‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ diyen Peygamberin ümmeti olarak birbirimizle yardımlaşamaya ne kadar önem veriyoruz? Yakutiye Müftüsü Osman Yazıcı, yardımlaşmanın önemine dikkat çektikten sonra, günümüzde yardımlaşmanın ne durumda olduğunu sorguladı. Yazıcı, yardımlaşmanın sadece para ve yiyecek olarak anlaşılmaması gerektiğine de vurgu yaptı.
YA YARDIM EDİN YA DA YARDIM YOLU BULUN
Yazıcı, “Yüce dinimiz yardımlaşma konusuna büyük bir önem verir. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette insanların birbirleriyle yardımlaşmaları emredilmiştir. Efendimizde bu yardımlaşmanın hangi ölçülerde ve nasıl yapılacağı hususunda bizlere yol göstermiştir. Biz yardımlaşma denilince daha ziyade fakir bir insana yiyecek veya para verme konusunu anlıyoruz. Ancak yardım insanın kendinde var olandan diğerine vermesi olarak algılanması anlaşılması gerekir. İlmi olan ilmiyle, gücü olan gücüyle, parası olan parasıyla yardım eden. Peygamber Efendimiz Yükü olan bir insana hayvanını yüklerken yardım etmen senin için bir sadakadır. Bir yol soran birine rehberlik etmek, yoldaki insanların geçişine eziyet veren bir taşı yoldan kaldırmak sadaka olarak kabul edilmiştir. Sadaka denilince sadece para vermek veya yiyecek vermek algılanmamalı, onun ötesinde bizde var olup da karşımızdaki insanın ihtiyacı olan her şeyin ona verilmesi sadakadır ve yardımdır. Bu kapsamda yardım daha geniş ve şuurlu bir bağ, ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Yardımın çeşitli ölçüleri var. Bir insanın elinde olandan karşısındaki insana vermesi veyahutsa kardeşimdir diyerek elindeki onunla paylaşması en güzel örneklerdir. Ancak, Yüce dinimizde Müslümanların birbirleriyle yardımlaşması bununla da sınırlı olarak kalmamış ihtiyacı olan kardeşini kendisine tercih etmiştir. İsar, kendisi ihtiyaçlı iken kardeşini kendi nefsine tercih etmesidir. Yermük savaşında ölüm halinde olan sahabe kendisine uzatılan suyu, su isteyen bir sese iade etmiştir. Aşlık ve kıtlık yıllarında, evine bir koyun kellesi gelen sahabe, onu kendisi kabul etmemiş, kendisinden daha ihtiyaçlı olduğu nu düşündüğü insanlarla paylaşmıştır ki biz ona yardımlaşmanın en üst seviyesi anlamında isar diyoruz. Yüce dinimiz birbirimiz sevmemizi, birbirimizin dertleriyle dertlenmemizi bizden istemektedir. Bunun için Peygamberimiz, ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ buyurmak suretiyle; biz mutlaka yanımızdaki insanları, bilmeliyiz, tanımalıyız, neye ihtiyaçları var ise o ihtiyaçların giderilmesine de çalışmalıyız. Sahabelerden birisi Peygamberimizin huzuruna gelir ve derki; ‘Ben günlerdir boğazımdan aşağı bir lokma geçmedi, takatim ve gücüm kalmadı.’ Efendimiz önce evine haber gönderir, kendi evlerinde yiyecek bir şey var mı? sorar, fakat evinde hiçbir şey yiyecek bir şey olmadığı haberi gelince, sahabeye dönerek ‘kim bunu Allah rızası için doyurur?’ diye sorar. Bu hadise bizlere şunu anlatıyor, bizden bir şey isteyen kimsenin ihtiyacını biz karşılamalıyız. Eğer biz bu ihtiyacı karşılayamıyor isek o zaman bunun kimin tarafından karşılanabileceğini düşünmeli ve o kişiye yönlendirerek bu yardımın ihtiyaç sahibine ulaşması için elimizden geleni gayreti sarf etmeliyiz.” dedi.
‘BİRBİRİMİZİ TANIMADAN SEVGİ TOPLUMU OLUŞMAZ’
Toplumun daha güzel bir hale gelmesi için yardımlaşmanın önemine değinen Yazıcı, “‘Bende yok git işine bak’ diye başımızdan salmak İslami bir anlayışla bağdaşmaz. Müslüman’ın derdiyle dertlenmek ona yardım etmek bizim vazifemizdir. Ancak günümüzde yardımlaşmanın gereğince yapılamadığına şahit oluyoruz. Bunun sebebi de, birbirlerimizle ilişkilerimizi kopardık. Aile, arkadaşlık bağlarımız, komşuluk ilişkilerimiz zayıfladı. Dolayısıyla karşımızdaki el açan insanın gerçekten yardıma muhtaç olup-olmadığından haberdar değiliz. Bu cümleden olmak üzere, özellikle yakın çevremizden başlayarak onların durumlarından haberdar olmalıyız, halleriyle hemhal olmalıyız, sıkıntılarını bilmeli ve sıkıntılarını bildikten sonrada mutlaka gidermenin yollarını aramalıyız. Çünkü Yüce dinimiz bizi birbirimize kardeş yapmıştır. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bu kardeşlik köprülerini kurduğumuz zaman şuanda içerisinde yaşadığımız bunalımlı ve sıkıntılı ortamdan da inşallah kurtulacağımıza, İslam’ın bu sevgi köprüsüyle birleşip buluşacağımıza, sadece camide yan yana, omuz omuza safta durmak yerine gönül bağlarını da kurup güzel bir şekilde sevgi toplumu oluşturabileceğimize inanıyorum. Yeter ki biz bu niyet içersinde olalım.” diye konuştu.