Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ülkemizin içinde de benim Kürt kardeşime en büyük eziyeti yapan, ülkemizin istikrarını tehdit eden bölücü terör örgütünü en küçük bir müsamahaya izin vermeden devreden çıkarmak zorundayız. “dedi.
MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
Erdoğan, ‘Bölücü Terör örgütünü devreden çıkarıncaya kadar silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz hep birlikte bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ülke bir huzur ülkesidir, refah ülkesidir. 78 milyon insanımızın huzur ve güvenine kast edenlere bu ülkede yer olmayacaktır. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım hep beraber olalım” diye konuştu.
İSTANBUL’DAKİ ANMA TÖRENİ
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 742’nci yıl dönümü münasebetiyle İstanbul’da düzenlenen Şeb-i Arus Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Irak’ın, Suriye’nin ve Libya’nın toprak bütünlüğünü Türkiye kadar samimiyetle isteyen ve bu yolda gayret gösteren başka bir ülke yok. Biz sadece bu ülkelerle, kardeşlerimizle sahip olduğumuz müştereklerimiz çerçevesinde yol arkadaşlığı, iş birliği, güç birliği ve kader birliği yapmak istiyoruz”
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleşen programda, Mevlevi ayin-i şerifi ve sema icrasının yanı sıra bazı sanatçılar tarafından Türk tasavvuf musikisinden örnekler seslendirildi.
Programda dinleyicilere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vuslatının 742’nci sene-i devriyesinde Hazreti Mevlana’yı rahmetle yad ederek başladığı konuşmasında etkinliği düzenleyenlere ve katkı verenlere teşekkür etti.
“MEVLANA’YI ANLAMAK İÇİN ONU SEVMEK LAZIMDIR”
Son dönemde, Hz. Mevlana ve onun emaneti olan eserleri ile semasının, turistik bir meta düzeyine indirgenmesi yönünde ciddi bir tehditle karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakınız, Mevlana Hazretleri, Mesnevi’nin ikinci cildinin gecikişini anlatırken ne diyor? ‘Biri, aşıklık nedir, diye sordu / Bizim gibi olursan anlarsın, dedim / Aşk hesapsız sevgidir / Onlar sever tamam da / Onu sevenler hani?’ Evet, Mesnevi’yi, Sema’yı, Mevlana’yı anlamak için onun gibi olmaya çalışmak, onu sevmek lazımdır. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Mesnevi bir aforizmalar derlemesi değil, Hazreti Mevlana’nın deyimiyle ‘ruhlara cila’ olarak yazılmış bir ayet ve hadis tefsiri kitabıdır. Sema, görsel bir şölen değil, insanın ruhu ve bedeniyle, tam bir teslimiyetle Rabbine yönelişinin ifadesidir. Mevlana Hazretlerini bu şekilde anlamayan, onu bu şekilde anmayan herkes, büyük bir yanlışın içindedir. Bu tören dahil, Mevlana’yı Anma amacıyla düzenlenen tüm etkinliklerin, sema gösterilerinin, bu anlayışla yeniden ele alınması gerektiğine inanıyorum.”
“İSLAM DÜNYASI BÜYÜK İMTİHANLARLA KARŞI KARŞIYA”
Bölgemizde, tüm Müslümanlarla birlikte milletimiz bakımından hayati gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, asırlık sorunların, yeni ve daha karmaşık bir şekil alarak Müslümanlar aleyhine büyüdüğünü, İslam dünyasının bir büyük imtihanla daha karşı karşıya olduğunu vurguladı. Mezhepçilik fitnesinin güçlendiğine ve küçük çıkarlarını tarihi sorumluluklarının önünde tutma anlayışından vazgeçilemediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu emareler, içinden geçtiğimiz imtihanın başarılı bir yönde ilerlemediğine işaret ediyor. Mevlana Hazretleri diyor ki ‘Koyunun kurttan kaçmasına şaşılmaz, şaşılacak şey koyunun kurda gönül vermesidir.’ Maalesef, hem ülkemizde, hem de tüm İslam dünyasında, kendi inancına, kendi medeniyetine, kendi varlığına düşmanlık edenlere gönüllü hizmet edenler bulunduğunu görmenin üzüntüsü içindeyiz. Suriye’de 400 bin masum insan katlediliyor, 12 milyon masum insan evinden, yurdundan ediliyor, Müslümanım diyen birileri hala zalimin yanında yer almayı, zulmü teşvik etmeyi sürdürüyor.”
“SURİYE’DE BOMBALAR BAMBAŞKA HESAPLAR İÇİN ATILIYOR”
İslam’a ait söylemlerle, sembollerle Müslümanlara karşı tarihin en büyük savaşlarından birini yürüten DAEŞ gibi örgütlerin bahane edilerek, Müslümanlara darbe üstüne darbe vurulduğunun altısı çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hemen yanı başımızda Suriye’yi bombalayan bir ülkenin operasyonlarına bakıyoruz, yüzde 10 oranında DAEŞ’İ, yüzde 90 oranında, içinde Türkmen kardeşlerimizin de olduğu, ülkedeki rejim muhalifi diğer grupları, yani Müslümanları hedef aldığını görüyoruz. Lütfen artık kimse kimseyi kandırmasın. Suriye’de DAEŞ bahanesiyle yürütülen güç mücadelesi at izinin it izine karıştığı trajik bir oyuna, bir tiyatroya dönüştü” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin rol yapıp rol çalma peşinde koştuğunu kaydederek, “Ama ölen insanlar gerçek” dedi ve ekledi: “Ölen bebekler, çocuklar, ölen kadınlar, ölen aksakallı ihtiyarlar gerçek. Yıkılan evler, okullar, ibadethaneler, tarihi eserler gerçek. Bombalar bambaşka hesaplar için atılıyor, ama bunların patladığı yerde dökülen kanlar, kararan hayatlar var.”
“PKK, GÜNEYİMİZDE PYD VE YPG, BÜTÜN BUNLAR BİRBİRLERİ İLE AYNIDIR”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde camilerin ateşe verilip okulların yakıldığını, öğretmenlerin terki diyar ettiğini, bölgedeki halkın memleketini terk ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Acaba bu teröristler bunu kim adına, niçin, hangi gayeyle yapıyor? Bunlar yeri geldiğinde ‘Fatih Sultan Camii’ni devlet yukardan helikopterle bombaladı’ diyor. Bu nasıl iştir ki yukardan helikopterle bombalayacaksın; minare, kubbe yıkılmayacak, alttan kapılar camlar ateş alacak. Kimi aldatıyorsunuz? Artık bize uyanmak zamanıdır. Nasıl İslam adına hareket ettiği iddiasıyla ortaya çıkan DEAŞ en büyük zulmü Müslümanlara uyguluyorsa, ülkemizde PKK, güneyimizde PYD ve YPG, bütün bunlar birbirleri ile aynıdır, birbirlerinden hiçbir farkları yoktur. Terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur; terör terördür, hepsi kötüdür. Ne acıdır ki, her iki örgüt de, örtülü veya açık olarak, aynı yerlerden, aynı kaynaklardan besleniyor. Bölgemize, güya terörle mücadele için yığılan silahlar, terör örgütlerinin elinde birer ölüm makinasına dönüşmüş durumda. Bu mesele, Türkiye’nin, bizimle birlikte tüm bölge halklarının, kardeşlerimizin bekası meselesi haline dönüşmüştür. Irak’ta, Suriye’de ve diğer ülkelerde DAEŞ denilen istismar aracını süratle ortadan kaldırmak mecburiyetindeyiz. Aynı şekilde, ülkemizin içinde de, Kürt kardeşlerimize en büyük eziyeti yapan, ülkemizin istikrarını tehdit eden bölücü terör örgütünü, en küçük bir müsamahaya izin vermeden, devreden çıkarmak zorundayız.”
“BU ÜLKE BİR HUZUR ÜLKESİDİR, REFAH ÜLKESİDİR”
Terör örgütünün devreden çıkıncaya kadar silahlı kuvvetler, emniyet güçleri ve gönüllü köy korucuları ile devletin bu mücadeleye sürdüreceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülke bir huzur ülkesidir, refah ülkesidir. 78 milyon insanımızın refahına, huzuruna kast edenlere bu ülkede yer olmayacaktır. İşte o zaman yaşanan kötü gidişi tersine çevirme, yeniden huzuru, güveni, hakkı, adaleti tesis etme imkânına kavuşacağımıza inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bunun afaki bir proje, ham bir hayal olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ecdadımızın bin yıl boyunca, çok büyük mücadeleler sonucunda elde ettiği bu başarıyı, bugün bizim yeniden tekrarlamamamız için, inanın bana hiçbir sebep, hiçbir mani yoktur. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin, kimsenin toprağında, ülkesinde ve egemenlik haklarında gözü olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Irak’ın, Suriye’nin ve Libya’nın toprak bütünlüğünü, Türkiye kadar samimiyetle isteyen ve bu yolda gayret gösteren başka bir ülkenin olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biz sadece bu ülkelerle, kardeşlerimizle sahip olduğumuz müştereklerimiz çerçevesinde, yol arkadaşlığı, iş birliği, güç birliği, kader birliği yapmak istiyoruz. Her gecenin bir sabahı olduğu gibi, bu zor günlerin de bir sonu mutlaka olacaktır. Mevlana Hazretleri, ‘Zafer için yardımcısı Allah olmayan kişiye, tavşan bile aslan gibi gözükür’ diyor. Müslümanlar olarak bizim Allah’tan başka güvenecek, yaslanacak, yardım bekleyecek yerimiz yok. Sevgili Peygamberimiziz Hz. Ebubekir Sıddık ile o mağarada oldukları anda, örümcek o mağaranın ağzını ördüğü anda müşrikler mağaranın kapısına gelmişlerdi. Hz. Ebubekir Sıddık o anda telaşlandı. Sevgili Peygamberimiz (a,s) o anda şu ayeti okuyor: ‘La tahzen, innallahe meanâ’; ‘Korkma Ya Ebu Bekir, Allah bizimle beraberdir’ diyor.”
“İSLAM ÂLEMİ TÜRKİYE’YE BAKIYOR, TÜRKİYE’Yİ TAKİP EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Mevlana’nın ‘Allah sana bir el vermişse, bir iş yap, kazan da dostlarına yardımın dokunsun.’ sözlerine atıfta bulunarak, “Bize düşen, Allah’ın bize verdiği eli, ayağı, aklı, fikri kullanıp dostlarımıza yardımımızın dokunacağı güce, kuvvete, imkâna erişmektir. Bunun için hep birlikte çok çalışacağız. İslam âlemi Türkiye’ye bakıyor, Türkiye’yi takip ediyor. Bu bakımdan sorumluluğumuz çok büyük. Millet olarak, hem kendimiz, hem kardeşlerimiz, hem tüm insanlık için süratle hedeflerimize ulaşmak, dostumuza güven, hasmımıza korku veren bir konuma gelmek mecburiyetindeyiz. Allah yar ve yardımcımız olsun” sözlerine yer verdi.
Konuşmasının sonunda, “Hazreti Mevlana başta olmak üzere, tüm gönül sultanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle, tazimle yad ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, gerçekleştirilen Şeb-i Arus Töreni’ni düzenleyen kurumlara, emeği geçenlere ve programa katılan sanatçılara teşekkür ederek tamamladı.