A.Ü.’den sağlık açılımı

Atatürk Üniversitesi 14 Mart Tıp Bayramı ve Geleneksel Önlük Giydirme törenleri coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi.Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi’nde yapılan 14 Mart Tıp Bayramı Kutlamaları, Tıp Fakültesi Kültür ve Sanat Topluluğu’nun sunduğu Müzik Dinletisiyle başladı.Şef Özer Akçay’ın yönetimindeki topluluğun seslendirdiği birbirinden güzel Türküler davetlilerden büyük alkış aldı.

//ATAMANALP SUNUM YAPTI

14 Mart Tıp Bayramı’nın açılışında konuşan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabri Selçuk Atamanalp, Türkiye’de modern anlamda ilk tıp eğitiminin 14 Mart 1827 yılında İstanbul’da başladığını bildirdi. İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerinin 14 Mart 1919’da, İstanbul’un işgalini protesto etmek için sokaklara döküldüklerini hatırlatan Dekan Atamanalp, “O tarihten beridir ülkemizde her 14 Mart günü tıp bayramı olarak kutlanmaktadır” dedi.

Dekan Atamanalp, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 1962 yılında kurulduğunu ve ilk mezunlarını 1970’yılında verdiğini hatırlattı. Atamanalp, “Aradan geçen süre içerisinde fakültemiz 4 bin 72 mezun verdi. Ayrıca bin 435 uzman doktor yetiştirdi. Şu anda 184 öğretim üyesiyle Kafkas ve Erzincan Üniversitelerinin Tıp Fakülteleri öğrencilerine de biz eğitim veriyoruz,” açıklamasını yaptı.

Dekan Atamanalp, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin bin 300 yataklı hastanelerinde bölge insanına hizmet verildiğini hatırlattı. Atamanalp, tıp mesleğinin önemini ve eğitimindeki zorluğa dikkat çekerek, öğrencilerinin uzun yıllar süren eğitimleri boyunca her türlü fedakarlığı yapan ailelerini de kutladı.

//HEKİMLERİN ÖZLÜK HAKLARI SORUNU

İnt Dr. Çağatay Engin’in öğrenciler adına yaptığı konuşmanın ardından kürsüye gelen Tabipler Odası Başkanı Prof. Dr. Cemal Gündoğdu ise konuşmasında, doktorların özlük haklarında gerilemeler meydana getirildiğine dikkat çekti. Hekimlere yönelik şiddetin arttığını ileri süren Gündoğdu, “Hekimler hedef olarak gösteriliyor. Acil servislerde, yoğun bakım ünitelerinde görev yapan hekimler hemen her gün itiş kakışa, münakaşaya, darba, hatta ucu mahkemelere kadar uzanan şiddete muhatap olmaktalar. Bu konularda önlem alınmasını istiyoruz,” diye konuştu.

//AİLE HEKİMLİĞİNİN YOL AÇTIĞI PROBLEMLER

Sağlık Bakanlığı’nın bazı düzenlemelerini eleştiren Gündoğdu, Aile Hekimliği uygulamasına çok hızlı geçildiğini, bunun bazı sorunları da beraberinde getirdiğini ifade etti.

Tabip Odalarına hekimlerin gösterdiği ilgisizlikten yakınan Gündoğdu, ilgisizliğin devam etmesi durumunda, yakın bir gelecekte tabip odalarının kapısına kilit vurulabileceği uyarsında bulundu.

KOÇAK: “ HEKİMLİK KUTSAL VE ÖNEMLİ BİR GÖREV”

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, konuşmasında, tıp mesleğinin kutsal ve çok önemli olduğuna dikkati çekti. Rektör Koçak, “Bugün burada sizlerle birlikte Tıp Eğitimi’nin en anlamlı gününü kutlamanın heyecanını yaşamaktayız. 14 Mart Tıp Bayramı, doktor arkadaşlarımız, eczacılarımız, hemşirelerimiz, yardımcı sağlık personelimiz, sağlık teknisyenlerimiz, hastalarımız, hasta yakınlarımız ve ülkemizin bütün insanları için kutlu olsun” dedi.

//ANADOLU TIBBIYESİ

Rektör Koçak, Türkiye’de 1976 yılından beri düzenli olarak kutlanan tıp bayramlarının 755 yıllık Anadolu Tıbbiyesinin hatırasını da yaşattığını belirtti.Rektör Koçak, şöyle devam etti: “Sağlıklı hayat, insanların vazgeçemeyeceği en temel haktır. Etkin ve kaliteli bir sağlık sistemi ise nitelikli bir toplumun en önemli şartıdır. Sosyal devlet anlayışının önemli unsurlarından birisi, sağlık hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmesidir. Cumhuriyetin ilanından sonra ülkemizde sağlık eğitiminin ve hizmetlerinin yaygınlaştırılması yolunda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Tıbbın gelişiminde İnsan ve yaşam felsefesi daima temel nokta olmuştur. 14 Mart Tıp Bayramı insan, tıp ve etik konusundaki doğruların ve aynı zamanda bu doğruların tek oluşunun ritüel bir göstergesidir. Bu yönüyle 14 Mart Tıp Bayramı sadece hekimlere ve hastalara yönelik bir bayram değildir, aynı zamanda insan varlığına yönelik evrensel bir bayramdır.”

//“SABIRLI OLUN”

“Doktor, içinde yaşadığı toplumun sorunlarını izlemek, incelemek ve bilimsel bakış açısı ile sorumluluk içerisinde kendi görüşlerini oluşturmak durumundadır” diyen Rektör Koçak, “Doktor, toplumda hoşgörülü, alçak gönüllü, kendini denetleyebilen, sabırlı ve paylaşımcı yapısı ile sevilen bir kişi olmak zorundadır. Kendisine karşı yapılan bütün eleştirilerden ders çıkaran ve bildikleri ile gururlanan değil, bilmedikleri ile kendisini eleştirebilen kişidir. Hekim, hastaların ihtiyaçlarına öncelik verme ve bu önceliğin ticari, sosyal ve idari baskılarla zedelenmesine izin vermeme noktalarında, çok hassas olmalıdır. Ayrıca hastaların kendi kararlarını vermelerine imkân tanıma ve bunu sağlamak için dürüst ve açıklayıcı olmalıdır,” değerlendirmesini yaptı.

//“SAYGIN ÜNİVERSİTEYİZ”

Türk yüksek öğrenimine sunduğu hizmet yıllarının 53’üncüsünü geride bırakmaya hazırlanan Atatürk Üniversitesi’nin, eğitim kalitesi ve teknik imkânları ile sadece nicelikte değil, nitelikte de Türkiye’nin saygın üniversiteleri arasında yer aldığını hatırlatan Rektör Koçak, “Tıp Fakültemiz, bu yıl mezun ettiği 134 genç doktoru ile ülkemizin önde gelen Tıp Eğitimi kurumlarından biridir. Tıp fakültelerinin amacı fazla hekim yetiştirmek değil; yeterli, yetenekli, özsaygılı, özgüvenli, hoşgörülü, paylaşan hekimleri yetiştirmektir,” diye konuştu.

//“HASTANELERİMİZ REFERANS NOKTASI”

“Üniversite olarak bugünün imkânlarıyla sahip olduğumuz geniş ve zengin bir sağlık ağına sahibiz. İlimiz sadece kendi sınırları içinde değil, bütün bölgeye sağlık hizmeti sunmaktadır. Referans noktası olmayı bugün de sürdüren hastanelerimiz, ülkenin önde gelen çağdaş hastaneleri arasındadır” diyen Rektör Koçak, ancak, sadece Erzurum’un değil, neredeyse bütün bölgenin sağlık ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmalarının her bakımdan yüklerini artırdığını, bu durumun sağlık başlığı altında bir dizi ihtiyacı gündeme getirdiğini söyledi. Koçak, “Üniversite olarak bu sıkıntılarımızı imkânlar el verdiğince gidermeye çalışıyoruz,” dedi.

//“2010 YILI HEDEFLERİ”

Rektör Koçak, 2010 yılı hedeflerinin arasında Yakutiye Hastanesi’nin hızlı bir şekilde tadilatının tamamlanması ve 2011 yılı sonuna doğru ise Aziziye Hastanesi’nin tamamen boşaltılmasının yer aldığını bildirdi.

Öğrencilere de hitap eden Rektör koçak, konuşmasını şöyle tamamladı: “Beyaz önlük; temizliği, nezafeti ve saflığı, beyaz önlük; karşıdakine güveni ve itimadı, beyaz önlük; şefkati, merhameti ve nazikliği simgeler. Bugün mesleğinizin tanımlayıcılarından biri olan beyaz önlüklerinizi giyeceksiniz. Onu tertemiz giyeceksiniz bugün önlüğünüzü size giydireceğiz siz de onu tertemiz sizden sonra geleceklere teslim edeceksiniz. Bu önlük, hastanın güvenini, sırlarını, sağlığını ve hatta hayatını üzerinizde taşımak anlamına gelir. Giyeceğiniz beyaz önlük, aynı zamanda mesleğinizin etik, moral değerlerinin de farkında olmanız demektir.

Hekimlik bir sanattır. Sağlam ve hasta insana dair bugün artık devasa bir bilgi dünyası söz konusudur. Bu dünyadan kazandığı bilgi birikiminin eşliğinde; yaratılmışların en kutsalı insanın, ruh ve beden sağlığını korumak veya düzeltmek için onu anlama, onunla iletişim kurabilme sanatıdır. Ancak hekim, sanatçılığının yanı sıra bir bilim adamıdır. Bilim ise fark etmeyi, farklılıkları sorgulamayı, eleştirmeyi, araştırmayı, elde edilen verileri birleştirip sonuca varmayı ve ulaşılan sonucu bilimsel platformlarda paylaşmayı gerektirir. Bütün bunlar bir bilim adamında dolayısıyla bir hekimde bulunması gereken vazgeçilmez özelliklerdir.”

Rektör Koçak, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kurulma sürecinde yaptığı hizmeti hatırlatarak kısa süre önce yaşamını yitiren Prof. Dr. İhsan Doğramacı’yı ve diğer hocaları rahmetle andı.

14 Mart Tıp Bayramı kutlamalarında daha sonra başarılı tıp akademisyenlerine ödülleri verildi ve öğrencilere beyaz önlük giydirildi.

Törenleri Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, Emniyet Müdürü İbrahim Çelik, Rektör Yardımcıları, Dekanlar, öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri izledi.