BÜLENT MAVZER(İHA) - Ağrı Dağı eteklerindeki Korhan Yaylası sakinleri atalarının geleneğini sürdürüyor. Iğdır Korhan Yaylası'nda yaşayan Geloyi Aşireti mensubu kadınlar, sacda ekmek pişirip koyun sağmakla uğraşırken, erkekler de hayvanları otlatıyor. Yayladaki nişanlı genç kızlar ise, bir yandan ailelerine yardım ederken, bir yandan ise kıl çadırda bir araya gelerek çeyizlerini tamamlama telaşı içerisinde çeşitli örgüler örüyorlar.
Günledik yayla işini bitirdikten sonra kendi akrabalarından nişanlı kızlarla kıl çadırda bir araya gelen Ayşe Karapınar, Korhan Yaylası'na ailelerine yardım etmek için geldiğini, gündelik işlerinden boş kalan vaktinde isi çeyizindeki eksikleri tamamladığını söyledi. Karapınar, "Yayla ortamını çok seviyorum, küçüklüğümden beri buraya her yıl ailece geliyoruz. Yaklaşık 4 ile 5 ay burada kalıyoruz. Buranın havası ve doğası çok güzel" dedi.
'TEK SIKINTILARI SU VE ELEKTRİK'
Korhan Yaylası sakinleri, su ve elektriğin olmamasının zaten zor olan yayla hayatını daha da zorlaştırdığını belirttiler. Bir diğer nişanlı kız Berfin Karapınar, "Yaylamızda su olmadığından, Ağrı Dağı'nın yüksek kesimlerinden karlardan eriyen ve 4 kilometre ileride akan suyu eşekler ile taşıyıp ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Yayalımızın içinden elektrik hattı geçiyor. Fakat biz bu elektrikten faydalanmıyoruz. Teknolojiden uzak olmak bize çok zor geliyor. En sıkıntılısı ise cep telefonlarımız şarj edecekimkan bulmadığımızdan, büyük şehirlere çalışmaya giden nişanlılarımızla konuşamıyoruz" diye konuştu.
'40 YILDIR BU YAYLAYA GELİYOR'
Hayvanları uzaktaki su birikintisinde sulamak için götüren ve 40 yıldır bu yaylaya geldiğini belirtti yaşlı kadın, "Ben yaşlıyım, her gün bu kilometrelerce yürüyüp hayvanlarımı suluyorum. Artık dizlerim tutmuyor, bu da zor oluyor. Bir de sıkıntım ise cep teflonu burada çekmiyor. Yüksek yerlere çıkıp konuşmam lazım, o da benim için çok zor oluyor. Elektrik olmadığı için teflonumun şarjı edemiyoruz" dedi.
Bir diğer yayla sakini Gülcan Taşçelik ise yaylarında sağlıklı içme suyu olmadığı için çocuklarının hastalanmasından korktuğunu belirtti. Taşçelik, "Kaynak suyumuz yok. Suyu da traktörü olan traktör ile olmayan eşek ile taşıyarak getiriyor. Gördüğünüz gibi taşıma suyu ile getirdiğimiz su ile elbise yıkıyorum. Elektrik olmadığı için çamaşır makinesi ve elektrikli yayık makinesini kullanamıyoruz. Bu da bizim işimizi zorluyor" şeklinde konuştu.