DERYA YETİM - ENİSE YAPAR (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bir takım işveren örgütlerinin uluslararası sermayeye, finans çevrelerine yaptıkları çağrıları, kendi ülkeleri için yaptıkları tehditleri artık dünya finans çevreleri dikkate almıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesinin yurtdışına kötüleyen, uluslararası yatırım çevrelerine kendi ülkesini karalayan bir işveren örgütü bulamazsınız. Dünyanın her yerinde bu yapıların adı ihanettir” dedi.
TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri’de meydana gelen kazada 21 kişinin hayatını kaybettiğini, 29 kişinin de yaralandığını hatırlatarak ölenlere rahmet, yaralılara şifa diledi. Geçen hafta ve bu haftaki önemli temasları anlatan Başbakan Erdoğan, Brüksel’de miting havasında geçen karşılamadan ötürü Brüksel’deki Türklere ve STK’lara teşekkür etti. Brüksel temaslarının son derece verimli geçtiğini belirten Erdoğan, AB tarafının Türkiye hakkında tek taraflı olarak bilgilendirildiğini, yanlı olarak bilgilendirildiğini müşahede ettiğini söyleyerek, muhataplarına bu konuyu ilettiklerini, Türkiye’de yaşanan olayları tarafsız şekilde değerlendirmeleri gerektiğini söylediğini belirtti.
“TÜRKİYE, DIŞARIYA KARŞI OLDUĞUNDAN FARKLI LANSE EDİLİYOR”
Türkiye aleyhine karalama kampanyaları ve yanlış bilgilendirmelere yabancı olmadıklarını söyleyen Erdoğan, “Türkiye, dışarıya karşı olduğundan farklı lanse ediliyor. Haksız resimler çizildi, kampanyalarla Türkiye demokrasisi karalanırken, Türkiye ekonomisi yıpratılmak istendi. Türkiye aleyhine bu kampanyalar maalesef çoğu zaman içeriden bazı odakların eli ile yürütülmüştür. Ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere bazı siyasi partiler kendi ülkelerini kötüleme, karalama vazifesi üstlenmişlerdir. Topyekun Türkiye ekonomisi hedef alınarak 76 milyonun yolculuk ettiği geminin tabanına delik açılmak istendi. İhanet boyutunda bir planı devreye sokmak istediler. Ekonomi kötü giderse hükümet yıpranacak, 76 milyona ne olacağını zerre kadar umursamadılar. Gezi olayları sırasında ibretlik bir örneğini yaşadık, ekonomiyi durdurma, tüketmeme çağrısın yapanlar oldu. Uluslararası yatırımcılara Türkiye’deki yatırımlarını geri çekme çağrısında bulunanlar oldu. Güneş balçıkla sıvanamadı, ihanet boyutundaki tüm bu çabalara rağmen Türkiye ekonomi istikrarla büyümeye devam ediyor. Onlar ‘tüketmeyin’ dedikleri halde, 2002 yılında 91 bin adet otomobil satışı gerçekleşmişti, 2011 yılında 594 bin satış, 2012’de 556 bin adet, 2013 yılında ise bize ait olan rekoru yeniledik 665 bin adet yeni otomobil satışı gerçekleştirdik. Buzdolabı satışında ve çamaşır makinesinde durum aynı. Bütün karalama kampanyalarına rağmen Türkiye ekonomisi son derece sağlam şekilde yoluna devam ediyor” diye konuştu.
“TÜSİAD GİBİ KURULUŞLAR BUGÜNE KADAR KENDİ ÜLKELERİNE YABANCI KALDILAR”
Türkiye’nin yılın ilk 9 ayında büyüme oranı yüzde 4 olarak gerçekleştiğini, bu oran ile dünyada en çok büyüme kaydeden ülkelerden birisi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye ekonomisi 11 yılda çok sağlam bir zemine kavuştu, bu sağlam zemin üzerinde kararlılıkla ilerliyor, geçmişte olduğu gibi en küçük rüzgardan etkilenmiyor. Türkiye ekonomisi artık içeriden ve dışarıdan yapılan sabotajlar karşısında savrulup gitmiyor. Bir takım işveren örgütlerinin uluslararası sermayeye, finans çevrelerine yaptıkları çağrıları, kendi ülkeleri yaptıkları tehditleri artık dünya finans çevreleri dikkate almıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesinin yurtdışına kötüleyen, uluslararası yatırım çevrelerine kendi ülkesini karalayan bir işveren örgütü bulamazsınız. Dünyanın her yerinde bu yapıların adı ihanettir. AK Parti iktidarına kadar Türkiye tüm çabalarına rağmen yıllık ortalama 1 milyar dolar yatırım çekebiliyordu, 79 yıl boyunca 15 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekildi. 11 yıl içinde Türkiye 150 milyar dolar uluslararası yatırım çekti. Dünya Yatırım Ajansları Birliği 24 Ocak’ta toplandı, Türkiye’nin yatırım ajansını, yani Başbakanlığa bağlı Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını oy birliği ile başkanlığa seçti. Bizim Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansımız 2011 yılından beri başkan yardımcılığı görevindeydi, Türkiye başkan olunca Azerbaycan yatırım ajansı bizim deşteğimizle başkan yardımcısı seçildi. Yabancı sermaye bundan sonra da Türkiye’ye gelmeye devam edecek. TÜSİAD gibi kuruluşlar bugüne kadar kendi ülkelerine yabancı kaldılar. Eski Türkiye’nin aktörleri şunu kabul etsinler, Türkiye’de artık kazanan elitler, seçkinler, belli sermaye çevreleri değil, kazanan her zaman 76 milyon olacak” şeklinde konuştu.
"BİRİLERİ ÇIKIP ALÇAKÇA, HAİNCE MİT'E KARŞI SABOTAJ DÜZENLESE DE BİZ BÜYÜK DEVLET OLMANIN SORUMLULUĞUYLA KARDEŞLERİMİZE YARDIM TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eli kanlı Esed rejimini destekleyen, katliamlar yapılırken gidip Esed'le hatıra fotoğrafı çektiren CHP milletvekillerinin bu tavrına rağmen insani duruştan taviz vermediklerin isöyledi. Erdoğan, "Birileri Esed'i savunsa da biz ısrarla mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Birileri çıkıp alçakça, haince MİT'e karşı sabotaj düzenlese de biz büyük devlet olmanın sorumluluğuyla kardeşlerimize yardım taşımaya devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Brüksel'deki temaslara ilişkin bilgi vererek, "2014 yılının Türkiye-AB ilişkileri bakımından verimli olmasını bekliyoruz" dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın 22 yıl aradan sonra Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirdiğini anlatan Erdoğan, "Kendisiyle önemli ve verimli görüşmelerimiz oldu. Bugüne kadar olan süreci değerlendirme açısından önemliydi. Önümüzdeki hafta Almanya'ya yapacağımız ziyaret Türkiye-AB ilişkileri açısından önemli bir ziyaret olacak. İşadamalarıyla Almanya'da biraraya gelceğiz. Akşam saatlerinde İran'ın başkenti Tahran'a hareket ediyoruz. İran temaslarımızın da Türkiye-İran ilişkileri, bölgesel meseleler konusunda hayırlı vesilelere olacaktır. Cenevre görüşmeleri devam ederken, rejimin yaptığı işkenceleri gösteren fotoğraflar dünya kamuoyunda sarsıcı bir etki yaptı. Nazilerin Musevilere yaptığı soykırımı, Bosna Hersek'te yapılan katliamları Suriye'deki insanlık dışı tabloyu da tüm niteliğiyle ortaya koydu. Rejim güçlerinin kuşatması altındaki yer kamplarında adeta hapsedilen binlerce insan kadınıyla yaşlısıyla çocuğuyla ne zaman yemek yediğini hatırlamayan yüzlerce insanın bulunduğu ifade ediliyor. Oradaki ilim adamlarını, ulemanın verdiği fetvalarla kedi ve köpek yeme durumunda kalan insanlar var" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hala utanmadan sıkılmadan Suriye'nin Dışişleri Bakanı Cenevre'de, Türkiye ve Körfez ülkelerine hakaret edecek kadar densizleşiyor. Uluslararası platformlar nezdinde gereken yankıyı bulamadı. Rejim fotoğrafçısının çektiği fotoğraflar meselenin ciddiyetini ortaya koydu. Kimyasal silahlarla bin 500-2 bin kişi öldürülmüşse öbür tarafta konvansiyonel silahlarla öldürüldü. İster kimyasal ister konvansiyonel silahlarla olsun, açlıktan bir deri bir kemik kalmış insanlar karşısında inanıyorum ki insanlar mahcup olacaktır. Türkiye ve aziz millet bu insanlık dışı manzara karşısında yüreği parçalansa da mahcubiyet yaşamıyor Suriye meselesinde insan odaklı bir dışı politika anlayışıyla yaklaştık. Suriye'den topraklarımıza sığınan kardeşlerimize kucak açtık. Suriye meselesin çözümü için uluslararası platformlarda uyarıcı bir rol oynadık. Vicdan dışı sabotajlara rağmen yaptık. Suriye'ye yönelik politikamızı eleştiren CHP'ye rağmen dik durduk" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, "Eli kanlı Esed rejimini destekleyen, katliamlar yapılırken gidip Esed'le hatıra fotoğrafı çektiren CHP milletvekillerinin bu tavrına rağmen insani duruştan taviz vermedik. Suriye'deki insanlık dışı katliam yüzyıl, hatta binlerce yıl unutulmayacaktır. Suriye hatırlandıkça, insani duruş sergileyen Türkiye'nin tavrı da hatırlanacaktır. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, ecdadımızın Afrika'ya Avrupa'ya gösterdiği insani duruş bugün hatırlanıyorsa, aradan asırlar geçse de Türkiye'nin bugünkü duruşu hatırlanacaktır. Mazlumun savunmaya devam edeceğiz. Birileri Esed'i savunsa da biz ısrarla mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Birileri çıkıp alçakça, haince MİT'e karşı sabotaj düzenlese de biz büyük devlet olmanın sorumluluğuyla kardeşlerimize yardım taşımaya devam edeceğiz. Suriye'nin kardeşi olarak biz de inşallah imtihanımızı başarıyla tamamlayacağız. Bir kez tarihe büyük millet olarak adımızı yazdıracağız" diye konuştu.
Mısır'daki siyasi gelişmelere değinen Erdoğan, "Mısır halkının durmaya devam edeceğiz. Mısırlı kardeşlerimize selamlarımızı iletiyorum" dedi.
Önceki gün İstanbul'da MHP'nin seçim bürosunun önünde silah ve bıçakla yapılan saldırının ardından bir vatandaşın hayatını kaybettiğini belirten Erdoğan, "Zanlılar gözaltına alındı. Seçim bürosundaki şahıslarla sokaktan geçenler arasındaki tartışmanın ardından, bıçaklı saldırıyla böyle bir olayı gerçekleştirmiş olmaları seçim arifesinde düşündürücüdür. Dün geçe Şişi Belediyesi'ne provokasyon amaçlı saldırı düzenlendi. AK Parti'nin seçim bürolarına da defalarca saldırılar düzenlendi. İki kez Van Büyükşehir Belediye Başkan adayımızın evine ses bombası atıldı. Bütün bu saldırıları sağduyu ve soğukkanlılıkla karşıladık. Bu saldırılar, milli iradeye yönelik bir saldırılardır. Bütün saldırıları şiddetle kınıyor, tüm MHP camiasına buradan başsağlığı mesajlarını iletiyorum" dedi.
“HİZMET TEŞEKKÜLÜ İDDİASINDAKİ HAREKETLERİN SİYASİ PARTİ GİBİ DAVRANMALARI, BİR TAKIM ŞANTAJLARLA, ÇİRKİN GÖRÜNTÜ VE SES KAYITLARIYLA ANILMALARI ASLA KABULLENEMEZ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hizmet teşekkülü iddiasındaki hareketlerin siyasi parti gibi davranmalarının, bir takım şantajlarla, çirkin görüntü ve ses kayıtlarıyla anılmalarının asla kabullenilemeyeceğini söyledi.
30 Mart seçimleri ile ilgili aday belirleme çalışmalarının belli bir aşamaya geldiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Ankara ve İstanbul’da ilçe adaylarının tanıtımlarının yapıldığını söyleyen Erdoğan, teşkilatta morallerin sağlam olduğunu gördüğünü belirtti. Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın muhteşem bir eseri insanlığın hizmetine sunduğunu söyleyen Erdoğan, İslam Ansiklopedisi’nin hazırlanmasında emeği geçen alimlere teşekkür etti.
MALUM ÖRGÜT
Cumartesi akşamı Milli İrade Platformu’nun düzenlediği etkinliği katıldığını söyleyen ve platformda bulunan STK’ların çok farklı kesimleri temsil ettiğini belirterek, daha önceden Gezi olayları nedeniyle gazetelere ilan vererek hissiyatlarını dile getiren STK’ların, Cumartesi akşamı da 17 Aralık’ta yapılan darbe girişimini çok iyi tespit ettiklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, “Bu teşekkülün, onlarla birlikte dernek ve vakfın paylaştıkları ortak hissiyat şu, bir hareketin bir örgütün kendi ülkesine karşı bu kadar haince, hasmane tavır sergilemesi karşısında vakıflarımız, derneklerimiz, sendikalarımız ciddi rahatsızlık duyuyorlar. İslam hiç kimsenin tekelinde değildir. Hizmet etmek, yardımlaşmak, paylaşmak, eğitim, bilim gibi kavramlar insani kavramlar, hiçbir örgütün ipoteği altına giremez. Hizmet teşekkülü iddiasındaki hareketlerin siyasi parti gibi davranmaları, bir takım şantajlarla, çirkin görüntü ve ses kayıtlarıyla anılmaları asla kabullenemez. Hazreti Peygamber de, Hazreti Kur’an da hiçbir oluşumun istismar edemeyeceği, ipotek koyamayacağı, hepimizin ortak değerleridir. Yakın dönemde yaşamış, ömrünü ülkesinin zindanlarında geçirmiş, zindanlar da ömür tüketmek pahasına dik durmuş, ülkesinde durmuş gönül insanlarının istismarı bizim kabul edebileceğimiz bir tavır değildir. Bu malum örgütün mensuplarına samimiyetle seslenmek istiyorum, bu örgütün yönetimiyle mensupları arasında maalesef çok büyük bir farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Tabandaki mensupları samimi niyetler taşırken, örgütün üst yönetimi farklı yollara sapmış, farklı hesapların, gayretlerin içine girmiştir. Hizmet aşkı ile gayret eden, kıtalar aşan nice samimi kardeşimize rağmen bu örgüt maalesef uluslararası çevrelerin, Türkiye düşmanlarının maşası olmayı tercih etmiştir. Binlerce insanın gayreti, mücadelesi, uluslararası karanlık çevrelere peşkeş çekilmiştir. Kutsal kitabımız Kuran’ın-ı Kerim’in en çok hatırlattığı sorulardan bir tanesi ‘akıl etmez misiniz?’ Hiçbir kardeşim kendi iradesini ipotek koydurmasın” diye konuştu.
“EN BÜYÜK HIRSIZLIK, YOLSUZLUK MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞIDIR”
En büyük hırsızlığın milli irade hırsızlığı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Siyasi parti olmadığı halde siyaset yapan kapalı örgütlerin aldatmasına gelmesin. Biz bir siyasi partinin mensuplarıyız, bizin her işimiz şeffaftır, bizim söylediklerimiz milletin önündedir. Terör konusunda yolsuzluk, milli birlik ve kardeşlik konusunda biz şeffaf olarak milletin önündeyiz. Seçimlerde milletin önünde muhasebeye çekeriz. Şurada 2 ay kaldı, milletin önüne çıkmayanların, şeffaf değil kapalı olanlara benim hiçbir kardeşim kulak asmasın. Hırsızlığın, yolsuzluğun her türlüsü kötüdür, en büyük hırsızlık, yolsuzluk milli irade hırsızlığıdır. Milli iradeyi çalmaya kalkışan birisi çıkıp ta başkalarına yolsuzluk ithamında bulunamaz. 17 Aralık’ta milli iradeye yargıda fanatikleri ile saldırı düzenleyenler, milli iradeyi gasp etmeye çalışanlar yolsuzluğun izini süremediler. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ta milli iradenin çalınmasına göz yumanlar, bu hırsızlığa alkış tutanlar, bize çıkıp ta yolsuzluk çamuru atamazlar. CHP 27 Mayıs’ta milli iradenin gasp edilmesine destek vermiş, o günden beri çalmanın, çırpmanın ve hırsızlığın adresi olmuştur. O eski Türkiye’nin kaybedenleri toplu halde, koro halinde yolsuzluk türküsü söylüyorlar. Yolsuzluk iftirası atanlar, bu kaybedenler lobisine söylüyorum, yolsuzluk yapan görmek istiyorsanız gidin aynaya bakın” şeklinde konuştu.
“BİZİM BÜYÜK SERMAYEYE GÖZDAĞI VERMEK GİBİ BİR NİYETİMİZ YOK”
Bir partilinin “BBC’den görünüyor Sayın Başbakanım” diye bağırması üzerine Başbakan Erdoğan, “Sadece BBC’mi, bu gazetelerin patronları kimler? Geçenlerde İngiltere’de de benzer şeyler yaptılar. Kameron gazeteleri kapattı, ondan sonra Amerika’dan vurmaya başladılar. Çünkü zihniyet aynı. Bu zihniyeti iyi tanımamız lazım, bunlarla kimler ortak davranıyor, çok iyi takip etmemiz lazım. Bu ülkede milli iradeyi her zaman bunlar çaldılar, yetmedi, bu ülkenin kaynaklarını, enerjisini bunlar hortumladılar. Hiçbir zaman bunların hesapları kontrol edilmedi. Gözden geçirilmedi, şimdi kontrol edilmeye başlanınca hoplamaya başladılar. Niye rahatsız oluyorsunuz? Bunların Türkiye’deki toplam ödediği vergi yüzde 10-15’tir onu incelesen ne yazar incelemesen ne yazar, asıl yüzde 85 öbür tarafta, asıl yüzde 85’i inceleyeceksin. Dürüst olan samimi olan alkışlanır. Kaçak varsa onda da gereği yapılır. Maliye bunları yapmaya başladı diye ‘büyük sermayeye gözdağı veriliyor’ Bizim büyük sermayeye gözdağı vermek gibi bir niyetimiz yok, büyük sermaye düzgün, samimi davransın. Ülkesini kalkıp ta yurtdışına etmek, onları koy bir kenara, sen işini düzgün yaptığın sürece biz yanındayız, yamuk yumuk varsa kusura bakma. Bizi yolsuzluk iftirası atanlar çok büyük bir soygunu, milli irade hırsızlığı örtme çabası içindeler. Belli kapalı oda toplantılarını yürüten de onlar. Dertleri şu, ‘bizi rahatsız etmeyen bir iktidar gelsin’ Bu seçimler yerel seçim, buradan o beklediğiniz neticeyi alamayacaksınız” ifadelerini kullandı.
"30 MART SEÇİMLERİ MİLLİ İRADE İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLACAK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin milli irade için dönüm noktası olacağını söyledi.Başbakan Erdoğan, "30 Mart'ta kimin nerede belediye başkanı olacağı değil, hangi partinin kazandığı önemli. Çünkü, AK Parti'nin kazanacağı her belediye farklı bir mesaj olacaktır. Farklı bir anlam ifade edecek. Çünkü burada kaybedenler lobisi, inanın milletten en darbeyi alacaklardır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün bir gazete en çok satan gazete bugün bir başlık atıyor birinci sayfadan. Güya ben anamuhalefetin İstanbul adayından çekinmeye başlamışım onun için dosyayı açıklamışım. Burada çok açık birşey söylemek durumundayım. O gazetenin patronu İstanbul Hilton Oteli'nin yanındaki bahçeye inşaat yapabileceği düşüncesiyle onun özelleştirmesine girmiştir. Ama Büyükşehir Belediyemiz ona müsaade etmedi. Bu sefer gitti Şişli Belediyesi ile anlaşma yoluna. Şişli Belediye Başkanı bu işlerde mahirdir. CHP'den ihraç edilirken de bu tür klasörler nedeniyle ihraç edilmedi mi? Yolsuzluk klasörü diye anamuhalefetin genel müdürü o zaman onun önünde poz vermedi mi? Hesap şu, 'Şu anda İstanbul'u alabilir miyiz? Almayacaksınız. İstanbul sizin ne olduğunu çok iyi biliyor. 'Alabilirsem, ben bu otelimi büyütür müyüm' diyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onun kontrol eder. Çevre katliamına sana müsaade etmeyeceğiz. Kim çevreci değil. Bunlar ortaya çıkıyor. Türkiye'de milletin iradesine canı pahasına sahip çıkan bir iktidar var. Biz meşruluğumuzu sizden alıyoruz. Bir kısım devlet kurumları içine sızan şebekelerin, çetelerin millet iradesini gasp etmesine izin vermeyeceğiz. Demokratik bir ülkede kararı meşru siyasi aktörler verir. Bu ülkenin temel sorunlarında, dershaneler, terör, çözüm sürecinde, Suriye meselesinde karar hakkına polisler mi karar verecek" dedi.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Yargının bağımsızlığını ve mücadelesini referandumda sağladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Yargı sadece bağımsız değil, aynı zamanda tarafsız olacak. Hem bağımsız hem tarafsız. Bağımsızlığı iste ama tarafsızlığa gelince orada tarafım de, bunu kimse yutmaz. Biz yargıyla değil, yargı mensuplarının da baskı altına alan bir örgütle mücadele ediyoruz. Hiç kimse siyasi iradenin yargıya müdahale ettiğini iddia etmesin. Bizim dışımızda kimse millete hesap vermiyor. Biz hesap veriyoruz. Siyasi kararları uygulayacak olan siyasi iradedir. Eğer, siyaset yapmak istiyorsan o zaman bunun tek yolu var. Bütün görevleri bir tarafa koyar gelirsin siyaset içinde yer alırsın. Şu anda oyun bozulduğu için rahatsızlar. Milli iradeye ve hükümetimize kurulan tuzak bir kez daha altüst olmuştur. 30 Mart'a kadar sergilenecek her sabotajı, her tuzağı milletimizle birlikte bozacağız. Hiç kimsenin endişesi olması. Bu badireyi de aşacağız. Hepimiz çok sağlam duracağız. Daha fazla bir olacak, dayanışma içinde olacağız. 30 Mart seçimleri milli irade için dönüm noktası olacak. 30 Mart'a kimin nerede belediye başkanı olacağı değil, hangi partinin kazandığı önemli. Çünkü, AK Parti'nin kazanacağı her belediye farklı bir mesaj olacaktır. Farklı bir anlam ifade edecek. Çünkü burada kaybedenler lobisi, inanın milletten en darbeyi alacaklardır. İşte o zaman Türkiye'nin önünde engel kalmayacak, çözümün önünde engel kalmayacak. Daha fazla demokratikleşme adımı atacağız. Şimdiden bazı demokratikleşme hareketlerini başlattık. Bu engelleri atıkta hiç bitmeyen bir baharı karşılayacağız.Geçen yıl ilkbahar doğru ve güneydoğu için bahara dönüşmüştü. Artık şehitler gelmiyor ama birileri şu anda hasretle yine şehitler 'gelsin' diyor. Hep bunun gayreti içindeler. İnşallah 30 Mart'ta yeni bir dönemi birlikte tüm Türkiye bitmeyen bir bahara kavuşacak" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Son ricam 2 ay içerisinde tüm ana kademelerimiz, kadın kollarımız, gençlik kollarımız durmaksızın kapı kapı dolaşmak suretiyle neler yaptık, neler yapıyoruz çünkü bizim anlatacağız çok şey var ama muhalefetin anlatacağı hiçbir şey yok. Neler yaptığımız en ücra köşeye kadar teşkilatımız anlatmalı. Şu anda 9,5 milyon üyeye sahip olan AK Parti, yoğun bir çalışma içerisine gireceğiz. Bunun gereğini yapacağız. Bunun gereğini yaptıkça bu hareketin yükselişini kimse durduramaz."
Erdoğan, "Van'dan Ankara'ya gelen bir otobüs Sivas yolu üzerine kaza yapmış bu kaza neticesinde 9 ölüm var, 38 yaralımız var. Ölenlere rahmet diliyor. Tüm yakınlarına sabırlar temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.