Kompleksli bazı insanların bu konu üzerinde fikir belirtirken, konunun tarihi gerçekleri hakkında yeterli bilgi edinmediklerini söyleyen Atila, bu çevrelerin, bilgileri olmadığı bir hususta beyanda bulunmalarının tamamen deli saçması olduğunu belirtti.
KAMPANYA YOZLAŞMANIN ESERİDİR
Erzurum Ülkü Ocakları İl Başkanı Barış Atila, son günlerde gündemi meşgul eden özür kampanyasının, kasıtlı, tarihi gerçeklerden uzak ve cahilce bir girişim olduğunu vurgulayarak, “Elbette her ferdin fikir beyan etme hakkı vardır. Fikir beyan edilmesi tabi ki fikir beyan edilecek konu hakkında yeterli bilgi ve birikim ışığında yapılırsa, meselenin çözümü açısından da fayda sağlar. Ancak bu yapılanların, tarihin gerçeklerinden uzak, hiç bir bilgi temeline dayanmayan, sırf komplekslerle birilerinin aferinlerine muhtaç bir ruh haliyle meselenin çözümüne hiç bir faydasının olmayacağı gibi, Ermeni meselesini gerçek mecrasından uzaklaştırmak gayesine de hizmet edecek bir tavırdır. Türkiye bir yandan sürüklendiği derin stratejik sorunlarla boğuşurken, kendilerini aydın olarak tanımlayan bir grubun Ermenilerden özür dilenmesi maksadıyla başlatmak istedikleri kampanya, yozlaşma ve çürümenin ulaştığı vahim durumu göstermesi bakımından ibret vericidir” diye konuştu.
AB UĞRUNA..
Başkan Atila, şöyle konuştu: “Türkiye’ye yönelik iddiasını ve toprak taleplerini ısrarla sürdüren Ermenistan'a, sınır kapılarını açmaya uğraşan ve bu ülke ile diplomatik temasa kalkışan AKP’nin ürkek tutumu, ecdadımızın yargılanması konusunda yabancılara ve işbirlikçilerine ümit ve cesaret vermektedir. Gelişmeler, sözde soykırım iddiaları ekseninde oluşan hakaret ve ithamlara sessiz kalan hükümet etrafında, etkili bir kuşatma alanı oluşturmak ve bu alanı giderek daraltmak üzerine kurulmuş bir senaryonun uygulanmaya başladığını göstermektedir. Ülkemizde 1930’da meydana gelmiş bir isyanın bastırılmasını “soykırım”, Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk’ün ise “savaş suçlusu” ilan edilmeye çalışıldığı bir dönemde, sözde Ermeni soykırımı olarak tanımlanan dayatmaların ivme kazanmış olması, geniş tabanlı ve sistematik bir karalama faaliyetinin başlatıldığını işaret etmektedir. Yıllardan beri tarihle yüzleşmek adına Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tek taraflı ve tavizkar tutumunun kapı araladığı ve heves gösterdiği bu konu, artık kendi ecdadımızı yargılatacak bir sürecin önümüzde olduğunu ortaya koymaktadır. Tarihi gerçeklere tamamen aykırı, insaf ve hakkaniyet duygusundan yoksun bir anlayışla, sözde özür kampanyasına öncülük eden zihniyetin, Osmanlı Devleti döneminde emperyalist devletlerin kullandıkları Ermeni tebaasının neden olduğu kanlı olayları ve akabinde gelişen şartları bilmeden hareket ettiklerini düşünmek mümkün değildir. Türkiye’nin içinde Ermeni iddialarını destekleyen bir cephe oluşturma gayretleri için altı yıldır, her zemin, ortam ve kürsü kullanılarak açıkça sürdürülen faaliyetlerin bu girişimle birlikte sonuç almaya dönük çalıştıkları ve kamuoyu hassasiyetini köreltmeyi amaçladıkları anlaşılmaktadır. Adlarının başına yerleştirilen muhtelif sıfatlarla kamuoyuna seslenme imkanı bulan işbirlikçi mihraklar, hayati milli çıkarlarımızı ucuz pazarlıkların malzemesi haline getiren AKP iktidarının oluşturduğu teslimiyetçi zeminden cesaret almışlar ve özür talep etme noktasına kadar cüret kazanmışlardır. Tarih, yaşanmış, yazılmış ve hükmünü vermiştir. Ortada utanacağımız bir suç ve adına özür dileyeceğimiz bir suçlu yoktur. Türk milleti de sahip olduğu büyük imparatorluk coğrafyalarından çekilirken, katliamlar, mezalimler ve bitmek tükenmek bilmeyen trajik göçler yaşamış, ancak bu tarihi hadiseleri yüreğine gömerek yeni bir dünyaya kapı açmıştır”