BAKAN EKREN KÜRESEL KRİZİN OLASI SÜRECİNİ ANLATTI
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Türkiye ekonomisinin dünyanın 17'inci, Avrupa'nın ise 6'ncı büyük ekonomisi olduğunu belirterek, ''Dolayısıyla böyle bir ekonomi bölgesel aktör olmaktan çok şu anda küresel aktör olmaya aday ve o çerçevede de uluslararası finansal ve ticaret bakımından küresel sistemle entegre olmuş bir ekonomidir. Böyle bakıldığında küresel finansal krizden etkilenmeme ihtimali söz konusu değildir'' dedi.
ŞURA’NIN AMACI
Ekren, burada yaptığı konuşmada, şuradan beklentisinin, kendi ulusal ekonomik yapı ve ilişkiler zincirinin içinde her sektörün ve her bölgenin ihtiyaçlarını net bir şekilde belirleyerek aynı şeyleri yapmaktan daha çok farklı şeyleri yaparak ve koordineli olarak Türkiye'nin büyüme, istihdam ve ihracatını artırmak yönünde çalışma yapmak olacağını söyledi.
Nazım Ekren, hem istişarenin hem koordinasyonun birlikte düşünüldüğü, yetkin bir özel sektör, kaliteli bürokrasi, şeffaf piyasalar, iyi dizayn edilmiş düzenleme ve denetleme yaptırım süreçlerinin şekillendirdiği yönetilebilir piyasa ekonomisinin yeni dönemde çok önemli olduğunu kaydetti.
Özellikle kriz ortamında Türkiye'nin alması gereken pozisyonu belirlerken birkaç önemli bloğun birbirinden ayrılması gerektiğini ifade eden Ekren, şöyle konuştu:
''Türkiye ekonomisi 2007 yılı sonu itibariyle 650 milyar dolarlık büyüklükteki bir ekonomi. Dünyanın 17'ncisi ve Avrupa'nın da 6'ncısı. Dolayısıyla böyle bir ekonomi bölgesel aktör olmaktan çok şu anda küresel aktör olmaya aday ve o çerçevede de uluslararası finansal ve ticaret bakımından küresel sistemle entegre olmuş bir ekonomidir. Böyle bakıldığında küresel finansal krizden etkilenmeme ihtimali söz konusu değildir. Etkilenmemekten daha çok 'hasar minimizasyonu' dediğimiz yeni bir kavramla olaylara yaklaşıyoruz. Dolayısıyla birinci blok Türkiye'nin küresel finansal krizden hem finans sektörü bakımından hem de reel sektör bakımından etkilenme yön ve şeklinde hasar minimizasyonunu sağlamak olmalıdır.
MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER
İkinci önemli blok küresel krizden ayrı olarak Türkiye'nin temel makro ekonomik göstergeleri ve dengeleri kriz olamasa bile Türkiye'nin kendine has bir konjonktür dalgasına girdiğini de göstermektedir. Bu çerçevede de küresel krizden ayrı olarak Türkiye'nin kendine has ihtiyaçlarını özellikle yatırımlar konusundaki duraklamayı tekrar ivme kazandırıp hızlandırmalıyız. Ekonomi yönetimi olarak kamu harcamalarında ve yatırımlarında bu inisiyatifi çok açık kullandık. Yeni dönemde hem teşviklerle özel sektör yatırımlarını da kendimize has konjoktürümüzün de üstesinden gelmek amacıyla bunu da devreye koymamız gerekiyor.''
Küresel kriz ortamında kısa dönemli yangının söndürülmesine yönelik eylemlerin son derece önemli olduğunu ifade eden Ekren, ''Özellikle G-20 toplantısında bütün ülkelerin de kendilerine özgü bir ekonomik ve finansal mimarinin tartışıldığı bir ortamda Türkiye kesinlikle mimarinin tartışıldığı, değerlendirildiği süreçte ekonomik güç olarak yerinde durmalıdır. Bununla ilgili özel bir çalışma grubu oluşturup yeni mimari arayışlarında Türkiye'nin pozisyonunun ne olacağını, oluşacak yeni kurumlarda yeni sistemde nerede bulunacağı konusunda düşünmeliyiz'' dedi.