MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bize göre Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır. Mütecaviz düşmanın beli kırılmadan, askeri başarı siyaseten tasdik edilmeden kurulacak her masa tavizdir. Ermenistan’ın silahlı çeteleri ya Dağlık Karabağ’dan çekilecekler ya da ezileceklerdir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırılarına değinen Bahçeli, "Terör devleti olan Ermenistan, 27 Eylül 2020 Pazar sabahı yalnızca Azerbaycan’a değil, Türkiye’ye de saldırmıştır. Şehit olan soydaşlarımızın cenazesi gıyaben hepimizin evinden çıkmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi insan-millet-devlet-tarih prizmasından gelişmelere baktığında zulme uğrayanın özbeöz kardeşleri olduğunu görmektedir. Biz iki devlet olsak da yeri gelirse aynı bayrak altında toplanır, Türklüğe kefen biçmeye çalışan ne kadar zalim varsa hepsine karşı aynı sipere gireriz. Şakamız yoktur, fakat işgalcilerin şakağını sıkacak irademiz hamdolsun vardır, hatta sefer için tetikte beklemektedir. Ermenistan katil bir devlettir. Türk milletini düşman olarak bellemiştir. Bu ilkel ve ilkesiz ülkeye yapılan tembih de bu şekildedir. Erivan yönetimi maşadır, emperyalizmin Güney Kafkasya’da oynatılan yılanbaşlı kuklasıdır" diye konuştu.
"KORKAK ERMENİSTAN KÖŞEYE SIKIŞTIKÇA SİVİLLERE MUSALLAT OLMAKTADIR"
Dağlık Karabağ'ın 30 yıldır kanayan bir yaraya dönüştüğünü vurgulayan Bahçeli, artık bıçağın kemiğe dayandığını, sabır taşının çatladığını söyledi. Ermenistan’ın stratejik bir bölge olan Tovuz’a yaptığı saldırıların bir yenisinin daha uluslararası toplumun gözleri önünde vuku bulduğunu dile getiren Bahçeli, "Paşinyan isimli Soros uşağını kışkırtanlar, silahlı saldırıya teşvik edenler gün yüzündedir. Bu Paşinyan isimli kokuşmuşun pişman olacağı günler gelip çatmıştır. Nitekim o gün bugündür. cezaevinden yeni çıkan Koçaryan ile Başbakan Paşinyan arasındaki iç siyasi rekabete müdahil olan dış güçler, Ermenistan’ı cinayet devriyesine çıkarmışlardır.
Ancak Erivan’ın melanet emeli, Bakü’deki azamet ve cesaret temeline çarpmış, batıl hesaplar Dağlık Karabağ’a birer birer gömülmeye başlamıştır. Çaresiz kalıp iyice paçası tutuşan Ermenistan’ın, geçtiğimiz Pazar günü Gence’ye, sonra da Mingeçevir’e ve Terter’e saldırması, buralardaki masumları hedef alması insanlık suçudur, alçaklıktır, şerefsizliktir. Korkak Ermenistan köşeye sıkıştıkça sivillere musallat olmaktadır. Cephe hattına 60 kilometrelik uzaklıkta yer alan Gence kentine ve bunun yanında bazı sivil yerleşim alanlarına fırlatılan roket ve füzeler aralarında çocukların da bulunduğu soydaşlarımızı şehit etmiştir. Terör devleti Ermenistan bir hafta içinde 30’a yakın sivil insanı katletmiştir. Ermenistan’ın en iyi bildiği şey mazlumlara kurşun sıkmaktır. Çocukları öldüren bunlardır. Kadınları, yaşlıları, savunmasız insanları bombalayan bu rezillerdir. Hocalı’da 613 soydaşımızın kanını akıtan, bir milyon soydaşımızın evini barkını terk edip yollara düşmesine sebep olan bu canavarlardır. Ermenistan’ın kime mesaj verdiği, kimin kılıcını salladığı bellidir. Arkasından duran melun çevrelerin yüz hatları belirgindir. Azerbaycan’ın bundan sonra işgal edilen topraklarının azatlığını temin etmeden durması bize göre imkansızdır. Ya azatlık ya tutsaklık, ya istiklal ya izmihlal, gerçekten başka bir alternatif kalmamıştır" değerlendirmelerinde bulundu.
"ÇÖZÜMÜN TEK YOLU "
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bize göre Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır. Mütecaviz düşmanın beli kırılmadan, askeri başarı siyaseten tasdik edilmeden kurulacak her masa tavizdir. Ermenistan’ın silahlı çeteleri ya Dağlık Karabağ’dan çekilecekler ya da ezileceklerdir. Çatışma bölgelerinde bozgun yaşayan Ermenistan, İran sınırından içeri sokulan PKK/YPG’li teröristleri de yanına alarak mazlumlara ateş ve ölüm yağdırmaktadır. Bu barbarlığın döktüğü kanların bedeli damla damla terör devleti Ermenistan’a ve cani ortaklarına ödettirilecektir. Güney Kafkasya’da çözümün tek yolu, Ermenistan’ın işgal ettiği Türk topraklarından bahanesiz çekilmesi, Dağlık Karabağ’a Azerbaycan bayrağının dikilerek egemenliğinin teyit edilmesidir. Başka çare yoktur, başka seçenek yoktur, başka çözüm yoktur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, bazı ülke ve uluslararası örgütlerin ateşkes çağrıları boşunadır. Geçmişte yine aynı Konsey’in Ermenistan işgalinin sona ermesi, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a iade edilmesi hakkındaki kararları ortadadır."
"NATO’YU GÖREVE DAVET EDEREK TÜRKİYE’DEN İZAHAT ETMESİ KÜSTAH BİR TALEPTİR"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 'Suriye’den intikal eden 300 cihatçının çatışma bölgesine getirildiğini' söylemesinin hayal mahsulü, şizofrenik bir yalan olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Macron, Türkiye’nin siyasi açıklamalarını not alıyormuş, varsın kanlı kalemiyle not alsın dursun. Dileğim sorulacak hesabımızı yazmayı da asla unutmasın. Üstelik NATO’yu göreve davet ederek Türkiye’den izahat etmesi küstah bir taleptir. Kurdun boynu kalınsa, kendi işini kendi yaptığından dolayıdır. Türk milletinin hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Hadi Fransa’nın melun açıklamasını normal karşıladık diyelim, peki bu CHP’ye ne oluyor? Hangi çıkar odakları bu CHP’yi kontrol ediyor? Kimler bu CHP’nin tarlasını sürüyor? Türkiye’nin Azerbaycan’a silah yardımı yaptığını, milis ya da cihatçı grupları bölgeye aktardığını kaygılı bir üslupla söyleyen CHP’nin Dış Politika Başdanışmanı ve eski Bakü Büyükelçisi’ne ne diyelim? Bu sefil sefirin sözlerini neye yoralım, nasıl yorumlayalım? Macron ne diyorsa bunlar servis ediyor. Ermenistan hangi iftiraları atıyorsa bunlar aynısıyla dile getiriyor. CHP yönetimine sesleniyorum; bir kez olsun kalbiniz milletle çarpsın, bir kez olsun siyasetiniz soydaşlarımızın sesine ses olsun. Bu partide genel başkan adayı olmuş bir şahıs da çıkmış, 'savaşa hayır' demiş. Bu CHP’liler dikiş tutmayan yama gibi, birisi sussa, diğeri açık veriyor; birisi dursa diğeri mayına basıyor. Ermenistan’ı aklayan ve arkalayan kim varsa, tavsiyem derhal Erivan’a irtica etmesi, hatta silahlanıp kandaşlarıyla birlikte ihanet mevziisinde yerini almasıdır. CHP Genel Başkanı ya çevresindekilere ayar vermeli, hatta kulaklarını çekmeli, ya da tarafını belli ederek Paşinyan’ı kucaklamak maksadıyla kollarını açıp yeni bir yürüyüşe başlamalıdır" diye konuştu.
"TÜRKİYE DOĞU AKDENİZ’DEKİ ÇIKARLARINI PAZARLIK KONUSU YAPMAYACAKTIR"
Doğu Akdeniz gerilimine değinen Bahçeli, Yunanistan’ın Navtex’i amaç dışında kullanmasının, gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmasının Türkiye açısından milli güvenlik tehdidi olduğunu söyledi. Atina yönetiminin 3 Ekim’de atış eğitimleri maksadıyla Türkiye’nin sorumluluk sahasındaki geniş bir alanı kapsayan iki yeni Navtex ilanının çözüm arayışlarını sabote etmek olduğunu anlatan Bahçeli, Türkiye'nin doğal olarak anında cevap verdiğini, aynı alanlar için daha önce ilan edilen Navtex’i yenileyerek misillemede bulunduğunu anımsattı. Bahçeli, "Dün Türkiye’yi ziyarete gelen, iki ülke arasında arabuluculuğa soyunan NATO Genel Sekreteri, öncelikle Yunanistan’ı ikaz etmeli, Brüksel’de yapılması planlanan toplantıdan bize göre kaçan bu ülkenin haksızlığını tescillemelidir. Türkiye Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını pazarlık konusu yapmayacaktır. Yunanistan onun bunun tetikçiliğine heves etmekten kaçınmalı, tarihteki mağlup ve kepaze hallere yeniden düşmekten sakınmalı, Türkiye’nin sabrını sınamaktan derhal uzak durmalıdır" ifadelerini kullandı.
"DEMİRTAŞ BU OLAYLARIN BİR NUMARALI SORUMLUSUDUR"
6-8 Ekim olaylarına değinen Bahçeli, "6-8 Ekim olaylarıyla ilgili yürütülen soruşturmanın ucu nereye dayanıyorsa dayansın oraya kadar gidilmeli. 35 ilimizde, 68 ilçemizde halkı sokağa döken, 53 kişinin ölümüne neden olan bölücü alçaklara en ağır ceza verilmelidir. Kobani bahanesiyle Türkiye’yi yakıp yıkanlara talimat Kandil’den verilmişti. CHP’nin övdüğü, İP’in değer verdiği terörist Demirtaş bu olayların bir numaralı sorumlusudur. Hiç kimse demokrasi, insan hakları ve özgürlük paravanının ardına saklanmasın. Hainleri, destekçilerini, Türkiye’yi bölme ve işgal planı yapan, bunu da piyonlarına talimatlandıran müstevlileri gizleyecek hiçbir kamuflaj, hiçbir maske yoktur, aransa da bulunamayacaktır. Geçmişte Kobani’ye selam yollayan, dahası Serok olarak anılan eski başbakan yalanı dolanı bıraksın da hezimetlerini, PKK/YPG’ye zeytin dalı uzatan karanlık ilişki ağlarını açıklasın. 6-8 Ekim isyan projesinin içinde veya dışında, kıyısında veya köşesinde kimin adı geçiyorsa, kimlerin parmak izleri bulunuyorsa bunların yakasından tutulmalıdır. Gelişmelerin takipçisiyiz, elbette hukuki sürece desteğimizi her şart altında sürdüreceğiz" dedi.