Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen panelde “Türkiye’de Katılım Bankacılığı” ele alındı.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen paneli Prof. Dr. Muammer Yaylalı yönetti. Yaylalı, katılım bankaları olarak bilinin ve kar-zarar ortaklığı esasına göre çalışan bankacılık sisteminin sadece İslam dünyasında değil Batı toplumlarında da ilgi gördüğünü söyledi. Türkiye’de kar zarar esasına göre çalışan finans sisteminin 1985 yılında kurululuğunu belirten Yaylalı, şu anda dünyada 60 ülkede bu bankaların faaliyet gösterdiğini, klasik bankacılık sektörüne gitmeyen kaynakların katılım bankalarında değerlendirildiğini kaydetti.
//TİFTİK: “İSLAM HUKUKUNDA YERİ VAR”
Panelistlerden İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tiftik, konuşmasında, kar-zar ortaklığı esasına göre çalışan bir sistemin İslam toplumlarında eski devirlerden beri faaliyette olduğunu belirterek, “Bu sisteme ‘Mudarebe’ yani kara ve zarara ortak olarak iş yapma sistemi denilmektedir ve İslam Hukuku bakımından meşru bir faaliyet türüdür” diye konuştu.
Kar-zarar sistemine göre çalışan finans sistemlerinin sadece faizi meşru bir kazanç olarak kabul etmeyen İslam toplumlarında değil, aynı zamanda, Batı toplumlarında da ilgi gördüğünü vurgulayan Tiftik, BillGates’in Silikon Vadisi’ni inşa ederken tek cent faizli kredi kullanmadığını ve ihtiyacını risk piyasalarından temin ettiğini hatırlattı. Emek sermaye ortaklığının tüm dünyada gelişmeye devam ettiğini vurgulayan Tiftik, bugün Katılım Bankaları adıyla faaliyet gösteren bu sistemin binlerce sermaye ortağı bulunduğunu ve başarıyla iş yapmaya devam ettiklerini ifade etti.
//GÖZÜBENLİ: “HELAL Mİ, DEĞİL Mİ?”
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beşir Gözübenli ise konuşmasında, ‘kar-zarar ortaklığı’, ‘katılım bankacılığı’, ‘faizsiz bankacılık’ gibi adlarla anılan sistemin, birikimlerin ve sermayelerin faize bulaştırılmadan değerlendirilmesi ihtiyacından doğduğunu vurguladı. Gözübenli, “Tabii bu sistem şu anda sadece böyle bir amaca hitap etmiyor. Çünkü İslam toplumları dışında da sistem ilgi görüyor. Bugün birçok faizsiz finans teknikleri geliştirilmiş durumda. Dünya Bankası, Üniversiteler, bilim adamları konu üzerinde çalışmaya devam ediyor. Yani bu sistem sadece dini nedenlerle ortaya çıkmış değil” diye konuştu.
//FAİZSİZ SİSTEM
“30 yıldır dünya faizsiz sistem üzerinde çalışıyor” diyen Gözübenli, İslam’da helal kazancın kapital+iş+risk üçlüsünden doğduğunu ifade etti. “Riske ortak olmadan bir kazanç İslam’da meşru değildir. Katılım Bankaları mevduatı risk mevduatıdır, daha öncede banka size bir gelir taahhüt etmez, paranız kullanılan işte ne kadar gelir elde ederse siz de o ölçüde bir gelir alırsınız” diyen Gözübenli, Katılım Bankaları’nı yönetenlerin büyük bir sorumluluk altında olduklarını sözlerine ekledi.
//ŞAHİN: “PİYASA PAYIMIZ ÇOK KÜÇÜK”
Türkiye Finans Katılım Bankası Ticari Bankacılık Birim Müdürü Enver Şahin’de konuşmasında, Türkiye’de ‘Mevduat Bankacılığı’, ‘Katılım Bankacılığı’ ve ‘Kalkınma ve Yatırım Bankacılığı’ şeklinde üç ayrı bankacılık sistemi olduğunu söyledi.
Katılım Bankalarının tamamen kar-zarar mantığıyla çalıştığını, fonlanan ticari faaliyetlerin ise meşru olmasının bir koşul olduğunu vurgulayan Şahin, sektörde, 33 milyon TL’lik bir mevduatın bulunduğunu, 11 bin 646 kişinin istihdam edildiğini ve ülke genelinde 553 şubede faaliyet gösterildiğini anlattı.
Şahin, Katılım Bankacılığının Türkiye’de gelişmeye devam ettiğini ancak piyasadan henüz çok az istiafde ettiğini belirtti. Şahin, Katılım bankacılığı sisteminde ileri teknolojiler kullanıldığını da belirterek, sistemin reel sektörün vazgeçemeyeceği bu noktaya ulaştığını sözlerine ekledi.