Erzurum ve bölgenin tarihi geçmişinin, günümüze ulaşan bilgi ve bulgular ışığında ele alınması ve kapsamlı bir biçimde araştırılması gerektiği bildirildi.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olan Yavuz Günaşdı, Erzurum’un ve içinde bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nin, tarihin seyrini değiştiren birçok önemli gelişmenin adresi olduğunu söyledi.
//DOĞU ANADOLU KALELERİ
Doğu Anadolu Bölgesi ve özellikle de Erzurum’un, birçok nehrin doğduğu bir nokta olması nedeniyle büyük önem taşıdığını dile getiren Günaşdı, sadece bu nedenden dolayı bile insanların yaşamak için tarihin her döneminde bölgeyi tercih ettiğini dile getirdi. Karasu Nehri’nin çevresinde çok sayıda kale, höyük ve birçok yerleşim yerinin bilindiğini ve tespit edildiğini anlatan Yavuz Günaşdı, bu buluntuların, Erzurum’un tarihin her döneminde insanların yaşamak için tercih edildiği bir yerleşim bölgesi olduğunun açık bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Erzurum’da geçmişte yapılan çeşitli kazı ve arkeolojik incelemeler sonucunda İlktunç, Kalkolitik ve Ortaçağ döneminden kalma çok çeşitli tarihi kalıntıların bulunduğunu hatırlatan Günaşdı, özellikle
Pulur, Karas, Alacahöyük, Güzelova ve Tercan’da, Eskiçağ yerleşmesi olan birçok kalenin günümüze kadar ulaştığını belirtti.
//“BÖLGENİN MERKEZİ HEP ERZURUM OLMUŞTUR”
Çok eski çağlardan beri konumu itibariyle her zaman insanların yaşamak istedikleri ve seçtikleri bir bölge olan Doğu’da, merkezi konumu ise her zaman Erzurum’un üstlendiğini anlatan Günaşdı, şehrin, tarihi süreç içerisinde taşıdığı bu özelliği bugün de muhafaza ettiğini söyledi.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nün, hem bölge, hem de Erzurum’un tarihine yönelik çok önemli katkılarda bulunulmasını sağlayacak türden çalışmalar yürüttüğüne dikkati çeken Günaşdı, Erzurum’u ve bölgeyi ayrıcalıklı kılan bir başka hususun ise, Türklerin bu bölgeyi yurt edinmelerinden önceki dönem olduğuna işaret etti. Genel kabul itibariyle bölgenin Türkler tarafından yurt edinilişinin tarihi olarak 1071 yılının gösterildiğini anımsatan Araştırma Görevlisi Günaşdı, yürütülen çalışmalar kapsamında elde edilen bilgi ve bulguların, bu tarihten de önceki dönemleri işaret ettiğini vurguladı.
Söz konusu dönemle ilgili olarak yürütülecek araştırma ve çalışmaların, tarihin aydınlatılması noktasında çok büyük kazanımlar sağlayacağını söyleyen Araştırma Görevlisi Yavuz Günaşdı, “Bölgemizin geçmişiyle ilgili olarak elimizde bulunan bilgiler, kuşkusuz bütün sadece bir parçası durumundadır. Çünkü geçmişin aydınlatılması yönünde ihtiyaç halen daha sürmektedir.”