Ülkemizde yaşanan uyuşturucu sorunu, hem güvenliği tehdit ediyor hem de aileleri parçalayan bir felakete dönüşüyor.
İstanbul Kağıthanede Hakan Telli gibi kahraman polislerimizin hayatını kaybetmesi, bu sorunun vahametini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu sorun sadece İstanbul'a özgü değil.
Ülkemizin her noktasında yaşanıyor.
Erzurum'da da çok sayıda ailenin şikayetleri var.
Öyleyse sorunun üzerine çok daha farklı yöntemlerle gitmek gerekiyor.
Sorunu sadece yakalanan suçlularla sınırlı düşünmek yerine, asıl odaklanmamız gereken nokta, uyuşturucu ticaretine ve kullanımına zemin hazırlayan nedenleri ve işi yapanları ortadan kaldırmak olmalıdır.
İlk olarak, toplumsal bilinçlenme ve eğitim önem taşıyor.
Uyuşturucu kullanımının zararları halka anlatılmalı ve gençlerimiz, bu tehlikeli tuzağa düşmeden önce bilinçlendirilmelidir.
Eğitim kurumlarında, ailelerde ve medyada bu konuda gerçekçi ve etkili kampanyalar yürütülmelidir.
Ayrıca, uyuşturucu satıcılarına yönelik cezaların caydırıcı olması gerekiyor.
Yeni ve daha sıkı yasaların hazırlanması, bu suçluların kaçma şansını minimuma indirecektir.
Aynı zamanda, yakalanan suçluların cezaevlerindeki tedavi ve rehabilite programları da gözden geçirilmelidir.
Ancak unutulmamalıdır ki, sadece cezaların sertleştirilmesi sorunu çözmez.
Uyuşturucu ticaretine yönelik istihbarat faaliyetleri ve operasyonlar da kesintisiz bir şekilde devam etmelidir.
Devletin yanı sıra, ailelerin de sorumluluğu büyüktür.
Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan korumak için aile içi iletişim güçlendirilmeli, ebeveynler çocuklarını daha yakından takip etmelidir.
Aynı zamanda, gençlerin boş zamanlarını değerlendirebilecekleri spor, sanat ve eğitim faaliyetleri teşvik edilmelidir.
Ve nihayet, uyuşturucu sorunuyla mücadele bir dizi strateji ve çaba gerektirir.
Suçluların cezalandırılmasının yanı sıra, nedenlerin üzerine gitmek, toplumsal bilinçlenmeyi artırmak ve gençlerimizi korumak için etkili adımlar atılmalıdır.
Ancak bu şekilde, Hakan Telli gibi kahramanların anlamlı bir şekilde anısını yaşatabiliriz.