Trafik katliamlarının sebebi taşeronluk sistemi olduğunu belirten Yol-İş Sendikası Erzurum 2 Nolu Şube Başkanı Kıyas Daşkaya, yolların büyük bir bölümü duble yol, bölünmüş yol olarak yapıldığını ancak kazaların azalacağı yerde, artmaya başladığını söyledi.
Daşkaya,” Ülkemizdeki yolların büyük bir bölümü duble yol, bölünmüş yol olarak yapıldı. Trafik kazaları azalacağı yerde artmaya başladı. Yaşanan trafik kazalarına lastiklerin ve sürücülerin neden olduğu açıklanmaktadır. Bunlar geçerli olsa da asıl neden taşeronluk sistemidir Kayseri'nin Hacılar ilçesi yakınlarında meydana gelen kazada, üniversite öğrencilerini taşıyan midibüsün kontrolden çıkması ve bir evin duvarına çarpması sonucu 11 kişi öldü, 31 kişi yaralandı. Bu kazadan kısa bir süre sonra, yine Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde yolcu otobüsünün şarampole yuvarlanması sonucu 21 kişi öldü, 29 kişi yaralandı. Ve Sivas - Ankara karayolunda meydana gelen kazada 9 kişi öldü. 30 kişi yaralandı. Gazeteler bu kazaları "katliam gibi kaza" olarak sayfalarına taşıdılar. Kazalarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz. Yaşanan trafik kazalarına lastiklerin ve sürücülerin neden olduğu açıklanmaktadır. Bunlar geçerli olsa da asıl neden taşeronlaşmadır. Yolların büyük bölümü sathi kaplama yapıldığından kısa sürede yıpranmakta ve bozulmaktadır. Daha kısa sürede daha çok yol yapılmış, yolların yapımları taşeronlara verilmiştir. Cumhuriyetimizin en önemli kurumlarından biri olan Karayollarının içi boşaltılarak, uzmanlaşmış karayolcular dışlanarak bütün işler taşeronlara havale edilmiştir. Taşeronlar, daha çok kazanmak için bir yandan ucuz işçi çalıştırmayı, diğer yandan çabuk bozulan yolların bakımı, onarımı ve yeniden yapılması için kalitesizliği tercih etmişlerdir. Yaz aylarında çöken, kağıt gibi yırtılan, kayan yollar unutulmamalıdır. Karayollarında çalışan taşeron işçiler yargı kararına rağmen; kadroya alınmamıştır. Karayollarının yaptığı bütün işler anahtar teslimi ihaleyle taşeronlara verilmiştir. Taşeronun gözü paradan başka bir şey görmediği için; daha da önemlisi yeterli bilgi ve deneyimden yoksun oldukları için, yollarımız kazalara davetiye çıkarmaktadır. Kar mücadelesinde zaman sının yoktur. Gece gündüz yoktur. Buzlu yolların tuzlanması kaçınılmazdır, işaret levhaları kazaların önlenmesinde önemlidir. Taşeronlarla kar mücadelesi yapılamaz. Yapıldığında da katliam gibi kazaların meydana gelmesi kaçınılmaz olur. Ülke gündeminin çok hızlı değişmesi nedeniyle, yaşanan katliamlar kısa süre içinde haber değerini yitirmekte ve gündemden düşmektedir. Oysa trafik kazaları ile ilgili rapor ve istatistikler, toplumsal faturanın oldukça ağır olduğunu ortaya koymaktadır. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün: TÜİK, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı verilerine dayanarak yayımladığı 2012 Trafik Kazaları Raporuna göre; 2008-2012 döneminde trafik kazalarında her yıl ortalama 4038 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu; günde 11 yurttaşımızın öldüğü anlamına gelmektedir. Aynı rapor, kazaların kusur dağılımını ise; sürücü;yüzde 88, yaya;yüzde 11, araç; yüzde 0.23, yol yüzde 0.43 ve yolcu ;yüzde 0.35 olarak belirlemektedir. Oysa sadece son 2 ay içinde Antalya ( 2 kaza), Kayseri ( 2 kaza) ve Sivas'ta, "araçların yoldan çıkarak" kazaların gerçekleştiği açıklanmıştır. KGM'nin 2012 raporuna bakıldığında "yoldan çıkma" şeklinde gerçekleşen kaza sayısının; 23.484 olduğunu belirtmektedir. Bu sayı; toplam kazaların yüzde 15,29'dir. Peki araçlar neden yoldan çıkar? Türkiye Yol-İş Sendikası Yönetim Kurulu; "yoldan çıkma" şeklinde gerçekleşen ve yüksek ölümlere ve yaralanmalara sebebiyet veren kazaların taşeronluk sisteminden kaynaklandığını tespit etmektedir. Hava koşullarına göre uygun şekilde yol bakımlarının yapılmaması, Yol uyarı işaret levhalarının yeteri kadar ve gerekli noktalara konulmaması, Levhaların yağışlarda kapanmalarını önleyecek tedbirlerin alınmaması, Yol kenar bariyerlerinin, kenar işaretlerinin ve çizgilerinin, gerekli aydınlatma ve bakımlarının, tuzlama çalışmalarının zamanında, yeterince gereği gibi ve kurallara uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu acı tablo; hedefi sadece maliyeti azaltmak ve kazancı arttırmak olan taşeronluk sisteminin sonucudur. Bu tablo; kamu hizmetinin önemini yeterince kavrayamamış, hayati önem taşıyan işleri dahi "piyasa" mantığı ile ele alan taşeronluk zihniyetinin sonucudur.Bu gerçeğin anlaşılması için daha kaç insanımızın yollarda kurban olması gerekmektedir? Çare; kazancı değil vatana ve insana hizmeti kutsal sayan kamu kurumları aracılığı ile iş ve hizmet üretilmesidir. Çare yol üretim, yenileme, bakım, onarım ve kar mücadelesi işlerinin taşeronlar aracılığı ile değil; kurulduğu 1950 yılından beri bu hizmeti gereğince yerine getiren Karayolları Genel Müdürlüğü'nün iş prensipleri ve kadrolu elemanları aracılığı ile yapılmasıdır. Aynı sorunlar, Büyükşehirler Yasası nedeniyle 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerden sonra köy yollarında da yaşanabilecektir. 50 kilometrelik alana yetişemeyen belediyelerin, 200 kilometrelik alanlarda kar mücadelesi vermesini, yolların bakımını, onarımını yapmasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır." dedi