ERZURUM gazetesi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner arasında yaşanan polemiği değerlendiren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, " TÜSİAD artık seçkinler kulübü üyesi olmaktan vazgeçmelidir. Diğer sanayi birlikleri gelmişse TÜSİAD'ın da burada şube kurması lazım. Aksi takdirde ben yöneticilerin samimiyetinden şüphe ederim. Uzaktan gazel okumak, şu meseleyi böyle çözün, Kürt meselesini böyle çözersiniz, demokratikleşmeyi böyle halledersiniz. Aman ne kadar kolay ya. TÜSİAD'ı bölgeye hizmete çağırıyorum" dedi.
İPEKYOLU’NDA DEMİR YOLU
Erzurum Kalkınma Vakfı'nın (ER-VAK) öncülüğünde yapılan, 'İpek Yolu'da Demir Yolu' konulu 18'inci Sultan Sekisi'ne Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Vali Sebahattin Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, Ak Parti Milletvekili Muzaffer Gülyurt, Atatürk Üniverstesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, Erzurum Teknik Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, ER-VAK Başkanı Erdal Güzel, Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Rıfat Atlan, Serhat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Hüseyin Tutar, ER-VAK Başkanı Erdal Güzel, kurum müdürleri ile Er-Vak üyeleri katıldı.
GÜZEL’İN SUNUMU
Toplantının açılış konuşmasını yapan ERVAK Başkanı Erdal Güzel, şehrin sosyo- ekonomik ve kültürel kalkınmasına yönelik konuları gündeme getirip sorun ve çözüm önerilerini masaya yatırdıklarını söyledi. Ele alınan konuların ülke gündemine sokulduğunu da savunan Güzel, "Sultan Sekisi toplantılarında önemli konuları gündeme alıp bunları işliyoruz. Hangi konuya el attıysak bu konu ülkenin ve Erzurum’un gündemine geldi. Bu işe gönül verenler sorumluluk mevkisinde olanlar bu konuları sahiplendi. Bunların somut önerilerini bugün yaşıyoruz. Kış turizmi, sağlık ve eğitim merkezi, havalimanı konularını gündeme taşımıştık onlarda da olumlu sonuçlar alındı.”dedi.
ER-VAK ERZURUM'UN GÜNDEMİNİ BELİRLİYOR
18'inci Sultan Sekisi toplantısında İpek Yolu'nda Demir Yolu konusunu masaya yatırdığını anımsatan ER-VAK Başkanı Erdal Güzel, "Yollar, bir coğrafyanın sosyokültürel ve ekonomik hayatına etki eden faktörlerin başında gelir. Milli bütünlüğün sağlanmasında, sanayi ve ticaret ürünlerinin sevk edilmesinde önemlidir. Bu nedenle tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Erzurum, bu konumundan dolayı Osmanlı'nın en büyük gümrüklerinden birini bünyesinde barındırmıştır. ER-VAK olarak daha önce Ovit tüneli konusunu gündeme taşıdık. Yakın zamanda Başbakan'ın verdiği müjdeyle Ovit Tüneli, artık 12 ay hizmet verecek. Erzurumlu aracına bindiğinde 1.5 saat sonra Rize'ye ulaşacak. Sultan Sekisi toplantılarında önemli konuları gündeme alıp bunları işliyoruz. Hangi konuya el attıksa bu konu ülkenin ve Erzurum'un gündemine geldi. Bu işe gönül verenler, sorumluluk mevkisinde olanlar bu konuları sahiplendi. Bunların somut önerilerini bugün yaşıyoruz. Kış turizmi, sağlık ve eğitim merkezi, havalimanı konularını gündeme taşımıştık. Onlarda da olumlu sonuçlar alındı. Dışarıdaki Erzurumluları havalimanı yaptık getiremedik, duble yol yaptık getiremedik, belki hızlı trenle getiririz. Artık hedefe yönelmiş hayalleri değil ülküleri olan, hedefini bilen bir Erzurum var. Kısa zamanda bir bypas yaparak istediğimiz noktaya ulaşacağımıza inanıyorum. Taşın altına kim elini sokmuşsa şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
ERZURUM’UN TARİHSEL ÖNEMİ
ER-VAK'ın kurulduğu 1991'den beri şehrin geleceğe ait hedeflerin belirlemede çok önemli bir vakıf olduğunu belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, babasının da zamanında vakfa hizmet ettiğini söyledi. Erzurum'un geçmişinin oldukça parlak bir şehir olduğunu ifade eden Sağlık Bakanı Akdağ, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehri'nden biri olan kentin, yüzyılın ilk çeyreğinden sonra önemini koruyamadığını kaydetti.
UMUTUSUZLUĞU KIRDIK
Akdağ, “Erzurum, ticaret, zenaat ve medresenin çok canlı olduğu, hayvancılığın da geniş halk kitlelerinin geçim kaynağı olduğu bir kentti. Bunlar güzel ama Erzurum bu sosyokültürel yapısı nedeniyle sanayileşmeyi yakalayamamış bir kent. Siyasette ilk yıllarda Denizli'ye gittiğimde bunun sebebini araştırdım. Denizli'de tekstil niye bu kadar gelişmiş diye. Gördüm ki Denizli'de tekstilin gelişmesi, yüzlerce yıl önceye dayanıyor. Erzurum'da son dönemdeki gelişmelere sanayiyi de katmak biraz zaman ve sabır gerekiyor. Sabırlı olmak için de yola çıkıp yürümek lazım. Bölgede ve Erzurum'daki umutsuzluğu son 8.5 yılda kırdık.”dedi.
GÖÇ TERSİNE DÖNDÜ
Konuşmasına, ‘Hala Erzurum'da ve Doğu Anadolu'da yapacak çok şey var ama artık mahrum bir bölge akla gelmiyor.’ İfadeleriyle devam eden Akdağ şunları kaydetti, “ Buraya daha önce hava, kara, tren yoluyla gelip gitmek çok zordu. Köylerde yaşamak tam bir çileydi. Evinde su yok, sağlık hizmeti yok, çocuğunu okutamazsın. Böyle bir ortamda tabi ki insanlar göçüp gidiyordu. Bunu şimdi tersine çevirdik. Üzerimizden ölü toprağı kalktı ama yapacak çok şey var. Daha önce başlayan gerileme son 10 yıla kadar hep bu şekilde sürdü. ER-VAK Başkanı Erdal Güzel, uzaktan sevmekten bahsetti.
Eskiden Erzurum'a hep hükümetten istenmek için geliyorlardı. Ama artık hükümetten istenecek bir şey kalmadı. Artık elini taşın altına koymak zamanı. Belki de o yüzden gelmiyorlar buraya. Bu mensubiyet önemli ama bunu romantizmle ayakta tutmak, sermaye çekmek arzulanabilir işler ama realist bir iş değil. Romantizmi realizmle buluşturmalıyız. “
YATIRIM VE SERMAYE YÖNELİMİ
Erzurum’a sermaye yöneliminden bahseden Akdağ şöyle dedi, “ Sermaye kazanacağı yere gider. Buraya sermayeyi nasıl getiririz peşine düşmek lazım. Elbette Hükümet'in teşvik politikalarıyla yakından alakalıdır ama bu teşviklerin bir ölçüde de bürokratlar tarafından hazırlandığını unutmayalım. Onlar hazırlıyor Hükümet'in önüne getiriyorlar. Bunu biraz daha derinleştirmek lazım. İşin Türkçesi bizim sermayeye, 'senin istediğin nedir?' diye sormamız lazım. Çünkü bölgesel teşviklerin dozu arttığı zaman başka bölgedeki yatırımcılarda bundan rahatsız oluyor. Rekabeti zedelemeden Türkiye'nin başka bölgelerindeki yatırım sahiplerini buraya nasıl yatırım getireceklerini konuşmak lazım. “
‘TÜSİAD SEÇKİNLER KULÜBÜ OLMAKTAN VAZGEÇMELİDİR’
Konuşmasında TÜSİAD’a gönderme yapan Akdağ, “ Erzurum'a en son TÜMSİAD şube açtı. MÜSİAD'ın, TUSKON'un şubesi var. Burada bir şeyden daha bahsetmek istiyorum. Buradan çok önemli bir şeyde söylesek de bazı basın kuruluşları işine gelmediği zaman onu kullanmıyor. Çünkü bazı basının da belli sermayeyle ilişkisi var. Bu da maalesef farklı bir baskı grubu olma emelini de ortaya koyuyor. Sözü TÜSİAD'a getiyorum. TÜSİAD, Başbakan Yardımcısı ile ciddi bir polemik yaptı. Biz Erzurum'da TÜSİAD şubesi istiyoruz. Artık seçkinler kulübü üyesi olmaktan vazgeçmelidir. Diğer sanayi dernekleri gelmişse TÜSİAD'ın da burada şube kurması lazım. Aksi takdirde ben yöneticilerin samimiyetinden şüphe ederim. Uzaktan gazel okumak, şu meseleyi böyle çözün, Kürt meselesini böyle çözersiniz, demokratikleşmeyi böyle halledersiniz. Aman ne kadar kolay ya. TÜSİAD'ı bölgeye hizmete çağırıyorum. Ama TÜSİAD gelse de gelmese de biz zaten üzerimize düşeni yapacağız" diye konuştu.
SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR ÇOK ÖNEMLİ
Hükümetin geliştirdiği siyasi ekonomik istikrarın bölgeler arasındaki kalkınmışlık farkını azaltmaya başladığını dile getiren Bakan Akdağ, "Sağlıktaki başarıdan herkes bahsediyor. Ancak ben birçok kere ifade ettim. Bu siyasi ve ekonomik istikrar olmasaydı, sağlık bakanı olarak bu dönüşümün mimarı olamazdım. Sağlığa 2002'ye kıyasla 2 - 3 misli para harcıyoruz. Hala ABD'ye göre daha az para harcıyoruz. Kişi başına harcama biz de 600 dolar, ABD'de bu 7 bin 200 dolar ama bu daha önce 200 dolar civarındaydı. Aksi takdirde bir sigara ya da ilaç sektörünün karşında bir Sağlık Bakanı cesaretle duramazdı. Ülkenin gelişmişlik sürecini sürdürebilir olarak devam ettirmek lazım.”
BÖLÜCÜ TERÖR OLAYLARI
Konuşmasında bölücü teröre değinen Akdağ, ‘Bir konuya daha değinmek istiyorum. 12 Haziran'a yaklaşıyoruz. Bir parti ile onun sırtını dayadığı terör örgütü, kan, çatışma ve gerginlik istiyor. Nerde gerginlik ve çatışma varsa bu onların işine geliyor. Ama bazı liderlerin bu terör örgütü ve partiyle işbirliği yaparak hareket etmesini anlamıyorum. Onlara tepki göstereceklerine tepkiyi
Hükümet'e yöneltmeleri büyük bir haksızlıktır. Herkes biliyor ki bu PKK terör örgütü ve siyasiler dışında bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü istemeyen yok. Burada mutabık kalalım. Neden bu sayın liderler Ak Parti'ye ve ülkeye başarıyla hizmet eden bir lidere yüklenirler anlamak mümkün değil. Bunu oy kaygısıyla yapıyorlar ama doğru değil. Evet rakibiz ve birbirimizin eksiğini söyleriz, ama kalkıp bu ülkede gerçekleştirilen yatırımları yapan başbakana hakaret etmek doğru değil. Biz yolumuza bu vizyonla yürüyeceğiz. Erzurum'un Doğu Anadolu'nun kalkınmasında anahtar bir il olduğunu biliyorum. Erzurum, kalkınırsa Kars, Iğdır, Ağrı da kalkınır. Tersi de söz konusu, Erzincan, Ağrı, Kars kalkınırsa Erzurum daha da büyür. Bu şehirlerin tek başına kalkınması mümkün değil. Ama bu şehirler arasında bir rekabete de yol açmamalı" diye konuştu. Akdağ, Kars'taki Serhat Kalkınma Ajansı ile Erzurum'daki Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın bölgesel gelişim için ortak projeler yürütmesi gerektiğini de belirtti.
ERZURUM’U TÜRKİYE GÖNDEMİNDE TUTMAK LAZIM
Günümüzde hiçbir yerin alternatifsiz olmadığını vurgulayan Vali Sebahattin Öztürk,
"Erzurum tarihte bu öneme sahip idi diye buna güvenerek bundan sonra da böyle olacak değildir. Erzurum'u mutlaka kamuoyu oluşturmak adına Türkiye'nin gündeminde tutmak lazım. Bulunduğumuz coğrafya, tarihten beri İpekyolu'nun merkezi olmuş, Asya'ya ve Kafkasya'ya açılan bir kapı olmuş. Bununla da Erzurum refah içerisinde yaşamış. Bizim yapmamız gereken, bu önemini her daim mutlaka gündemde tutmaktır. İran'la mutlaka ilişki kurulmalı. Ticari hayat eskiden olduğu gibi Erzurum - Trabzon limanıyla irtibatlandırmak, burayı konaklama yeri haline getirmemiz lazım. İran'ın özellikle hızlı tren bu oluşuma katılması gerektiğini düşünenlerdenim. Doğubayazıt hattının İran'la bağlanması gerekmektedir. Yanı başımızda bulunan İran'ın Erzurum açısından çok önemli olduğunu ve bunun üzerinde kafa yormamız gerektiğini onların da buna ihtiyaçları olduğunu biliyorum. Toplantı bu bakış açısına da hizmet etmesi çok iyi olur" diye konuştu
Konuşmalar sonrası yöneticiliğini Prof. Dr. Abdulvahap Yağanoğlu yönetiminde Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Doç. Dr. Kerem Karabulut, TCDD eski Genel Müdürü Ekrem Önal ve TCDD Hareket Daire eski Başkan Yardımcısı Muhammet Atılcan'ın katıldığı 'İpekyolu'nda Demir Yolu' paneli gerçekleştirildi.