MARKA SİYASETÇİLER VE ERZURUM
Erdal GÜZEL
ERVAK Yönetim Kurulu Başkanı
Hatırlanacağı üzere e-muhtıra, Cumhurbaşkanlığı seçimi derken, toplum olarak kendimizi bir erken seçimin içerisinde bulmuştuk; partizanlar ellerinde partilerinin bayrak ve flamaları, at atabildiğin cinsinden sloganlarıyla siyaset tribünlerinde yerlerini almış erbab-ı siyasetçiler seçim meydanlarını şereflendirmişlerdi.
Parti genel başkanlarının emir ve buyruklarıyla listelere yerleşen adayların iyi bir gelir elde etme, dokunulmazlık zırhının nimetlerinden istifade etme, statü kazanma, aile ve efratlarına iyi bir gelecek hazırlama...vs. gibi düşünceleri asla olamazdı esas olan "Hakka hizmet halka hizmet etmekti" belki de Allah'a ulaşmanın yolu siyasetten geçiyor ihtimalinin bulunmasıydı.
Start verilmişti, halk için önemli olan Egemenliğin kayıtsız şartsız kendilerinde olması değil, hanımı başörtülü bir milletvekilinin Cumhurbaşkanlığı'na seçilmemesiydi.
Kimin kimi seçtiğinin ne maksatla tercih kullandığının hiçbir önemi yoktu. Zaten buna gerekte yoktu, sivil generaller emirlerini vermişlerdi. Ezanda kulağı namazda gözü olmayanların, Ayasofya ibadete açılmalıdır söylemleri bile bu kadar etkili olmamıştı. Neticede sandıklar açıldı, sonuçlar belli oldu, halk iktidar partisine yola devam vizesini verdi. Bu saatten sonra alınan karara saygı göstermek ve yolunuz açık olsun temennisinde bulunmak uygar bir vatandaşın demokrat yaklaşımı olarak nitelendirilmelidir.
Yorucu seçim maratonundan sonra ülkedeki tabloda değişen ne olacaktı?
Bir kişiye dokuz(9), dokuz kişiye bir pulun düştüğü gerçeği değişecek miydi.?
Beyoğlu tepişirken Karacaahmet gözyaşlarını akıtmaya devam mı edecekti?
Türk'lere vize uygulayan ülkelerin sayısında azalma mı olacaktı..?
Hain terörün kanlı pusuları artık Mehmetçiklerimizi hedef almayacak, şehit cenazeleri art
arda gelmiyecek miydi?
Yevmiye 20(yirmi) YTL için fındık toplamaya giden garibanlar trafik kazalarına kurban gitmiyecekler miydi..?
Kısaca şairin dediğigibi;
"Türkü yine aynı Türkü müydü, sazlarda tel mi değişecekti.
Yumruk yine aynı yumruktu da ne varsa el mi değişecekti"..?
Sosyo ekonomik yönden gelişmiş ve kalkınmış illerle, fakir ve geri kalmış illerde siyasi tablonun aynı görüntüyü vermesi bir paradoks olabilir mi?
Artık Erzurumlular olarak; lokal manada genel siyasi manzaradan bazı özel ayrıntıları masaya yatırmamız, araştırmamız,etüt etmemiz gereğini duymalıyız.
Emsal-ı kıyasla yapacağımız bir fikir jimnastiği Erzurum'un siyaseti için çok şeyler ifade edebilir. Şöyle ki; bağımsız aday olarak seçime girip Sivaslıların güvenini kazanan Muhsin Yazıcıoglu, Başbakanın memleketi Rize'den bağımsız olarak meclise giren Mesut Yılmaz, Tunceli'den bağımsız aday olarak meclise giren, Tunceli'lerin meclise gönderdiği Kamer Genç, Bayburtluların Ülkü Güney ağabeyleri...vs. gibi isimler acaba bize neyi hatırlatmaktadır?
Erzurum açısından bu manzaraya bakınca neleri düşünmeliyiz? Bu konudan yola çıkarak seçmenimizi, siyasetimizi ve siyasetçilerimizi sağlıklı bir şekilde sorgulayabilir miyiz?
Elazığ için, Mehmet Ağar isminin çok şey ifade ettiğini bilmeyenimiz var mı?
Abdullatif Şener' in Sivas'tan bağımsız aday olarak, seçilmemesi ihtimali söz konusu olabilir mi?
Abdulkadir Aksu'yu, Kamuran İnan'ı siyasette marka yapan hemşehrileri değil midir? Abdullah Gül'ün Kayseri'nin tartışmasız marka siyasetçisi olduğunu kim inkar edebilir?
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, biz Erzurumluların bağımsız aday olarak seçime girse kazanır diyebileceğimiz isimlerimiz var mıdır?
Kısaca, siyasette markalaşan isimlerimiz mevcut mudur?
Böyle isimlerimiz varda, halkımızın sahiplenme düşüncesinin ve vefasının sandığa yansıması ne kadar garantidir?
650 bin Erzurumlunun yaşadığı İstanbul'da Dadaşlar olarak, bir Ufuk Uras örneğini neden oluşturamadık? 400 bin'e yakın hemşehrimizin bulunduğu Bursa'da, yine Erzurumluların yoğun olarak yaşadıkları İzmir'de durum diğerlerinden neden farklı değildi?
Siyasette bu kitlesel rakamların göz ardı edilmesinin sosyal ve psikolojik sebepleri nelerdir? Acaba hemşehrilik bağlarımız mı zayıf, beceriksiz miyiz, hasetlik gibi negatif duygularımı etkili oluyor?
Bu sorunun nedenlerini İbrahim Hakkı Hazretleri'ni Tillo'ya, Reyhani'yi kırık sazı ile Bursa'ya, Emrah'ı gurbete gönderen Alvarlı Efe'ye;
"Şol yüzleri dost içleri düşmandan usandım" dedirten, sebeplerin gerçeği altında arayabilir miyiz?
Ayvaz Gökdemir, Korkut Özal, Lütfü Doğan gibi isimlerin Erzurumlular için neler ifade ettiğini hatırlayanımız kaldı mı?
Markalaşma yolunda hedefi olan şehirlerin marka siyasetçileri olmalıdır.
O halde yarın bir seçim olsa, şu isim bağımsız adayda olsa kazanır. Erzurumlular olarak arkasında biz varız güvencesini verebileceğimiz siyasetçilere her zaman ihtiyacımız olacaktır.
Marka siyasetçileri oluşturma yolunda, onlara azim ve cesaret verebilecek vefalı bir potansiyel kitlenin mevcudiyeti önemli bir güvencedir.
Meclis açıldı, yeminler edildi. Dadaşlar olarak tüm milletvekillerimize ve siyasi partilerimize başarılar dilerken, kendilerinden sosyo ekonomik açıdan oldukça sıkıntıları olan şehrimizi rahatlatacak, hizmetlerde ve somut icraatlarda bulunmalarını temenni etmekteyiz.
7 (yedi) milletvekilimizi Ankara'ya uğurlarken,
"Bunca gidenin her biri memnun ki yerinden,
Çok seneler geçti, dönen yok seferinden"
mısralarını hatırlamak istemediğimizi de samimi olarak ifade etmek durumundayız.
Çelik bir yay olan dadaşın daha çok gerilmeye gücü ve takati kalmamıştır.
Arzumuz sahne-i ömür de barımızı vakur bir şekilde oynamaktır.
Bunu hakkettiğimize inanıyoruz...