vitaminler sağlık, doğurganlık, parlak tüy yapısı, sağlam kemik ve kas yapısı ve hastalıklara direnç yönünden çok önemlidir.” sözlerini kullandı.