AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni Türkiye'de kan değil, barış, birlik, kardeşlik olduğunu belirterek, "Biz gençlerin zamansız yitip gitmesinin önüne geçtik" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni Türkiye'de kan değil, barış, birlik, kardeşlik olduğunu belirterek, "Biz gençlerin zamansız yitip gitmesinin önüne geçtik. Gençlerimizi dağlara çıkaran zihniyet hangi zihniyettir? Dağlara çıkaran zihniyet barışı, demokrasiyi, kardeşliği konuşabilir mi?" diye sordu.
Erdoğan, partisinin Van Beşyol Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmaya, sesinin kısıklığından dolayı özür dileyerek başladı. Erdoğan, "Ancak Van'ı, Diyarbakır'ı iptal edemezdim, böyle de olsa gelmek zorundaydım" dedi.
Van'da türbesi, makamı olan tüm alimlere, gönül insanlarına rahmet dileyen Erdoğan, "Van'ın evladı, kahramanı, alimi Bediüzzaman Said-i Nursi'yi özellikle yad ediyorum, mekanı cennet olsun. Vanlı tüm şehitlerimize Rabbimden rahmet diyorum. Van'da depremde kaybettiğimiz kardeşlerimizi, bugün yine rahmetle yad ediyorum. Sizlere de ahde vefanız, sevdanınız için Başbakanınıza, bu kardeşinize sahip çıktığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"MÜHRÜ YA ESKİ YA YENİ TÜRKİYE'YE VURACAĞIZ"
Erdoğan, bugün Van'ın bir başka, coşkunun, sevdalarının bir başka olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ta sandık başına gidileceğini anımsatarak, mührü ya eski Türkiye'ye ya yeni Türkiye'ye vuracaklarını belirtti. Eski Türkiye'de nelerin olduğunu, bugünün gençlerinin bilmeyebileceğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eski Türkiye'de yasaklar vardı, kimlikler üzerinde, kültürler üzerinde yasaklar vardı. Cezaevinde dahil bir annenin oğluyla kendi anadilinde konuşması yasaktı. Eski Türkiye'de diller, düşünceler, türküler, şarkılar, kitaplar yasaktı. Eski Türkiye'de klavyeler, harfler bile yasaktı. Mezralara giriş, köyler, yollar yasaktı. Farklı dillerde gazete, televizyon, radyo, kitap, propaganda yasaktı. Eski Türkiye, reddin, inkarın, asimilasyonun olduğu Türkiye'ydi. Eski Türkiye, doğu ile batının, kuzey ile güneyin arasında mesafelerin olduğu bir Türkiye'ydi. Eski Türkiye'de faili meçhuller, asit kuyuları vardı. Başörtüsü yasaktı. İmam hatiplerin orta kısımları kapatılmıştı. Katsayı engeliyle meslek lisesi mezunları üniversitelere giremiyordu. Kamuda başörtüsüyle çalışmak yasaktı. Eski Türkiye'de manevi, kutsal değerler baskı, tehdit altında, aşağılamalara maruz kalıyordu. Eski Türkiye'de devlet kibirliydi, tepeden bakıyordu, vatandaşına insan muamelesi yapmıyordu, vatandaşını horluyor, tahkir ediyordu, vatandaşları arasında ayırımcılık yapıyordu. Eski Türkiye'de acılar vardı, gençlerin kanı akıyordu, hemen her gün ocaklara ateş düşüyordu, anneler, babalar ağlıyordu. Yoksulluk, çaresizlik, kimsesizlik vardı. "
"SENİN GÜCÜN NE, 30 MİLLETVEKİLİYLE NE YAPARSIN?"
Başbakan Erdoğan, 12 yıl boyunca bunu ortadan kaldırmaya çalıştıklarını, yeni Türkiye'yi kurma mücadelesi verdiklerini söyledi.Erdoğan, yeni Türkiye'de hastaneler, okullar, üniversiteler, yollar, köprüler, tüneller, barajlar, enerji santralleri, statlar, kültür merkezleri inşa ettiklerini anlattı.
Çiftçinin, hayvancılık yapanın, işçinin, memurun elinden tuttuklarını dile getiren Erdoğan, hiçkimsenin, kendisini çaresiz, kimsesiz, garip guraba hissetmemesini istediklerini vurguladı.
Yeni Türkiye'de yasakları kaldırdıklarını, anlamsız tüm yasaklara son verdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:"Hakları teslim ettik, reddi, inkarı, asimilasyonu kaldırdık. Diller, fikirler, klavyeler, türküler, şarkılar, kitaplar üzerindeki yasakları tek tek kaldırdık. Eğer bugün Van'da Kürtçe propaganda yapabiliyorlarsa bunun önünü açan biz olduk. Şimdi BDP'liler, 'Bunu zorladık da oldu' diyor. Sen kimsin ya, neyi zorluyorsun, senin gücün ne, 30 tane milletvekiliyle ne yaparsın? Biz 326 milletvekiliyle bunun önünü açtık. Eğer bugün televizyonlar 24 saat Kürtçe yayın yapıyorsa, TRT Şeş varsa, bunu getiren biziz. Şu BDP'nin Van'da yaptığı ne var, bana bunu söyleyebilir misiniz? Van'ı yakından ilgilendiren bir müjde vereceğim. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız Ahmed-i Hani'nin Mem u Zin adlı kitabını, çok güzel şekilde Kürtçe ve Türkçe bastı. Şimdi de Vanlı değerli, bir alimin Faki Teyran'ın Divanı'nı Türkçe ve Kürtçe olarak bakanlığımız eliyle basıyoruz. Bunu da biz yapıyoruz. Bediüzzaman Said-i Nursi'nin eserlerine yasak vardı. Kendisinin ise Diyanet İşleri tarafından eserlerinin basılmasına yönelik bir tavsiye, vasiyeti vardı. Diyanet İşleri Başkanlığımız İşarütül İcaz adlı eserini şu anda bastı. Yeni Türkiye'de bunlar var. Yeni Türkiye'de kan yok, barış var, birlik, kardeşlik var. Biz gençlerin zamansız yitip gitmesinin önüne geçtik. Şu gençlerimizi dağlara çıkaran zihniyet hangi zihniyettir? Dağlara çıkaran zihniyet barışı konuşabilir mi, demokrasiyi konuşabilir mi, kardeşliği konuşabilir mi?"
Erdoğan, partisinin Van mitinginde yaptığı konuşmada, 16 yaşındaki yavruların dağa kaçırıldığını, oralarda eğitildiğini belirterek, "Hani sandıklardı, sandıkta niçin meselenizi halletmiyorsunuz? Partinin adının barış ve demokrasi olması hiçbir zaman ne barışı, ne demokrasiyi getirmez, çünkü silahların gölgesinde aldığınız oylarla barış gelmez, demokrasi gelmez, demokrasi böyle gelir. Demokrasi böyledir" diye konuştu.
Çıkardıkları yasayla terörden zarar görenlerin yaralarını sardıklarını, silahları susturduklarını, siyaseti devreye aldıklarını, sıkılı yumrukları açtıklarını, çözümü, barışı devreye soktuklarını kaydeden Erdoğan, "Bunlar sizin en tabii hakkınızdı, sizin hakkınız olduğu için demokratik hak olduğu için bunları yaptık" dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Kardeşlerim, ben Türkü Türk olduğu için sevmiyorum, ben Kürdü Kürt olduğu için sevmiyorum, Arap'ı Arap olduğu için Zaza'yı Zaza olduğu için sevmiyorum. Beni yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum. Kardeşlerim, biz bunları tehditle yapmadık, tehditlere rağmen yaptık, biz bunları silahların gölgesinde yapmadık, silahlara rağmen yaptık. Şimdi BDP çıkmış diyor ki 'AK Parti yapmadı, biz aldık' diyor. Ah kardeşlerim ah, o zaman soruyorum? Neden 90'larda almadınız o zaman, 90'larda da vardınız neden almadınız? 90'larda adeta kan gövdeyi götürürken neden tek bir reform yaptıramadınız. Kardeşlerim biz Türkiye'nin partisiyiz, biz 81 vilayetin partisiyiz, biz ayrımcılığın değil birliğin, kardeşliğin partisiyiz. Biz ne Kürtçüyüz ne Türkçüyüz, biz kafatasçı değiliz, biz milletin partisiyiz. BDP'ye bakıyorsun siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP'ye bakıyorsun siyasi Türkçülük yapıyor. Biz 77 milyonun partisiyiz. CHP'yi söylememe gerek yok o da diyor ki, (Ben kumsalların partisiyim.)"
Konuşmasında Van depremine değinen Başbakan Erdoğan, "Van'da yaşanan depremde Van'ın belediye başkanı kimdi? BDP değil mi? Peki belediye başkanı, adamlar kaçtı gitti; burada kimse kaldı mı? Şu Van'ı yeniden biz inşa etmedik mi? Şu Van'da, Erciş dahil yaptığımız yatırım ne biliyor musunuz? 15 katrilyon. Niye? Çünkü, bizim Van'ı süratle ayağa kaldırmamız gerekiyordu ve bunun adımlarını attık. Van, İpekyoluyla, Edremit'i ile Erciş'i ile adeta yeni bir şehir haline geldi. Biz sorumluyuz, biz mesulüz ama BDP de böyle bir şey yok. Allah aşkına, bu çıkıyor diyor ki 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz.' 'Ben Kürtlerin temsilcisiyim' demekle oy verilir mi? Kardeşlerim, hizmete, esere oy verilir. Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Bunlar da böyle bir şey yok, sadece ideolojik siyaset. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik, farkımız bu" diye konuştu.
"VAMPİRLER RAHATSIZ OLDU"
Başbakan Erdoğan, 4 ay önce 16 Kasım'da Diyarbakır'da muhteşem bir buluşma gerçekleştirdiklerini belirterek, "Irak Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani Diyarbakır'a geldi. 38 yıldır vatanından, toprağından ayrı kalan değerli sanatçımız Şivan Perver Diyarbakır'a geldi, değerli sanatçımız İbrahim Tatlıses Diyarbakır'a geldi. Orada sadece Diyarbakır'ın değil, 77 milyonun gözyaşları altında muhteşem bir atmosferi yaşadık, hep birlikte Türkiye'ye 'megri' dedik megri. Ağlamadım. İşte bu kardeşlik atmosferi birilerini çok ciddi rahatsız etti. Yıllardır gençlerin kanından beslenen vampirler bundan rahatsız oldu. 'Ak Parti nasıl megri der.' Biz hayatımızı bunun üzerine kurduk. Yıllardır huzursuzluktan, istikrarsızlıktan, ölümlerden beslenenler bundan rahatsız oldu. Diyarbakır buluşması farklıydı ama bu olumsuz davrananlar, hedefleri farklı olarak geldi" dedi.
"Pensilvanya diye bir olay yaşıyoruz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"On yıllardır Bediüzzaman Said-i Nursi'nin hatırasını ve eserlerini istismar etti. Van, Bediüzzamanı çok iyi tanır. Bitlis'in Hizan İlçesi'nde doğdu, Van medreselerinde okudu, Van kalesinde, Horhorda, Başet Dağı'nda, Zevede, Norşin Caimi'nde hem okudu, hem de okuttu. Van ve çevresine düşman saldırıları başlayınca kalemi bıraktı, eline silahını aldı, topraklarını kahramanca savundu. Bitlis deresinde Ruslar'a esir düştü. Sibarya'ya gönderildi, oradan kaçtı, önce İstanbul'a, ardından Ankara'ya ardından da en sevdiği şehre Van'a geldi. 1925'ten itibaren sürgünlerle tanıştı. Tek parti CHP döneminde bir çok şehre sürgün gönderildi, zindanlara atıldı, zehirlendi, çok çileler çekti. En büyük hayallerinden biri de İşaratül İcaz'dı. Onu da basmak bize nasip oldu. En son Şanlıurfa'da vefat etti, ancak ölüsünü bile rahat bırakmadılar. Ölüsüne dahi eziyet ettiler, aldılar nakli kubur yaparak Isparta'ya götürdüler fakat Isparta'da nereye defnettikleri belli değil. Bütün bunları kim yaptı? CHP. Bu Pensilvanya'daki zat utanmadan, sıkılmadan, hayasızca CHP'ye oy istiyor.
Gençliğinde imkan varken gidip Said-i Nursi'yi ziyaret etmemiştir. Neden biliyor musunuz? Kürt olduğu için yanına gitmekten kaçınmıştır. O gün nasıl ırkçıysa bugün de aynı şekilde ırkçı, o gün nasıl insanlara aynı nazarla bakmıyorsa bugün de aynı nazarla bakmıyor, o gün nasıl tahkir ettiyse bugün de senaryosunu yazdığı dizilerle Kürt kardeşlerimi tahkir ediyor. İşte bu zat, Pensilvanya'da kurduğu sarayı ile buradaki maşaları aracılığıyla çözüm sürecine saldırıyor. Kardeşliğe, barışa saldırıyor. Oslo sürecinde saldırdı, başarısız oldu. MİT Müsteşarımızı tutuklatmak istedi, başarısız oldu; en son 17 Aralık başarısız oldu, 25 Aralık, orada da başarısız oldu. Bu ahlaksız siyasete 30 Mart'ta siz cevap vereceksiniz siz. Bu ilkesiz, edepsiz siyasete gerekeni siz söyleyeceksiniz. Bunların ablaları varmış. Size geldiler mi? Ne yaptınız? Gönderdiniz. Bizim ablalar da burada. Ben de ablalara diyorum ki; ablalar 3 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Durmayacağız. Siz korkuyu korkutan ablalar olacaksınız ve kale içeriden fethedilir, siz bu bu seçimin fatihleri olacaksınız. Bunların abileri varmış. bu abiler size geldi mi, ne yaptınız? Gereğini yaptınız mı? 3 gün kapı kapı dolaşacak mıyız? Kapı kapı dolaşmak suretiyle siz de korkuyu korkutacaksınız. Tamam, durmak yok, eyvallah."
Vanlılar'dan sandıklara ve oy pusulalarına sahip çıkmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, "Üzerinde çizik vesaire olan oy pusulalarını asla kullanmayın. Evet mührünü AK Parti'nin ambleminin altına vuracağız" diye konuştu.
Vatandaşların sloganları üzerine Erdoğan, "Millet eğilmez Türkiye yenilmez" dedi. Başbakan Erdoğan, bugünün hayatında özel bir gün olduğunu, bundan 20 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu söyledi. "Alllah'a hamdolsun, İstanbul'un bana yüklediği emaneti hakkıyla yerine getirdim" diyen Erdoğan, Siirt'te okuduğu bir şiir nedeniyle mahkum olduğunu, belediye başkanlığı görevinden alındığını ve hapis yattığını kaydetti. Erdoğan, 'Ama ardından milletim bana Başbakanlık görevini emanet etti.' Muhtar bile olamaz' dediler. 12 yıldır bu kutsal emaneti taşıyorum" diye konuştu.
BDP HİZMET ÜRETEMEZ
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'nin hizmet üretemeyeceğini belirterek, "Varoldukları her yerde benim bölgedeki vatandaşımı çöpe, çamura, kanalizasyonlara, susuzluğa mahkum ettiler" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP'nin hizmet üretemeyeceğini belirterek, "Varoldukları her yerde benim bölgedeki vatandaşımı çöpe, çamura, kanalizasyonlara, susuzluğa mahkum ettiler. Barış, demokrasi diyorlar, bölgede her türlü gerilimi çıkarıyorlar. Van bunları hak etmiyor. Van, bu faşizan baskıyı, bu ayrımcı, ırkçı baskıları hak etmiyor" dedi.
Erdoğan, partisinin Van mitinginde yaptığı konuşmada, belediyeciliğin kendi işleri, ilgi ve uzmanlık alanları olduğunu vurgulayarak, "İdeolojiye değil, tehdide değil hizmete ve esere oy verin" .
Van'ı kendilerinin büyükşehir yaptığını anımsatan Erdoğan, CHP, MHP ve BDP'nin Van'ın büyükşehir olmasına karşı çıktığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Çünkü onlar büyükşehir nedir bilmiyorlar. Şimdi bunlar hangi yüzle gelip sizden oy isteyecekler. Şimdi bu BDP hangi yüzle gelip sizden oy isteyecek. Kardeşlerim inanın bunların derdi başka, size hizmet değil. Biz istiyoruz ki nasıl depremden sonra şu Van'ı yeniden inşa ettiysek, Van'da Osman (Gülaçar) kardeşimizle beraber büyükşehirde yeni bir dönüşümü başlatalım. İstiyoruz ki Van'da merkezi yönetimle, ilçe belediyelerimizle elele vermek suretiyle burada yeni bir dönemi başlatalım. İstiyorum ki kentsel dönüşümleri yapalım, köylerde dönüşümleri yapalım. Bunu biz yaparız."
Van'a hükümetleri döneminde yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, yolu olmayan Bahçesaray'a iki tane yol yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, şimdi bir kar tüneli yaptıklarını da belirterek, "Biz yaparız. BDP başka tünellerle uğraşıyor. Biz dağları delerek Şirin'e ulaşıyoruz. Biz Ferhat'ız, Şirin de millet. Ya biz sizi seviyoruz, biz size aşığız. Biz istiyoruz ki hizmetleri götürelim" dedi.
Van'ın çöpten, çamurdan kurtulması gerektiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Buralarda özellikle bakın Van'ın merkezinde karayollarının yaptığından başka bir şey yok. Neredesin belediye? Van ileriye gitmedi. BDP belediyesiyle hep geriye gitti. BDP hizmet üretmez. Var oldukları her yerde benim bölgedeki vatandaşımı çöpe mahkum ettiler, çamura mahkum ettiler, kanalizasyonlara mahkum ettiler, susuzluğa mahkum ettiler. Van buna artık 'dur' demeye var mısın? Kardeşlerim barış diyorlar, demokrasi diyorlar. Bölgede her türlü gerilimi çıkarıyorlar. Van bunları hak etmiyor. Van bu faşizan baskıyı, bu ayrımcı, ırkçı baskıları hak etmiyor. Artık bunları bizim aşmamız lazım. Van'ın çok daha iyi bir noktaya gelmesi lazım." Erdoğan, Van'ı büyükşehir yaparak yatırımları iyi bir noktaya getirmek istediklerini dile getirerek, "15 milyar liradan bahsettim. Bunun içinde sağlık, eğitim, ulaşım, adalet, enerji var. Bütün bunları biz yaptık. Bu 15 milyar lirayla yeni bir Van inşa ediyoruz" diye konuştu.
MİTİNGTEN NOTLAR
Başbakan Erdoğan eşi Emine Erdoğan’la birlikte mitingin gerçekleştirileceği Beşyol Meydanına otobüsle geldi ve konuşmayı gerçekleştireceği platforma çıkarak vatandaşları selamladı.
Erdoğan’ın konuşması öncesinde AK Parti Van büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları sahneye çağrılarak tek tek tanıtıldı. Erdoğan konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan'la birli vatandaşlara karanfil ve atkı dağıttı.
Miting alanında “İşte fark burada; CHP-MHP dönemi deprem, AK Parti dönemi deprem, deprem yaralarını hızla sardık”, “Tohum saç, bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın, hey gidi küheylan koşmana bak sen, çatlarsa doğuran kısrak utansın NFK. Şark’ın gençleri seninle ey büyük usta dik durmayıp eğilen korkak utansın”, şeklinde pankartlar dikkat çekerken, üzerinde AK Parti’nin girmiş olduğu yerel ve genel seçim sonuçlarının haritalarla verildiği bir başka pankartta da, “Milletin matematiği iyi, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin ki kötü, 30 Mart’tan sonra iyi olan kazansın, kötü olan bıraksın” ifadeleri yer aldı.
Mitinge, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, milletvekilleri, AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Osman Nuri Gülaçar da katıldı.