Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizdeki tek bir kadının dahi şiddete uğramasına, hakkının, hukukunun, onurunun çiğnenmesine asla tahammülümüz yoktur” dedi.
DÖRDÜNCÜ KADIN KONFERANSI’NIN 25. YIL DÖNÜMÜ
Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul etkinlikleri kapsamında düzenlenen Dördüncü Kadın Konferansı’nın 25. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen etkinliğe video mesajla katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında kadınların işgücüne katılımı, kadın ve kız çocuklarının eğitimi ile kadına yönelik şiddete dikkat çekti.
PEKİN DEKLARASYONU'
Pekin Deklarasyonu'nun kabulünden 25 yıl sonra dahi kadın ve kız çocuklarının hakları için bir kilometre taşı olmaya devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deklarasyonun yerel, bölgesel ve küresel düzeyde gözden geçirme sürecine büyük önem atfediyoruz. Ancak, gözden geçirme süreçleri, kaydedilen ilerlemenin 1995’te taahhüt edilenin geresinde kaldığını gösteriyor. Bugünden başlayarak daha fazlasının yapılması gerektiği açıktır. Türkiye olarak son yıllarda kadının sosyal hayattaki rolünün güçlendirilmesi için tarihi nitelikte adımlar attık. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum ilkesinden hareketle kadın ve kız çocuklarının eğitimi ile kadınların işgücüne katılımını teşvik ettik. Böylece kadın işgücünü 3 milyon 926 bin kişi artırarak 10 milyon 686 bine, kadın istihdamını 2 milyon 802 bin kişi artırarak 8 milyon 924 bine çıkarttık. Yine bu dönemde kadınların işgücüne katılma oranı 6,5 puan artarak yüzde 34,4’e yükseldi. Göreve geldiğimizde 6 yaş ve yukarı nüfus içinde kadın okur-yazarlık oranı yüzde 79,9 iken bu oran 2019 yılında yüzde 95,3’e ulaştı” diye konuştu.
KADINA ŞİDDETE SIFIR TOLERANS
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşımla sıfır tolerans ilkesiyle yürütüldüğünün altını çizen Erdoğan, “Ülkemizdeki tek bir kadının dahi şiddete uğramasına, hakkının, hukukunun, onurunun çiğnenmesine asla tahammülümüz yoktur. Sayın Volkan Bozkır’ın Genel Kurulun bu yılki çalışmaları için belirlediği öncelikler arasında kadınların hayat standartlarının ve haklarının güçlendirilmesi, hayatın tüm alanlarına eşit katılımlarının sağlanması ve toplumdaki statülerinin yükseltilmesinin de bulunmasını taktirle karşılıyoruz. Sayın Bozkır’a bu anlamlı çalışmasında gereken her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Öte yandan Covid-19 salgını, kadın haklarının aradan geçen 25 yıla rağmen halen ne kadar kırılgan olduğunu göstermiştir. Kadınlar salgından en olumsuz etkilenen toplum kesimlerinin başında yer almıştır. Birçok ülkede kadına yönelik şiddet eylemlerinin tırmandığına, ekonomik ve sosyal olarak kadınların omuzlarındaki yükün daha da ağırlaştığına şahitlik ettik. Türkiye olarak bu süreçte ev içi şiddetin artma ihtimalini dikkate alarak yeni kadın konuk evleri açtık. Böylece müessif hadiseler karşısında mağdurları koruma kapasitemizi daha da güçlendirdik. Ayrıca, istihdam önlemleri ve kadın dostu politikalar uyguladık. Sosyal destek hattı ve özel olarak geliştirilen mobil uygulama ile şiddet ve istismar vakalarının ilgili birimlere anında bildirilmesini sağladık. Kadınların bu zorlu süreçten daha güçlü çıkmasını temin etmek hepimizin sorumluluğudur. Bu yılki gözden geçirmenin 2030 sürdürülebilir kalkınma gündemi kapsamında yapılmasını bu açıdan anlamlı buluyoruz” ifadelerini kullandı.