Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunun ve dilinin Türkçe olduğu ibaresinin anayasada yer aldığını ifade ederek, "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kuramlarında Türk vatandaşlarına da ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Hal böyle olmasına ve anayasamızın amir hükümlerine rağmen bazıları üniversitelerde ana dille eğitim ve öğretimden bahsetmekte ve bunu demokrasinin vazgeçilmez unsuru
olarak değerlendirmektedir" dedi.
TÜRK ÜNİVERSİTELERİNE HAKSIZLIK YAPILIYOR
Gazi Üniversitesi 2009-2010 eğitim öğretim yılı açılışı, Gazi Rektörlüğü'nde gerçekleştirildi.
Türk üniversitelerine zaman zaman haksızlık edildiğini ifade eden Ayhan, Türk üniversitelerinin ilk 500'de olup olmadığının sorgulandığını belirtti. Marifetin iltifata tabi olduğunu dile getiren Ayhan, "Bize iltifat edilmesi lazım ki Türk üniversiteleri marifetlerini göstersinler. Ne verdin ki elime, ne süreyim yüzüme. Üniversitelerimiz dünya genelinde ilk 20'nin içinde yer alamıyorsa üniversitelerimiz töhmet altında bırakılmamalı. Üniversitelerimizi desteklemeliyiz" diye konuştu.
ÜNİVERSİTE MEZUNLARININ İŞSİZLİK SORU
Üniversite mezunlarının işsiz olduğunu ve işsizlik rakamlarının yüzde 13'ü gösterdiğini belirten Ayhan, üniversite mezunu işsizlik oranının ise yüzde 24 olduğunu kaydetti. Kaynakların israfı ile karşı kaşıya olunduğunu vurgulayan Ayhan, "Bir gencimizi alıyorsunuz 8 sene ilköğretimden, 4 sene orta öğretimden geçiriyorsunuz. Olağanüstü masraf yapıyorsunuz. Bu gençleri yarışa sokuyorsunuz ve bunların yüzde 20'sini üniversiteye alıyorsunuz. 1 milyon gencimizi üniversite kapımızın dışında bırakıyorsunuz. Daha
sonra işsiz bırakıyorsunuz. Üniversiteler işçi bulma kurumu değildir, ama devlet bu gençlerimize imkan sağlayacak altyapıyı oluşturmak zorundadır. Biz gençlerimizi iyi yetiştirdiğimiz kanaatindeyiz" şeklinde konuştu.
ÖĞRENCİ KONTENJANLARI
Üniversite özerkliği konusuna da değinen Ayhan, üniversite özerkliğinin akademik özerkliğin de teminatı olduğunu söyledi. Ayhan, üniversite kontenjanlarının artmasıyla ilgili olarak ise, "Son zamanlarda öğrenci kontenjanları ile ilgili tutum ve davranışlar bizleri ziyadesiyle mağdur etmektedir. Şu anda fen edebiyat fakültemizde öğrenci başına düşen metrekare kapalı alan bir metrekaredir. Açık kalan 90 santimetrekaredir. Türkiye Cumhuriyeti'nin imkanları mı yok. Her yanımızda lojmanlar var. Mustafa Kemal
Atatürk'ün Gazi Üniversitesi'ne tahsis ettiği arazileri Milli Eğitim Bakanlığı niye Gazi Üniversitesi'ne vermiyor. Gazi Üniversitesi'nin daha iyi eğitim öğretim yapması niye engelleniyor? Voleybol Federasyonu'nun spor salonunun şurada ne işi var? Eğitim-öğretim yapmak istiyoruz, kaliteyi artırmak istiyoruz. Spor salonunun hemen yanına, spor salonunun hemen 3 metre ilerisine Milli Eğitim Bakanlığı'nın okulunun ne işi var? Orası Gazi Üniversitesi'nin değil mi? Kamu kurumu kuvvetini kullanarak ellerinde niye
tutmaya çalışıyorlar. Gazi Üniversitesi rektörünü ayaklarına getirmekten zevk mi duyuyorlar. Yüz defa giderim, bin defa giderim. Biz üniversite eğitimi yapmak istiyoruz" dedi.
ANA DİL TÜRKÇEDİR
Anayasanın hiçbir faaliyetinin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma görmeyeceği esasının yer aldığını belirten Ayhan, şunları kaydetti: "Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Ancak, eğitim ve öğretim hürriyeti, anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kuramlarında Türk vatandaşlarına da ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Hal böyle olmasına ve anayasamızın amir hükümlerine rağmen bazıları üniversitelerde ana dille eğitim ve öğretimden bahsetmekte ve bunu demokrasinin vazgeçilmezunsuru olarak değerlendirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden olan demokrasi saygın bir kavramdır. Bu kavramın arkasına sığınarak zayıf argümanlarla haklılığını ispatlamaya çalışanların bulunduğunu, demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmayanların 'demokrat' olduklarını ispatlamak için akla zarar bir yığın çaba sarf ettiklerini üzülerek takip ediyoruz."