12 Eylül askerî darbesinin üzerinden tam 32 yıl geçti.
O dönem cezaevlerinde aylarca işkence görenler, yaşadıkları insanlık dışı uygulamaları unutamadıklarını söylüyorlar. Gelecek nesiller için yeni bir 12 Eylül'e 'hayır' diyorlar.
12 Eylül darbesinin akla gelen ilk bilançosu, 650 bin kişi gözaltına alındı. 517 kişiye idam cezası verildi, 50'si asıldı. 30 bin kişi 'sakıncalı' olduğu gerekçesiyle işten atıldı. On binlerce kişi ülkeyi terk etti. 300 kişi şüpheli bir şekilde öldü. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. Darbenin üzerinden 32 yıl geçti. O günlerde kanlı işkenceler yaşayan, asker ve polis eliyle akıl almaz yöntemlerle şiddete maruz kalanlar o anları bir gün bile unutmadı. Tanıkların bizzat yaşadığı olaylar, 12 Eylül'ün bütün kesimlerinin nasıl bir işkenceye maruz kaldığını gösteriyor. Acı hatıralar, 'intihar ya da şüpheli' denilerek kayıt dışı tutulan ölümlerin aslında taammüden cinayet olduğunu gözler önüne seriyor.
TRT ANKARA RADYOSU ÖNÜNDE PROTESTO
12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümünde TRT Ankara Radyosu önünde protesto gösterisi düzenlendi.
Devrimci 78'liler Federasyonu üyesi bir grup, TRT Ankara Radyosu önünde toplandı. Aralarında darbe sonrası idam edilen Erdal Eren ve Necdet Adalı'nın bulunduğu kişilerin fotoğraflarının da yer aldığı dövizleri taşıyan grup, 12 Eylül darbesini gerçekleştirenleri protesto etti. Darbe karşıtı sloganlar atan grup üyeleri ellerindeki mumları yaktı.
Burada grup adına basın açıklaması yapan Mehmet Özer, 12 Eylül 1980'de Ankara Radyosu'nda okunan sıkıyönetim bildirisini Türkiye'ye yeniden hatırlatmak için toplandıklarını ifade etti.
Özer, radyoların halka uzanan mikrofonlarının darbeciler için her dönemde kilit noktası olduğunu belirterek, şunları kaydetti:''Darbecilerin ilk meşruiyetlerini bu mikrofonlardan elde ettiklerini düşünerek, önce postallarını şaklatarak gelen silahlı askerleri, palet zincirleri caddeleri inleterek ilerleyen tankları ve namluları çalışanlara yönelmiş tüfekleriyle radyo evini kuşattılar. Darbeci generaller soluğu hep radyo evlerinde aldı. Tarihimiz zulmetmek isteyen darbecilerin ve egemenlerin, halkın vergileriyle ayakta duran TRT'yi basma hikayeleriyle doludur.''
''Namluların gölgesinde bir gelecek'' ve ''tank paletlerinin dişlileri arasında bir ülke'' istemediklerinin altını çizen Özer, ''Artık ekmek kadar, su kadar gerekli olan şeyi; halklarımızın özgürlüğünü, eşitliğini, kardeşliğini bir arada yaşayabildiği gerçek demokrasiyi istiyoruz'' ifadelerini kullandı.Grup, basın açıklamasının ardından dağıldı.
MUSA ERDOĞAN-ANKARA-İHA