Erzurum İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Sorumlu Müdürü Kadir Gündoğdu, kırmızı et piyasasında bugün yaşanan sorunların temelinde, büyükbaş hayvan sayılarına rakamlarının net olmayışı ve küçükbaş hayvancılığın sürekli kan kaybedişinin bulunduğunu söyledi.
//GÜNDOĞDU’NUN DEĞERLENDİRMESİ
Koyun yetiştiriciliğinin, Türkiye ekonomisinde geleneksel olarak özel bir önemi bulunduğunu anlatan Gündoğdu, “Bu önem, koyunun genelde kısa boylu ve verimsiz meralar ile nadasa bırakılmış ve bitkisel üretime uygun olmayan alanları değerlendirerek et, süt, yapağı ve deri gibi ürünlere dönüştürebilme yeteneğinden kaynaklanır. Erzurum bu anlamda koyun için çok uygun meralara sahiptir. Son 20 yılda ülkemizde olduğu gibi, ilimiz genelinde de koyun sayısında önemli azalma olmuştur. Koyunun istihdamdaki payı dikkate alındığında, bu durum kırsal kesimin daha da yoksullaşmasını tetikleyen bir sebep olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de koyun yetiştiricilerinin gelirlerini artırmak için teknik ve ekonomik önlemlerin hızla devreye sokulması gerekmektedir.” diye konuştu.
//HAYVANCILIK HALEN DAHA KAPALI USULLERLE YÜRÜTÜLÜYOR…
Ülke insanın uzun yıllar hayatının bir parçası olan hayvancılığın, halen daha kapalı bir model içerisinde geleneksel usullerle yürütüldüğünü dile getiren Kadir Gündoğdu, “Küçükbaş hayvancılık iyi ve doğru uygulamalarla uzun vadede iyi sonuç veren yanlış uygulamalardan ise hemen etkilenen hassas bir sektördür. Bugüne kadar büyük bir hayvan popülasyonuna sahip olmamıza rağmen bir türlü verimliliği sağlayarak üretimi artıramadığımız gibi, sektörde çalışan insanları da üretken, kurumsallaştırılmış örgütlere kavuşturamamışız. Kırsal sosyolojinin çarpık bir seyir izlediği ilimizde tarım sektörünün yetersiz, bozuk alt yapısal özellikleri gizli işsizliğin kaynağı oluşu. Üretici örgütlenmesinin yokluğu ve pazarlama kanallarının aracıya rant sağlamaya yönelik yapısı, çiftçiye yılardır ürettiğine sahip çıkamaz ve sayıca çokluğuna karşı politikaları belirleyen değil, politikalardan etkilenen bir konumda tutmuştur.” dedi.
//KIRSALDA NÜFUS EROZYONU BAŞLAMIŞTIR…
Sosyolojik bir analize nüfus hareketlerinin önemli ipuçları sağladığını kaydeden Gündoğdu, “Şüphesiz Türkiye’de gerçekleşen nüfus hareketlerinin temel nedeni kır-kent ilişkilerindeki kırılma noktalarının Türkiye’nin temel dönüşüm yıllarına denk geldiği ortaya koymaktadır. Özellikle AB ve Dünya Ticaret Örgütü politikaları sürecinde tarımın her geçen gün liberalize edilmesi, uyum ve koruma politikalarının hemen hemen ortadan kaldırılması, kırsaldaki nüfus erozyonuna sebep olmaktadır. Tüm emek kesimi için olduğu kadar çiftçi içinde sürecin aynı şekilde işlemesi durumunda her geçen gün daha zor olacaktır. Süreç örgütsüz köylüyü “organize” sermayeyle karşı karşıya bırakmış kırsaldaki yoksulluğu derinleştirmiş ve kırım çözülmesini doğurmuştur. Bu durum tamda sistemin dönemsel gereksinimine uygun olarak ucuz ve sürekli iş gücü kaynağı olan eski köylüyü kentlerin varoşlarına amele olarak yığmıştır.” diye konuştu.
//ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Erzurum İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Sorumlu Müdürü Kadir Gündoğdu, hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulabilmesi için izlenmesi gereken yolları ise, şöyle sıraladı: “Tarım içinde hayvancılın payı artırılmalıdır. Sınır illerdeki kaçakçılığın önüne geçilmelidir. Doğan dişi kuzu kesimleri engellenmeli ve destek verilmeli.
Taban fiyat uygulamaları geliştirilmeli fiyatlar düştüğü zaman devlet müdahale etmeli.
Irk ıslah çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Yem fabrikaları fiyat ve kalite bakımından denetlenebilmelidir. Üretici ve tüketici memnuniyetinin sağlanabilmesi için ulusal et konseyi en kısa zamanda kurulmalıdır. AB uyum sürecinde AB standartlarına uygun üretim yapılabilecek mevzuat düzenlemeleri yapılmalı ve uygun işletmeler kurulmalıdır.”