Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Türklerle Kürtler arasında yüzyıllardır süren kardeşlik temelinde önemli çatlaklar oluşmadan, herkesin kardeşliğin hakkını verip terörün son bulması için elinden geleni yapması gerektiğini belirtti.
EĞİLMEZ’İN TESPİTLERİ
9 asır öncesinden Türklerin terörle tanıştığını ifade eden Eğilmez, şöyle konuştu:
“Türkler, Selçuklu Devleti’nden bu yana, terör örgütleriyle mücadele etmişlerdir. Hasan Sabbah önderliğindeki dünyanın ilk terör örgütü olan Haşişiler; Selçuklu çağında bir çok terör eyleminde bulunmuşlardır. Türklerle mücadeleyi terörü kullanarak sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Ve yaklaşık 9 asır öncesinden Türkler terörle tanışmışlardır. Ne acı ki son günlerde de terörle yatıp terörle kalkıyoruz. Bütün bu süre içerisinde kesin olan bir sonuç var ki o da terörizmin kaybedeceğidir. Ama önemli olan terörizmin etkin olduğu sürede bizden neler alıp götüreceğidir. Görünen o ki duygularımızın bazılarını yok ediyor, bazılarını daha güçlendiriyor bazılarını da zayıflatıyor. Bu azalan, kaybolan veya güçlenen duyguların ortak yanı, içimizde yaralar açıyor olmasıdır. Bu yaralar nasıl bizim içimizi acıtıyorsa korkarım çocuklarımıza sıçrayıp onların da içlerini acıtacaktır. Evet bir gün terör bitecek ama yaraların tedavisi çok uzun sürecektir. Çok önemli bir şey daha var; Türklerle Kürtler arasında yüzyıllardır süren kardeşlik temelinde önemli çatlaklar oluşmadan, herkes kardeşliğin hakkını verip terörün son bulması için elinden geleni yapmalı. Yapılan bazı anketler göre, Türklerle Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde ortak bir geleceği olduğuna inananlar, Türkler arasında %70 düzeyinde iken, aynı oran Kürtler arasında terör baskısı olmadığı ortam ve çevrelerde %90 ile çok daha yüksektir. Kürtler arasında Türklerle beraber yaşamak istemeyen kişilerin toplam oranı %2,4’dür. Kürtlerin her yedi kişiden altısı (%67) Türklerle evlilik yoluyla akraba olmak istediğini ifade etmektedir. Varlığın devam ettiren terör olayları ve kamu düzenin bozan eylemlerin devamı Türkler arasında Kürtlerle sosyal ilişkilerin devamı konusunda artan bir kırılmaya neden olmaktadır. Ortak bir gelecek konusunda her iki kesimde de önemli bir mutabakatın olduğu çok önemli bir gerçek olsa da, ülkemizin yüzyüze kaldığı olaylar, Türkler deki duygusal kırgınlığı artırmış, Türkleri incitmiş, birlikteliği ve kardeşliği sorgular hale getirmiştir. Devamlılık prensipleri açısından terör örgütlerinin birbirlerinden farkı yoktur. PKK ve DEAŞ/IŞİD’in başka bir özelliği de çok farklı yapılar gibi gözüküyor olsa da hizmet ettiği odakların aynı olmasıdır. PYD/ PKK örgütünü bugün ki noktaya taşıyan en önemli etken işid’in faaliyetleridir. Bütün çıplaklığı ile ortada duran bu gerçeğe rağmen, üzgün ülkemdeki, bazı grupların söylemleri tamamen art niyetten kaynaklanmaktadır. PKK terör örgütünün son dönemdeki eylemlerinin amaçlarından birinin de,Kürtlerden daha çok Türklerdeki ayrışma düşüncesini yükseltmeyi ve Türkleri bu konuda tahrik etmeyi hedeflediğini de görmek için çok zeki olmaya gerek yoktur. pkk terör örgütünün Kürt meselesinden ayrı bir sorun haline gelmiştir. Terörün yoğun olarak yaşandığı bölgelerde güvenliğin mutlak surette tesis edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, pkk terör örgütüyle mücadelenin her türlü siyasi tartışmanın üstünde tutularak kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. PKK terör örgütüyle mücadele, partiler üstü bir anlayışla, topyekün biçimde yürütülmelidir. Terörle mücadele; hükümetin, TBMM'de temsil edilen veya temsil edilmeyen tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, toplumun her kesiminin, ortak bir sorumluluk anlayışı çerçevesinde birlikte ve uyum içerisinde hareket etmeleri ile etkin şekilde gerçekleştirilmelidir. Çözüm sürecinin yeniden ele alınması, artık kaçınılmaz bir noktaya gelmiştir. “