Bir garlp kul Kardeşime!.. Ben onlar gibi üniversitede kariyer yapmıyorum ve mesleğim de bilim,araştırma,patent değil.Bütün bunlar ve katma değeri yüksek teknolojik eser üretmek onların işleri ve asli görevleri.Biz bu Devlet-i Âliyye 32 yıl hizmet verdik ve yaptıklarımız bellidir.
Kendimi hiç küçük görmedim,eleştirdiğim kişileri de göevlerini yapmadıkları için eleştiririm.Ben buluş niye yapacağım ki?Bu benim görevim değil ve o hocaların imkanları da bende yok.Onların sahip oldukları imkanlar bende olsa belki inanıyorum ki rahatlıkla yapabilirim.
Kardeşim sen belli ki saçmalıyorsun.Sorumlu olanlara laf etmiyor,onları sorgulamıyorsun,hiç sorumluluğu olmayanlara görev çıkarıyorsun.Bizim Erzurum tabiriyle belli ki sen "Sap yiyip saman çıkarıyorsun" Benim o bilim adamı dostum, rektörlük için aday oldu, dekanlık yaptı,birçok meslek yüksek okulunda müdürlük yaptı,buralarda çok büyük faaliyetler yaptı.Üniversiteyi de avucunun içi gibi biliyor,çok çok da faal.Şu anda da bir çok yüksek lisans telebesi var.Yukarıda ve diğer yorumumda söylediklerimi o da söylüyor
kabul ediyor ve şikayet ediyor.Sen de üniversitenin avukatlığını yapıyorsun,yağ çekiyorsun amma üniversiteden haberin yok.
Bizim bu şehire yaptığımız hizmetleri sayarsak dudakların uçuklar.Hem böyle bir şeylere de girmeyiz.Hem biz böyle olduğumuz için sorguluyoruz,soruyoruz ve eleştiriyoruz.Sıradan olsa idik bunları hiç yazamazdık,yazmazdık,"neme lazım"derdik.
Bize bilgi vermeye kalkışma.Biz hem çok okuruz hem de çok yazarız.Bu demagojileri bırak da adam gibi yaz.Saçmalama.Bize ne yol göster ne de akıl fikir ver.Parasız avukat efendi, bunu sen istedin. Şunu çok iyi bil ki:Üniversitelerin asli ve birinci görevleri;bilim,bilişim,teknoloji,üretmek,patent almak yüksek düzeyde araştırma yapmak
katma değeri yüksek teknoloji eseri üretmek bunları satıp ülke ekonomisine katkıda bulunmak ülke insanının refahını ve hayat seviyesini yükseltmek ürettiği teknolojik eserlerle de dünya insanlığına hizmet etmektir.Adamlar üniversiteleri bunun için kurdular.Yoksa yan gel yet diye üniversite kurulmadı.Şimdi,parasız avukat efendi soruyorum size: Bu üniversite bunlardan hangisini yaptı? Hiç birisini.Çünkü yaptığı bir şey yok ki.Peki Nobel Ödülü alan bir akademisyen var mı? Yok.Çünkü,bu ödülü alanlar çok çalışan ve üretenlerdir.Mesela 56 yıllık ziraat fakültesinin bu şehire ve bu bölgeye,üretip de verdiği,bir hayvan,bir tohum cinsi var mı? Yok.Bu şehir yıllarca İsrail bilim adamlarının üretttiği hibrit tohumlarını ekmedi mi? Ekti.Halen ekiyor.
Peki senin bu avukatlığını yaptıkların işi değil mi bütün bu saydıklarım? Evet.Peki neden yapmıyorlar?Çünkü bu işler çok hem de çok çok çalışmak ister.ABD,AB,Japon bilim adamları,yukarıda saydıklarımızı yata yata değil,gece gündüz,mesai mefhumu gözeteden çalışarak yaptılar.Ama senin üniversiten ve üniversitelerin ise Ali Yurtgezen'in çok güzel ifadesiyle " Mâlumat yüksek okullar"
Zamanlarını, gayr-i safi milli hasıladan yüklü pay kapmakla geçiriyorlar ama ortada bilim,teknoloji,üretim adına bir şey yok.
Mesela batı üniversitelerinin bir ruhu vardır.Türkiye'de üniversitelerin ise ideolojik putları vardır.Yedikleri ekmeğin asıl sahibi olan,bu asil ve yüce büyük Türk Milletini tanımazlar.Liyakat sahipleri üniversiteye giremezler.Çünkü üniversiteler cemaatlerin,tarikatların,ülkücülerin,milliyetçilerin,laik,ulusalcı ve sözde Atatürkçülerin tasallutu altındadır.Bu üniversiteler yıllarca irfan ve ilimden kaçanların kurduğu anaysal bir derebeyliktir.Yıllarca bilim, bilişim, teknolojiyle uğraşmadılar,asli görevlerini yapmadılar,üniversiteleri bir bilim yuvası değil de bir ideoloji yuvası yaptılar.Yüz karası darbeci,cuntacı,vesayetçi ve statükocuların emirleriyle hareket ettiler,bilimi bir tarafa ittiler ve üniversiteleri bir kışla haline çevrdiler, onlardan emirler alarak üniversite yönettiler,hiç hakkı olmayanlara lokma gibi fahri doktoralar verdiler,kışlalara giderek cuntacı ve darbecileri ayakta alkışladılar.
Yıllarca üniforma zihniyetiyle çalıştılar.
Yıllarca mensupları üzerinde baskı kurarak onları tek tipleştirmeyi,ezmeyi,imha etmeyi ve fişlemeyi yaptılar.Kendileri dışında düşünenleri hiç sevmediler.Bu halleri ile bu ülkenin nesillerini mahvettiler.Bu kışla zihniyetinin biz bu güne kadar ışığını görmedik.Yıllarca ABD,AB ve Rusya'nın teknolojisini değil de düşüncelerini bu ülkeye taşıdılar.Hani yaptıkları bizim de övünüp gururlanacağımız bir veya birkaç teknolojik eserleri var mıdır? Mesela bir telefon,faks, bilbisayar,yazılım programları,uçak, otomobil,otobüs(Mesela Anadol taksi vardı bizimdi bunu da iş adamları üretti)askeri malzemeler,ilaçlar vb.vb.vb. Mesela Singapur bu dediklerimizi yaparak yeterli ve nitelikli üniversite eğitimi yaptığı için,milli gelirini,300 dolardan,30.000 dolara çıkattı. Ya biz?... Efendi,efendi üniversiteler bilgi aktarılan ve belletilen yerler değil,bilgi üretebilen ve araştırma yapılan yerlerdir.Bu üniversitelerde atalet vardır.En kısa zamanda bundan kurtulmalıdırlar.Bu üniversitelerde ihtisaslaşma yoktur.
"Tekkeyi bekleyen çorbayı içer" zihniyeti hakimdir.Teknolojiye dönüşmeyen,toplumun gelişmesine ve refahına katkısı olmayan bilimin temellerini sorgulamayan üniversite üniversite olamaz,yayınlarının da bir önemi yoktur.Bunlar da bu üniversitelerde ne yazık ki vardır.Mesela Harwar'da 17, Berkley'de 13,Stanford üniversitesinde 14 milyon kitap varken,bizim 160 üniversitemizde toplam 3 milyon kitap vardır ve durumları içler acısıdır.Bu çağ bilim çağıdır.Bu çağda yapılan işlere bilgi katmadıkça sürdürülebilir kalkınma hayaldir.Bunu da yapacak üniversitelerdir o da bunlarda yoktur.Mesela 2012 yılı dünyada patent oranları;ABD %29,Japonya,Çin,G.Kore,
Almanya % 10 iken,bizim oranımız sadece %0.29.Bunun Türkçesi;yüzde 1'in,üçte birinden bile düşük.Halbuki icat ve patenler hep yüksek katma değer üretmeye vesile olmaktadır.Mesela Google,Facebook, Twitter,yazılımla 100 milyar dolarlarla ifade edilen sermaye gücüne sahip olduklarından,dünyanın sosyal yapısını savuran,sallayan tesire sahipler.Bütün bunlar,üniversitelerin buluşlarıdır.Yüksek teknoloji ürünlerinin toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payı,OECD ortalamasının 3.8 kat altındadır.İleri tekonolojinin payı bzde %2 iken, bu oran AB'de % 16 ve % 34 arasındadır.Senin bu avukatlığını yaptığın üniversiten,ne yazık ki her yıl yayınlanan dünyanın ilk 100,200,500 üniversitesi içerisinde yoktur.3300 üniversite içerisinde 890.ncı sıradadır ki bu sıralamayı yapanlar,500'den sonrakileri,demek istemiyorum,bunlara bir isim verirler öyle adlandırılar.Efendi,
efendi yazacaklarım çoktur,fakat biz muhtasar kıldık.Şunu size diyebilirim ki rahmetli hemşemrimiz Nurettin Topçu'nun da dediği gibi " İlim,üniversiteden kaçarak kendini kurtarmıştır ve Türkiye'de ilim
üniversite dışındadır." Prof.Dr. Kemal Sayar da " Mafya örgütleri gibi işlemektedir.Herkes biribirinin suçunu bildiği için kimse suçunu söyleyemez.
Liyakatsizlik, akademik kadrolarda hayalet gib dolaşmaktadır.Adam kayırma,
partizanlık(Bu çok vahimdir.Eğer partizanlık üniversitelere girmişse bunları yazmamız boşunadır.Vah vaaaah),
menfaat örgütlenmeleri üniversitede kol gezmektedir.Fikrinden dolayı,meslektaşı tarafından ihbar edilen,ispiyonlanan sözde üniversiteler bu ülkededir." demektedir.
Bunu üniversitenin içindeki bir akademisyen söylediğine göre, fazla söze gerek yoktur. Bu aziz,necip,yüce,büyük Türk Milleti'nin parasına çok yazık omaktadır.Yazık hem de çok yazık ki bu paralar heba edilmektedir ve gereği de yıllardır yapılamaktadır.
Selamlar.