KURAKLIK KORKUSU ALTERNATİF TARIMA YÖNELTTİ
Küresel ısınmaya bağlı olarak ortaya çıkan kuraklığın tarımı olumsuz etkilemesi nedeniyle kuraklığa dayanıklı bitki yetiştirme ve alternatif ürün geliştirme yöntemleri konusundaki çalışmalar yoğunlaştırıldı. Erzurum’da beş çeşit yeni buğday geliştirildi.
Erzurum'da, Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü (DATAE) Müdürü Şerafettin Çakal, enstitüde kuraklığa ve soğuğa dayanıklı verimi yüksek toplam 5 buğday çeşidinin geliştirildiğini söyledi.
Çakal, 1969 yılında kurulan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsünün verimi yüksek yem bitkisi ve tahıl çeşitlerinin geliştirilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
VERİMİ YÜKSEK BUĞDAY ÇEŞİTLİLİĞİ
Çalışmalar sonucunda kuraklığa dayanıklı ve verimi yüksek 5 buğday çeşidi geliştirdiklerini ifade eden Çakal, ''Doğu-88, Lancer, Nenehatun, Palandöken-97 ve Alpaslan bölgedeki iklim şartları göz önünde bulundurularak üretilen kuraklığa ve soğuğa karşı dayanıklı tohumluk buğday çeşitlerimizdir. Vatandaşlarımız bu çeşitleri ekerek kurak alanlardan daha yüksek verim alabilirler'' diye konuştu.
MARJİNAL ALANLARDA TRİTİKALE TARIMI
DATAE Müdürü Şerafettin Çakal, ayrıca soğuğa ve kuraklığa karşı dayanıklı olan tritikale tarımının yaygınlaştırılması amacıyla çalışma başlattıklarını, bu kapsamda geçen yaklaşık 200 dönüm araziye tritikale ektiklerini söyledi.
Tritikalenin buğday ile çavdarın melezlenmesi sonucu elde edildiğini ifade eden Çakal, şunları kaydetti: ''Tritikaleyi marjinal alanların değerlendirilmesi amacıyla çiftçilerimize öneriyoruz. Güz ekimi yapılabildiği için alınan verim buğday ve arpaya göre çok daha yüksek oluyor. Çiftçimiz sulak arazilerine buğday gibi değeri daha yüksek olan ürünleri, kıraç alanlara ise tritikale ekimi yapmalarını öneriyoruz. Tritikale soğuğa ve kuraklığa dayanıklı olduğundan alternatif tarım ürünleri arasında sayabiliriz.''
VAN'DA ÇİFTÇİLERE KURAKLIĞA DAYANAKLI BİTKİLER ÖNERİLİYOR-
Van'da Tarım İl Müdürlüğü yetkileri, çiftçilerin kuraklığa dayanıklı bitkilerin ekimine yönelmesi için ilkbahar aylarından itibaren uyarı ve öneride bulunduklarını söylediler.
Yetkililer, tahıl ekimi yapan çiftçiye ekim nöbetinde ve nadas alanlarının daraltılmasında kullanılmak üzere toprağa dayanıklı, atmosferdeki yüzde 78'lik elementel azotu toprağa fiske edip zenginleştiren mercimek ve nohut ekimi önerdiklerini belirttiler.
EKO TARIM
Meyve bahçesi tesis etmek isteyen çiftçilere bodur anaçlar kullanmayı önerdiklerini belirten yetkililer, bodur meyve çeşitlerinin, su tüketim ihtiyacının daha az ve kuraklığa daha dayanıklı olduğunu kaydettiler.
Ekotarım denilen organik üretimle, kurağa dayanıklı kavun ve karpuz yetiştiriciliği yapılabileceğini bildiren yetkililer, yem bitkileri üretimi yapan çiftçilere ise yonca yerine kurak ve soğuğa dayanıklı korunga ekimini önerdiklerini ifade ettiler.
EKİM’DE YENİ KONSEPT
Sivas Tarım İl Müdürü Mehmet Kaya, ''İlimizde kıraç koşullarda başta hububat tarımı olmak üzere tek yıllık yem bitkilerinden adi fiğ ve tritikale, çok yıllık yem bitkilerinden korunga, yemeklik dane, baklagillerden nohut ve mercimek tarımına ağırlık vermemiz gerekmektedir'' dedi.
Küresel ısınma nedeniyle ortaya çıkan kuraklıktan daha az etkilenmek için yetiştirilen mevcut ürünleri ve alternatif üretilebilecek ürünleri tekrar gözden geçirerek, yeni ürün stratejileri oluşturmanın zorunluluk haline geldiğini ifade eden Kaya, şunları söyledi:
''Taban arazilerde yine başta hububat tarımı olmak üzere yem bitkilerinden Macar fiğ, yağlı bitkilerden ise aspir tarımının yapılabileceği sonucu ortaya çıkmıştır. Diğer önemli bir konuda mevcut su kaynaklarımızın en etkin şekilde kullanılmasıdır. Etkin su kullanımının tek yolu da modern sulama teknikleriyle sulama yapmaktan geçmektedir.''
SULU TARIM ALANLARI VE VERİM
Sivas'ta sulu tarım yapılan alanlarda da su kaynaklarının verimli kullanabilmesi için sulama yöntemlerinin doğru seçilmesi gerektiğini vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
''Toprak yapısına göre sulama sistemi uygulamalıyız. Şu anda damlama sulama sistemi diğer yöntemlere göre yüzde 70 oranında tasarruf sağlıyor. Bu sistemleri ilimizde hızla yaygınlaştırmalıyız. Bunun yanında suyu az tüketen, erkenci ürün çeşitlerin ekilmesini sağlamalıyız.''
BAYBURT’TA SORUN YOK
Bayburt Tarım İl Müdürü Ünal Koçak, sulu tarıma müsait alanlarda tarımsal sulama yapıldığı için herhangi bir verimsizlik söz konusu olmadığını bildirdi.
Koçak, ''Bayburt ilinde kuraklığa dayanıklı olarak buğday ve buğday çeşitleri ve güz ekimi olarak Macar fiği ekimini yaygınlaştırma çalışmalarımız devam etmektedir. Bayburt ilinde tarım alanlarında kuraklıktan ziyade iklimin soğuk geçmesi sonucu yüzde 10 gecikme veya ürün kaybı olmaktadır'' dedi.
VERİM KAYBI GÖZLENMEDİ
Rize İl Tarım Müdürü Kamil Kanat ise kuraklık nedeniyle bu yıl çayda geçen yıllara oranla önemli bir verim kaybı olmadığını, kuraklığın sadece yörede son yıllarda üretimi yapılan kivide az da olsa verim kaybına yol açtığını söyledi.
Yörede, arazi yapısı nedeniyle çay tarımı dışında bir faaliyet yapılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Kana, ''Yörede çaydan vazgeçilip başka bir tarım faaliyeti yapılması mümkün değildir. Çünkü Türkiye'nin çay ihtiyacını yöremiz karşılamaktadır. Bunun dışında yüzde 80 eğimli bir arazide başka bir tarım faaliyeti yapılması, erozyona neden olabilmektedir'' diye konuştu.
Yörede üreticilere ek gelir olabilmesi amacıyla bazı faaliyetler yaptıklarını da kaydeden Kana, ''Yörede çayın yanında ek olarak kivi, kokulu siyah üzüm, elma ve kiraz üretimi için çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda deneme üretimlerimizi hemen hemen tamamladık. Bundan sonra bu ürünlerin üreticilerimize yaygınlaştırılması için çalışacağız'' dedi.
REKOLTE KAYBI YOK
Şanlıurfa'nın bu yıl yeterli ölçüde yağış alması dolayısıyla ürünlerde rekolte kaybı olmadığı bildirildi.
Tarım İl Müdürü Derviş Göçer, bu yıl kente yeterli ölçüde yağış düşmesi dolayısıyla pamukta, arpa ve mercimekte rekolte düşüklüğünün olmadığını, ülke genelinde etkili olan kuraklığın Şanlıurfa'yı tarımsal anlamda olumsuz etkilemediğini söyledi.
Müdürlük olarak ürün deseninin genişlemesine önem verdiklerini, bu kapsamda çiftçilere yönelik eğitimler düzenlediklerini bildiren Göçer, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının mısır, kanola ve ay çiçeği gibi ürünlerin tercih edilmesini desteklediğini ifade etti.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu ise dünyada olduğu gibi Türkiye'de de etkili olan dönemsel ısınmaların beklenmeyen iklimsel hareketlere neden olduğunu belirtti.
Meydana gelen bu dönemsel ısınmaların Türkiye'de özellikle tarımsal verim kayıplarına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çullu, dönemsel ısınmanın bu yıl Türkiye'deki yağış rejimini etkilemesi sonucunda özellikle Ege, Marmara, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerindeki tahıl üretim alanlarını etkilediğini, bu nedenle rekolteyi düşürdüğünü kaydetti.