Hayvan ithalatının çok yoğun bir şekilde yapılması ve iklim dengesizliğinden kaynaklı ürün düşüşü, canlı hayvan fiyatlarının dibe vurmasına neden oldu. Yakutiye Ziraat Odası Başkanı İslam Yıldırım, bu durumun çiftçiyi zarara uğrattığını ifade ederek, büyük firmalara da fırsat oluşturduğuna vurgu yaptı. Yıldırım, “Çitçiden maliyetinin çok çok altında canlı hayvan alımı yapan firmalar, 2-3 ay sonra piyasanın yükselmesiyle birlikte bu hayvanları pazara çıkarıp, ciddi oranda kar elde edecekler. Dolayısıyla çiftçi kaybetmiş, bu uyanık diye tabir ettiğimiz firmalar kazanmış olacak” dedi
CANLI HAYVAN FİYATLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ
Canlı hayvan ve et ithalatının çok yoğun bir şekilde yapılması ve yaz aylarında yaşanan kuraklığın fiyatlarda çok büyük düşüşlere sebep olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Kurban Bayramından sonra et fiyatları ve canlı hayvan fiyatları çok ciddi anlamda düşüşe geçti. Bunun belirli başlı nedenleri var. Bunlardan 1’incisi, hayvan ithalatının çok yoğun bir şekilde yapılması aynı zamanda et ithalatının yine yoğun bir şekilde yapılması ve giderek artırılmasıdır. 2’inci bir sebep ise, 2017 yılının yaz aylarında hava şartları, iklim şartları nedeniyle kuraklık yaşanması ve bu kuraklıktan kaynaklanan ürün azlığıdır. Hayvanların tabi beslenme ihtiyacını giderecek maddelerin azlığı, kaba yem fiyatlarının sürekli artmasından dolayı, köylümüz, çiftçimiz, besicimiz çok büyük bir tedirginlik içinde. Kurban Bayramında da piyasa iyi gitmemişti, bayramdan sonra da herkes iter istemez hayvanını elinden çıkarmaya yöneldi. Bu da piyasada çok ciddi bir düşüşe neden oldu. Bu düşüşten dolayı birçok insan neredeyse iflasın eşiğine geldi. Şuan çiftçi tedirgin. Kışın hayvanını nasıl besleyecek, hayvanını bahara nasıl çıkaracak bunun tedirginliği var” ifadelerine yer verdi.
KABA YEM İTHALATI ŞART!
Canlı hayvan fiyatlarının düşüş yaşamasına ilişkin kış bastırmadan mutlaka kaba yem ithalatının gerçekleştirilmesi gerektiğine değinen Yıldırım, bu sayede hem çiftçinin ihtiyacını gidereceğini, hem de piyasada ki tedirginliğin önüne geçileceğini vurgulayarak, “Tedbir alınacaksa şimdiden hayvanların yemini stoklamak gerekiyor. Bu da mümkün değil. Ot fiyatları 1 lira 15 kuruşlara kadar çıktı. 40 günlük bir süre içinde yüzde 100’den fazla bir artış yaşandı. Böylelikle piyasa çok aşağıya düştü. Yani 3 hayvan veyahut da 5 hayvan neredeyse 2 hayvan fiyatına düştü. Yüzde 50, yüzde 100’lere varan bir düşüş yasandı piyasalarda. Bunun önüne geçilebilmesi için bizim Bakanlıktan taleplerimiz var. Birincisi kaba yem ithalatı. Nasıl canlı hayvan ithalat yapılıyorsa, et ithalatı yapılıyorsa getirilen hayvanların beslenmesi, ihtiyacını giderecek olan malzemelerin de ithalatının yapılması gerekiyor. Bunun bir an evvel yürürlüğe geçmesi, bu iş için tedbir alınması konusunda bir talebimiz olacak. İthalata açılırsa Doğu’da Gürcistan’dan, Azerbaycan’dan, yine aynı şekilde Batıda Bulgaristan’dan Yunanistan’dan bu gibi yakın ülkelerden ithal otun, samanın ve benzeri maddelerin ithalatının yapılması hem besicinin, çiftçinin ihtiyacını gidermiş olacak, hem de piyasada ki tedirginliğin önüne geçilmiş olacak” diye konuştu.
ÜRETİCİ DE, TÜKETİCİ DE MAĞDUR
Yaşanan düşüşün hem üreticiyi, hem tüketiciyi mağdur ettiğine değinen Yıldırım, “Az önce kuraklıktan dolayı piyasada yaşan düşüşlere değindik. Şuanda hem tüketici mağdur durumda, hem de üretici mağdur bir durumda. Kurban Bayramından önce besilik dananın karkas et kilogramı 30, 31 liraydı. Kasaplar bu hayvanı bizden, üreticiden kesiyorlardı. O paralara kestikleri zamanda üreticiye daha yüksek fiyatlardan et satışı yapıyorlardı. Şimdi piyasa da 32 liraya kestikleri hayvanı şuanda 25 liraya kesiyorlar. Tüketiciye bu yansımıyor, hatta tüketici daha fazla fiyatta et alıyor. Burada adil olunması gerekiyor. Bayramdan önceki fiyatla şimdi fiyat aynı. Artış var, azalış yok. Üretici ile tüketici mağdur arada işi yapanlar kazanıyor. Onlarda kazansın, zarar etmesin fakat bir tarafta birileri yüzde 50’lere varan kar ediyorsa, bir taraftan birileri yüzde 50 zarar ediyorsa burada bir dengesizlik var demektir. Bunun önüne geçilmesi, bu dengenin sağlanması lazım. Geçtiğimiz günlerde Bakan Bey bir açıklama yaptı. Büyük marketlerde gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı tarafından reyonunun açılacağını söyledi. Açılacak bu reyonlarda kombinalardan et satışı yapılacağını söyledi. Bunun bile işe yarayacağını ben düşünmüyorum. Bu işte çözüm olacaksa köklü çözüm getirmek şart. Üreticinin sorunlarının baştan giderilmesi lazım. Desteklemeler, teşvikler, hibeler var bunlar bir tarafa, bu işin bir piyasası var. On binlerce kişiye, besiciye dağıtılan desteklemeler ile devletin kasasından çok yüklü bir miktarda para çıkışı var. Ama bunun o insanlara çok ciddi bir faydası yok” dedi.
PİYASALARDA DENGENİN SAĞLANMASI GEREK
Piyasada sürekli devlet elinin olmasına aynı zamanda devletin hem üreticiyi, hem de tüketiciyi dengede tutmasının gerekliliğine vurgu yapan Yıldırım, “Bu noktada köylüye, çiftçiye fayda sağlanacaksa hibeyle, desteklemeyle değil, o piyasanın normal bir seyirde yürümesiyle sağlanacak. Hayvancılığın çok büyük bir piyasası var. Bu piyasada sürekli devletin elinin olması, devletin hem üretici hem de tüketiciyi dengede tutması unsurunun benimsenmesi lazım. Piyasa şartları iyi olursa insanlar verilen desteklerin çok daha üstünde iyi paralar kazanabilir, devlete de külfeti olmamış olur. Desteklemeden, hibedense piyasa şartları iyileştirilsin, piyasaya müdahale edilsin. Üretim artırılsın, teşvik edilsin. İşin asıl ehli, erbabı olan insanlar şuanda hayvancılıkla ilgilenmek istemiyorlar. Buna devletin, bakanlığın kalıcı çözümler üretmesi gerek. Örneğin kuraklık olduğu zaman ot ithalatı türlü türlü takviyeler yapılabilir. İnsanları tedirgin etmeden, bu işle uğraşan kişileri bıktırıp usandırmadan çözümler bulunmalı” diye ifade etti.
ÇIKARCILAR İŞ BAŞINDA
Canlı hayvan fiyatlarının dibe vurmasıyla ortaya çıkan büyük firmaların maliyetin altında alım yaparak, piyasaları istedikleri gibi değiştirdiklerini kaydeden Yıldırım, “Şimdi baktığımız zaman şöyle bir tablo daha çıktı önümüze, ülke içinde bu iş çok büyük çapta yapan firmalar şuanda yine piyasaya girdiler ve hayvan toplamaya başladılar. Çok düşük fiyatlarda hayvan alımı yapıyorlar. Köylü mağdur, devletin desteklemeleri boşa gitmiş, tabiri caizse el ele baş başa kalınmış. Çiftçinin eli mahkûm olduğu içini, hayvanını maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor. Çünkü bu hayvanı bahara çıkaracak ürün yok. Şuanda da sayı olarak fazla olan kişiler yine piyasada devreye girmiş vaziyette, istedikleri şekilde at oynatıp, istedikleri fiyata hayvan temin ediyorlar. Onlar hayvanını temin edecek, 2-3 ay sonra piyasa yine çıkacak. Olan da yine besiciye, köylüye olacak” ifadelerini kullandı.
HAYVAN SAYISINDA AZALMA, KALİTEDE CİDDİ ARTIŞ
Hayvan sayısında azalmanın yanı sıra kalitede ciddi bir artışın meydana geldiğine dikkat çeken Yıldırım, piyasaların her zaman dengede olması gerektiğine vurgu yaparak, “Bunun asıl nedeni piyasanın sahipsizliği. 7-8 yıldır ülkemizde canlı hayvan sorunu var, bunun böyle olmaması lazım. Yetkililerin dediğine göre hayvan ayısında azalma var. Fakat ben buna katılmıyorum. Önceki yıllarda ülkemizde ki hayvan sayısı fazlaydı ama kalite yoktu. Hayvan sayısında azalma var, bunun yanında birde kalitede artış var. Kalite ve verim göz ardı edilemez. Piyasalara devlet büyüklerinin çok ciddi manada eğilmeleri, kalıcı çözümler üretmeleri, çıkarılan desteklemelerin, hibelerin, teşviklerin yerine ulaşması gerektiğini ve en önemlisi de piyasa şartlarının her zaman dengede olmasını sağlamaları gerekiyor. Bir hayvana devlet 750 TL destek vermiş ayrı, bir hayvanın değerinde satılması ayrı. Birde şimdiden, kış bastırmadan kaba yem ithalatının kesinlikle yapılması, insanların tedirginliğinin giderilmesi şart. Bu işte de rantçılar ortaya çıkabilir, o yüzden belli kriterler altında yürütülmesi lazım. Bu işe alakalı sivil toplum kuruluşlarına yetki verilebilir. Yoksa önümüzde ki aylarda çok daha vahim tablolarla karşılaşmak durumunda kalabiliriz” şeklinde konuştu.