Sözde Ermeni soykırımı nedeniyle Türkiye'nin Ermenilerden özür dilemesi için başlatılan imza kampanyasına Erzurum’dan sert tepki geldi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, “Bu kampanyadan ve Ermenilerden özür dilenmesi gerektiğini savunanlardan bir Türk olarak utanç duyuyorum” dedi.
KİM ZALİM, KİM MAZLUM
Sözde soykırım iddialarına kaynak olarak her fırsatta 1915 yılındaki tehcirin konu edildiğine dikkati çeken Konukçu, “biz mazlumuz” iddiasında bulunan Ermenilerin, geçmiş tarihe yönelik olarak bir araştırma yapmaları çağrısında bulunarak, “Tarihi karıştırsınlar bakalım, kim mazlum, kim zalim, işte o zaman ortaya çıkar” dedi.
MAĞDUR EDİLEN TÜRKLERDİR
1915 yılına doğru Ermenilerin, Taşnaklar aracılığıyla sahneye koydukları olayların herkes tarafından bilindiğini, Rus Çarı’nın piyonları olarak Doğu Anadolu Bölgesi’nde kan dökülmedik ocak bırakılmadığını vurgulayan Prof. Dr. Enver Konukçu, hayali Ermenistan hayaline kapılan Ermenilerin, bölgede büyük bir soykırım gerçekleştirdiklerini ve barbarca cinayetler işlediklerini kaydetti.
ETLERİ HAŞLANARAK ANNELERİNE YEDİRİLEN ÇOCUKLAR
1986 yılından sonra bizzat kendisinin katıldığı toplu mezar kazılarında binlerce 1918 yılı mazlumunun cesedine ulaştıklarını hatırlatan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, “Doğu Anadolu Bölgesi’nde her kasaba ve köy, bilinçli kırımdan nasibini almıştır. Bunu yapanlar kimler? İşte aydın diye gazetelerde boy boy yer alan kişiler bu gerçekleri görmüyorlar. Erzurum’da kazana atılarak haşlanan çocukların etlerinin anne ve babalarına yedirenler kimdir? Hamile kadınları öldürmeden önce karınlarını deşen ve daha doğmamış bebekleri süngülere geçirerek teşhir edenler kimdir? Türk milleti olarak uğradığımız bu soykırımı anlatmak bile tüylerimizi ürpertirken, bir kısım aydının özür dileme gafletine anlam verebilmiş değiliz. Bu girişimlerden utanıyoruz, sadece utanıyoruz” diye konuştu.
SÖZDE SOYKIRIMI SENARYOSUNUN AKTÖRLERİNİ KINIYORUZ
Konukçu, “Kendilerine aydın yakıştırması yapılan ve arkalarına aldıkları kendini bilmezlerle Ermenilerden sözde özür dileme bühtanına düşen kişiler, burunlarının dibindeki tarihi bir gerçeği nasıl bir aymazlıkla reddediyorlar, bilmiyoruz. Ama biz Ermenistan, Diaspora ve Taşnakların hala sinsice vurguladıkları ‘Ermeni kırımı’ senaryosunun aktörlerinin bu girişimlerini kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Orhan Pamuk’tan sonra şimdi de aydın kisvesi altında başlatılan bu kampanyayı, Doğu’nun çileli, ailesinden birçok insanı kaybedenler adına tel’in ediyor ve her şeyden önce bir Türk olarak bu pervasızlıktan utanıyoruz” şeklinde konuştu.
AYDIN DEMEK, GERÇEĞİ BİLMEK DEMEKTİR
Aydınların her şeyden önce aydın olmalarını, Atatürk İlkeleri ve İnkılapları için de aydın gibi davranmalarını isteyen Konukçu, M. Kemal Atatürk’ün, 1921 yılında imzalanan Kars Antlaşması’nda Ermeni meselesinin halledildiğini bizzat kendisinin ifade ettiğini anımsatarak, “Bir avuç Ermeni’den, hem de soykırıma uğramış bir milletin evlatları olarak özür dileyecek değiliz. Aydınların arkasından ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diye bağırıp destek verenleri de kınıyoruz. Hayır, biz Ermeni değiliz. Biz yüzyıllar boyu hak, hukuk, adalet ve insanlık çerçevesinde hüküm sürmüş olan necip bir milletiz, bu milletin birer mensubuyuz. Biz Ermeni değiliz, Biz öz be öz Türk’üz” şeklinde konuştu.