TOBB TÜRKİYE HAYVANCILIK MECLİSİNDEN
"ET TEŞVİK PRİMİNE TEPKİ”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Hayvancılık Meclisi yaptığı açıklamada, kırmızı et üreticileri arasında farklılık yaratan et teşvik primi uygulamasını üzüntüyle karşıladıklarını açıkladı. TOBB Hayvancılık Meclisinin ürettiği tepki Erzurum’da da hayata geçilecek olan, fakat henüz kararnamesi çıkmayan TAR_ET projesindeki et teşvik uygulamasına yönelik.
GELİR DAĞILIMINDA DENGESİZLİĞE YOL AÇAR
Bakanlar Kurulu Kararının, kamu-özel sektör ayrımını belirginleştirerek, özel sektörün Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki faaliyetlerini durma noktasına getirme tehlikesini barındırdığına dikkat çekilen Türkiye Hayvancılık Meclisi açıklamasında, şu görüşlere yer verildi: "26 Aralık 2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizdeki 28 ilde Et ve Balık Kurumu Kombinalarına kesim yaptıran besicilere l yıl teşvik primi ödenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı sektörümüzde büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile karşılıyoruz. Bu bölgelerin ve hayvancılık sektörünün sorunlarına çare olacak bir proje olma iddiası ile tanıtılan Tar-Et projesi’nde öngörülen bu teşvik primlerinin karara bağlanmış olması, projeye yönelik görüşlerimizin dikkate alınmadığını göstermiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın himayelerinde, Et ve Balık Kurumu ve Ziraat Bankası işbirliği ile yürütülecek olan projede kapsamında sadece Tarım Kredi Kooperatiflerine üye bir kısım besicinin dahil edilmesinin, seçilmiş bu besicilerin Et ve Balık Kurumuna satacakları yıllık 20 bin ton ete, l YTL/kg teşvik primi verilecek olmasının bölgede büyük bir adaletsizliğe ve gelir dağılımında dengesizliğe yol açacağından, dolayısıyla huzursuzluk yaratacağından, projeye umut bağlayan bölge insanına ve sektöre ağır maliyetler getireceğinden kaygı duymaktayız.
Et ve Balık Kurumunun yüksek maliyetli üretim yapısı olduğu ve bu nedenle rekabette zorlandığı hepimiz tarafından bilinmektedir. Halen rekabette zorlanan böyle bir kurumun daha pahalı olarak aldığı ürünleri, eğer bir ayrıcalık tanınmazsa rekabetçi bir ortamda pazarlama imkanının bulunmadığını düşünmekteyiz. Bu ise, gelecekte Et ve Balık Kurumunun özellikle ürün satışı ve ticaret konularında her zaman olduğu gibi bazı imtiyazlar talep edeceği konusunu akla getirmektedir. Et ve Balık Kurumunun görevi kasap dükkanı açarak et pazarlamak değildir. Et ve Balık Kurumuna verilecek olan imtiyazların sektöre olumlu bir katkısının olmayacağı, aksine bölgede özel sektör marifetiyle gelişme ve kalkınma hedefini baltalayacağına inanmaktayız. Bu batan bir kurumun kamu eliyle yeniden ayağa kaldırılmaya çalışılmasıdır. Bu özelleştirilme programının inkarıdır. Özel sektörün, hayvancılık sektörü yatırımlarının bu bölgeye cezp edilmesi, bölgenin ve sektörün özel sektör girişimleri ile canlanması, refah seviyesinin artırılması hepimizin hedefidir. Korkarız ki, bu girişim kamu-özel sektör ayrımını belirginleştirerek özel sektörün bu bölgedeki faaliyetlerini durma noktasına getirme tehlikesini barındırmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hayvancılığın geliştirilmesi bizlerinde en büyük arzusudur. Bizler önümüzdeki 10 yıl içersinde gerekli önlemleri almaz, gerekli yatırımları gerçekleştirmezsek AB ve dünya ile rekabet edemeyeceğimizin, sektörün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun bilincindeyiz. Bu düşünce ile vakit geçirmeden önlem alınması gerektiğine inanmaktayız. Ülkemizi AB ve dünya rekabetine hazırlayarak, kalite, miktar ve maliyet yönünden uygun üretim imkanları yaratacak, özel ve kamu sektörü iş birliği ile tüm bölgeyi içine alacak projeler üretmemiz gerektiğini değerlendirmekteyiz. Sürdürülebilir büyümenin anahtarı bu işbirliğinin tesis edilebilmesidir."