Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail-Filistin arasında yaşanan çatışmalara ilişkin, “Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak arabuluculuk ve adaletli hakemlik dahil, üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz” dedi.
TAVRIMIZ GAYET AÇIKTIR
Erdoğan, “Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizdeki tüm savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların da buna riayet etmesi gerektiğine inanıyoruz.’ dedi
ERDOĞAN’IN TESPİTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘“Gazze'ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırılar, dünya kamuoyu nezdinde İsrail'i hiç beklemediği ve istenmeyen bir konuma itebilir. ‘ tespitini paylaştı
HAKİKATLERİ TÜM DÜNYAYA AÇIKÇA SÖYLEDİK
Erdoğan, ‘BM ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz, daha önce Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik.” dedi
İTİDAL ÇAĞRISI
Erdoğan, ‘Amerika, Avrupa ve diğer bölgedeki devletleri, taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz. İnsani yardımların kesilmesi gibi, Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır.’ dedi
KALICI BARIŞ
Erdoğan, ‘“Bir kez daha ifade etmek isterim ki bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak meşruiyeti BM kararlarına dayanan 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebilir” dedi
ERDOĞAN GRUBA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı‘nda konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kendilerinden başka kimseye tahammülü olmayan faşist zihniyet bu son hezeyanının bedelini, mayıs seçimlerinde olduğu gibi inşallah mahalli idareler seçimlerinde de ödeyecektir." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, 14 Mayıs 1950'den sonra 14 Mayıs 2023'te, Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk asrını tamamlarken bir kez daha demokrasisinin gücünü tüm dünyaya gösterdiğini belirtti.
MİLLİ İRADE
Bu seçimlerde millî iradenin üstünlüğü anlayışından taviz vermeden mücadelelerini yürüttüklerinde vesayetin de darbelerin de iç ve dış kumpasların da üstesinden gelebileceklerini ispatladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhur İttifakı'nın bu süreçte sergilediği sağlam ve ilkeli duruş, tarihe altın harflerle nakşolunmuştur." diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere Cumhur İttifakı'ndaki tüm ortaklarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah Türkiye Yüzyılı destanını, Cumhur İttifakı olarak beraberce yazacak ve gelecek nesillere armağan edeceğiz. Ülkesinin ve milletinin bekası, istiklali ve istikbali uğrunda verdiğimiz mücadeleye katılmak isteyen herkese, Cumhur İttifakı'nın kapısının, tabii ortaklarımızın da rızası şartıyla açık olduğunu belirtmek isterim." dedi.
"GAZİ MECLİSİMİZE HÜRMETSİZLİK EDİYORLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin, kuruluşundan bugüne girdiği her seçimde olduğu gibi 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde de oylarıyla dualarıyla destekleriyle yanlarında olan milletin tüm fertlerine, dünyanın dört bir yanındaki tüm kardeşlerine teşekkür etti.
Özellikle deprem bölgesindeki vatandaşların, sırf sandıktaki tercihlerinden dolayı maruz kaldıkları alçakça hakaretler karşısında sergilediği vakur tavrı asla unutmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Kendilerinden başka kimseye tahammülü olmayan faşist zihniyet, bu son hezeyanının bedelini mayıs seçimlerinde olduğu gibi inşallah 2024 Mart mahalli idareler seçimlerinde de ödeyecektir. Anadolu insanının ferasetinden ve basiretinden nasibini almamış olanlar, suçu kendilerinde aramak yerine hâlâ millete yüklemeye kalkıyor. Meclis çatısı altında niçin yer bulamadıklarını sorgulamak yerine, millî iradenin temsilcisi olan Gazi Meclisimize hürmetsizlik ediyorlar. Tercihini ülkesinin ve kendinin geleceği için en doğrusundan yana yapma iradesini gösteren milletin asil evlatlarını aşağılayarak tahkir ve tahrik ederek iktidara geleceğini sananlar, bir kez daha hüsrana uğramıştır. Kimse, hiçbir partiye ve adaya 'tıpış tıpış oy vermek' mecburiyetinde olmadığını göstermiştir."
"ADAMLAR BİLİRİM DOLDURAMAMIŞ/DOLDURAMAYACAK KOLTUĞUNU..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete saygısı olmayanın kendisinin de saygıyı hak etmediğini belirterek bu konuda Arif Nihat Asya'nın "Adamlar bilirim sönük/Adamlar bilirim çürük/Adamlar bilirim rozetleri/Yüreklerinden büyük. Adamlar bilirim anlamamış/Anlamayacak ne olduğunu/Adamlar bilirim dolduramamış/Dolduramayacak koltuğunu. Sabahlar bilirim, öğlenler/İkindiler, akşamlar bilirim/Ve günlerin gecelerin/Dışında yaşayan adamlar bilirim." dizelerini aktardı.
MİLLETİN GÜCÜNDEN DAHA BÜYÜK GÜÇ GÖRMEDİK
Sadece günlerin ve gecelerin değil, ülkeye ve millete dair ne varsa her türlü derdin, tasanın, çilenin, gayretin dışında yaşayan adamlar bildiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Seçimden sonra olup bitenleri, verilen koltuk kavgalarını, yapılan kirli pazarlıkları hep birlikte görüyoruz. Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin diyoruz. Hep söylediğimiz gibi biz beşeri planda milletin gücünden daha büyük güç görmedik, tanımadık, bilmiyoruz. AK Parti'nin 3 Kasım 2002'den 14 ve 28 Mayıs 2023'e kadar girdiği her seçimde bu hakikati bizzat yaşadık. Aynı şekilde vesayetle ve terörle mücadelemizden 15 Temmuz şanlı direnişimize kadar maruz kaldığımız her saldırıda bu hakikati tecrübe ettik."
"BU BAĞI NE KADAR KUVVETLİ TUTARSAK SANDIKTA O DERECE YENİLMEZ OLURUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin gücü, milletle olan gönül bağının gücü kadar olduğuna dikkati çekerek "Bu bağı ne kadar kuvvetli tutarsak sandıkta o derece yenilmez oluruz. Bu bağı zayıflattığımızda ise kendi elimizle kendi hazin akıbetimizi hazırlamış oluruz." diye konuştu.
ERDOĞAN’IN DEĞERLENDİRMELERİ
AK Parti Genel Merkezi, kadın ve gençlik kolları, milletvekilleri, belediye başkanları, il ve ilçe teşkilatları, üyeleriyle bu gerçeği bir an bile akıllarından çıkarmadan çalışmalarını yürüteceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aksi takdirde, yolunu şaşırıp bizden uzağa düşenlere ve onların sığındığı tek parti faşizminin temsilcisi olan partiye benzeriz. Allah sadece bizi değil, herkesi böyle bir kâbusun içine düşmekten korusun. Kimseye yar olmamış bu gök kubbede bırakacağımız hoş sedalar ne kadar çok olursa gelecek nesillerden o derece samimi hayır dua alacağımıza inanıyorum. Sizlerden de çalışmalarınızı bu anlayışla yürütmenizi istiyorum. Önümüzdeki dönemde Türkiye Yüzyılı'nın inşasına vereceğiniz katkılar için şimdiden sizlere teşekkür ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta demokrasi şöleni havası içinde gerçekleştirdikleri AK Parti 4'üncü Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na (MKYK), Merkez Disiplin Kurulu’na, Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu’na, Siyasi Erdem ve Etik Kurulu’na seçilenleri tebrik etti.
MKYK'de, Genel Merkezde hâlen görev üstlenenler dışında milletvekillerine yer vermediklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan hem illerindeki yoğun çalışmaları hem Meclis faaliyetleri sebebiyle zaten ağır bir yük altında olan milletvekillerine, seçimlerde ilave görevlendirmeler de yaptıklarını belirtti.
Milletvekillerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizler, milletin temsilcisi ve AK Parti Milletvekili konumunuzla Genel Merkezimizin tüm faaliyetlerinin tabii bir parçası olarak sıfatların en yücesine sahipsiz." diye konuştu.
2024 SEÇİMLERİ
MKYK'yi daha geniş bir yelpazeye yayarak Genel Merkezin temsil alanını genişletme ve ülkenin tamamında daha etkin çalışmalar yürütmesine imkân sağlama düşüncesiyle hareket ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 seçimlerine bu MKYK ve MYK ile hazırlanacaklarını, vakti geldiğinde yapacakları olağan kongrede ise Genel Merkez yönetimini, performans ve temsil odaklı bir anlayışla tekrar gözden geçireceklerini dile getirdi.
ÖNEMLİ KRİTERLER
Bu süreçteki en önemli kriterlerinin, gelecek yıl mart ayında yapılacak belediye başkanlığı seçiminde elde edilecek sonuçlar olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yeni şehirlerle milletimizi 'gerçek belediyecilikle' tanıştırana kadar bize durmak, duraksamak yoktur.
ŞEHİR BULUŞMALARI
Sizlerin, mayıs seçimlerinin ardından yaz döneminde de köy köy, mahalle mahalle, ilçe ilçe, şehir şehir dolaştığınızı hem teşkilatımızla hem vatandaşlarımızla kucaklaştığınızı biliyorum. Sözüne, şikâyetine, talebine kulak verdiğimiz, derdine derman olmak için samimi gayret göstererek gönlüne girdiğimiz her vatandaşımız, bizim için bir kazançtır. Bu süreçte Bakanlarımız da 81 vilayetimize adeta çıkarma yaptılar, milletvekillerimiz, teşkilatlarımız ve milletimizle istişareler gerçekleştirdiler. Verimini hep birlikte gördüğümüz şehir buluşmalarımızı devam ettireceğiz."
"KOLTUKLARINI, ÇIKARLARINI VE SİYASİ İKBALLERİNİ KORUMAKTAN BAŞKA BİR DERTLERİ YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seferberlik ruhuyla koşturarak 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının hiçbir köşesinde ayak basmadık yer bırakmayacaklarını ifade ederek milletvekillerinin de Meclis çalışmalarından arta kalan günlerini mutlaka seçim bölgelerinde değerlendirmelerinin çok önemli olduğunu ifade etti.
MUHALEFETİ ANALİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "??Ne siyasette ne kamuoyunda ne şehirlerimizin gündeminde en küçük bir boşluğa meydan vermeyeceğiz. Unutmayınız, bizim bıraktığımız her boşluk, muhalefetin yalanları ve iftiralarıyla doldurulacaktır. Türkiye'ye 21 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırmış, demokrasi ve kalkınma atılımları yaptırmış, çağ atlatmış bir kadro olarak bize yakışan neyse onu yapacağız. Muhalefet kadrolarının milletten kopuk, daha çok iç mücadeleye dönük, ülkenin sorunlarına ilgisiz, lakayt, üretken değil çığırtkan tavrı sizleri şaşırtmasın. Bunlar hep böyleydi. Sadece, iyi birer tiyatro oyuncusu oldukları için dışarıya karşı farklı bir duruş ve söylem sergiliyorlardı. Bunların gündeminde sadece belediyelerinin asansörlerine kimin bineceği vardı. Bugün de koltuklarını, çıkarlarını ve siyasi ikballerini korumaktan başka bir dertleri yok."
"SÜRPRİZİ KARŞIMIZDAKİLERE YAŞATMAK İSTİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hazirandan bu yana AK Parti ile ana muhalefet partisi CHP'nin yaptığı çalışmalara ilişkin bir video izletti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Üstelik tek parti faşizminin temsilcilerinin bu kifayetsiz muhterislik örnekleri yeni de değildir. Milletin önüne çeyrek asır boyunca hiç sandık koymayan ilk koyduğunda da 'açık oy gizli tasnif' yöntemini kullanan milletin tercihiyle başa gelmiş Başbakanı asan, darbelere alkış tutan bir zihniyetten söz ediyoruz. Hatırlayınız; rahmetli Menderes, ülke ve millet için ne yaptıysa bunlara rağmen yaptı.
SESSİZ DEVRİMLER
Rahmetli Özal, tarihe damgasını vuran reformlarını bunlara rağmen gerçekleştirdi. Biz de 21 yıldır sessiz devrimlerimizi, kalkınma atılımlarımızı hep bunlara rağmen hayata geçirdik.
Siyaset, şayet siz üzerinize düşenleri hakkıyla yapmazsanız, daima sürprizlere açık bir alandır. Belediye başkanlığı seçimlerinde bu tür sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimlerde, her şeyi olması gerektiği şekilde yaparak sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. Bu konuda en büyük görev de sizlere düşüyor. Önümüzdeki süreci, 'önce ülkem, önce memleketim, önce partim' anlayışıyla yürütürsek hep birlikte kazanırız. 'Önce ben, önce benim çıkarlarım, hesaplarım, önceliklerim' diyenlerin ise karşımızdakilerden farkı kalmaz. Bu konuda her birinize güveniyorum, inanıyorum."
EKONOMİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletten ülkeyi yönetme vazifesini alırken çok geniş bir alanda sorumluluk üstlendiklerinin bilincinde olduklarını, bunun için sadece iç siyasetin tartışmalarına ve hesaplarına sıkıştıracak her türlü tuzaktan, polemikten, çekişmeden uzak durduklarını belirtti.
HAYAT PAHALLILIĞI
Son dönemde vatandaşların canını en çok yakan ve sıkan konunun hayat pahalılığı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, esasen her ülkenin kendi gerçeklerine göre farklı seviyelerde seyreden enflasyondaki yüksek oranlı artışların, tüm dünyanın sorunu olduğunu kaydetti.
TEMEL EKONOMİ STRATEJİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak biz de birden fazla faktörün üst üste gelmesiyle bu sorundan ciddi şekilde muzdarip durumdayız. Ülkemizi büyütme üzerine kurulu temel ekonomik stratejimizden asla taviz vermeden yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun ve yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu programın başarısının ancak devlet kurumları yanında üreticisinden toptancısına, perakendecisinden tüketicisine, çalışanından kendi adına alım-satım yapanına kadar tüm kesimleriyle 85 milyonun tamamının fedakârlığı ve kararlılığıyla mümkün olduğunu söyledi.
HAYAT PAHALLILIĞININ MÜSEBBİPLERİ
Türkiye'deki hayat pahalılığının, bilhassa bazı alanlarda ne enflasyonla ne döviz kuruyla ne de başka bir akılcı sebeple izah edilemeyecek seviyelere ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece, belirsizlik ortamını fırsat bilip üç kuruş daha fazla kazanmak uğruna ülkesine bu kötülüğü yapanlar, aslında kendi geleceklerini sabote ettiklerini bilmelidir. Biz, güven ve istikrar iklimini güçlendirdikçe bu fırsatçıların foyaları daha net bir şekilde dökülmektedir. Milletimden bu fırsatçılara hak ettikleri cevabı, gerektiğinde malını satın almayarak gerektiğinde hizmetini başka yerlerden temine yönelerek ama her seferinde mutlaka yapılan ahlaksızlığı ifşa ederek vermesini istiyorum. Otomobilden konuta, kiradan gıdaya pek çok alanda yaşanan dengesiz fiyatlamaların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet olarak aldıkları tedbirlerin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladıklarını; milletin de mücadeleye destek vermesiyle sürecin daha da hızlanacağını bildirdi.
"İNŞASI TAMAMLANAN KONUTLARI HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETMEYE BAŞLAYACAĞIZ"
Emeklilerin yaşadığı sıkıntıları bir nebze de olsa hafifletmek için kasım ayının ortasında ödenecek şekilde, bir defaya mahsus 5 bin lira ikramiye ödemesi yapmayı kararlaştırdıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hem çalışanlarımızın hem de emeklilerimizin maaşlarında, enflasyon farkı ve refah payını içeren yeni düzenlemeleri yılbaşında ayrıca yapacağız. Emekliklerimizle ilgili aldığımız kararın tekrar hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.
DEPREM BÖLGESİ
Deprem bölgesinin ihya ve inşa çalışmalarını da yakından takip ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirleri yeniden ayağa kaldırmak için hem rezerv alanlarda hem de yerinde dönüşüm çalışmalarını süratlendirdiklerinin bilgisini verdi.
Geçici barınma alanlarındaki vatandaşları bir an önce sağlam, güvenli, huzurlu evlerine kavuşturmak için devletin tüm imkânlarını seferber ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki aylardan itibaren inşası tamamlanan konutları hak sahiplerine teslim etmeye başlayacağız." dedi.
"BİZ BU COĞRAFYANIN VE MEDENİYETİN HANCISIYIZ, YOLCUSU DEĞİL"
Gündemdeki bir başka meselenin de sınırları tehdit eden terör örgütleriyle mücadele olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyindeki inlerinden Türkiye'ye saldırma hazırlığı yapan Türkiye'nin bölgedeki unsurlarını taciz eden teröristlere nefes aldırmadıklarını söyledi.
HAVA HAREKATLARI
Hava harekâtlarıyla topçu birlikleriyle gerektiğinde kara unsurlarıyla her an teröristlerin tepelerinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir süredir yürüttüğümüz yoğun hava operasyonlarını daha da artırarak terör örgütü mensuplarını, onları her an ve her yerde imha edeceğimizi göstererek devam ettireceğiz. Bu mücadelemizde, teröristlerin yanında yer alarak bize zarar verenlere cevabımızı önünde sonunda vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Körfez Savaşı döneminden kalma hesaplarını Suriye'deki terör örgütüne arka çıkarak sürdürmeye çalışanların, artık ortak millî çıkarlarımızın gerektirdiği aklıselim politikalara döneceklerini umut ediyoruz. Türkiye, müttefiklik ilişkileri içinde olduğu her devletin ve kurumun hukukuna saygılıdır, onlardan da aynı şekilde kendi hukukuna saygı göstermelerini beklemektedir. Şayet bu denge kurulamazsa o zaman herkesin kendi politikalarını belirleme ve kendi yolunu çizme opsiyonu meşru hak hâline dönüşür. Biz samimiyetle müttefiklerimizle birlikte güvenli, huzurlu, müreffeh bir ortak geleceğe yürümek istiyoruz.
BİZ BU COĞRAFYANIN VE MEDENİYETİN HANCISIYIZ
Bu ülkeye artık dayatmalarla gizli-açık siyasi oyunlarla sinsi ekonomik tuzaklarla istikamet çizilemeyeceğini herkesin kabul etmesi şart. Hâlâ mandacılık hayalleri görenleri, eşit ortaklık temelinde yeni bir siyasi, diplomatik, ekonomik ilişki modelini özümsemeye ve gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. Biz, tam bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz. Biz bu coğrafyanın ve medeniyetin hancısıyız, yolcusu değil. Burada yolcu durumunda olanların, konumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri ve ona göre davranmaya başlamaları kendi menfaatlerinedir."
COĞRAFYA KADERDİR
İbn Haldun'un "Coğrafya kaderdir" tespitinin de bu tablonun en yalın ve çarpıcı ifadesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarihimizi ve coğrafyamızı, bunların bize yüklediği kaderimizi değiştiremeyeceğimize, böyle bir niyetimiz de olmadığına göre mevcut şartların elverdiği en iyi, en doğru, en güvenli yolu izlememiz şarttır. Rusya-Ukrayna savaşından Kafkasya'daki çatışmalara, Balkanlar'daki gerilimlerden Akdeniz'deki çekişmelere kadar çevremizdeki tüm hadiseleri bu anlayışla değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.
Son günlerde Filistin ve İsrail topraklarında yaşanan, Golan Tepeleri'ne yayılma eğilimi gösteren gelişmeleri de takip ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem terörle mücadelede hem de bölgedeki tüm savaş ve çatışmalardaki tavırlarının açık olduğunu vurguladı.
AÇIKÇA KARŞI ÇIKIYORUZ
Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların buna riayet etmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. İsrail ve Gazze'deki çatışmalarda bu ilkenin çok ağır bir şekilde ihlal edildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde, Gazze'deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz. Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş-çıkışlarını kesip altyapısını çökerterek camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma, savaş değil katliamdır. Gazze'ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları, dünya kamuoyu nezdinde İsrail'i hiç beklemediği ve istenmeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail, devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelimeleri, kavramları, olguları eğip bükerek, insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen bir siyasetin hayırlı sonuçlar doğurmasının beklenemeyeceğine işaret etti.
"BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KÜRSÜSÜNDEN BU HAKİKATLERİ TÜM DÜNYAYA AÇIKÇA SÖYLEDİK"
"Ne bölgenin ne de dünyanın, bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Mesele, sadece oradaki mazlum ve mağdur insanların sorunu değildir. Gelinen nokta itibarıyla mesele, dünyanın tamamının, küresel yönetim ve güvenlik düzeninin, bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur. Filistin meselesinin çözümsüzlüğe mahkûm edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası toplumdur.
BM FİLİSTİN HALKINI TEK BAŞINA BIRAKMIŞTIR
Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinliler’in hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz daha önce Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik."
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2019'da yaptığı konuşmasının, 1947'den itibaren Filistin ve İsrail'in topraklarında yaşanan değişimi içeren haritanın gösterilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tablo bu. Görüldüğü gibi 1947'deki Filistin, 1947'deki İsrail ve Filistin. Geliyoruz 1949-1967 İsrail ne hâlde. Geliyoruz şu andaki hâle İsrail ne halde, Filistin ne hâlde. Bölgede bugüne kadar adaletsizliğe göz yuman insanlık, son hadiselerde de iyi bir sınav vermiyor." diye konuştu.
HAKKANİYET DAVETİ
Bölgede etki sahibi aktörlerin sükûneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşıladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika, Avrupa ve diğer bölgelerdeki devletleri, taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz." dedi.
"TARAFLARI, İTİDALE DAVET EDİYORUZ"
İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekûn cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkesin uzak durması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibarıyla eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Pazartesi gününden itibaren bu doğrultuda pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Aralarında Filistin ve İsrail devlet başkanlarının da bulunduğu devlet ve hükûmet başkanı seviyesinde 8 telefon görüşmemiz oldu. Sayın Abbas ve Sayın Herzog'a aklıselimle devlet aklıyla suhuletle hareket etmeleri tavsiyesinde bulunduk. Dün gece Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve Birleşmiş Milletler Genel Sekteri Sayın Guterres'le de bu konuyu değerlendirdik. Çatışmaların derinleşmesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi noktasında gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için, Türkiye olarak arabuluculuk ve adaletli hakemlik dâhil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz."
Son dönemde tüm bölge ülkeleriyle tesis ettikleri yakın diyaloğu barışın tesisi için kullanacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne Gazze'de ne İsrail'de ne Suriye'de ne Ukrayna'da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz. Bu son hadiselerle birlikte 'Dünya beşten büyüktür' ifadesiyle dile getirdiğimiz tespitimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah bundan sonra bu itirazımızı daha gür bir sedayla seslendireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"HAREM-İ ŞERİF'İN STATÜSÜNE SAYGI GÖSTERMEYEN HİÇBİR ADIMI KABUL ETMEYECEĞİZ"
Bölgeye kalıcı huzur ve barışın ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun dışında yol aramanın, bunun dışında hevesler peşinde koşmanın sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demek olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üç semavi dinin kutsal mekânlarını bünyesinde barındıran Kudüs'ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa'nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif'in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz." dedi.
İsrail'in, bir devlet olarak varlığını sürdürebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini güvence altına alabilmesinin ancak bu şekilde mümkün olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aksi takdirde, geçtiğimiz cumartesi gününden beri yaşanan hadiseler son olmayacağı gibi bunu çok daha büyük trajedilerin izlemesi de kaçınılmaz hale gelir. Biz ne İsrail'in ne Filistin'in ne de bölgemizin böyle bir kısır döngüye sürüklenmesini asla arzu etmiyoruz." diye konuştu.
"Rabb'im ülkemize, bölgemize ve dünyaya daimi huzur, barış, esenlik nasip eylesin." temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılındaki çalışmalarında milletvekillerine başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısına gelişinde, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla TBMM'yi ziyaret eden 11 Ekim doğumlu şehit ve gazi yakını çocuklarla fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını tamamlamasının ardından AK Parti TBMM Grup Toplantısı basına kapalı devam etti.