Danıştay’ın aldığı katsayı kararı e İsviçre’de camilere getirilen minare yasağına tepkiler devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde yazılı bir açıklama yaparak Danıştay’ın katsayı kararına karşı çıkan Erzurum Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (ESP), bugün de Lalapaşa Camii bahçesinde basın açıklaması yaptı. Öğle namazının ardından yapılan basın açıklamasında, hem Danıştay’ın aldığı karara, hem de İsviçre’deki camilere getirilen minare yasağına sert çıkan ESP üyeleri, her iki durumun da, ancak “adaletsizlik” olarak değerlendirilebileceği görüşünde birleştiler.
DİNDİ BASIN AÇIKLAMASINI OKUDU
ESP adına Memur-Sen Erzurum İl Temsilcisi Dursun Mehmet Dindi tarafından okunan basın açıklamasında, Danıştay’ın daha önce de bu konuyla ilgili olarak verdiği karar hatırlatıldı. Dindi, “YÖK kararının iptali istemiyle Danıştay’a açılan sayısız davada “Katsayı belirleme ve sınav sistemini değiştirme kararı YÖK'tedir” denilmiştir. Katsayı adaletsizliğinin devamına yönelik yargısal bir kalkan oluşturan Danıştay 8. Dairesi’nin aradan geçen kısa süre içerisinde bu kararından ve içtihadından vazgeçmesini hukuken makul gösterecek bir hukuk ilkesi ve kuralının henüz oluşmadığı açıktır. Biz bu içtihat değişikliğinin konjüktür değişikliği kaynaklı olmamasını temenni ediyoruz.” dedi.
KATSAYI TEPKİSİ
İl Temsilcisi Dindi, hukuk devletinde yaşayan birey olmanın en büyük getirisinin, hukuki güvenliğe sahip olmakken hukuki güvenliğe sahip olmanın ön şartlarından birisinin ise, hukuki şartları temin edecek bağımsız ve tarafsız yargı sistemine sahip olmaktan geçtiğini vurguladı. Memur-Sen Temsilcisi Dindi, “YÖK'ün katsayı uygulamasını kaldıran kararı sonrası Sabih Kanadoğlu'nun 'Danıştay gereğini yapar' demesi, bunun üzerine de İstanbul Barosu’nun dava açtığı Danıştay 8. Dairesi'nin millet adına değil milletin değerleriyle çelişen bir karar verdiği açıktır. Ortaöğretim gençliğinin büyük bölümünün yüksek öğrenim görme hayallerine kâbus gibi çöken 28 Şubat ara rejiminin katsayı adaletsizliğinin YÖK tarafından kaldırılması, demokrasiyi, milli egemenliği ve hukukun üstünlüğünü önceleyen kişi ve kurumlar tarafından takdirle karşılanmıştır. Bu konuyla ilgili Danıştay kararına itiraz edecek olan YÖK'e de adaleti tesis etmede ve eşitliği sağlamadaki ısrarcı tutumu sebebiyle teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
MİNARE YASAĞI ORTAÇAĞ ÜRÜNÜ
Öte yandan ESP adına yaptığı açıklamasında, İsviçre’deki camilere getirilen minaüre yasağına da değinen Dindi, inançların sembollerini kullanıp kullanmamanın, o dinin mensupları tarafından verilecek bir karar olduğunu söyledi. Dindi, “Bu hakkın kullanımı, başka bir dinin mensuplarına sorulmak şekliye, oylamaya tabi tutulamaz. İnanç özgürlüğü, evrensel bir hak ve özgürlüktür. İsviçre'de minare yapılıp yapılmamasının halkoyuna sunulması, Ortaçağ zihniyetinin hortlamasından beter bir durumdur. Dünya barışında umulması zor yaralar açabilecek bu talihsiz oylamanın sonucu medeniyetler ittifakının konuşulduğu bu dönemde İsviçre için de oldukça ağır olabilir. Bir başka dine mensup ülkede kiliselerin çanlarının oylamaya sunulması nasıl anlamsız ve akılcı bir dayanaktan yoksunsa, camiye minare yapılmasının oylaması da aynı şekilde akıl ve mantıkla bağdaşmayan, çağ dışı bir uygulamadır. Biz cami, havra ve sinagogun yüzyıllarca aynı cadde içinde var olabileceğini kanıtlamış bir medeniyetin mensuplarıyız. Ülkemizde diğer dinlere gösterilen hoşgörünün, diğer din mensuplarına gösterilen saygının aynısını bizim de isteme ve bekleme hakkımız vardır. Umuyoruz ki, İsviçre halkı ve hükümeti bu utanç verici kararından en kısa sürede vazgeçecektir.”