ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONU ÜYESİ SEDA AKÇO:
ÇOCUKLAR MEDYADA DAMGALANIYOR
UNİCEF'in katkıları ile düzenlenen 'Medya özgürlüğü ve bağımsız gazetecilik izleme ve haber ağı projesi' eğitim seminerine katılan İstanbul Barosu avukatlarından Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Seda Akço, Türk Medyası'nın çocuklarla ilgili haberlerde çocuk haklarını ihlal ettiğini söyledi.
MEDYADA YER ALAN ÇOCUKLAR İKİ DEFA MAĞDUR EDİLİYOR
Seminerde Türkiye'de medyanın çocuk haklarına karşı nasıl bir tutum sergilediği konusunda görüş alış verişinde bulunulurken, İstanbul Barosu avukatlarından Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Seda Akço, medyanın genellikle çocukların mağdur olduğu olaylar üzerinde durduğunu söyledi.
MASUMİYET KAİDESİNE UYULMUYOR
Çocukların medyada yeralış biçimleriyle de 2. kez mağdur olduğundan yakınan Avukat Akço, "Çocuklar medyada çok tehlikeli olarak gösteriliyorlar, masumiyet kaidesine hiç dikkat edilmiyor. Hakkında suçlu denilemeyecek, suç isnat edilemeyecek yaştaki çocuklar suçlu başlığıyla yayınlanıyorlar ve dolayısıyla damgalanıyorlar. Çocuğun bu şekilde etiketlenmesi, tekrar suça itilmesi açısından önemli bir unsur. Bence Türkiye'nin en önemli problemleri arasında medya ile çocuk ilişkisi ve medyanın çocuk haklarını ihlali de var. Basın, mağdur olan çocuklarla ilgili ya da bir olayın faili olan çocuklarla ilgili haberlerde çocuk haklarını ihlal ediyor. Bütün haberlerde ihlal var. Bunun yanında çocuklar malesef medyada birey olarak çok fazla yer alamıyorlar. Ancak başlarına bir olay gelecek ki, gazete sayfalarında yer kendilerine yer bulsunlar" diye konuştu.
YASALAR VAR, UYGULAMALARDA İSE SIKINTI ÇEKİLİYOR
Antalya Barosu avukatlarından Çocuk Hakları Komisyonu Genel Sekreteri Yasemin Onat ise, Türkiye'de çocuk hakları konusunda birçok yasa olduğunu ve bazı uluslararası sözleşmelere imza konulduğunu anımsatarak, uygulama yönünde sıkıntı yaşandığını dile getirdi. Avrupa ülkelerinde bu tür tartışmaların yaşanmadığına dikkat çeken Onat, "Türkiye'de bir yasa oluyor, bu yasanın uygulanması için bir usul yasası ortaya konuyor. İmzalanmış bir çok uluslararası sözleşmede var ama bizde bunları uygulamak için irade oluşumu olmuyor. Sözleşme imzalıyoruz, yasayı kabul ediyoruz, meclisten çıkartıyoruz fakat hiç yokmuş gibi davranıyoruz. Ama Avrupa ülkelerinde insanların bu tür konulara bakış açıları çok küçük yaşlarda itibaren oluştuğu için insanlar önlerine gelen hukuki ya da hukuki olmayan bir kuralla ilgili olarak bir bilgi birikimini sahipler. Ama Türkiye'de böyle birşey yok. Türkiye'de bazıları önüne gelen yasayı ya da kanunu uygulamak gibi bir zorunluluk hissetmiyor. Bu konuda pek çok çalışma var ama biz bunları uygulamadığımız için ihlaller ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.