DERLEYEN:DİLEK BAYRAK/ERZURUM GAZETESİ
Yeni Adli Yıl, Doğu Anadolu Bölgesi illerinde düzenlenen törenlerle başladı.
Erzincan Barosu Başkanı Avukat Can Tekin bir basın açıklaması yaparak yeni adli yılın tüm adli çalışanlarına ve meslektaşlarına hayırlı olması temennisinde bulundu.
ERZİNCAN BAROSU
Başkan Can Tekin açıklamasında; “Yeni adli yılın; Yargı bağımsızlığı, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve tüm kurum ve kurullarıyla işleyen hukuk devleti, ilke ve kavramlarının hayat bulduğu bir adli yıl olması dileklerimizle yargı yılını açıyoruz.Ülkemiz ve bölgemiz her gün yeni bir badireyi atlatırken birbirimize ve bütün değerlerimize sahip çıkmamızın; birlik ve beraberliğimizin önemi daha iyi anlaşılmalıdır. Demokrasimize Cumhuriyetimize vatanımıza ve milletimize, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletimizin ulusal ve üniter yapısına halel getirmeden ve hiçbir kimlik ve etnisite sorununa düşmeden her zaman olduğu gibi eşit ve kardeşçe değerlerimize ve inançlarımıza sahip çıkarak daha aydınlık yarınlara doğru yürümek yüce milletimizin hem sorumluluğu ve hem de hakkıdır.Son yıllarda yeni adliye binaları açılmakta, yargının teknolojik imkanları artırılmaktadır, Erzincan’da da yeni adliye binasının temeli, sayın Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım ve Adalet Bakanımız Sadullah Ergin tarafından bayram öncesi atılarak inşaatına başlanmıştır. İlimizde yeni cezaevinin yapımına başlanacak olması, baro binamızın bitirilerek faaliyete geçmesi ,hizmet aracı alınması bizleri umutlandıran sevindiren gelişmelerdir.Türkiye’de en çok gereksinim duyulan husus , öz eleştiridir. Onun için hep siyasileri ve siyaset kurumunu eleştiren biz yargı temsilcilerinin artık oturup biraz da kendimizi eleştirmemiz gerekir. Çünkü; yargının saygınlığını korumak adına, zorla dayatılan suskunluk, yargıya saygıyı artırmaktan daha çok, yargıya yönelik kuşkuyu ve itaatsizliği beslemektedir.
Devletlerin medeniyet ve uygarlık karnelerini belirleyen en önemli kavram hukuk ve adalet kavramıdır. Ortaçağda ve günümüzde ,adalet kurumu olmayan tek bir devlet yoktur. Ama hangi adalet ve nasıl bir yargı kurumu ? Dünyada ; evrensel hukuk ilkelerini,adil yargılama ilkelerini,insan hakları ve özgürlüklerini,savunmayı içselleştirmemiş hiçbir yargı sistemi artık dikkate alınmamaktadır. Biz hukukçuların,taassuba düşmeden , kendimize şu soruları sormamız gerekmektedir….
NEYİ TEMSİL EDİYORUZ?
Neyi temsil ediyoruz? Nedir tarihsel olarak varlık nedenimiz? Yargı erkinin kurucu unsurlarının temsilcileri ve uygulayıcıları olan yargıçların, savcıların ve avukatların nitelikli, donanımlı, bilgili ve sorumlu olmaları, hiç kuşku yok ki aldıkları hukuk eğitiminin yeterli, düzeyli, kaliteli olmasına bağlıdır. Hukukun ve demokrasinin halkımız tarafından talep edilir hale gelmesi ve içselleştirilebilmesi için ilkokuldan itibaren hukuk dersleri konulmalı, eğitimle ;toplumun ve hukukçunun hukuk ve adalet algısının özgürlüklerden ve insan haklarından yana değişmesi sağlanmalıdır.Yargının güce bağımlılıktan kurtulması, yargı içinde savunmanın işlevsel hale gelmesi için hukuk eğitiminin önemi büyüktür. Ceza yasaları bireyin hak ve özgürlüklerine çok etkili biçimde müdahale eden yaptırımları içeren yasalardır. Bir ülkedeki ceza yasasına egemen olan felsefe, değer, ilke ve tercihler, o ülkedeki siyasi rejimin de niteliğini gösterir. Bu bağlamda tutuklama kararları, bir hakka, yani özgürlük hakkına hukuk yoluyla da olsa tecavüz niteliği taşıdığı, adil yargılanma hakkı ile doğrudan ilişkili ve yine ceza değil bir önlem, kural değil bir istisna olduğu için son derece dikkatli biçimde verilmesi gereken kararlardandır. Ne yazık ki, ülkemizdeki uygulama biçimi itibariyle tutuklama, istisna ve önlem olmaktan çıkmış, kurala ve hatta erken infaza dönüşmüştür. Unutulmamalıdır ki ceza kanunları suçlular için Ceza Usul Kanunları masumlar için yapılmıştır. Adil yargılanma ilkeleri dikkate alınmalıdır.Askeri Yargıtay,Askeri Yüksek İdare Mahkemeleri kaldırılmalıdır.Yargı birliği bir an önce sağlanmalıdır.Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nin görev, yetki ve yargılama usulleri, temel hak ve özgürlükler yönünden ciddi tehdit ve tehlikeler içermektedir. Öyle ki, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin tabi olduğu usulle, Ağır Ceza Mahkemelerinin tabi olduğu usul, gerek savunma hakkının kullanılması, gerekse sanık haklarının güvence altına alınması ve gözaltı süreleri yönünden tamamen birbirlerinden farklıdır. O nedenle Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ve bu mahkemelerin tabi olduğu usul, yargılama birliği ilkesine, kanun önünde eşitlik ilkesine ve adil yargılanma hakkına aykırıdır. Özel yetkili mahkemelerin bir an önce kaldırılması gerekmektedir.
Hakimlik olgunluk yaşı gerektiren bir meslektir. Dünyanın hiçbir yerinde ülkemizde olduğu gibi 23 yaşında hakim olunmamaktadır..Gelişmiş ülkelerde hakimliğe başlama yaşı en erken 35 tir.Hatta ABD de servis şoförü olabilmek için asgari 24 yaş sınırı aranmaktadır. Hakimlik yaşı yükseltilmelidir.Savcıların adliye dışında konumlandırılmalı,,savcıların mahkemelerdeki mekansal üstünlüğüne son verilmelidir. Savcı ve hakimlerin yakın mesai ilişkilerinin adil yargılanma hakkını olumsuz etkilemektedir.Ülkemizde kolluk güçleri etkin bir şekilde denetlenmesi sağlanmalı yargılamadaki etkinlikleri azaltılmalıdır.Yargıda ve kollukta keyfi tutum ve davranışla mücadele edilmeli.Hukuku uygulayanlarında hukuka bağlılıkları sağlanmalıdır.Savcıyla işbirliği yapan kolluk kuvvetleri güçlü etik hukuki değerlerle donatılmadıkça suçla mücadele mümkün değildir. Adli kolluk kurulmalıdır.
HUKUKİ GARANTİ VE GÜVENCELER
Hukuki garantilerin ve güvencelerin keyfilikten uzak olarak toplumda uygulanması savunma kurumunun güçlü olmasına bağlıdır. Onun için hukuk eğitiminin başından ,meslek seçimi ve meslek içi eğitimiyle kesintisiz denetim gerekmektedir.Akademi eğitimi alındıktan sonra hakim savcı ve avukat olunmalıdır.Avukatlık mesleğine giriş için sınav konulmalı. Hizmet içi eğitimlere katılmak mecburi hale getirilmelidir.Temel hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi; bağımsız mahkemelerin, tarafsız ve donanımlı yargıçların, insan haklarına saygılı, sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de toplamak suretiyle gerçeğin ortaya çıkmasına, adaletin gerçekleşmesine katkı yapacak bilgili ve sorumlu savcıların ve yine bilgili, sorumlu, cesur ve bağımsız avukatların varlığına bağlıdır. Sonuç olarak insan hukukun amacı ve temelidir Adalet düşüncesinin ülkelerin sürekliliğini sağlayan temel direklerden en önemlisi olduğunu, Adaletsizliğin ise ülkelerin yıkımına yol açabileceğini başta biz hukukçular olmak üzere hiç kimsenin bir an bile aklından çıkarmaması gerekir.Tüm bu duygu ve düşüncelerle yeni Adli Yılın, Adliyemize, Hakim ve Savcılarımıza, Avukatlarımıza, Adli Personelimize ve Erzincan’ımıza hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.
KARS’A YENİ ADLİYE SARAYI YAPILACAK
Vali Ahmet Kara, Kars’ın bağımsız Adliye Sarayı’na kavuşacağını belirtti.
Kars Valisi Ahmet Kara, yeni yargı yılının bütün adliye camiasına hakimlere ve savcıları hayırlı olması dileğinde bulundu.
Adliye’nin sorunlarının olduğunu ifade eden vali Kara; “Adliye’nin sorunları var. Bunları biliyoruz. Zamanla hepsini telafi edeceğiz. Türkiye´mizde çoğu ilde bağımsız adliye sarayları olduğu halde, Kars’ta adliye sarayımız yoktur. Yakın zamanda ihalesi Başbakanlık Toplu Kanut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılacak adliye sarayımız yapım aşamasına geçecektir. İnanıyorum ki, Kars yakın zamanda bağımsız adliye sarayına kavuşacaktır” dedi.
KARS’A MODERN CEZAEVİ
Vali Ahmet Kara, Türkiye’nin en kötü cezaevlerinden birinin Kars’ta olduğunu kaydetti.
Kara; “Türkiye´nin en kötü ceza evlerinden biri ilimizde, cezaevinin yapımı için de yine süreç başlamıştır. Şu an devam etmektedir. Kars modern bir ceza evine kavuşacaktır. Bu sorunlarla birlikte yani bina ve mekan sorunu ile birlikte yargı mensuplarımızın çok fedakarca çalıştıklarını biliyoruz, görüyoruz. O açıdan adliye mensuplarını kutluyorum. Kars’a moderen bir ceza evi yapılacaktır” diye konuştu.
YENİ ADLİ YILIN AÇILIŞI DOLAYISYLA KARS’TA TÖREN DÜZENLENDİ
Kars’ta Yeni Adli yılın başlaması dolayısıyla Hükümet Konağı önünde bir tören düzenlendi. Yargıda ``toplu izin kullanımı`` anlamına gelen ve 1 Ağustos Cumartesi günü başlayan adli tatil, bugün sona erdi. Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Tamer Keskin ile birlikte Atatürk Anıtı’na çelenk koydu ardından Kars Barosu çelengini sundu. Saygı duruşu ve akabinde okunun İstiklal marşı ileyeni adli yıl başladı.
Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, yaptığı açıklamad; “2011-2012 Adli yılının barış, huzur ve hukukun üstünlüğünün sağlandığı bir yıl olmasını temenni ediyorum. Bu duygularla bütün yargı mensuplarının ve halkımızn yeni adli yılını kutluyorum” dedi.
Adli yılın açılış törenine Vali Ahmet Kara, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Tamer Keskin, Baro Başkanı Cevdet Ucungan, hakimler, savcılar, yargı mensupları ve bazı kurum amirleri katıldı.
Yeni Adli yılın başlaması dolayısıyla akşamda resepsiyon verilecek.
MUŞ'TA ADLİ YIL TÖRENLE BAŞLADI
- Muş'ta 2011-2012 Adli Yıl'ı düzenlenen törenle başladı.
Muş Hükümet Konağı meydanında düzenlenen törene Cumhuriyet Başsavcı Vekili Kemal Ali Karakaya, Adalet Komisyonu Başkanı Beytullah Bektaş, Baro Başkanı Sabahattin Göçmen ve yargı mensupları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törene, Atatürk Anıtı'na çelenklerin sunulmasıyla devam edildi. Törende bir konuşma yapan Baro Başkanı Sabahattin Göçmen, yargı alanda yapılacak reformların ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini ifade eden Sabahattin Göçmen, Türkiye'de barışın altyapısını oluşturacak evrensel hukuk ilkelerini kabul etmiş yeni bir anayasa altyapısı oluşturulmasını dilediklerini kaydetti.
MALATYA BAROSUNDAN AÇIKLAMA
"HALKIMIZ, GİYDİRİLEN DEMİR KORSEDEN KURTULMALI"
Malatya Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, yeni anayasanın yapılması gerektiğini belirterek, "Halkımızın kendisine giydirilen demir korseden bir an önce kurtulması gerekiyor" dedi.
Yeni adli yılın başlaması nedeniyle bir değerlendirme yapan Baro Başkanı Eyüp Kutlubay, "Yeni adli yılın, adaletin esas alındığı bir adli yıl dileği ile başta meslektaşlarımız olmak üzere hakim, savcı ve adliye personellerinin, tüm hukuk camiasının adli yılını kutluyorum. Malatya Adliyesi 1992 yılında faaliyete geçirilmiş, geçen 19 yıllık süre zarfında, Malatyamız gelişti, büyüdü ve adliyemiz şuanda ihtiyaçlara cevap verebilecek konumda değil. Adliyemizde daracık odalarda adliye hizmetleri verilmeyeçalışılmakta. Buda sağlıklı bir hizmet olamamakta. Öncelikle yeni bir adliye binasının yapılmasını istiyoruz. Malatya'nın ihtiyaçlarına cevap veren, sembol nitelikte bir adliye binası istiyoruz. Bu konuda geçen dönem çalışmalarımız vardı. Bu dönem de çalışmalarımız devam edecek. Bölge Adliye Mahkemelerinden birisinin de Malatya'ya kurulmasını istiyoruz. Malatya'nın mevcut durumu, ekonomik, sosyal ve gelişmişlik düzeyi ile bunu hak ettiğini düşünüyoruz. Şuan Bölge Adliye Mahkemelerinin sayısı 15bu sayının 20'ye çıkarılması gündemde. Bölge Adliye Mahkemelerinden birisini burada kurulmasını istiyoruz" diye konuştu.
Yeni anayasa ile ilgili Baro olarak ta bir çalışma yürüttüklerini belirten Baro Başkanı Kutlubay, "Öncelikle halkımızın, tüm siyasi partilerin mutabık olduğu bir şey var, oda yeni anayasadır. Halkımızın kendisine giydirilen demir korseden bir an önce kurtulması gerekiyor. Sivil bir anayasanın yapılması ve bu sivil anayasanın da, etnisiteden, ideolojiden, dinden uzak, tarafsız, yansız, bireyi merkeze alan bir anayasa istiyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Anayasa çalışmaları
somutlaştığında, bizde yeni bir anayasa ile ilgili görüşümüzü kamuoyu ile paylaşacağız" ifadelerini kaydetti.
AVRASYA HUKUK DERNEĞİ'NDEN YENİ ADLİ YIL AÇIKLAMASI
Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Avukat Mehmet Erensoy, yeni bir anayasanın acilen hazırlanması gerektiğini bildirdi.
Yeni adli yılın başlaması nedeniyle açıklama yapan Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Avukat Mehmet Erensoy, "Yargının en önemli ayaklarından birisi savunmadır. Hukuk ve demokrasinin ülkemizde tam olarak yerleşmesi için savunma makamına önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi, güçlenmesi ve savunulmasında avukatlar büyük paya sahiptir. Üstünlerin değil, hukukun üstün olduğu, daha demokratik bir ülke için herkesi kucaklayan yeni anayasanın acilen hazırlanması
gerekmektedir" ifadelerini kaydetti. Erensoy, tüm meslektaşlarının yeni adli yılını kutladı.
VAN'DA ADLİ YIL AÇILIŞI
Van Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, 2005 yılından itibaren güçlü bir yasalaşma sürecine girildiğini ve yargı sisteminde birçok değişiklik olduğunu belirterek, "Şüphesiz bu dönem zor bir dönemdi. İlk başta duyulan kaygılar giderildi. Yargının, işleyen ve toplumun işleyişlerine cevap veren bir sistem olduğu ortaya çıktı" dedi.
Van Valiliği önünde düzenlenen törenle 2011-2012 adli yılı açıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ile başlayan törende konuşan Van Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, Van Adliyesi'nde soruşturma ve kovuşturma süresinin 179 gün olarak ortaya çıktığını belirtti. Alper, 2010 yılı Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre, Türkiye'de kovuşturma ve soruşturmanın en hızlı olduğu ilin Van Adliyesi olduğunu söyleyerek, "Türkiye'de 2005 yılından itibaren güçlü bir yasalaşma sürecinegirdik. Birçok değişiklik oldu. Şüphesiz bu dönem zor bir dönemdi. Ancak Türk hakim ve cumhuriyet savcıları ile yargı mensupları, çalışmaları ve özverileriyle bu süreci son derece verimli bir şekilde atlattı. İlk başta duyulan kaygılar giderildi. Yargının işleyen, toplumun işleyişlerine cevap veren bir sistem olduğu ortaya çıkmıştır. Geçen dönem birtakım hedeflerimizi ifade etmiştik" ifadelerini kullandı.
VAN'A 3 YENİ CEZAEVİ
Alper, Van'daki cezaevlerinin ihtiyacı karşılamadığını, beklenen sayının çok üzerinde tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu belirtti. Tutuklu ve hükümlülerin daha iyi şartlarda yaşayabilmelerinin önemine vurgu yapan Van Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, "Van'da 3 yeni cezaevi projesi tamamlandı ve ihale aşamasına getirildi. Ayrıca Van'a Adli Tıp Kurumu'nun kurulmasıyla ilgili de valiliğin olumlu yazısı doğrultusunda, Sağlık Bakanlığından tahsis bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Törene, Emniyet Müdür Yardımcısı Ünal Kuzucu ile hakim, savcı ve adliye personeli katıldı.
YARGITAY BAŞKANI NAZIM KAYNAK:
"BİREYSEL BAŞVURU HAKKI İŞ YÜKÜNÜ ARTIRABİLİR"
Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Anayasa Mahkemesi'ne tanınan 'Bireysel Başvuru Hakkı'nın uygulanmaya başlamasıyla başvuru yapanların sayısının yüz binleri bulması halinde yeni bir iş yoğunluğu oluşacağına dikkat çekerek, "Özellikle yaşanabilecek olası gecikmeler, bireysel başvuru yolunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde ileri sürülebilecek ayrı bir ihlal nedeni haline getirmemelidir" dedi.
2011-2012 Adli Yıl açılış töreninde konuşan Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, tutuklamalar sırasında koruma tedbirlerine başvurmanın gerekli olup olmadığına takdir etme yetkisinin soruşturma ve kovuşturma makamlarına ait olduğunu belirtti. Kaynak, ''Soruşturma ve kovuşturma sırasında gerekmediği halde koruma tedbirlerine başvurmak insan hak ve özgürlüklerinin ihlali bakımından ne kadar yanlış ise gerektiği halde bu tedbirleri uygulamamak da soruşturma ve kovuşturmanın selameti açısından sakıncalı sonuçlardoğurabilir. Nitekim bu konudaki kararlara karşı Ceza Muhakemesi Kanununun sistematiği içerisinde yasa yollarına başvurmak mümkündür'' dedi.
TUTUKLU SAYISININ FAZLA OLMASININ SEBEBİ İŞ YOĞUNLU
Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Türkiye'deki tutuklu sayısının başka ülkelerle kıyaslandığında sayının fazla olmasının sebebinin tutuklu müessesesinin hatalı uygulamalarından çok iş yoğunluğu ve buna benzer sebeplerle davaların makul sürede bitirilememesi olduğunu ifade etti. Kaynak, şunları söyledi:
"Yargının iş yüküne, fiziksel imkan ve personel yetersizliğine bağlı olarak gelişen yavaş işlemesi sorunu göz önünde tutulmadan salt tutuklama sürelerinden yola çıkılarak uzun tutukluluk sorununa çözüm aramak, bugünden öngörülemeyen sakıncalı başka sonuçlara sebebiyet verebilecektir. Nitekim kanundaki süre sınırlaması sebebiyle bazı Ceza Dairelerimizce gerçekleştirilen tahliyeler nedeniyle Yargıtay'a yöneltilen haksız eleştiriler hafızalardadır.''
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Yargıtay Başkanı Kaynak, konuşması sırasında yeni Anayasa çalışmalarına da değindi. Kaynak, yapılacak olan yeni Anayasa'nın toplumun beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayan, demokratik standartlara uygun, temel hak ve özgürlükleri koruyan, çoğulcu, uzlaştırıcı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkesini önde tutan bir anlayışla hazırlanması gerektiğini söyledi. Yeni Anayasa'nın katılımcı bir anlayışla hazırlanması gerektiğini belirten Kaynak, Anayasa'nın toplumun değerlerine aykırılık teşkil etmemesigerektiğine dikkat çekti. Kaynak ayrıca, yeni Anayasa hazırlanırken yüksek mahkemelerin, ilk derece mahkemelerinin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, barolar ve üniversitelerin görüşlerine de başvurulmasının yerinde olacağını kaydetti.
Bu arada Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, konuşması sırasında ise bir talihsizlik yaşayarak kürsüde bulunan su bardağını yere düşürerek kırdı.
BİREYSEL BAŞVURU HAKKI İŞ YÜKÜNÜ ARTIRIR
Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuruları azaltmak amacıyla Anayasa Mahkemesi'ne tanınan bireysel başvuru hakkının 23 Eylül 2012 tarihinde uygulanmaya başlanmasıyla sayının yüz binleri bulması durumunda iş yükünün artacağına dikkat çeken Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, "Özellikle yaşanabilecek olası gecikmeler, bireysel başvuru yolunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde ileri sürülebilecek ayrı bir ihlal nedine haline getirmemelidir" diye konuştu.
Bireysel başvuruların yüz binleri bulması durumunda yeni bir iş yükü oluşacağına dikkat çeken Kaynak şöyle devam etti: ''Anılan mahkemenin yaklaşımı ise ülkemizdeki uygulamaya bakarak bu niteliği belirlemek şeklindedir. Bu bağlamda, 23 Eylül 2012 tarihinde uygulamaya başlandığında, ilk anda ve yılda ne kadar başvuru olabileceğini tahmin etmek zor olmakla birlikte, toplumumuzdaki dava açma ve tanınan tüm yasal yolları tüketme eğilimi de gözetildiğinde, bu sayının yüz binleri bulması durumunda böyle bir iş yüküyle nasıl baş edilebileceği, üzerinde durulması gereken çok önemli bir husustur. Özellikle yaşanabilecek olası
gecikmeler, bireysel başvuru yolunu AİHM'de ileri sürülebilecek ayrı bir ihlal nedeni haline getirmemelidir.''
Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Yargıtay'daki iş yükünün altından kalkılmaz ölçüde artmış olmasının Yargıtay mensuplarının çalışma yoğunluğuyla ilgili olmadığını belirterek, "Zira Yargıtay binaları 7 gün 24 saat açıktır. Özellikle tetki hakimlerinin iş yerinde çalışmakla yetinmeyip, dosyaları evlerine götürdükleri, hafta sonları dahil mesai saatleri dışında da çalıştıkları malumdur. Buna rağmen iş sayısı azalmamakta, aksine sürekli artış göstermektedir" diye konuştu.
Durumun hiç de iç açıcı olmadığını belirten Kaynak, Almanya'nın nüfusunun Türkiye'den daha fazla olduğunu, fakat Türkiye'de bir yılda bakılan iş miktarının Almanya Yüksek Mahkemesi'nde bakılan iş miktarına kıyasla 173 kat daha fazla olduğunun altını çizdi.