Başbakan Binali Yıldırım, "Ne FETÖ ne BETÖ ne DEAŞ ne de başka bir kirli terör örgütü bu yüce milleti dize getiremez, bu ülkeyi yolundan çeviremez. Gün gelir askerimizle, gün gelir polisimizle, operasyon üzerine operasyon yapar, inlerine girer bellerini kırarız." dedi.
Yıldırım, AK Parti 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, yoğun ve çok faydalı istişarelerin arkasından toplantının sonuna gelindiğini belirtti.
"Kapanış konuşmamızın arkasından istiklal mücadelemizin sembolü olan ve AK Parti hareketinin millete hizmet aşkıyla yola çıktığı bu güzel şehirden, Afyonkarahisar'dan ilham alarak ayrılmış olacağız." diyen Başbakan Yıldırım, iki gün süren toplantılarda, memleketin yararına olacak fikir ve görüşleri paylaştıklarını ifade etti.
AK Parti'nin, Türkiye siyaseti ve demokrasisine hep ilkleri yaşattığını vurgulayan Yıldırım, "Biz burada milletin sesinin, beklentilerinin, millet siyasetinin ve hissiyatının güzergahını belirleme gayreti gösteriyoruz. Dolayısıyla bu toplantılar boyunca ortaya konan her fikir, her öneri, her uyarı hem AK Parti'nin hem de Türkiye'nin geleceği adına çok önemlidir, hayati öneme sahiptir. Geleceğe doğru emin adımlarla yürürken yaptığımız bu değerlendirmeler ve vardığımız sonuçlar yolumuza ışık tutacaktır. AK Parti her zaman Türkiye'de siyasetin gündeminin belirleyicisi olmuştur ve bizim burada eriştiğimiz, ulaştığımız hususlar Türkiye siyasetine de yol gösterecektir." diye konuştu.
Her toplantıda olduğu gibi Afyonkarahisar'daki buluşmada da AK Parti'ye yakışan olgunlukta ve zenginlik içerisinde dolu dolu iki gün geçirdiklerini anlatan Başbakan Binali Yıldırım, "Ankara'ya güç ve enerjisi tazelenmiş, daha önemlisi Türkiye'nin geleceği için umudu kuvvetlenmiş olarak dönüyoruz. İnşallah hızımızı hiç kesmeden hükümetimiz, Meclis Grubumuz ele ele vererek, çalışmalarımıza kaldığımız yerden kararlılıkla devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin iç ve dış meselelerde yoğun bir gündemden geçtiğine işaret eden Yıldırım, terörle hem yurt içinde hem de sınır ötesinde amansız bir mücadele verildiğini vurguladı.
Toplantıya katılan milletvekillerinde, terörle mücadele konusunda gördüğü kararlılıktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Yıldırım, "Evelallah bu milletin birliğine, bu vatanın bütünlüğüne, bu ay yıldızlı bayrağın göklerde dalgalanmasına ve Türkiye'nin istikrarına kasteden her planı bozarız, bozacağız. Bütün ihanet çeteleri, kirli odaklar bir araya gelse bu millete asla geri adım attıramaz. Bunu herkesin bilmesi lazım." dedi.
GÜN GELİR 7'DEN 77'YE SOKAKLARA İNERİZ
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstiklalimizi ve geleceğimizi milli mücadele yıllarında nasıl canımız pahasına koruduysak, bundan böyle de aynı şekilde yiğitçe koruyacağız. 15 Temmuz'da bu milletin iradesini esir alacağını zannedenler gerçeği en açık şekilde görmüştür. Tarihte namluların, topların, tankların üzerine yürüyen kahramanlar elbette görülmüştür ancak evlerden, sokaklardan, caddelerden bir milletin oluk oluk namluların, tankların üstüne yürüdüğünü, onları teslim aldığını gören hiçbir ulus yoktur. Bu ulusun adı Türk ulusudur. Bu millet elinde silah olmadan ama yüreğinde dağ gibi imanıyla eşkiyaya 'dur' demiş bir millettir.
Bu topraklar gerektiğinde her yaştan, kesimden, görüşten insanın millet aşkıyla birer kahramana dönüştüğü topraklardır. Bu miletin vatan aşkını, millet sevgisini iyi anlayamayanlar tarih boyunca hep yanlış yerde durduklarını görmüşler ve ağır bedeller ödemişler. Ne FETÖ ne BETÖ ne DEAŞ ne de başka bir kirli terör örgütü bu yüce milleti dize getiremez, bu ülkeyi yolundan çeviremez. Gün gelir askerimizle, gün gelir polisimizle, operasyon üzerine operasyon yapar, inlerine girer bellerini kırarız. Gün gelir 7'den 77'ye sokaklara iner, göğüslerimizi siper eder, çıplak ellerimizle bizden gasbettikleri tankları, tüfekleri onlardan geri alırız. Herhalde bu millete oyun olmayacağını, dost da düşman da cümle alem görmüştür. Görmemiş olanlar da 15 Temmuz'a baksın."
Yıldırım, Türkiye için 15 Temmuz'da ikinci Kurtuluş Mücadelesi'nin başladığını, 15 Temmuz'un bir milat olduğunu kaydetti.
BÜTÜN HAİNLİKLERİN HESABINI TEK TEK VERECEKLER
Türkiye'nin bir daha hiçbir şekilde böyle acı bir tecrübeden geçmeyeceğini, geçmemesi için ne gerekiyorsa azimle, kararlılıkla gereğini yapacaklarını anlatan Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"FETÖ, PKK, DEAŞ, yaptıkları bütün hainliklerin hesabını tek tek verecekler. Bu ülkeye yapılan fenalıkları bu millet asla unutmaz ne de unutturur. 15 Temmuz ruhunun, Yenikapı ruhunun, birliğimizin, beraberliğimizin, cumhuriyet ve demokrasimizin teminatı olduğunu biliyoruz ve daima bu ruhu yaşatmanın gayreti içinde olacağız. 79 milyon vatandaşımızın beklentisi de hissiyatı da budur. Bunu anlayamayan halen teröre karşı net bir duruş ortaya koyamayanlar da bir gün mutlaka bu gerçeği görecektir. Bugün halen bunca şehit ve gazimize rağmen, ısrarla kafaları bulandırma gayreti içinde olanların da bir gün gelecek kafalarına dank edecek ama o gün onların bu milletin yüzüne bakacak yüzleri de asla olmayacak. Tarih nasıl kahramanları yazıyorsa, hainleri, korkakları da aynı şekilde yazacaktır."
Yıldırım, Afyonkarahisar'da düzenlenen 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) AK Parti döneminde doğmadığını belirterek, "Fetullahçı Terör Örgütü AK Parti döneminde palazlanmamıştır." ifadesini kullandı.
Terör örgütünü sanki AK Parti döneminde kurulmuş, AK Parti döneminde güçlenmiş gibi gösterme gayreti içinde olanlar bulunduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunlar kendi kusurlarını, kendi yanlışlarını örtmenin telaşı içerisindeler. Bu kanlı örgütün geçmişi ta 1960'lı yılların sonlarına kadar gider. Bu kanlı örgüt 12 Eylül darbesinden sonra palazlanmaya başlamıştır. 80'lerde, 90'larda büyümüştür, devletin bürokrasisine, ordusuna, yargısına, kurumlarına nüfuz etmeye başlamıştır. 1980'den 2013'e kadar bu kanlı örgüte sadece Türkiye'de iki başbakan karşı çıkmış, açıkça mücadele etmiştir. Biri merhum Necmettin Erbakan, biri de kurucu liderimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Şimdi ortaya çıkıp bizi bu örgütlerle itham etmek isteyenlere sorarım, 60'larda, 70'lerde, 80'lerde, 90'larda AK Parti yoktu ama sizlerin devamı olduğunuz partiler vardı. Ne yaptınız, hangi mücadeleyi verdiniz? Bu örgüt devlete sızarken, ne önlem aldınız? Bu örgüt daha 80'li yıllarda sınav sorularını çalarken hangi tedbiri aldınız, hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı bu örgütle AK Parti iktidarı kadar mücadele etti? Şimdi çıkıp konuşması kolay."
CHP, EĞER SORGULAYACAKSA ÖNCE KENDİSİNİN İLİŞKİSİNİ SORGULASIN
Görev yaptıkları dönemde üç maymunu oynayanların şimdilerde FETÖ konusunda ahkam kestiğine işaret eden Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu örgüt Türk Silahlı Kuvvetlerine zehirli bir yılan gibi sızarken susanların, bakıyorum dilleri çözülmüş, bülbül gibi konuşuyorlar. Bu örgüt emniyet teşkilatına, yargıya sızarken, susanların akılları belli ki şimdi başlarına gelmiş. 17 Aralık 2013 sabahı ülkede FETÖ'ye teslim olanları bu millet gördü, yargı ve kolluğa, siyasete darbe yaparken medya teslim oldu, bürokrasi teslim oldu, siyasi partilerin bir kısmı teslim oldu. O gün 17 Aralık günü tek bir cesur ses Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Konya'da kürsüye çıkıp, 'Boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz' dedi. CHP eğer sorgulayacaksa, önce kendisinin bu örgütle ilişkisini sorgulasın. Millet anamuhalefette genel başkanlık değişiminin nasıl kumpaslarla gerçekleştiğini henüz unutmadı. HDP ile örgüt arasında dönen pazarlıkların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz öz eleştirimizi yaptık, yapıyoruz ama siz Allah aşkına ne zaman aynaya bakacaksınız? Asıl onun cevabını millete verin."
DEVLETİN ELİNİ TUTAN O BİLEK KÖKÜNDEN KIRILMIŞTIR
AK Parti içerinde ne FETÖ'cü ne bölücü hiçbir terör unsurunun barınamayacağını vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
"Partimize sızanları tek tek tespit ettik, gereğini yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Sürekli tezvirat. Efendim ByLock'ta bakanlar varmış, milletvekilleri varmış. Kocaman bir yalan. Hiçbir milletvekilimiz, hiçbir bakanımız ne ByLock'ta var ne terörün içinde var ne FETÖ'nün içinde var. Bu tezviratlarınızla AK Parti'yi içerden karıştırmaya, bizi birbirimize düşürme gayretleriniz olduğunu biliyorum ama bunu asla başaramayacaksınız. Çünkü bu örgütlerle amansız mücadeleyi ve bu tehlikeyi en önce gören parti AK Parti'dir, gereğini de yapmıştır.
Eski bir Genelkurmay başkanı çıkıp diyor ki 'Biz 2004'te uyardık.' Ne uyardınız kardeşim, karara bakıyoruz, 'Nur cemaati ve hizmet hareketi izlenmelidir.' Ne zamandan beri cemaatler terör örgütü oldu? Bizim için kırmızı çizgi, terör faaliyetinin başladığı gündür, o da 17 Aralık'tır. Durup dururken cemaatlerin üzerine gidip, 'Siz bir şeyler yapıyorsunuz biz anlamıyoruz ama ne olur ne olmaz sizlerin defterini dürelim'... Bunu mu söyleyeceğiz? Demokrasilerde böyle şey olmaz. Hiç kimse eline silah almadıkça, teröre bulaşmadıkça, insanları öldürmedikçe terör örgütü muamelesi göremez. Onun için bu örgüt ilk defa devletle bilek güreşine 17 Aralık'ta başlamıştır. Devletin elini tutan o bilek kökünden kırılmıştır."
SÜREÇ DEVAM EDİYOR, SORUŞTURMALAR DEVAM EDİYOR
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşenlerin aileleri ile gazilerin yüzüne gururla bakmak istediklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Onların aziz hatırası karşısında başımız hep dik olacak. Onların huzurunda başımızı öne eğmeyeceğiz. Gazilerimize, şehit ailelerine şunu açık kalplilikle söyleyeceğiz, 'Siz canınızdan can verdiniz ama biz de hesabını sorduk'.
Şunu da bilmenizi istiyorum, süreç devam ediyor. Soruşturmalar devam ediyor. Tespit ettiklerimizin gözlerinin yaşına bakmıyor, adalete teslim ediyoruz. Hukukun en hızlı, en adil, en hassas şekilde işlemesi sonuç alınması için gereken neyse o yapılıyor. Savcılarımız, hakimlerimiz konunun ciddiyetinin farkındalar, ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Gece gündüz demeden çalışıyorlar. Milletin bu konudaki beklentilerinin ne kadar önemli olduğunu, ne kadar acil olduğunu da çok iyi biliyorlar. Bütün imkanları zorlayarak biran önce bu alçak örgütün elebaşlarını, darbeye katılanlarını cezalandırmak gazilerimizin, şehitlerimizin haklarını sonuna kadar aramak için her türlü gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Şundan emin olun kardeşlerim, sürecin sonunda tek bir mağdur bile kalmayacak, sürecin sonunda ininde saklanan bir tane bile FETÖ mensubu olmayacak."
Yıldırım, Afyonkarahisar'da düzenlenen "Millet Yenilmez, Türkiye Bölünmez" temalı 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanışındaki konuşmasında,14 yıl boyunca çeşitli tehdit ve saldırılara karşı milletin yanında dimdik duran her arkadaşına şükranlarını sunduğunu söyledi.
Partisinin doğrudan millet iradesine yönelik tezgahlanan her türlü oyundan, her türlü zor sınavdan alnının akıyla çıkmasını bildiğini ifade eden Yıldırım, "Ne mutlu ki bizlere daima milletin tarafında olmuş ve daima zorbalığa, haksızlığa, vesayete karşı çıkmış bir siyasi hareketin mensuplarıyız. Allah bizi milletimizden, milletimizin hissiyatından ayırmasın" diye konuştu.
İstişare toplantısında her arkadaşının memleketin derdini kendi derdi haline getirdiğini bir kez daha gururla gördüğünü söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Her AK Parti'li yoldaşım gecesini gündüzüne katarak bu ülkenin bir derdine derman olmanın sevdasıyla yanıp tutuşmaktadır. Tüm arkadaşlarımın gönlünde geleceğin büyük, güçlü, aydınlık Türkiye'sinin heyecanını gördüm. Her arkadaşımın gözünde umut ışığı, sözlerinde umudu gerçeğe dönüştürecek birikimi ve donanımı gördüm. Her zaman çok müsterihim, Türkiye'nin AK Parti ile yürüyecek daha çok yolu var, gerçekleştirecek çok hedeflerimiz var. Biz laf değil, iş üretiyoruz. Laf üstüne laf koyanlardan değil, iş üstüne iş yapanlardanız. Şartlar zora girdiğinde, statükoya teslim olmuyor, vesayet diliyle konuşmuyor, dimdik duruyor ve yanlışların karşısında gereğini yapıyoruz. Biz, 'bir gün öyle bir gün böyle' değiliz. Bir her şartta, her durumda, daima aynı istikametteyiz. Biz ona buna çamur atmıyoruz. Milletin değerlerini yüceltmeye gayret ediyoruz. Bu topraklarda asırlardır yaşayan ve yaşatılan bütün renkleri aynı aşkla seviyoruz. Bizim için saçların rengi önemli değil, gözlerin rengi önemli değil, tenlerin rengi farklı olabilir, bu da önemli değil. Bizim için önemli olan gözyaşlarının rengi hep aynıdır, onun için birliğimizi beraberliğimizi, kardeşliğimizi her şeyin üzerinde tutuyoruz."
HESABI HALKA VERİRİZ, HAKKA VERİRİZ
Binali Yıldırım, 25. İstişare Toplantısını gerçekleştirdiklerini belirterek 14 yıllık döneme ilişkin muhasebe yaptıklarını, hatalarının da olduğunu gördüklerini belirtti. İnsanın olduğu yerde yanlış olabileceğini kaydeden Yıldırım, ancak millet iradesine karşı en ufak bir ihanet içinde olmadıklarını vurguladı. "Kim milletin verdiği emanete el uzatmaya kalktıysa AK Parti o eli kırıp bir kenara atmıştır. İşte bizim yeni nesillerimize bırakacağımız en büyük mirasımız budur" ifadelerini kullanan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nereden geldiğimizi, neyi temsil ettiğimizi, yaptıklarımızın hesabını kime vereceğimizi de iyi biliyoruz, asla unutmuyoruz. Hesabı halka veririz, Hakka veririz. Vesayetçilere değil. Her şeyin ötesinde bir mümin olarak, her hayrın da her şerrin de defterimize yazıldığına inanıyoruz. Allah'ın hesabının tüm hesapların üzerinde olduğuna inanıyoruz, kabul ediyoruz. İnsan için bu aziz millete, bu mübarek ülkeye, bu hakikat davasına hizmet etmekten daha büyük bir kazanç olmadığını düşünüyoruz. Kendimizi her mazlumun, her mağdurun, her muhtaç olanının ihtiyacından sorumlu tutuyor, dünyadaki güç savaşlarına, zulümlere, adaletsizliklere her zaman karşı çıkıyoruz. Siyasetimizin temelinde tüm bu değerler yer alıyor ve biz bu değerlere daima sadakatle bağlı kaldık, bağlı kalmaya devam edeceğiz. Bundan sonra da asla başka yollara sapmayacağız. AK Parti siyaseti de adı gibi aktır, lekesi yoktur, asla da olmayacaktır. Bir kere daha gördüm ki AK Parti'yi AK Parti yapan değerler bugün aynı tazelikte yaşamaktadır. AK Parti siyaseti siz değerli arkadaşlarımız nezdinde ilk günkü aşk ve heyecanla dimdik ayaktadır."
TEKLİF MİLLETİN ÖNÜNE GİDECEK
Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin geleceği adına pek çok kritik adım atılması gerektiğini vurgulayan Binali Yıldırım, "Bu değerli kadronun, bu tarihi görevleri bihakkın yerine getireceğinden asla endişe ve şüphem yoktur. İnşallah sistemdeki tıkanıklıkları tek tek açarak demokrasimizi her türlü kötü emellere kaşı gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz." dedi.
Yıldırım, hem yeni anayasa hem de başkanlık sistemiyle ilgili çalışmaları tamamladıklarını belirterek, "Bizler konuyu hem Meclis'te hem de kamuoyu nezdinde yeterince tartıştık, konuştuk, görüştük. Gerekli istişareleri yaptık. Bundan sonra yapacağımız iş, teklifimizi en kısa zamanda Meclis'e getirmek, yüce Meclis'in iradesine teslim etmektir. Yüce Meclis anayasa değişikliğini görüşecek ve öyle ümit ediyorum ki bu teklif milletin önüne gidecektir. Bizim istediğimiz budur" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:"Meclis'imiz ister 367, ister 330 ile Anayasa değişikliğini onasın, her halükarda son kararı millete götüreceğiz. Bunu buradan milletimizle paylaşıyor ve inanıyorum ki Gazi Meclis bu tarihi sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirecek, bu tıkanıklığı da halkın, vatandaşın bizatihi çözmesinin önündeki engeli kaldıracaktır. Milletten korkmayalım. Millet her şeyin en iyisini yapar. Bugüne kadar yaşadığımız krizleri nasıl en güzel şekilde millet çözdüyse bu sorunu da yine millet çözecektir."
Yıldırım, Afyonkarahisar'da düzenlenen 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de artık sistem tartışmasının bir kenara bırakılması, bütün enerji ve gücün ülkenin geleceğinin inşa edilmesine ayrılması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin birçok tehditle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, sınır ötesinde istikrarsızlıklar yaşandığını, ülke içinde amansız şekilde terörle mücadele edildiğini kaydetti.
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bütün bunlar, bizim önümüzde varken, bir de kendi içimizde sistemle ilgili tartışmayı sürdürürsek, o zaman ülkeyi geleceğe hazırlamakta enerji kaybına ve zaman kaybına uğrarız. Allah'a şükür, bugün Türkiye, hem içeride hem dışarıda başına ağrıtan bütün şer odaklarına karşı mücadelesini zerre kadar kararlılıktan taviz vermeden yerine getiriyor.
Bizi Suriye'de, Irak'ta çırak çıkarmaya çalışanlar, Fırat Kalkanı'na baksınlar. Bizi Irak'ta çırak çıkarmaya çalışanlar, Başika'ya baksınlar, oradaki ay yıldızlı bayrağa baksınlar. Mesele memleket meselesi olursa, kimin ne dediğinin bizim için önemi yoktur. Bu mücadele ister içeride ister dışarıda, menfaatlerimize karşı bir şekilde gelişirse, ülkemizin milletiyle, vatanıyla, bölünmez bütünlüğünü tehdit eden tehlikeler, her türlü terör faaliyeti, ister yurt içinde olsun ister yurt dışında olsun hiç kimsenin icazetine de iznine de ihtiyacımız olmayacak. Kararımızı vereceğiz, ülkemizin toprak bütünlüğünü, milletimizin birliğini, beraberliğini korumak için gerekli adımları atmaktan zerre kadar da tereddüt duymayacağız."
AK PARTİ TEŞKİLATI ÜÇ BEŞ TERÖRİSTE PAPUÇ BIRAKMAZ
Yıldırım, terörün mutlaka bitirileceğini, bu konudaki kararlılığın bugün düne göre daha fazla olduğuna işaret ederek, güvenlik odaklı terör mücadelesinde iyi bir noktada bulunulduğu bildirdi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:"Yöre halkının terörle mücadele konusunda Hükümetimiz ile yoğun bir dayanışma içerisinde olduğunu da biliyoruz. Bir yandan terörün yörede oluşturduğu tahribatı, fiziki tahribatı ortadan kaldırmak için büyük bir yatırımı hamlesi başlattık. Bölgeye cazibe merkezlerinin kurulması, fabrikaların açılması, iş, aş imkanlarının sağlanması ve yıkılan bütün ilçelerdeki binaların yeniden yapılması... Bunlar, şu anda yaptığımız çalışmalardır.
Bir yıl içerisinde 30 binden fazla yeni konut yapacağız. Terör örgütü mensuplarının oradaki vatandaşlarımızın başına yıktığı o binaları, daha güzel şekilde yapacağız, daha iyisini yapacağız ve vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Bununla da yetinmiyoruz. Orada ayrıca sosyal kalkınmayı, manevi kalkınmayı da fiziki kalkınmayla eş değer olarak başlatıyoruz. Eğitimde, sivil toplum hayatının geliştirilmesinde, terör örgütlerinin zararlı faaliyetleri konusunda vatandaşların bilinçlendirilmesinde gereken her türlü çalışmayı bütün kurumlarımızla, sivil toplum örgütlerimizle yapmaya devam edeceğiz."
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin mensuplarına yönelenen suikast faaliyetlerinin de sürdürülen kararlı yürüyüşü asla durduramayacağını, zerre kadar sekteye uğratamayacağını belirterek, "Üç beş teröriste pabuç bırakacak teşkilat değildir, AK Parti teşkilatı. Gerekli koruma önlemini de alacağız ama teşkilat mensuplarımıza yapılan alçak ve hain saldırıların hesabını da burunlarından fitil fitil getireceğiz. Her bir vatandaşımızın, her bir şehidimizin hesabını da tek tek soracağız." ifadesini kullandı.
BİZİM YARGISIZ İNFAZI YAPMAK GİBİ KÜLTÜRÜMÜZ YOK
Türkiye'nin terör gündemiyle esir alınmasına artık müsaade edilmeyeceğini anlatan Yıldırım, "Zora gelince, dara gelince hemen 'konuşalım, görüşelim, çözüm' gibi laflar etmeye başlıyorlar. Daha önce de söyledim. Çözüm, mözüm yok. Çözüm, milletledir. Terör ortadan kalkıncaya kadar, bu bölücü terör örgütü yöre halkıyla devlet arasından defolup gidinceye kadar konuşacak hiçbir şeyimiz yok." dedi.
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bunlara lojistik destek yapanlar, Meclis'te bir yandan siyaset yapıp bir yandan terör örgütünün değirmenine su taşıyanların da sabrımızın taşmakta olduğunun, milletin sabrının artık taşmaya yakın olduğunu da unutmamalılar. Siyaset yapacaklarsa, terörle bağlarını mutlaka kesmeleri gerekir. Açık ve net şekilde, terör örgütüne karşı çıkmalı ve terör örgütünü reddetmeleri gerekiyor. Aksi halde, seçmenden aldıkları oyu, seçmenden aldıkları iradeyi terör örgütüne teslim etmiş olurlar. Bunun da kabul edilecek bir yanı yoktur. Buna ne millet rıza gösterir ne de devlet rıza gösterir.
Siyaset kanalları sonuna kadar açıktır ama siyasetin meşru şekilde yapılması, terör örgütünün asla ve asla yanında, yöresinde ve içinde olunmaması gerekiyor. Vatandaşımız bize soruyor 'HDP, terör örgütüne açıkça destek veriyor, PKK terör örgütü değil mi' diyor. 'Cenazelerinde gösteri yapıyorlar. Peki, bunlara niye bir şey yapmıyorsunuz?' Türkiye, bir hukuk devleti, yüce Meclis dokunulmazlıkları kaldırdı. Sadece onları için de kaldırmadı, bütün milletvekilleri için dokunulmazlıklar kalktı. Ondan sonra artık görev, yargınındır. Yargılamayı, bağımsız ve tarafsız Türk adaleti en iyi şekilde yapacaktır, gereğini yapacaktır. Milletimiz, rahat olsun."
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu anımsatan Başbakan Yıldırım, hukuk devletinde herkesin görevinin tanımlandığını bildirdi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:"Bizim hırsla kalkıp, yargının işini, yargısız infazı yapmak gibi bir kültürümüz yoktur. Onun için yargı ne yapacağını biliyor ve bununla ilgili adımları da atıyor. Her kim, ülkenin kanunlarına aykırı hareket etmişse, ülkenin düzenini, demokrasisini zayıflatacak, iradeyi yok sayacak bir faaliyet içerisine girmişse mutlaka bunun karşılığını görecektir. Nasıl FETÖ terör örgütü bunun hesabını veriyorsa, bölücü terör örgütü ve onu destekleyenler de aynı hesabı verecektir. Bundan milletimiz emin olabilir."
Başbakan Yıldırım, Afyonkarahisar'da düzenlenen 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanışındaki konuşmasında, Türkiye'nin önünde birçok tehdit olduğu gibi birçok da fırsat bulunduğunu belirterek, bulunulan coğrafyanın Türkiye'ye büyük sorumluluk yüklediğini söyledi.
Yıldırım, bu coğrafyada bir yandan etraftaki karışıklıkları, daha fazla mağduriyet oluşmadan, daha fazla masum insan hayatını kaybetmeden adil bir şekilde çözmek için bir yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir yandan hükümetin çalıştığını ifade etti.
Türkiye'nin tezlerinin daha fazla fark edildiğini ve buna göre adımlar atıldığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:"Bunun altında dostluklarımızı arttırma, düşmanlarımızı azaltma politikamızın çok önemli bir katkısı olduğunu da biliyoruz.
İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normalleştirdiğimiz gibi gelecek süre içinde gerek Suriye'de gerek Irak'ta ve hatta Mısır'da da ilişkilerimizin çok daha iyi şekilde gelişmesi için gayretimizi her gün artırmaya devam ediyoruz. Bundan sonra daha çok Türkiye'nin 2023, 2035, 2053 hedeflerine zaman ayıracağız ve bu hedeflerin gerçekleşmesi için daha güçlü bir ekonomi, daha fazla yatırım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam üreten projeleri, kararları birer birer hayata geçireceğiz. Hedefimiz, iddiamız Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşımaktır. Gelecek 8-10 yıl içinde Türkiye mutlaka üst-orta gelir grubundan, üst gelir gruba çıkacak atılımları, adımları atacaktır."
Hesap edilemeyen, iradeler dışında gelişen küresel şartlar dışında bunu başaracak kaynak bulunduğunu anlatan Yıldırım, petrol ya da doğalgaz olmasa da başkalarında bulunmayan, vatanını seven asil bir millet olduğunu söyledi. Yıldırım, "En büyük kaynağımız millettir." diye konuştu.
AB İLE İLİŞKİLER
"Avrupa Birliği meselesinde bizim kafamızda zerre kadar bir karışıklık yok. İlk gün ne dediysek bugün de aynı noktadayız. Kafa karışıklığı bizde değil, Avrupa Birliğinin kendisindedir." diyen Yıldırım, AB'nin, İngiltere'nin ayrılık kararından sonra gelecek vizyonunu gözden geçirmesi ve bu çıkışın sebepleri üzerinde kafa yorması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, "Türkiye'ye verilen sözler ipe un sermeden, 'ama, fakat' demeden, Türkiye'ye şartlar ileri sürmeden mutlaka yerine getirilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Milletin, mart ayında imzalanan geri kabul ve vize serbestisi anlaşmasının bekletilmeden hayata geçirilmesini beklediğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği şunu unutmasın. Biz, ahdimize vefa göstermeye devam edeceğiz. Nereye kadar? Karşılığını görmediğimiz zaman biz de ne lazımsa o adımı da hiç tereddüt etmeden atarız. Türkiye, bir yandan Avrupa ve Balkanlar, bir yandan Kafkaslar bir yandan da Ortadoğu'da istikrarın devam etmesi, ekonomik iş birliklerinin gelişmesi için var gücüyle çalışmaya devam edecektir. AK Parti olarak biz bu konuda netiz, herhangi bir kafa karışıklığımız söz konusu değildir. Türkiye'nin geleceğini inşa etmekte, dev yatırımlar yapmakta, Türkiye'yi adım adım büyütmekte ve kalkındırmakta kararlılığımız tamdır. 14 yıllık başarılarının altında yatan da daima AK Parti'nin sözünün eri olmasıdır. Hiçbir zaman milletimize yapamayacağımız bir şeyin sözünü vermedik. Söz verdiğimiz her şeyi de elhamdülillah yaptık. Yüzümüz ak, alnımız pak. Çok çalışacağız, daima milletimizin derdine derman olabilmek için hizmet etmeye, ülkemize, milletimize yeni eserler kazandırmaya devam edeceğiz."