ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
OBM’den ‘Meyve ağaçlandırma işbirliği’
OBM’den ‘Meyve ağaçlandırma işbirliği’
Eğitim gönüllüsünden örnek girişim
Eğitim gönüllüsünden örnek girişim
Erzincankapı ‘dönüşüyor’
Erzincankapı ‘dönüşüyor’
Cumhuriyeti kuran şehirlerden işbirliği
Cumhuriyeti kuran şehirlerden işbirliği
Erzurumspor’da bir ilk
Erzurumspor’da bir ilk

Baki Gezmiş

Ders alınsaydı tekerrür mü ederdi?
6 Eylül 2024 Cuma


İnsanlık tarihi, kibir ve övünmenin yol açtığı sayısız trajediye şahit olmuştur. Tarihin çeşitli dönemlerinde, insanlar sahip oldukları konum, mal varlığı ya da soylarıyla övünerek kendilerini üstün görmüş ve bu kibir, onları felakete sürüklemiştir. Kibir, insanı gerçeklerden uzaklaştırıp, iç dünyasında bir yanılsamaya sürükler. Bu durumun ne denli zararlı olduğunu anlamak için tarihe bakmak yeterlidir. Tarihte övünme ve kibirle anılan birçok isim, sonunda acı bir sonla karşılaşmıştır.

SOYLA ÖVÜNME: EBU LEHEB’İN HAZİN SONU

Soyunla övünmenin, insanı erdemli bir birey yapmayacağı açıktır. Ebu Leheb, Peygamberimizin amcası olmasına rağmen, soyluluğuna ve yakınlığına güvenerek kibirlenmiş, İslam’a ve peygambere karşı çıkmıştır. Soyunun onu kurtaracağını düşünen Ebu Leheb, ne soyu ne de gücü sayesinde kurtuluşa ermiş, aksine Kur’an’da ismi lanetle anılan kişilerden biri olmuştur. Bu, soyla övünmenin insanı ne denli yanıltabileceğinin ve adaleti arayıştan uzaklaştırabileceğinin açık bir örneğidir.

İLİMLE ÖVÜNME: İBLİS’İN DÜŞÜŞÜ

İlmin, insanları bilge ve erdemli bir kişiliğe dönüştürebileceği şüphesizdir. Ancak, ilmi kibirle birleştirenler için aynı şey söylenemez. İblis, bilgi ve kudretiyle kendini diğer varlıklardan üstün görerek Allah’ın emrine karşı gelmiştir. İblis’in düşüşü, ilmin kibirle birleştiğinde insanı doğru yoldan saptırabileceğini gösterir. Gerçek bilgelik, tevazu ile yoğrulmuş bir ilimle mümkün olabilir. İlmiyle övünmek, insanı karanlığa sürükler; nitekim İblis de ilmiyle övündü ve en derin karanlığa mahkum oldu.

KONUM VE MAKAMLA ÖVÜNME: FİRAVUN’UN İSYANI

Firavun, sahip olduğu konum ve güç ile Mısır halkı üzerinde büyük bir etki yaratmış, kendisini ilah ilan ederek halkını köleleştirmiştir. Makamı ile övünen Firavun, kendini Tanrı’ya eş görmüş ve bu kibri yüzünden Allah’ın gazabına uğramıştır. Firavun’un sonu, insanoğlunun sahip olduğu güç ve mevki ile övünmesinin nasıl bir felaketle sonuçlanabileceğinin en somut örneklerindendir. Konum, insanı daha mütevazı yapması gereken bir araçken, Firavun’un kibri bu gücü yıkıcı bir silaha dönüştürmüştür.

MAL VE ZENGİNLİKLE ÖVÜNME: KARUN’UN ÇÖKÜŞÜ

Mal varlığıyla övünen Karun, servetinin kendisine dokunulmazlık kazandıracağını düşünmüş, Allah’ın uyarılarına kulak asmamıştır. Zenginliğiyle gurur duyan Karun, toplumdaki adaletsizlikleri görmezden gelerek, malıyla üstün olduğunu iddia etmiştir. Ancak serveti, Karun’u felaketten koruyamamış, yerin dibine geçirilerek acı bir sonla karşılaşmıştır. Zenginlik, paylaşılmadığı ve adaletli kullanılmadığı sürece, insanı sadece felakete sürükler.

RÜTBE VE MEVKİYLE ÖVÜNME: HÂMÂN’IN DÜŞÜŞÜ

Firavun’un veziri Hâmân, sahip olduğu rütbe ve güç ile Firavun’un yanında yer alarak halkın baskı altında tutulmasına yardımcı olmuştur. Rütbesi ve gücüyle övünen Hâmân, bu kibri yüzünden aynı şekilde felakete sürüklenmiş, sonunda Firavun’la birlikte yok olmuştur. Rütbe, insanı sorumluluk sahibi yapması gerekirken, kibirle birleştiğinde insanın çöküşüne zemin hazırlar.

KELAM-I HİTAM: KİBİR, İNSANI YIKIMA GÖTÜRÜR

Tarih, kibir ve övünmenin insanı nasıl felakete sürüklediğinin sayısız örnekleriyle doludur. Ebu Leheb, İblis, Firavun, Karun ve Hâmân gibi isimler, sahip oldukları değerleri yanlış yerlerde kullanarak kibirle hareket etmiş, sonunda yok olmuşlardır. İnsanı yücelten şey; mal, mülk, mevki ya da soy değil; tevazu, adalet ve erdemdir. Övünmek yerine, insanlığın ortak değerlerine sahip çıkarak, tevazu içinde yaşamak her insanın başlıca gayesi olmalıdır.

Ve diyoruz ki: Tarih, kibre kapılanlar için en büyük öğretmen olmalıdır; övünmek, felakete davetiyedir.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
''DOSİAD'ın Gözünden Erzurum: Teşekkürler DOSİAD''
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Gelin şu “Stresten” kurtululalım
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Erzurumspor: Dağların Takımı, Vadiye Düşmesin!
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
Yavuz Değirmenci’den Türkü Tadında Şiirler
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Tünelin Işığı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
İyi İnsan Olmanın Sırrı: İnsan Suresi Ne Diyor?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva