Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “İlahiyat fakültelerindeki hocalarımıza minberlerimizin, mihraplarımızın ve kürsülerini açık etmişiz, ama biz hocalarımızı cemaat olarak bir kere aramızda göremiyoruz.” dedi.
MERKEZİ SİSTEM VAAZ VE YENİ AÇILIM
Din görevlilerinin eğitimine yönelik olarak gerçekleştirilecek bir toplantıya katılmak üzere Erzurum’a gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Mehmet Görmez, en büyük arzularının, merkezi vaazları azaltmak ve cami kürsülerini din görevlilerine açmak olduğunu vurgulayarak, özellikle ilahiyat fakültelerindeki hocalara bu amaçla davetçi taraf olduklarını bildirdi.
İLAHİYAT AKADEMİSYENLERİNE ÇAĞRI
Müftülüklere bu konuda bilgiler verildiğini ve İlahiyat Fakültesi hocalarına kürsülerin, mihrapların ve minberlerin açılması çağrısında bulunduklarını anlatan Görmez, “Biz camilerimizin kürsülerini, minberlerini ve mihraplarını ilahiyat fakültesindeki hocalarımız için ardına kadar açmışız. Ama üzülerek belirtmek istiyorum ki, biz hocalarımızı bir kere cemaat olarak aramızda göremiyoruz.” diye konuştu.
MERKEZİ VAAZ SİSTEMİNİ KALDIRACAĞIZ AMA..
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Ramazan genelgelerimizde, İlahiyat hocalarımıza ilaveten, İmam Hatip hocalarımızı da dahil ettik. Merkezi vaaz sistemini mümkün olduğunca kullanmayın dedik. Camilerin kürsülerini ne kadar çok hocaya açarsanız, cemaatin istifadesini o kadar artırmış olursunuz, dedik. İnsanları o mekanik seslerden kurtarmayı biz de çok istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız. Lalapaşa’yı, Ulu Camii’ni, Caferiye Camii’nin kürsülerini bizzat hocalarımıza açacağız. Cemaati hocalarımızla buluşturacağız. Eğer ki İlahiyat ya da İmam Hatip’ten bir hocaya kürsüsünü açmayan bir din görevlisi de olursa, onun icabına biz bakarız. Yeter ki bu konudan biz haberdar edilmiş olalım.” dedi.
DİN GÖREVLİLERİMİZİN EĞİTİLMESİNDE 4 YILDA BÜYÜK YOL ALDIK
Türkiye’de şu anda 103 bin diyanet personelinin bulunduğunu açıklayan Görmez, kendilerinin göreve başladığı dönemde, söz konusu çalışanların sayısının 70 bin civarında olduğunu hatırlatarak, “O dönemde diyanet personelinin yüzde 6’sı İlahiyat, yüzde 94’ü de İmam Hatip Lisesi mezunu idi. 4 yılda İlahiyat mezunu olan görevli sayısı yüzde 12’ye çıktı, geriye yüzde 88’i kaldı. Bu kesim için de iki çalışma yapacağız. Açık öğretim sistemiyle en az iki yıllık ilahiyat fakültesi bitirmelerini sağlayacağız. Şu anda öğrenci olan imam sayımız 38 bindir.” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, iki yıllık eğitim alan imamların, bu eğitimlerini 4 yıla çıkarmak için bir YÖK’le bir çalışma yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu çalışma sayesinde 2 bin 500 imamın da, lisans tamamlama imkanı bulduğunu söyledi.
MİNBER VE MİHRAPLARIN YÜZDE ELLİSİ BOŞ
Yapılan bu çalışmalara rağmen istedikleri sonucu yine de alamadıklarını vurgulayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Tüm buna rağmen halen daha cami, minber ve mihrap dolu değildir. Yüzde 50’si boştur. Biz istiyoruz ki, her bir din görevlimiz, kendi hutbesini eliyle yazıp, çıksın okusun. Ama biz çok iyi biliyoruz ki, bizim din görevlilerimizin yüzde 80’i özgüvenle kürsüye çıkıp cemaatine hitap edemiyor.” şeklinde konuştu. Bu manzarayı değiştirmenin kısa vadede mümkün olmayacağını, ama hedeflerinin bu doğrultuda olduğunu anlatan Görmez, bu durumun sadece din görevlileri için değil, hemen hemen her meslek kuruluşu için geçerli olduğunu dile getirdi.
KAÇ ZENGİNİMİZ EVLADININ İMAM OLMASI İÇİN HEDEF BELİRLEDİ?
Türkiye’de mali durumu iyi olan müteşebbis ve zenginlere de gönderme yapan Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Ülkemizde kaç zengin girişimcimiz, evladının imam olması için önüne bir hedef koymuştur. Maalesef koymamıştır. Dolayısıyla gelinen noktanın sorumlusu sadece bir kurum olmamıştır. Hepimiz bu sürece biraz katkı sunmuşuzdur.” dedi. Türkiye’de imamların yüzde 99’unun fakir köylü çocuğu olduğunu vurgulayan Görmez, bu durumun din görevlileri için özgüven problemini gündeme getirdiğine dikkati çekerek, “Bir taraftan biz çalışmalar yapacağız, ama bir taraftan da, çocuklarımızın birini hafız yapacak, onları Enderun mezunu birer imam ve önder haline getireceğiz.” diye konuştu.