TEŞVİK SÜRECİNİ DEĞERLENDİREN ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM:
“ERZURUMLU AĞZINI AÇMIŞ, ÖDENEK EKSİLİRSE KRİZE GİRİYOR”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, teşviklere bel bağlayarak kalkınmayı sürdürmenin mümkün olamayacağını söyledi. Kahramanmaraş’ta Teşvik konusuna değinen Bakan Yıldırım, teşviklere bel bağlayarak sürdürülebilir kalkınmanın sağlanamayacağını savunarak, Erzurum’u olumsuz örnek olarak gösterdi. Bakan Yıldırım:
"'Teşvikler şimdi bölgesel boyutta yeniden ele alınsın' deniyor. 'Ürüne teşvik olsun, diğer teşvikler kaldırılsın' deniyor. Çeşitli talepler var. Getirisi götürüsü hesap edilerek elbette yapılmalıdır. Ama teşviklere bel bağlayarak sürdürülebilir kalkınmayı başaramayız.”dedi.
TEŞVİKLERE BAĞLI EKONOMİ OLMAZ
“Verimliliğini ve performansı işletmelerimizin kendisinin gözden geçirmesi lazım.”diyen
Bakan Yıldırım:” Teşvik bir anlamda bir yere bağımlı yaşayan insanların durumuna benziyor. Gelmeye devam ederse az da devam ederse hayatı sürdürürsünüz. Gelmezse ne yapacağınızı şaşırıp kalırsınız. Onun için teşvikler kısa süreli ivme sağlarsa bir anlam ifade eder. Yoksa sürekli bir şeye tabi olarak, teşviklere tabi olarak iş tutmaya devam edersek, uzun vadede iş verenlerimiz de memurlaşır. Bir çok illerimizde bunu yaşıyoruz. “değerlendirmesini yaptı.
BAKAN YILDIRIM NİÇİN ERZURUM’U ÖRNEK VERDİ?
Kendilerine üretime yönelik talepte bulunulmadığını belirten Bakan Yıldırım Erzurum’U örnek verdi. Bakan Yıldırım şöyle dedi:” Şimdi gittiğimiz vilayetlerde bize 'Efendim buraya filanca müdürlüğü getirin, bölge müdürlüğü getirin, üniversite açın, buraya bir bölük asker gelsin konuşlansın, polis karakolu gelsin'.. talepler hep böyle. Ben bunu düşündüm bu talepler yoğunlukla isteniyor. Bunlar gelince memurlar gelecek. Memurlar maaş alacak, çarşıda pazarda harcayacak bütün şehri memur yapacak. Kimse üretime yönelik talepte bulunmuyor. Bir yerde üniversite var. Örneğin; Erzurum. Erzurum'un üniversitesinde ayda 50 milyon YTL para gidiyor. Şimdi Erzurumlu ağzını açmış. Bu 50 milyon YTL eksilirse krize giriyor, artarsa nefes alıyor. Ne oluyor, tüketim ekonomisine bağlı yaşam tarzı oluşuyor. Bu bizim için arzu edilen bir şey değil. Ekonomi daralırsa, kamu oraya kaynak aktarmazsa yetersiz kalır. Bu sefer top yekün kriz hali devam eder. Onun için arkadaşlar başınızın çaresine bakın. Ara sıra devlete de bakın. Ama daha çok kendi işinize bakın."